tattoo | chanlix

By liseanthes

84.3K 7.6K 3.6K

Felix dövme yaptırmak için Chan'ın dükkanına gitmişti. ••• hyunin, seungbin, minsung •texting & düzyazı More

one
two
three
four
five
six
seven
nine
ten
eleven
twelve
thirteen
fourteen
fifteen
sixteen
seventeen
eighteen
nineteen
twenty
twenty one
twenty two
twenty three
twenty four
twenty five
twenty six
twenty seven
twenty eight
twenty nine
thirty | f

eight

3K 313 147
By liseanthes

Her zamanki gibi sokakta beslediğim köpeklerin mamalarını vermek için özensiz bir halde pembe eşofman takımım ve bere kombinimle dışarı çıkmıştım. Yol boyu ilerleyerek ara ara boş ve rahat yiyebileceklerini düşündüğüm yerlere mama döküyordum ve ne ara caddeye geldiğimin farkına varmamıştım bile.

Kalabalık caddenin içinde rahat yemek yiyebilecekleri yer pek olmasa da uygun bulduğum birkaç yere mama dökmüştüm ki durduğum bir yerdeki dükkanın sahibi durduk yere bana hayvanları oraya çektiğim ve onlara yüz verdiğim tarzı şeyler bağırmaya başladı.

Gel de anasını sikme.

"Ya sus aptal. Senin gibi döl israfları yüzünden ilerleyemiyoruz. Sen yemek yerken önünden alıyorlar mı?"

"Ne diyorsun lan sen?"

Karşılık versem de düşüncesi değişmeyecekti ne olsa. Aptal hep aptaldı.

Mamalar ona değse köpeklerin yemesine kıyamazdım.

Bu yüzden ben de elimdeki mama paketinin ağzını sıkıp içinden mama dökülmemesine dikkat ederek adamın kafasına geçirdim.
Yaptığımın çok da doğru olmadığını bilsem de böyle insanlara katlanamadığım için anlık bir hareket yapmıştım ve o an adamın benden şikayetçi olabileceğini düşünmemiştim bu yüzden bunun aklıma gelmesiyle adama orta parmak çekip, biraz da sövüp koşarak oradan kaçmaya başladım.

Adam bağırarak beni takip etmeye başladığında ise evime gitmek için kullandığım yola geçmemiştim çünkü o yolda çok rahat görülebilirdim ve bunu riske atamazdım.

Ben de aklıma gelen en mantıklı şeyi yaptım.

Kalabalığın arasına girip gözden kaybolduktan sonra Chan'ın dükkanına koşar adımlarla ilerledim.

Nefes nefese kalmış bir şekilde içeri girdiğimde koltukta oturan Chan ve yanındaki kalıplı çocukla karşılaştığımda ikisi de olayın garipliğiyle bana bakmaya başlamıştı.

"Felix?" Kaşlarını çatarak yanınıza ilerleyen bir Bang Chan nefesinizi düzenlememize hiç de yardımcı olmuyordu. "İyi misin? Ne bu halin?"

"Bu Felix mi?" dedi koltukta bize bakan çocuk Chan yavaşça dirseğimden tutarken. Gözlerimi kırpıştırarak kafa salladığımda Chan hâlâ beni süzüyordu. "Su-" diyerek başladığım cümlemi bitiremeden hareketlenmesiyle ise kendimi ilerdeki koltuklardan birine attım.

"Selam, Felix ben. Gerçi biliyormuşsun ama olsun. Chan'ın arkadaşı olmalısın?"

Arkadaşısındır değil mi?

"Al bakalım." Suyu bana uzattığında hafifçe gülümsemiş ve suyu içmeye başlamıştım. Chan ise karşıma oturup beklemeye başlamıştı.

"Evet Changbin ben, arkadaşıyım." Anlıyorum dercesine gözlerimi kırptım bir yandan da onu süzerken. Boyu kısa gözüküyordu ancak o kadar yapılıydı ki Seungmin bu ortamda olsa 1.75 altı olmaz kuralını yıkıp atacağına neredeyse emindim.

Su bardağını masaya bırakıp beremi çıkarttım. "Kusura bakmayın sizi böldüm ama kaçacak bir yer lazımdı."

Kaşlarını çattı ikisi de. Çekingen bir şekilde ellerime indirdim bakışlarımı.

"Şey, birinin kafasına şununla vurdum da." Kapının yanına bıraktığım mama paketine döndürdüler bakışlarını.

"Kafasına?"

"Ya şimdi ben köpeklere mama vermek için dışarı çıktım bayağı ilerlemişim caddeye geldiğimi fark etmedim ama elimde mama kalmıştı ben de çok kalabalık olmasına rağmen boşta kalan yerlere biraz mama döktüm sonuçta orada da hayvanlar var aç mı kalsınlar? Sonra birisi çıkıp bana bağırmaya başladı neymiş onlara yüz veriyormuşum da oraya çeliyormuşum hepsini. Orospu çocuğuna bak böyleleri yemin ederim döl israfı. Ben de sinirlendim adamın kafasına geçirdim mama pakedini ama şikayet edebileceği falan geldi aklıma sonradan. Kaçmaya başladım işte en yakınımda burası vardı buraya geldim. Sizi böldüğüm için tekrardan özür dilerim." Derin bir nefes alarak arkama yaslandım.

"O kim ya? Göstersene bana neresi o dükkan."

Saçmalama dercesine güldü adının Changbin olduğunu öğrendiğim çocuk. "Aynen Felix göstersene neresi bakalım ne yapacak bu."

Kaşlarımı çattım. "Saçmalama. Bugün de ölmekten kurtulduğuma göre gideyim."
diyerek ayaklandım.

"Nereye? Katılsaydın bize işin yoksa. Geleli daha iki dakika olmadı." dedi Changbin.

"Yok ya gideyim. Yapacaklarım var hem bu kadar dışarda durmak yoktu planımda yarım saati geçmeden dönmem gerekiyordu. Adamdan kaçtığıma göre ve sizi de çok bölmemişken gideyim. Şu üstüme başıma baksanıza zaten." diyerek üstümü gösterdim. Pembe eşofman takımımla pek de iyi gözüktüğüm söylenemezdi. Hem de Chan'ın karşısında uzun süre böyle durmak istemiyordum. Utanç vericiydi.

"Gayet güzelsin." Yana yatırdığı başıyla bana bakarken söylediği cümleyle odada oluşan sessizlik üçümüzün de bu cümleyi beklemediğini gösteriyordu.

Changbin "Takımı mı?" diye sordu tek kaşını kaldırarak ve ona dönmemizi sağlayarak. Salak değildim, Chan'ı deniyordu ya da ona bir şey ima ediyordu.

"Hayır." dedi Chan. "Takımı da güzel de ben Felix'ten bahsediyordum."

"Şey, teşekkür ederim? Görüşürüz." Hızlı adımlarla kaçmaya başladığım sırada yolumun yarısında duyduğum bir kahkaha ile durdum.

"Lix?"

LİX. LİX Mİ?

"Bunu unuttun." diyerek elindeki bereyi gösterdiğinde gözlerimi kapadım sıkıca.

Salak, salaksın.

"Unuturum b-." Yavaşça gözlerimi açtığımda dibimde olduğunu görmemle duraksadım. Beremin olduğu eline bakarak ona uzandım ancak elini benden uzaklaştırmıştı.

"Versene." Kaşlarımı çattım huysuzca.

"Yüzüme baksana." Çattığım kaşlarımla yüzüne bakmak için başımı kaldırdığımda yakın olacağımızın bilinciyle yüzüne baktım.
Göz göze geldiğimizde kesik bir nefes verdim.

"Sen bana Lix mi dedin?" gamzelerini göstererek gülümsedi. "Hm, hoşuna gitmedi mi?"

"Gitti." Sen ne dersen, ne yaparsan gidecek zaten.

"Sevindim." diyerek elini saçlarıma getirip ön kısımlarını düzelterek geriye attı ve elindeki lila bereyi başıma geçirdikten sonra arkamda kalan askılıktaki ceketi omzuma bıraktı.

"Neden üstüne bir şey almadan dışarı çıktın ki? Akşamları serin oluyor."

"Dedim ya çok durmayacaktım. Evimin etrafında olacaktım sadece o yüzden ihtiyacım olmaz diye düşündüm."

Biz şu an ne yapıyorduk? Ben neden sorgulamadan her şeye cevap verip açıklama yapıyordum ve o neden benimle bu şekilde ilgileniyordu?

"Doğru. Neyse kaldır bakalım kollarını." İçimdeki çığlık atan Felix'i susturmaya çalışarak kollarımı kaldırdım ve ceketin kollarını geçirmesini izledim. En sonunda bir adım geriye giderek beni süzdü

"Böyle daha da güzel oldun."



🖇


Chan🥵:
kaç bakalım
ayrıca bunu kabul etmiyorum iki dakika bile durmadın

felix:
özür dilerim ama kaçacak bir yere ihtiyacım vardı
ama adamdan
senden değil.

Chan:🥵
yani kullanıldım?
bu daha da kötü hissettirdi...

felix:
YA HAYIR
NE DEMEK KULLANILDIM
kullanmadım sadece ihtiyacım vardı özür dilerim öyle hissettiysem
arkadaşınlaydın hem çok alakasız olurdu durmam
utandım da zaten
istersen buluşabiliriz sonra telafi ederim
hem ceketini de vermem gerekiyor

Chan🥵:
lix
şaka yapıyorum
ama buluşmaya hayır demem

felix:
sen çok fenasın...
ne zaman müsaitsen söyle
dükkana gelirim

Chan🥵:
dükkana gelmekle uğraşma
konumunu at istersen ben seni alırım
akşam boşum ama senin için sıkıntı olur mu?
istersen sinemaya gidebiliriz

felix:
yok benim için hiç sıkıntı değil
sinema da güzel bir plan

Chan🥵:
anlaştık
döneceğim sana

felix:
tammmmmmmmam😽

Chan🥵:
yine alışkanlık mı?

felix:
hayır
bu sefer sadece atmak istedim🙃

Chan🥵:
siktir oradan|

   (görüldü)











ben düz yazı yazamıyorum AAAAAAAAAAAA


belli düz yazı yazamadığın

Continue Reading

You'll Also Like

3.8K 450 27
Büyük yıldız Sim Jaeyun, tüm vücudunu kapsayan sayısız estetik ameliyatlar geçirir. Böylece herkes tarafından bir güzellik ikonu olarak görülür. Anca...
2.4K 186 14
Yeonjun bir yakuza üyesidir. Soobin ise okul temsilcisi. Yeonjun ve Soobin arasındaki bitmek bilmeyen atışmalar ise bütün okulda son derece popüler...
4.5K 357 13
Bunu yapmak istemiyorum Ama zorundasın Yeonjun...
10.4K 1K 15
jwoo: San Bana kaykay öğretir misin -woosan, yeonbin ve yungi / texting