𝙬𝙤𝙤𝙙𝙚𝙣 𝙝𝙤𝙪𝙨𝙚 🌲 |...

Galing kay dalgaadalga

18.2K 2.9K 13.5K

kim yaz tatili boyunca kendine ait bir ağaç evde yaşamak istemez ki? üniversite'nin ona sağladığı imkanıyla... Higit pa

𝐩𝐫𝐨𝐥𝐨𝐠𝐮𝐞
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐨𝐧𝐞 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐭𝐰𝐨 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐭𝐡𝐫𝐞𝐞 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐟𝐨𝐮𝐫 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐟𝐢𝐯𝐞 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐬𝐢𝐱 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐬𝐞𝐯𝐞𝐧 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐞𝐢𝐠𝐡𝐭 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐧𝐢𝐧𝐞 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐭𝐞𝐧 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐞𝐥𝐞𝐯𝐞𝐧 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐭𝐰𝐞𝐥𝐯𝐞 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐭𝐡𝐢𝐫𝐭𝐞𝐞𝐧 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐟𝐨𝐮𝐫𝐭𝐞𝐞𝐧 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐟𝐢𝐟𝐭𝐞𝐞𝐧 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐬𝐢𝐱𝐭𝐞𝐞𝐧 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐬𝐞𝐯𝐞𝐧𝐭𝐞𝐞𝐧 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐞𝐢𝐠𝐡𝐭𝐞𝐞𝐧 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐧𝐢𝐧𝐞𝐭𝐞𝐞𝐧 -
- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐭𝐰𝐞𝐧𝐭𝐲 -
final
reklammm

- 𝐜𝐡𝐚𝐩𝐭𝐞𝐫 𝐭𝐰𝐞𝐧𝐭𝐲 𝐨𝐧𝐞 -

456 70 313
Galing kay dalgaadalga

"bunun yaşandığına hala inanamıyorum,"
liam kendi kendine söylenirken ben gülerek ikisini izliyordum,

"ne demek kazanan kişi olmadı, hepiniz belgelerinizi almaya hak kazandınız ya," diyerek zayn'e döndüğünde sırıtarak onu izlediğini fark etmiş ve durularak kızarmaya başlamıştı.

"dostum, ne güzel işte herkes kazandı. tamam her hafta sonu gidip bir şeyler yapmamız elbette yorucuydu ama sonuçta kaybetmedik?" diyerek ona teselli vermeye çalışıyordum.

bu hafta sonu son kez yarışmaya gittiğimizde hocalarımız aslında kafamızı dağıtmamız için böyle bir bahane sunduklarını ama belgelerimizi yine alacağımızı söylemişlerdi. liam'da yaklaşık olarak bir hafta süren tablosuna çok fazla emek verdiği için herkesin kazanmasını istemediğinden bahsediyordu. daha sonra yüreği el vermiyor, herkes kazansın tamam, moduna giriyordu. ve dördümüzde onun bu şapşal halini gülerek izliyorduk.

çikolata dükkanın aldığımız çikolatalarla ve tabii ki biralarla yine göletin orda oturmuş ve akşam serinliğiyle muhabbet ediyorduk. louis kafasını dizlerime koymuş, boylu boyunca uzanarak bizi izliyordu. tam karşımda zayn ve liam, bu çiftin sağında ise niall oturuyordu.

"her neyse son bir haftamız kaldı, yine kitap okuma dönemine geçeceğimize hala inanamıyorum." diyerek söylenen niall'a gülerek bakmaya başlamıştım.

"hadi ama ni! her seferinde böyle söylüyorsun, sonra beni ekip haftada yedi kitap okuyacak seviyeye geliyorsun, manyak herif." sonlara doğru sinirlendiğim için söylenmeye başladığımda niall sırıtmış, louis ise yüzüme düşen saçlarımı çekmeye çalışıyordu.

ona doğru eğildiğimde kocaman irileşmiş gözleriyle bana bakmaya başladı. hızlıca eğilip dudağını öptüğümde kıkırdamaya başlamıştı.

"ilişkilerimizin temeli burada atıldı. çok duygusalım şu an bana dokunmayın." diyerek mızmızlanan liam'a gülerek,

"ben de olmasam," diye saçlarımı savuşturdum. liam gözlerini devirdiğinde kahkaha atmaya başlamıştım.

"ama cidden o kadar komikti ki, zayn gelmiş harry'e hadi lan ordan ayağı yapıyor, liam zaten kıpkırmızı kesilmiş, louis kapının orda harry'nin götünü kesiyor falan efsane olaydı." niall bir yandan gülüyor, bir yandan kendi bakış açısından olayları anlatıyordu.

"sen benim kıçımı mı kestin louis?" diyerek kafamı aşağı eğip mırıldandığımda ellerini saçlarıma geçirmiş ve birbirine karıştırmaya başlamıştı. gülerek ondan kaçmaya çalışırken aynı zamanda burnunu tutmuş ve kendimden uzaklaştırmaya çalışıyordum,

"benim minik burnumu rahat bırak! hem sevgilimin poposunu kesemeyeceksem neden yaşıyorum bu dünyada," sesi incelmiş ve alttan alttan konuşmaya çalışıyordu.

en sonunda elinden kurtulduğumda burnunu rahat bırakmıştım. kızgın bir şekilde bakarken dil çıkararak yumuşamasını sağladım, şu an mavi gözleriyle bana böyle bakmaya devam ederse kendimden geçeceğimi bildiğim için gözlerimi kaçırarak göle bakmaya başlamıştım.

neden ona bakmadığımı anlamış gibi eliyle bacağımı okşadığında gözlerimi aniden irileştirerek kafamı hızla ona çevirdim,

sinsi bir şekilde sırıtıyor ve ne yaptığını çok iyi biliyordu, gözlerinden anlamıştım. fısıldayarak, "napıyorsun lou?" diyerek sorduğumda aynı şekilde bana cevap vermişti,

"bacağında ot kalmış aşkım!" gülerek bana bakarken kafamı iki yana sallayarak ona katılıyordum.

"bunlar yine başladı kanka ben kendime sevgili falan mı yapsam kaldım böyle ortada?" gözlerimi devirerek niall'a bakarken louis orta parmağını niall'ın gözüne sokmakla meşguldü.

niall kahkaha atmaya başladığında zayn çok ciddi bir şey söylecekmiş gibi derin bir nefes almış ve louis'ye bakarak konuşmaya başlamıştı,

"bak çocuk, en yakın arkadaşım olduğun için sana pek fazla bir şey söylemiyorum fakat," diyerek elini liam'ın bacağına attığında gülmemek için kendimi zor tutuyordum,

"eğer bir daha harry'ye yılışırsan liam'ın üstüne çıkarım ve bu sizde travma olarak kalır.  bu ne kardeşim böyle olan var olmayan var! bak şu çocuğun haline,  kalmış ortada sap gibi. bende mi seveyim sevgilimi bunu mu istiyorsunuz?"

gereksiz yere yükselmesiyle kahkaha atmaya başladığımda çimenlere doğru kendimi bırakmıştım,

liam, sev aşkım, diyerek zayn'e sokulurken niall ise 'şimdi bu beni gömdü mü? övdü mü?' diye kendi kendine söylenmekle meşguldü.

ben yerde kırmızı suratla nefeslenerek onlara bakarken louis niall'ın kamerasını almış ve beni videoya çekiyordu.

evet niall bizi daha iyi çekebilmek için kendi kamerasını kullanmaya başlamıştı ve o günden beri profesyonel olarak ilişkimizin videoları kayda alınıyordu.

louis emekleyerek kamerayla yanıma gelirken aynı zamanda, "gülümse sevgilim!" diyerek kıkırdamaya başlıyordu.

onun bu haline tebessüm ederken aniden kenardan niall'ın kadraja girmesiyle bütün romantizm bozulmuştu.

"merhaba niall'ın kamerası, yani benim kameram ahaha, her neyse bunları çekmemizdeki amaç ileride yeğenlerime baba ve babasının nasıl ilişkileri olduğunu anlatmak, umarım sizinle en kısa zamanda karşılaşırız çocuklar, niall dayınızı, amcanızı çok sevin... sizin için çabalıyor burda adam!"

niall louis'nin elinden kamerayı almış ve kendi kendine videoyu devam ettirirken onun bu düşüncelerinden habersiz olan ben ve louis duygulu bir şekilde ona bakıyorduk.

zaten dolu olan gözümden bir damla yaş aktığında louis bunu bekliyormuş gibi niall'a sarılmıştı ve sırtını okşamaya başlamıştı,

ben ise gözlerim dolu bir şekilde onlara bakıyordum, kenardan burun çekme sesi geldiğinde liam'ın da duygulandığını ve zayn'nin gülerek onları izlediğini gördüğüm için bu sefer anın duygusallığıyla gülmeye başlamıştım.

liamla karşılıklı gülmeye başladığımızda kaş göz yaparak ona ne olduğunu sordum,
o anlardı çünkü o liamdı, lütfen.

"ne biliyim ya küçük harry ve louis'ler hayal etmiş olabilirim," diyerek sızlandığımda louis hemen lafa atılmıştı,

"tanrım, hamile kalmayı bu küçük bedenimle kaldıramazdım sanırım," korkuyla söylendiğinde onun bu halini çok sevimli bulduğum için hemen yanağına bir öpücük kondurmuştum.

"louis'nin altta olduğunu söylemiştim, 50 dolarımı ver horan," diyerek heyecanla niall'a bakan zayn'i duyduğumda louis'nin yüzünden elimi çekmiş ve kınayan gözlerimi ona dikmiştim,

"sana yazıklar olsun, üzerimizden iddiaya mı giriyorsun adi herif," bu sırada lou yerinden kalkmış ve zayn'e sataşmaya başlamıştı.

en sonunda louis'nin zayn'nin üstüne çıkması ve saçlarını çekiştirmesi, bizim tezahüratlarımızla niall'ın onları kameraya alması ve en sonunda zayn'in louis'yi göle düşürmesi sonucu hepimiz bizim evimizde ve louis'nin odasında onun duştan çıkmasını bekliyorduk.

herkes ayrı bir muhabette dalmıştı. ben niall'a louis'nin suya düştüğü anı izliyor ve her seferinde anırarak güldükten sonra bebeğime bir şey olmuş mudur diye sızlanıyor, zayn ve liam ise hiçbir vicdan azabı duymadan kenarda koklaşıyorlardı.

en sonunda louis duştan çıkmadan hemen önce odadan herkesi çıkarmış ve giyeceği şeyleri yatağın üstüne sererek hazırlamıştım, kalpli baksırını gördüğümde sırıtarak onu da koyduktan sonra odadan çıkmış ve bizimkilerin yanına gitmiştim. liam hemen beşimize akşam çayı demlemiş ve niall'ın yaptığı kurabiyeleri masaya koymuştu.

louis içerden geldiğinde kötü kötü zayn'e bakarak masaya oturmuş ve bana bakıp eliyle kalp yaparak sırıtıp öpücük atmıştı.

gülerek ona bakarken 'artık kaldıramıyorum' diye yakınan çocuklarla videoları bir daha izlemiş ve louis hariç hepimiz gülmekten kırılmıştık.

bebeğim her seferinde ne kadar iyi dövüştüğünü söyledikten sonra su sahnesine gelince sus pus oluyor ve kafasını omzuma gömerek o anları görmek istemediğini rahatça belirtiyordu. ama bilin bakalım hangi dört afacan dur durak bilmeden onun bu tatlı hallerini izlemeye devam ediyordu? cevabı hepimiz biliyoruz.

beraber tek bir amaç doğrultusunda buraya gelmiştik ve bir yön belirleyerek ona göre adım adım hayallerimize yenilikler katmaya çalışmıştık. burası hayatımın en önemli kısmını oluşturduğu için asla unutamayacağım bir yer olarak aklımda kalacaktı. hayatımın aşkıyla ve dostlarımla tek bir yönde ilerlemememiz ve bu zaman boyunca birbirimizle olan iletişimimiz için onlara minnettardım.

ve gelecekteki kendime sesleniyorum, umarım bu yönde kalmaya devam edersin dostum.





🌲

onedirection'a küfür kısmı.

şimdi yazdım nasılız😔😔😔

hala vize haftamdayım ama dayanamadım, ben de olmasam ya of hüğğ

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

5K 376 11
Yine bir Sasunaru/Narusasu hikayesi ,bu hikayede Naru-chan bir insan değil ve Sasuke de çok soğuk kişilikli acayip güçlü biri değil ,muhtemelen Narut...
6.9K 1.1K 5
Louis Harry'ye ettiği evlilik teklifinin reddedildiği gün bir karar veriyor: Pes etmeyecek, evet cevabını alana kadar her gece tekrar teklif edecek. ...
146K 13.2K 22
taehyung ve jungkook birbirlerinin yan komşularıydı. there is no other universe then, stay with me texting + instagram 03.02.24 This fiction is dedic...
41.1K 3.5K 22
Castiel okulun sessiz öğrencilerinden biridir, aynı zamanda okulun popüler çocuğu Dean Winchester'a aşıktır. Elbette bunu kimse bilmez. Ama lise son...