Planları dahilinde bu yoktu.
Yani aptal bir oğlanın keyfini kaçırmak için Kenan'a zorla bilet aldırıp,bir de onu bir daha pataklamak falan filan yani. Küçük detaylardı bunlar. Kutay acıyla iki büklüm kendisinden özür dileyen Kenan'a "Topla valizini."diye mırıldanıp kaçıp gitmişti arka tellerden.
Yarın gece ,cuma gece, yola çıkılıyordu ve Kutay ufaktan planını hazırlamıştı. Uygar aşkını itiraf edecekti Tayfun'a. Ve bütün bunları mahvedecekti Kutay.
İkisinin de mutsuzluğunu görmek istiyordu. Uygar'ın red yemesini ,tiksinilmesini. Tayfun'un herkese rezil olmasını istiyordu Kutay.
Onların canları çıkana kadar,yok olana kadar ağlamalarını izlemek istiyordu.
------------------------------------------------------
"En arkayı fulleyelim."diye buyurdu Zeliş uykulu bir tavırla.
"Teker hareket ettikçe zıplamak istemiyorum."dedi Kutay emredip elini arkadan iki ön sıraya uzatırken. "Dökülün!"
"T-Tamam."dedi Kenan korkuyla.
"Yolda kusanı sikerim."diye gergin bir bakış attı kapşonunu çeken Kutay. "Ses çıkaranı sikerim. Yemek yememe karışanı sikerim. Molalarda sigaramın bitmesini beklemeyeni sikerim."
"T-Tamam abi."diye mırıldandı Caner emre ittat edercesine arkanın bir önüne yerleşirken.
"Cam kenarı benim,Caner benim yanımda. Kenan siktir git gözümden uzağa."diye homurdandı Kutay bacaklarını aralayıp cam kenarına kurulurken.
"Hatta siktir et. Kucak kucağa gidin gerekirse ayakta gitsin Kenan."diye mırıldandı Kutay sinirle. "Burası benim ve bacaklarımın,yanım boş kalsın."
"Ama Kut.."
Bu sırada sırt çantası ve ponponlu beresiyle birlikte Uygar binerken otobüsün arkasına Kutay ile göz göze gelmiş Bambi gözleri irileşmişti heyecanla. Kutay'ın lacivertleri titrerken nefesini tuttuğunu fark etti oğlan.
"Zeliş,yemek getirdiniz mi?"diye mırıldandı Kutay nefesini salıp en arkaya adımlayan Uygar'ın daracık eşofmandan belli olan ince bileklerine bakınırken.
"Börek?"
"Ver."dedi Kutay sonra omuz silkti. "Şimdi değil. Bi saate ver."
Tayfun ,Uygar'ın peşi sıra adımlarken en arkaya geçmek arasında kararsız kalmıştı zira bir ön çarprazda Kutay denen binbir belalı arıza vardı.
Ama Uygar uyuyacaktı. Çünkü sabah erkenden kalkmıştı ve başını cama değil Tayfun'un dizlerine yaslamak istiyordu.
"Tayfuu."diye mırıldandı Uygar gözlerini ovuşturup. "Gelsene?"
"Geldim."dedi Tayfun lakin saate bakıp vazgeçti. "Beş dakika var. Soğuk kahve ister misin?"
"Mideme ağrı yapıyor."diye mırıldandı Uygar tebessümle. "Hem uykum dağılır."
"Tamam nane limon ister misin?"diye mırıldandı Tayfun.
"Olur..Ama ellerim yanar."diye fısıldadı Uygar kikirdeyip. "Tutmak için çift karton bardak lütfen."
"Kedi canını senin."diye göz kırpıp ilerledi Tayfun sarı saçları gece karanlığında ışıldarken.
Kutay dik bir bakışla ayaklarını uzatırken koridora doğru tam burnunun dibindeki Uygar'ı süzdü.
"Miden bulanıyor mu kankanın altına yatmak istemekten?"diye fısıldadı Kutay hırsla.
"SEN!"diye gürledi Uygar panikle ve elleriyle kapattı ağzını sessizce. "Sessiz ol Kutay! Başkaları burada."
"YAAAAAA!"diye gürledi Kutay sabırsızca. "Korkuyor musun sik yediğinin öğrenilmesinden!"
"O nasıl bir ağız ,çirkin bir üslup.."diye kınadı Uygar utançla kızanırken. "Kutay kes şunu. Yapıyorum ödevlerini daha ne?"
"M-Merhaba."dedi Kutay'ın yanına adımlayan ufak tefek ve mavi gözlü şirince bir oğlan.
"Selamınaleyküm?"diye yanıtladı Kutay pembe dudaklı dokuzuncu sınıfa bakarken.
"Ş-Şey.."diye fısıldadı oğlan. "Benim adım..Kaan."
Yutkundu ve korkuyla gözlerini dikti Kaan küçük ellerini yumruk yaparak. "Şey..Zeliş Abla ile bugün konuşmuştuk okulda da..Senin bana yardım edebileceğini söylemişti.."
"Dinliyorum?"dedi Kutay merakla.
"Onuncu sınıflarda biri var.."diye mırıldandı Kaan huzursuzca. "Bir erkek."
"Evet?"
"B-Beni biraz..Rahatsız ediyor. Gezide söylemek istemedim çünkü.."diye fısıldadı Kaan. "Huzurunu bozmak istemedim. Okulda da bulamadım sizi..Kızdınız mı?"
"Adı ne ?"dedi Kutay oğlana eğilip ağzına bir sigara koyarken otobüs kalkmadan sigara yakmak üzere adımladı girişe.
Kaan da seke seke basamaklardan inip gelirken incecik tişörtle titriyordu soğukta. Kutay ufak tefek tıfıla bakınıp hırkasını uzatırken mavilerini kırpıştıran oğlan kocaman gülümsedi. "Onun adı.. Musa."
"Musa.."diye mırıldandı Kutay göz devirip. "Kısa boylu yerden bitme tek kaş mı?"
"Hı hı o.."diye fısıldadı Kaan yutkunup. "Beni..Tehdit ediyor."
"Neyle?"
"Dövmekle."diye yutkundu Kaan.
"Kutay Abimin selamı ver de ararsa mesaj atarsa."diye mırıldandı Kutay sırıtıp. "Şuan burada mı?"
"Hayır."
"Tamam dört gün tatilin sonunda ebesinin hörekesinde görüşeceğimizi iletirsin."diye gülümsedi Kutay.
"S-Sen.."dedi Kaan hayranlıkla. "Sen harika birisin!"
Harika biri ?
Kutay midesinde oluşan kasılmayla mavi gözlünün karnına sarılmasıyla kaşlarını havaya kaldırdı. "Çok iyi birisin! Çok...Teşekkürler!"
"Yalaklık yapma.."diye gülümsedi Kutay.
Kimse ona sarılmamıştı.
Uzun bir süredir.
İlk okulda bir kaç defa öğretmeni sarılmıştı haline acıyıp. Zira dayaktan mosmor suratla...Üzülüyordu bazen kadın.
Şimdi Kaan ona sarılırken midesi yanıyordu Kutay'ın bu nedenle.
-----------------------------------------------------------------------------------
En arka koltukta Uygar, Tayfun'un dizlerine uzanmıştı.
Homurdanıyordu huysuzca. "Hani gelmeyecekti ama Tayfu."diye fısıldamıştı. Arabada ışıklar kapanmış çoğu kişi uykuya dalmıştı bu nedenle Kutay kısık gözlerle onları rahatça izleyebiliyordu minicik ışıkta da!
"Bilmiyorum."diye mırıldandı Tayfun sabırsızca. "Son anda bindi zaten otobüse."
Tayfun'un müstakbel sevgilisi otobüs kalkmadan bir dakika önce yetişmiş ve valizleriyle çöreklenmişti otobüse tam kalkış esnasında. Uygar'ın suratı sirke satarken Tayfun bir kızgın sevgilisine bir de kırgın arkadaşına bakınarak özür dilemişti Uygar'dan.
Ve kızla konuşmak için yanına oturup yaklaşık iki saat boyunca kızla muhabbet etmişti. Uygar ise arkada cama yaslanıp dudak büzerek izlemişti onları.
Kutay zevkten dört köşe halinde Zeliş'in annesinin saklama kabında yolladığı yağlı sigara böreklerini parmaklarından yalaya yalaya Uygar'ı izlemişti. Ve onun mors suratını!"
Ancak o sitemle başını cama yaslayıp homurdanınca ve kız da uyuyunca Tayfun koşa koşa adımlamıştı Uygar'ın yanına ve başını alıp dizlerine yaslamış,kucağında uyutuyordu Uygar'ı.
Şimdi Uygar'ın uzun ucu lülüklü kahve kumralları Tayfun'un iri uzun parmakları arasındayken Tayfun tebessümle izliyordu kucağındaki suratı.
"Neyse ki aynı odadayız.."diye mırıldandı Tayfun. "Gezide onu oyalarım ama Taygar gecemiz devam!"
"Onu değil."diye mırıldandı Uygar Tayfun'un ellerini okşarken kendi yüzünde. "Beni sev.."
"Seni daha çok seviyorum ve bu bir sır değil.."diye mırıldandı Tayfun oğlanın parmaklarının ucunu okşarken. "Hı,yalan mı ? O da biliyor. Ondan kıskanıyor seni."
"Hepsinden önce ben vardım. Seni ben daha önce sevdim."diye homurdandı Uygar ve Tayfun onun parmaklarını severken iç çekti. "Söz tamam.." dedi Tayfun.
Kutay çatık kaşları ve sivrileşen çenesiyle yutkunurken Tayfun usulca Uygar'ın ince uzun boynunu sevmeye ve parmak ucuyla okşamaya başladı. "Uyu hadi çok yoruldun bugün.."
"Uyutsana."diye mırıldandı Uygar.
Kutay tüm vücudunu saran elektriklenmeyle beraber iğrenir bir bakış attı ve uyanık olduğunu belli etmek üzere genzini temizledi seslice!
Lakin Uygar o defter ele geçirildiğinde planını yapmıştı.
Bir başkasının tehditiyle uğraşmak yerine direkt gezide romantik bir biçimde aşkını ilan edecekti Tayfun'a.
Bu nedenle Kutay umrunda değildi. O antlaşmanın tek amacı fiziksel açıdan daha güçlü ve korkusuz olan Kutay'ın Tayfun'u dövmemesiydi.
Bedel olarak sonsuza dek Uygar ödev yapmayı sürdürür ve Kutay'ın sınavlarına yardım ederdi.
Ama Tayfun'u dövemezdi bu zorba, bir haftadır kavga bile etmemişlerdi geçen sabah ki huysuzluk haricinde.
Planı işliyordu Uygar'ın.
Lakin Tayfun'un kız arkadaşı uyandığını belli edip üç önden el sallarken Tayfun "Özür dilerim.."diye mırıldandı. "Biliyorsun şimdi..Gitmezsem zehir eder bize."
"T-Tabi."dedi Uygar acıyla.
"Bensiz uyuyamıyor biliyorsun,yan yana ve karanlık ortam bide.."diye sırıttı Tayfun. "Halden anla be canısı. Biraz...Sevgililik şeyleri."
Uygar acıyla yerinden doğrulurken Tayfun çocuk avutur gibi başına bir öpücü kondurup telefon ışığıyla sevgilisinin yanına adımladı.
Önce sessizdi.
Sonra Uygar küçük hıçkırıklarla ağladı cama yaslanan başıyla.
Ön sıradan Tayfun'un omzuna uzanan kızın sarı renkte saçlarını görebiliyordu.
Uygar gözlerinden derya denizler akarak kendini sıkarken Kutay boğazında biriken yutkunmayla onun gözlerinden süzülen damlaları saydı bir bir.
Hepsi.
Tayfun için olan.
Uygar iç çekip fısıltı gibi ağlamayı sürdürürken otobüste dört kişi uyanıktı sabah beşte.
Ağlamaktan bayılacak hale gelen Uygar.
Onun gözlerinden akan yaşı izleyen Kutay.
Sevgilisinin dudaklarına gömülen Tayfun ve kızın aralanan bacakları arasında gidip gelen eli.
Kızın hafif kesik nefeslerle,engelleyemediği belli belirsiz iniltili nefesleri.
Uygar acıdan uyuşan göz kapaklarıyla onlardan gözünü çevirirken Kutay yutkundu.
"Uykun yok muydu senin?"dedi Kutay ince bir sesle.
"Sanane!"diye tısladı Uygar boğuk sesiyle. "Öleyim gideyim sanane ki!"
"Bok ye."diye mırıldandı Kutay alayla. "Çok da sikimdesin."
Islak sesler geliyordu ve Uygar bunun ne anlama geldiğini iyi biliyordu. Titrek dudaklarıyla kendi yüzünü elleri arasına gömerken Kutay zevk almış gibi hissetmesi gerekmesine rağmen zevk alamıyordu.
Uygar için..Endişeliydi. İki saatir hıçkırıyordu ve Tayfun'un ilgilendiği başka ıslak yerler vardı.
"Seni hiç bir zaman sevmeyecek ve sen hayatının en güzel yıllarını düz kankasını sikmekle hayal kuran aptal bir gerizekalı olarak geçireceksin."diye fısıldadı Kutay sırıtıp. "Senin için iğrenç bir ibne diyecek.."
"S-Sen kapa çeneni."
"O gün neden müdür yardımcısının yanındaydım biliyor musun Yaralı Ceylan?"diye fısıldadı oğlanın şişik dudaklarına bakınan Kutay dudak ısırıp. "Çünkü tam da senin gibi erkeklerle sikişmeyi isteyen biri hakkında iğrenç laflar ediniyor ve tuvallete dokuzlardan birini sıkıştırıyordu.."
"Y-yalan. Tayfun fobik..Değildir."diye mırıldandı Uygar. "Sen yanlış.."
"Göt deliğinizin kara delik gibi geniş olduğunu söylüyor. Altta olanlara özellikle."diye fısıldadı Kutay göz kırpıp. "Altta olan sen değil misin yoksa?"
"S-Sus!"
"Ağladığını görmek güzel ama red yemen..."diye mırıldandı Kutay zevkle. "Mutluluk sebebim."
"O da benden hoşlanıyor."dedi Uygar yutkunup. "Ama korkuyor ve sürekli kızlara yöneliyor. Ben açıklarsam o da...Kabullenir."
"Bambi."diye fısıldadı Kutay. "Sen dünya üzerindeki en mal tipsin."
"Serseri!"diye azarladı Uygar onu cama kafasını yasladı ama rampadan geçen araçla başını sertçe cama çarptı.
"Sopası yok ki Allah'ın.."diye sırıttı Kutay. "Zırlamaya devam et."
"SUS!"
Tayfun erkeksi bir nefes sesiyle "ıh" sesi çıkarırken sırıttı Kutay ve göz kırptı Uygar'a.
"Atı alan Üsküdar'ı geçiyor ,Tayfun yarrağını da eller yiyor be Bambi!"diye sırıttı keyifle. "Bunu da ağlayarak günlüğüne yazarsın ha? Her zaman yaptığın gibi."
********************
Merhabalar.
Kutay'ın hikayesi ile ilgili değinmek istediğim önemli bir nokta var.
Bu zamana kadar esas oğlanın en yakın hetero arkadaşa aşık olduğu kurgular okuduk,severek. Bazen de cringe hissederek.
Ama ve lakin genelde okuduk hepimizin kütüphanesinde var.
Ve genelde mucizevi bir şekilde hetero anılan oğlanın esas oğlana aşkını okuduk.
Peki hikayeyi "bir bad boy" açısından ne kadar okuduk?
Şahsen ben hatırlamıyorum.
Her zaman günah keçisi ve kötü adam olanın perspektifinden esas oğlan ve onun hetero arkadaşını neden yazmayalım dedim.
Kutaylar aslında hepsinden daha önce yazılan bir kurgu olmasına rağmen Uygar ile ne yapacağımı bilememek beklememe neden oldu.
Çünkü her daim ukelerin perspektifinden okuduk. Şahsen benim yazdığım semeler genelde 25-30yaş civarı olgunlaşmış insanlardı.
Hem günah keçisi bir bad boy.
Hem düşmanının arkadaşına hoşlantisi beslemeye başlıyor.
Hem de hikayesi çok yaralı.
Ve yazdığım tüm adamların en küçüğü Kutay!
Bu nedenle onun yeri bende çok ve çok özel.
Çünkü satırları biraz da kötü çocuk ekseninden okumamız gerekli.
Vote ve yorumları unutmayınız.
❤