çocukluktan//bakudeku

By nuenzi

30.9K 2.5K 1.3K

Katsuki usulca elini Izuku'nun kıyafetinden çıkmış, kendi elinden daha minik eline değdirirken içindeki heyec... More

-1ß
10ß
11ß
12ß
13ß+
ß1

2.2K 198 118
By nuenzi



bakalım ne zaman bu içimdeki 'bölüm at!' diye çığıran ses susacak...

***

Ertesi sabah kendimi koltukta Kacchan'ın kolları arasında bulmuştum. Dar alanları sevmesem de onun kolları arasında olmak beni hiçbir zaman rahatsız hissettirmemişti. Başımı hafifçe kaldırıp yüzüne dikkatle baktığımda gözlerim tekrar dolmuştu.

Gözlerinin altı kızarmış ve hafif de şiş duruyordu. Uyurken böyleyse gözlerini açtığında kim bilir nasıl olacak? Gözümden bir yaş akıp başımın altındaki koluna değdiğinde hızla gözlerini açmıştı. Göz göze geldiğimizde belime sardığı kolunu kaldırıp gözümü silmişti.

"Bir yerini mi acıttım? Sorun ne?"

Endişeyle beni incelerken başımı göğsüne yaslayıp sıkıca sardım kollarımı beline. Gözlerini gördüğümde... cidden acıtmıştı. Kim bilir onun canı nasıl acımıştı aniden açınca?

"Özür dilerim."

Yanlış bir şey yaptığımı düşünmüyordum yine de ağzımdan çıkmıştı kelimeler. Dün ben de bir anda ortada bırakılmıştım sonuçta. Neden yaptığımı veya neden böyle hissettiğimi bilmiyorum, sadece öylece yapıvermiştim birden. İyi hissetmesi için her şeyi yapabilecek durumda hissediyordum sadece.

Kacchan da bana sarılırken saçlarımın arasında dudaklarını hissetmiştim.

"Ben, çok korktum."

Sanırım dün sinirlendiği için söyleyemediklerini şimdi söyleyecekti.

"Sana bir şey oldu diye deliye döndüm. Eve geldiğimde yoktun, telefonlarını açmıyordun, aklımı kaçırdım ben Izuku. Kaybettim sandım, koruyamadım sandım seni."

Onun korkuları neden benim rahat hissetmemi sağlıyor?

Bu düşünce yüzünden kendimi kötü hissetsem de içimde bir yerlerde yeşeren mutluluk, iyi hissettiriyordu. Onun tarafından aldığım bu ilgi, diğer herkesten daha önemliydi benim için.

"Dün, tüm birinci sınıflar toplandığı için gitmiştik. Shouto senpaiyle de ortak derslerimiz var, o yüzden birkaç tane daha üst sınıfla beraber davet edilmişti. Ben, sen de kendine biraz vakit ayır diye seni aramak istemedim. Gerçekten, bu kadar endişelendirdiğimi bilmiyordum."

Eli beni rahatlatmak ister gibi saçlarımda gezinirken aslında onun yanında olmak bile beni rahatlatmaya yetiyordu. Ama bunu ona söyleyemedim.

"Benim kendime ayırdığım en önemli vakit seninle olan vakitlerim. Bunu sakın aklından çıkarma ve beni bir daha sakın böyle bekletme. Ben, ben aklımı kaçırdım Deku."

Nihayet ağzından çıkan, benim için taktığı lakapla derin bir nefes verdim. Bana ismimle seslenmediği için hep kızsam da dün ve bugün emin olmuştum. Bana ismimle seslenmesin bu çocuk. Herkes seslensin ama o hiç ismimi kullanmasın. Ben de kullanmayayım onun ismini.

Birbirimize, yine birbirimizin bulduğu bu lakaplar yeterdi ki. Bu bize özeldi.

__

"O gün yaptığın affedilemez Denki. Ben, ne kadar korktum haberin var mı senin? Daha bir ay ya, bir aydır tanıdığın adama emanet edip gittin sen beni! Yine benimle gitmeseydin ama beni uyandırsaydın en azından."

Denki karşımda mahçup bir şekilde dursa da yumuşamadım. Ben daha kötü bir duruma düşebilirdim. Shouto kötü biri olabilirdi. Beni bir şeyelere zorlayabilirdi. Her şey olabilirdi. Kafam o an yerinde olmasa bile birilerini arayabilirdi arkadaşım en basitinden.

"Ben seni uyandıracaktım ama senpai öyle deyince... üzgünüm Izuku."

"Ben de üzgünüm Denki ama en çok da hayal kırıklığına uğradım. Teşekkürler, bana bir kez daha insanlara güvenmemem gerektiğini öğrettiğin için."

Daha sonra da yanından ayrılmıştım. Bu asla basit bir konu değildi. O kadar şey görüp duyuyoruz. Şu an iyi durumda olmam, kötü bir durumda olamayacağım anlamına gelmiyor. Aklım almıyor, bunu Denki'nin yapması da ayrı kırmıştı beni.

Dahası aklım zaten doluydu.

Kacchan'la ne yapacağımı da bilmiyordum. Dün ve o gün olanlardan sonra ne düşünmem gerektiğinden emin olamıyordum.

Bana olan bu bağlılığını hep alfa içgüdüsü ya da beraber büyüdüğümüz için olan bir koruma durumu zannediyordum. Ama olay, bununla sınırlı gelmiyordu artık. Kacchan söylemese de değildi işte. Abim gibi değildi bu iki günde. Abiler öyle olmaz.

Yani, olmamalı.

Başımı iki yana sallayıp sınıfa girdim. Dersler kafamı dağıtmalı. En azından kısa bir süre için unutmam gerek. Düşünmemeliyim, hayır şu an olmaz.

O sırada telefonumun titremesiyle profesöre dikkat edip telefonumu açtım. Mesaj Shouto'dandı. Ders bitiminde görüşmek istediğini yazmıştı ama olur muydu ki? Ya Kacchan görürse?

O gün hiç de Shouto'ya karşı hoş değildi. Tamam, hoş olması zaten garip olurdu ama ekstra kızgındı sanki.

Yine de bu defalık dinleyip daha sonra arama mesafe koymaya karar verdim. Mesajına cevap verdikten sonra derse odaklanmıştım. Uzun geçen ders saatinin ardından sınıf boşalırken eşyalarımı toplayıp ben de dışarı çıktım. Tabii Shouto'yu sınıfımın önünde görmeyi beklemiyordum.

"Buradan geçerken bekleyeyim demiştim."

Sadece başımı sallamakla yetinip yürümeye başladım. Beraber bahçeye çıkıp bir yere oturduğumuzda gözlerim etrafta geziniyordu. Sadece birkaç dakikalığına da olsa Kacchan'ın gelmemesi için dua ediyordum.

"Geçen gün için özür dilerim. Ben, senin için bu olayın bu kadar önemli olduğunu düşünemedim. Sadece, uyuyordun ve ben seni eve götürebileceğimi düşünmüştüm. Senin de fikrini almam gerekirdi, gerçekten çok üzgünüm."

Cidden üzgün dursa da Kacchan'ın bu kadar tepkili yaklaştığı biriyle arama mesafe koymanın hala en iyisi olacağını düşünüyordum. Ki sadece Kacchan da değildi sorun. Ben uyanmasaydım ne olacaktı? Bu hala aklımın bir köşesinde, cevabını bilmediğim koca bir soru işaretiydi.

"O gün için 'hayır, sorun değil' demek isterdim ama gayet de sorundu. Senin için bu tarz şeyler önemli olmayabilir ama benim cinsim için senin cinsin tehlikeli senpai. Bu yüzden lütfen bir daha benim adıma kararlar verme ve ölecek dahi olsam beni uyandır. Yine de teşekkür ederim, beni evime kadar bıraktığın için. Şimdi izninle."

Tam ayağa kalkmış gidecektim ki kolumdan tutmasıyla kolumu çekip dönmüştüm.

"Bundan sonra benden uzak mı duracaksın?"

Aslında bunu böyle üzgün bir ifadeyle dile getirmesini beklemiyordum yine de ifademi bozmadım.

"Uzak durmayacağım, olması gerektiği gibi davranacağım. İyi günler senpai."

Bu kez kolumu tutmasına fırsat tanımadan daha hızlı adımlarla otoparka doğru ilerlemiştim. Zaten geç kalmıştım. Daha henüz aramız düzelmişken bir daha bozulsun istemiyordum.

Ki sanırım geç kalmıştım.

Karşımda o günkü ifadesinden ziyade sinirine ek kırgınlıkla bakıyordu gözleri.

"O piçle yine işin neydi?"

***

o değil shoutodeku ayrı shipimdir bdldnsldmslsm
bu ficte neden kötü oldu anlamadım
kötü de değil aslında ama işte

Continue Reading

You'll Also Like

769 64 8
"Bana verdiğin o çiçek kuruyup toz olana kadar dayanırım belki de mentalist." *Smut olup olmayacağına henuz karar vermedim.
476K 8.6K 17
tamamlandı. acar arslan dünyaca ünlü bir futbolcudur. bir gün eski hattını geri takar ve instagram'dan 'bebeğim kişisi instagramda, ona merhaba demek...
36.8K 2.5K 21
Takemichi süpriz bir şekilde mikey tan hamile kaldı. Takemichi bu haberi mikey a vericek iken mikey takemichi yi terk etti ve kento manji gang da li...
520 64 8
*çeviridir. *Tamamlandı *** "Yine iş başında!" "Merlin mi?" "Elbette."