Homofobik

Galing kay galaxyland_

21.2K 731 406

Ve o'nun elleri, ne zaman yakasında olsa daha fazla canını yakması için yalvarabilirdi. Higit pa

Bir
İki
Üç
Dört
Beş
Altı
Yedi(M)
Sekiz
Dokuz(M)
On
On Bir
On iki
On Üç(M)
On Dört
On Beş(M)
On Altı
On Yedi(M)
On Sekiz(M)
On Dokuz
Yirmi
Yirmi Bir(M)
~M~
Ben biraz ölüyüm.
Yirmi Dört
Yirmi Beş
Yirmi Altı
Yirmi Yedi
FİNAL.
veda

Yirmi Üç

183 7 6
Galing kay galaxyland_

Ah. Merahaba. Bir çılgınlık yapıp bölüm atmaya karar verdim.  O kadar uzun zaman oldu ki, bu bölümün yazım şeklini diğerlerinden farklı olarak kafama göre yaptım. Fark edeceksiniz.

Hem de saat gece 03:41.

Menüye bakıyorum bir saniye. Yine smut.. :( İyi okumalar.

***

"Tanrım... Yan profilin kusursuz duruyor Kris. Artık sadece çizimde değil, telefonumda da var."

Gülüp dudaklarına bir öpücük bıraktım ve fısıldadım.

"Öpüşsek şöföre ayıp olur mu?"

"Olmaz. Olmaz, neden olsun?"

Hayranlıkla baktım ve bir elimi ensesine çıkarıp kendime çektim. Dudaklarını öptüm yeniden. O ise bir elini kalçamdan hafifçe aşağılara doğru kaydırarak usulca bacağımı okşuyordu.

Gözlerimi yavaşça kapattım. Elimi tişörtünden sokup kaslarını okşadım parmak uçlarımla.

"Mm..."

Dilimi dudakları arasında sıkıştırıp emdiğinde inlememek için zor tuttum kendimi.

Kısa sürede dudaklarımdan boynuma geçmişti fakat az önceki öpücüğün etkisini üzerimden atmam uzun sürdü.

"Sanırım biraz daha beklemeliyiz."

Fısıldadım.

"Hmhm.. Seni özledim."

Popomu avuçlayan eline kendimi bastırdım istemsizce.

"Ama böyle yaparsan.."

Gözlerimi açarak titrek bir nefes verdim. Kalbim iyi değildi. Elimi tişörtünden çektim ve göğsüne yasladım başımı.

Birkaç dakika ardından araba fren yapmıştı.  Kapıyı açıp indim.

Kris de peşimden inip etraftaki arabalara göz gezdirdi ve bir anda zaferle sırıtarak zıpladı.

"Babam yok."

İçeri girdiğimizde annesinin de evde olmadığını anlamıştık.

"Oh, küçük bey, bir şey mi istiyorsunuz?"

"Biz matematik çalışacağız. Kapının önünden bile geçmeyin."

"Tamam küçük bey. Nasıl isterseniz."

İçeri girince kapıyı arkamızdan kapatarak ceketini çıkarıp bir köşeye doğru attı.

"Oh, gün boyu üstümü çekiştirdim Kris! Kendi üniformamı özledim ben."

Sırıtarak saçlarımı karıştırdığında gözlerimi kısarak çocuk gibi somurtmaya başladım.

"Çıkar hadi matematik kitabını, çalıştırayım seni."

"Saçmalama!"

"Ne!?"

Üzerime doğru adımlayan beden beni korkutuyordu. Omuzlarımdan ittirdiğinde, sırtım hızla yatak örtüsüyle buluştu.

"Beni biyoloji çalıştır. Konumuz.. üreme."

Kıkırdadım. Dudaklarını öptüm ve kollarımı boynuna dolaşıp kendime çektim. Penisine sürtünmeye başladım yavaşça. Dizimi kaldırıp şişkinliğine getirdim. Yukarı aşağı yaparak sürttüm. Dudaklarımı aralayarak öpmeye başladım.

"Iıhm Kris.."

İnledim ve pantolonumu çekiştiren ellere izin vererek yardımcı oldum.

Yeniden dizine sürtündüm.

Boynuma gömülerek kokumu içine çektiğinde birkaç saniyeliğine duraksayarak yutkundum.

Dizimi biraz bastırdım ve bacağını okşadım.

Tişörtünün eteklerinden kavrayıp yukarı doğru sıyırdım. Dudaklarımı yaladım ve dilimi kaslarının üzerinde gezdirdim.

"Ah.."

Üzerimde hafif doğrulup tişörtünü çıkardı. Bir anda saçlarımı kavrayıp aşağı doğru çekti. Erkekliğinin önüne geldiğimde düğmeyi sinir bozucu bir yavaşlıkta açmıştı.

"Lolipop ister misin?"

Başımı salladım.

"E-evet. İstiyorum."


Çenemi kavrayan parmaklar ile alt dudağımı ısırdım. Eğilerek alt dudağıma bir öpücük verdi.

"Deliğin için onu ıslat. Canın acır."

Yaklaşıp penisini ağzıma aldım. Hızlı bir şekilde ileri geri yaptım ve gözlerimi kapatarak seslice emdim.

"Tao.. Ağzın deliğin gibi, o da minik. Sikeyim.."

Saçlarımdaki tutuşu sıkılaşırken canımı acıtacak şekilde kendini ağzıma doğru ittirip nefessiz bırakmaya devam ediyordu.

Zorlandığımı hissedince ağzımdan çıkarıp nefeslendim ve yutkundum. Yatağa uzandım ve gözlerine bakarak sırtım.


"Onu içimde hissetmeme izin ver babacık."

Bacaklarımı beline doladım.Üzerine yerleşip dudaklarına saldırdım. İştahla öpmeye başladım.

Deliğimde hissettiğim sertlik ile içim ürperdi bir kez daha. Hafifçe sürterken kulağıma doğru mırıldandı.

"Mm.. Minik deliğini zorlayayım mı, ha?"

"Evet... Evet lütfen."

Popomu biraz daha kaldırmaya çalışarak ona sürtündüm ve inledim.

Sabırsızca içime girdiğinde acı ve zevk karışımı bir inleme bıraktım. Benim gibi sabırsızdı.

Derinliklerime doğru yavaşça inerken, boğuk bir inleme doldurdu kulaklarımı.


"Çok sıkısın.."


"Ihhm Kris... Acıyor. Öpücük istiyorum."

Üzerime doğru eğildi. Dudaklarıma bıraktığı ıslak öpücükleri memnuniyetle kabul ettim.

"Oh.."

"Mm.."

Odayı dolduran inlememerimiz eşliğinde kalçalarımı hareket ettirmeye başladım. Git gide hızlanırken beni bir anda durdurmuştu.

Dizlerimi hafifçe kırarak boğazımdan yatağa sertçe bastırdı. Ardından beklemeyip sert ve seri vuruşlar yapmaya başlamıştı.

"A-ah... Kris!"

Affallayarak dudaklarımı araladım. İnlemelerimi serbest bıraktım ve penisimi çekiştirdim.

"O oh.. Tao.. Tanrım, çok sıkısın!"

Her vuruşunda daha da hızlandı. Yatağın gıcırtısı sesimizi geçiyordu. Terli vücudum parlıyordu bile. Vuruşları kendimden geçmeme neden oluyordu. Zevkten çığlık atarken gözlerimi açık tutmakta zorlanıyordum. Ağlamaklı bir halde mırıldandım.

"Orası! Siktir! Deliğimi becer... Lütfen, daha sert."

Üzerime daha fazla abanırken bir bacağımı omzuna atarak hırıltılı bir nefes verdi.

Gözlerimi aralayıp üstümde duran bedene baktım nefes nefese. İnlemelerim gitgide artıyordu. Ve ben bu yüze daha fazla aşık oluyordum. Dayanamayıp yeniden gözlerimi kapattım ve başımı diğer tarafa çevirip alt dudağımı ısırdım.

İçinden çıkıp yüz üstü uzandırdım. Tam poposuna oturdum, üzerine uzandım. Deliğine girdim tekrar. Omuzlarını öptüm ve derinliklerine vuruşlar yaptım.

"Mmh..Babacık, sadece benim.. b-babacığım."

Alt dudağımı yaladım. Onun bedeninin altında inliyordum. Deliğime giren penisi, sarsılmama neden oluyordu. Ve ben bunlardan inanılmaz zevk alıyordum.

Saçlarımdan kavrayıp başımı geri çekti. Kulak mememi naifçe öperken öte yandan açıkta kalan kalçama gereğinden fazla sert tokatlar indiriyordu.


"Senin babacığın.. O-oh.. Siktir.."


"Oh babacık... Dayanamıyorum."

Mırıldandım. Vücudumun titrediğini hissediyordum, kesik kesik boşaldım.

"T-tao!"

İsmim ile bağırıp içime tüm sıvısını akıtmıştı. Birazı deliğimden taşarken geriye çekildi.

"ah.. Sikeyim, çok iyiydi."

Bir süre kıpırdamadan bekledim ve vücudumu gerdirdim hafifçe. Onun ağzından kendi ismimi duymak muhteşemdi, hem de inleyerek.

Biraz olsun kendime gelebildiğimde önüme döndüm ve sarılarak kendime doğru çekip uzanmamızı sağladım.

"Seni seviyorum. Çok, çok seviyorum."

Dudaklarına bir öpücük bıraktım. Kendini benim yanımdaki boşluğa bıraktığında komodinde duran peçetelere uzanarak üzerimizi temizledim.

Birkaç dakika sadece sessizce nefeslerimizi düzene sokmaya çalıştık.

"Ne kadar çok seviyorsun? En çok neyimi seviyorsun?"

Sorduğu soruya karşılık gülümsedim. Merak etmesi hoşuma gitmişti... Yüzünün hizasına gelip baktım.

"Ne kadar biliyor musun..? Imm.."

Gözlerimi kıstım ve düşündüm.

"İnsanların beni bir pandaya benzetme oranı kadar."

Burnunun ucunu öptüm.

"Peki neyini seviyorum en çok.. Aslında önceden tam olarak bilmiyordum. Aramız iyi değildi ve ben acı çekmeyi seven bir manyak değilim.. Şey, yatakta belki olabilir. İstemsizce aşık oldum ilk başta. Seni gördüğüm ilk anda, en çok da bakışların çok etkiledi beni. Kalbime hiç iyi gelmedi. Bir erkek hoşuma gittiğinde ilk önce cinsel açlık hissederken ve hayalini kurarken, ben senin sadece bakışlarına takılı kaldım. Gülüşüne, tavırlarına.. Ara sıra ortaya çıkan inatçı küçük çocuğa. Ve, cesaretine. Sadece diğerlerine uyum sağlıyorsun sanırdım, biz eşcinsellere kötü davranmanın nedeni... Ama öyle değilmiş. Hepsini bir anda karşına almayı bile göze aldın. Ve ben sana bir kez daha aşık oldum Kris."

Avucunu yanağıma doğru yasladığında uysal bir kedi gibi anında mayışmış bir halde ona sokuldum. Şimdi sıcak tenimi usul usul okşuyordu.

~Beni seviyordu. Hiçbir sevgilimden böyle şeyler duymamıştım. Neydi ki en fazla? Seni seviyorum, bir tanem, sensiz yapamam..

"Çok güzel seviyorsun.. Ben, cesur değilim. Tek yanıldığın nokta orası. Eğer beni tanısaydın, nasıl bir korkak olduğumu bilirdin. Bunu inkar edemem.. Belki diğer insanlara karşı umursamaz ve korkusuzum ama içten içe cesur olamadığın, korktuğum çok şey var. "

Eğilip dudaklarına uzun bir öpücük bıraktım.

"Nasıl? Ne gibi şeyler?"

"Boşver Taozi."

Bedenimi sardı. Bir yandan saçlarımı nazikçe okşuyordu.

"Anlatabileceğim şeyler değil."

Merak etsem de alt dudağımı ısırdım ve başımı çevirip açıkta kalan boynuna bir öpücük bıraktım.

"Eğer bir gün bana anlatmak istersen... Seni dinleyeceğim."

"Biliyorum."

"Herkesin farklı bir dünyası vardır. Bazılarınınki dolu, bazılarınınki bomboş."

"Evet.."

İç geçirdim.

"Kris, saat daha erken ama bu gece kalamam. Birazdan gitmem gerekiyor. Annemi birkaç gündür ihmal ettim... Söylemese de biliyorum, yalnız hissediyor."

Sessizce başını sallamıştı.

"Pekala, sen bilirsin. Ben de mecburen aşağı inerim. Sen varken arkadaşım var oluyor. En azından kimsenin yüzünü görmüyorum."

Uzattığı kıyafetleri geri ittirdim.

"Yah, aptal. Üniforma bu. Hem de senin. Şey, bana kendi normal kıyafetlerinden verir misin şimdilik?"

Şirince sırıttım.

Yataktan kalkarak boxerını giydiğinde yanımda oluşan boşlukla dudak büzdüm. Her an ona dokunmaya o kadar alışmıştım ki..

Dolabı açıp bir süre bekledi. Sanırım kıyafet seçmekte zorlanıyordu.

"Bunların hangisi sana olur ki?"

"Bilmiyoruum."

Huysuzlanarak ayağa kalktım. Ondan ayrılmadan özlemini çekmeye başlamıştım bile. En küçük olanlardan bir iki parça kıyafet seçerek bana döndü.

"Bunları giy. Getirmesen de olur. Sen de kalsınlar. Kendin gidebilecek misin eve?"

Uzattığı kıyafetleri aldım.

"Gidebilirim.. Merak etme."

Hızlıca giyindikten sonra, kapıya ilerlemeden önce son kez ileri doğru atılıp boynuna sarıldım.

Ipagpatuloy ang Pagbabasa

Magugustuhan mo rin

94.7K 8K 28
Üniversitesinin serseri çocuğu jungkook, kız arkadaşını rahatlatmak için kayda aldığı inlemelerini yanlışlıkla yeni atanan rektörü Kim Taehyung'a ata...
20.1K 2.8K 57
Hep aynı yıldıza bakarsan yolunu asla kaybetmezsin...
72.5K 9.1K 13
Yaşadığı mahallenin gözde omegası balet Taehyung, orada göreve yeni başlayan yüzbaşı alfa Jungkook'la ruh eşi çıkar.
308K 28.7K 32
Kore'nin nesillerdir düşman olan iki sürüsü; Kim'ler ve Jeon'lar aynı davete katılır. Beklemedikleri şey ise attığı yumruk ile ruh eşi oldukları orta...