"J-Jeonguk...bana ait olmanı istiyorum"
Jeonguk şaşkınlıkla bakıyordu.
"N-nasıl yani?"
Taehyung biraz da çekiniyordu aslında .Ama Jeonguk'u kendine ait kılmak ölene kadar onunla yaşamak istiyordu. "Şey...Tabii eğer sende istersen?A-ama istemezsen zorlama-" Jeonguk sözünü tamamlamasına izin vermeden konuştu
"İ-istiyorum...İstiyorum Tae.Senin olmak istiyorum"
Jeonguk hem heyecanlı hem de mutluydu. Taehyung ile birlikteliğinden beri zaten ona ait hissediyordu kendini.Güzel ve ateşli bir gece onları bekliyordu.Taehyung öpmeye bile kıyamadığı meleğiyle şimdi birlikte olmak,terinin terine karışmasını istiyordu.Jeonguk ise sevdiğine teslim olmuş,ne yaparsa yapsın yalnızca izlemekle yetinmişti.
Taehyung soyunduktan sonra,sıra beyaz kar tanesine gelmişti.Taehyung'un karşısında titrek,bir o kadar istekli bir melek duruyordu.Yaklaşıp önce kuzgun saçlarından öptü.Daha sonra burnunun ucundan.Bu öpüşler hazdan uzak,kelebek dokunuşu misaliydi.Jeonguk ise gözlerini kapatmıştı. "Seni seviyorum miniğim" Jeonguk minik olmaktan şikayetçi değildi.Çünkü o ,sadece Taehyung'un miniğiydi.
Burnu ve dudaklarının arasındaki yeri de öptükten sonra,sıra minik kiraz dudaklardaydı.Taehyung önce üstteki küçük dudağını öptü.Daha sonra iki küçük dudağı da dişlerinin arasına alıp çekiştirdi.Jeonguk titrek bir nefes vermişti.Daha önce hiç bu kadar istekle aynı
zamanda şefkatle öpülmemişti.Bu bütün duygulardan farklıydı.Taehyung ona gökküşağının bütün renklerini tattırıyordu sanki.
Öpüşmeden sonra,sıra Jeonguk'un üzerindeki fazla parçaları çıkarmaya gelmişti.Taehyung kapişonlu hoddiesini ve boş eşofmanını çıkardığında hayretler içerisinde kalmıştı.Jeonguk'un üzerinde kadife bir şort ve yine kadife bir atlet vardı.
(Bunu bir erkeğin üstünde hayal edelim)
Taehyung feminen kıyafetlerden gerçekten hiç mi hiç hoşlanmazdı. "Kahretsin!Çok..çok güzelsin!" Fakat bu kıyafetler meleğine fazlasıyla yakışmıştı.Jeonguk'u bacaklarından tutup kucağına çekti ve geniş yatağına götürüp sırt üstü yatırdı ve üzerinde yerini aldı.Ardından defalarca birbirlerinin olmuşlardı.
"Yoruldun mu sevgilim" Jeonguk karanlıkta bile ışıl ışıl parlayan gözleriyle sevgilisinin gözlerinin içine bitkince bakıyordu.Yalnızca başını sallamakla yetinmişti.Taehyung onu göğsüne yatırıp "Uyu bebeğim.Daha sabaha çok var" Jeonguk kollarını sevgilisinin boynuna dolayıp,başını göğsüne yasladı. "Tamam sen de uyu.İyi geceler" Taehyung miniğinin saçlarından öptü usulca. "Tatlı rüyalar" dedi.Bir kaç dakika sonra Jeonguk'un aldığı düzenli nefeslerle uyuduğunu anlamıştı.
Jeonguk uyurken, Taehyung sevgilisini uyandırmamak adına yavaşça başını kaldırıp yastığına yatırmıştı.Dis üstü şortunu giydikten sonra,igarasından bir tane yakıp balkona çıktı.Gökyüzü yıldızlarla doluydu.Daha önce böyle miydi,yoksa Jeonguk hayatına girdiğinden beri mi herşey bu kadar güzel görünüyordu gözüne.Hafif esen rüzgarla titremişti.Sigarasını bitirip hemen içeri girdi.
Yatağına baktığında miniği mışıl mışıl uyuyordu.Fakat öyle hareketliydi ki üzerindeki pike çoktan kaymış ve kalçası hariç çırılçıplak kalmıştı.Fakat duruşuna bakılırsa üşüyordu.Pikesini yavaşça alıp açtı ve hiçbiryeri gözükmeyecek şekilde örttü.Öylesini masum bir yüzü vardı ki öpmeden duramadı.Yatağa oturup,şişmiş dudaklarından öptü ve banyoya girmek üzere uzaklaştı.Miniğinin öylesine derin bir uykusu vardı ki hiçbirşeyi hissetmemişti bile.Onu izlerken istemsizce gülüp banyoya doğru gidecekken, telefonuna ardı ardına gelen bildirim sesleriyle kaşları çatıldı.Gecenin bu saatinde neyin nesiydi böyle.Adımları geri geri dönüp gelen bildirimlere bakmaya karar verdi.Peş peşe gelen mesajlar içindeki merakı uyandırmıştı.Mesajı gönderen kişi Seulbi'ydi. Taehyung gönderen ismi görünce gözlerini devirdi.Bu ruh hastasının mesajlarına bakma gireği bile duymuyordu.Fakat hala gelmeye devam eden bildirim sesleriyle içindeki merak daha da büyüdü.
Telefonunu açıp baktığında ise birkaç video ve onlarca fotoğraf vardı.Fotoğraflar Jeonguk ve arkadaşım dediği Rowoon'a aitti.Fotoğraflarda bir hayli yakın ve samimi gözüküyorlardı.Ancak bir fotoğraf daha çok dikkatini çekmişti.
Rowoon ve Jeonguk'un bir bankanın önünde paraları sayarken çekilen bir fotoğrafıydı bu.Rowoon'un elindeki çantada ise para olduğu apaçık belliydi.Bu kadar parayla ne işleri vardı.Üstelik Jeonguk,evden bozma bir harabede yaşıyorken bu kadar para da neyin nesiydi.İkisi,Taehyung'dan gizli ne işler çeviriyordu.Taehyung kaşları çatık vaziyette diğer fotoğraflara bakıyordu.
Çalıştığı gece kulübüne benzeyen yerde başka adamlarla ve uygunsuz kıyafetlerle odaya girmek üzere çekilen fotoğraflar vardı.Taehyung'un başında toplanan ağrı iyice büyümüştü.Bu gördüğü kişinin Jeonguk olmamasını veyahutta fotomontaj olmasını diliyordu.Fakat fotoğraflar öyle gerçekçiydi ki,inanmamak elde değildi.
Fotoğralara daha fazla bakamayan Taehyung videoları açmaya başladı.Gece kulübünün koridorlarındaki güvenlik kameralarından kesintiler uyarmanmış ve ard arda sıralanmıştı.Jeonguk bir adamla odaya girmiş dakikalar sonra Roowon odaya girmiş ve kapı kapanmıştı.Bir dakika sonra Jeonguk ile birlikte odaya giren adam çıkmış ancak Rowoon çıkmamıştı.Bütün videolara sırayla bakmış ve farklı farklı tarihlere ait olan bu videoların hepsinde aynı senaryolar vardı.Bir çoğunda sadece Rowoon ile odaya girmişti.
Videolarda ,koridordaki ışıklandırmalar renkli renkliydi ve tam olarak net değildi.Ya da bunu Jeonguk'a konduramıyordu.Jeonguk'un ne yaptığı açık açık belliydi.Ancak sormadan yargılamak istemiyordu.Seulbi'yi arayıp balkona çıktı.Jeonguk'u uyandırmak istemiyordu.
"Seulbi!Ne demek oluyor bunlar?!"
"Taehyung açıkça belli değil mi ne olduğu?"
"Beni dinle Seulbi!Jeonguk böyle birşey yapmaz!Bu videolardaki Jeonguk olamaz!"
"Hıh!Öyle mi?Peki ya fotoğraflar?" Taehyung 'un kafası daha da karışmaya başlamıştı.
"Bak Taehyung.Eğer inanmıyorsan çalıştığı gece kulübüne git!" Taehyung ona inanmak istemiyordu.Bu yüzden Seulbi'ye hiçbirşey belli etmemeye çalışarak,
"Jeonguk orada çalışmıyor" dedi rahatça.
Seulbi,Taehyung'un çaresiz sesini duyduğunda içindeki mutluluk ve zafer sevinci katlanmıştı.
"Evet biliyorum.Ama videolar duruyordur.Birde ordan izle bakalım masum meleğinin marifetlerine." Seulbi'nin bu iğrenç imaları Taehyung'un midesini bulandırmıştı. Yine de Seulbi'yi çıldırtmak adına,gülüp "Onu kıskanıyorsun değil mi.Seninle değil,onunla birlikte olduğum için kuduruyorsun.Ama dur benim de sana söyleyeceklerim var." Seulbi kıskançlığından gerçekten kudursa da sakin olmaya çalışıyordu.Çünkü bu sefer gerçekten ipler onun elindeydi. "Ne söylecekmişsin?" Hem duymaktan korkuyor,hamde bir an önce öğrenmek istiyordu. "Bu gece benim kollarımdaydı.O artık benim herşeyim.Sadece kalbi değil,bedeni de benim artık!Anlıyor musun?Senin asla olamadığın yerde o var."
Seulbi elbette ipleri elinden bırakmayacaktı.Dişlerini sıkarak, "Gerçekten işinin ehli mi bari?Seni tatmin edebildi mi?"Bu Taehyung'u çileden çıkartmaya yetmişti.
"Kes sesini!Onun böyle birşeyi yapmış olması imkansız!Yalandan nefret ettiğimi biliyor.Bana asla yalan söylemez!" Jeonguk'u çok iyi tanıdığını düşünüyordu.Hatta emindi.Fakat aslında hakkında bilmediği bir çok şey vardı.Seulbi herşeyi en ince ayrıntısına kadar araştırmış ve sonunda istediği sonucu elde etmişti.
"Madem inanmıyorsun.Git öyleyse eski çalıştığı kulübündeki patronuna sor!Gör bakalım kimmiş yalan söyleyen!"
Taehyung ısrarla reddediyordu "Bu söylediklerin asılsızsa seni parçalarım.Duydun mu fahişe!Parçalarım!"
Taehyung hırsla üzerine bir kaç parça giyip dışarı çıktı.Bu gece gerçekleri öğrenmeli ve içinde bulunduğu iğrenç duygudan kurtulmalıydı.Jeonguk'a güveni sonsuzdu.Onun böyle birşey yapmış olması imkansızdı.Tüm bunların birer şeytani oyun olmasını ümid ediyordu.
Bunu kabullenmek istemiyordu.Biricik meleğinin bunu ona yapmış olduğuna inanmak istemiyordu.Sevgilisi bir bebekten bile masumdu.Dışarı çıktığında Jeonguk hala uyuyordu.Taehyung ise gece kulübüne çoktan varmıştı.İçeri girip garsonlardan birine patronun odasını sormuştu.Garson ise eğilip hemen götürmüştü odaya.
"Bay Hun sizinle görüşmek isteyen biri var!" Patron sigarasını yakıp "Gelsin!" Diye komut verdi.İçeri giren kişi ise Kim şirketinin veliahtıydı.Adam şaşkınlık içerisinde ayağa kalkıp ceketini ilikledi. "B-Buyrun efendim?" Taehyung hala sinirliydi. Adamın yalaka davranışı onu iyice sinir etmişti. "Kes yalakalığı.Sana tek bir soru soracağım" Adam boğazını temizleyip "Buyrun sorun lütfen" Taehyung ellerini masaya yaslayıp "Jeon Jeonguk...Eskiden burda çalışıyordu değil mi?" Adam hızla başını sallayıp " Evet.Bir sorun mu var?" Taehyung derin bir nefes verdi.
"Ne iş yapıyordu burada?" Bay Hun memnuniyetle gülerek "Aslında eskortluk yapıyor.Fakat Rowoon denen hergele bütün müşterilere engel olup,parasını veriyor ve Jeonguk'un odasına giriyordu" İşte bu Taehyung'un yıkılması için yeterliydi.Diyecek tek bir söz bulamıyordu.Jeonguk onu nasıl kaldırabilmişti.Nasıl da duygularını hiçe sayıp ,alay edebilmişti.Oysa ki çok masum görünmüştü gözüne.Onu dünyanın en saf,en temiz insanı olarak bilmişti.
Jeonguk sabah uyandığında sevgilisini yanında görememişti.Balkona bir göz attığında orada bulmayı ummuştu.Fakat Taehyung orada değildi.Üzerine Taehyung'un tişörtünü geçirip önce odasındaki banyoya baktı.Ancak orada da bulamamıştı.Bir ihtimal,belki kahvaltı hazırladığını düşünüp aşağı indi.
"Taehyung?" Diye seslendi.Ancak ses yoktu.Evde Jeonguk'tan başka kimse yoktu.Yukarı kata tekrar çıkıp telefonunu eline alıp sevgilisini aradı.Telefon çalmıyordu.Taehyung neredeydi,ne olmuştu hiçbir fikri yoktu.Mesaj atmayı denedi.Fakat ondan da yanıt alamadı.Bunları defalarca tekrarlasa da hiçbirine dönüt alamamıştı.Uzunca bir bekleyişten sonra ne Taehyung geri gelmişti.Ne de aramalarına cevap vermişti.Artık okula gitme zamanı gelmişti.Tek çare,üzerini giyip okula gitmekti.Büyük bir üzüntüyle üzerini giyip dışarı çıktı ve otobüs durağında beklemeye başladı.İçinde bir huzursuzluk,boğazında takılı kalmış bir yumru vardı.Neredeydi sevgilisi?Neden haber vermeden gitmişti?Hiç değilse bir not bırakamaz mıydı.Yoksa Jeonguk onun için tek gecelik bir ilişki miydi?Ondan hevesini alıp terk mi etmişti.Bütün bunlar,Jeonguk'un kalbinde büyük bir yara açmaktan başka bir işe yaramıyordu.
Onu iyi tanıdığını düşünüyordu.Taehyung bu kadar düşüncesiz biri değildi.Muhakkak bir şey olmuş olmalıydı.Yoksa sevgilisi onu asla habersiz bırakmazdı.Enazından öyle umuyordu.
Burada bitirdim aşklarım nedenini bilmiyorum of yaa 🥺