KOÇ

By misramadizedeolur

1.1M 75.4K 11.6K

'En Güzel Beşiktaş'ın Çocukları Sever : 1' "Özgür Çalhan liked your tweet mi?" dedim dehşet içinde. "Ne demek... More

0 x Koç
1 x Tweet
2 x Karşılaşma
3 x Maç
4 x Süper İkili
5 x Fan
6 x Düşüş
7 x Trip
8 x Rezil
9 x Antrenman
10 x Gülümseme
11 x 153,2 Km'den Gelenler
ŞAMPİYON
12 x Yeni
ŞAMPİYON #2
13 x Söz
14 x First Date
15 x Haber
16 x Rize
17 x Kırıklıklar Ve Bozulmalar
bir şeyler'
18 x Aydınlık
19 x Mavi
20 x Misafir
bir şeyler #2
21 x Sen Beğendin
22 x Annemin Damadı
23 x Afallama
24 x Bursa
25 x Merhaba
bir şeyler #3
26 x Misafir ' 2
27 x Masal
28 x Huzur
29 x Kardeş
30 x 'Bebeğim, yanıyorsun'
31 x Sevmek Güzel
32 x Aşktan
33 x Düğün
34 x Çok Sevdik Be Abi
35 x Sürpriz
36 x Yılbaşı
37 x Koç
Falanlar- Kesitler Ve Filanlar
39 x Aşk
FİNAL
bir şeyler ' Bu Asla Veda Değil
Yılbaşı Özel
1. Yıl Özel
Paris Özel
2. Yıl Özel
Kutlama- Açıklama ve Nicesi

38 x Beşiktaş Icrypex

15.4K 1.1K 170
By misramadizedeolur

Derse verdiğim aralardan en sevdiğim Koç'a bölüm attığım aralar. Bir de yemek yediğim... Sonunda salı! Özelmişiz vallahi.

Uzatmadan gidiyorum. Bölüm sonunda görüşürüzz...

Koç - Bölüm Otuz Sekiz : 'Gelinim...'

Bir şeyleri batırdığımı pek hissetmezdim. Batırdığım zaman o şey bana dokunmadan düzeltmenin yolunu bulurdum çünkü. Ya da topuklamanın... Ama şimdi ne bir çözüm yolu bulabiliyordum ne de topuklayabiliyordum. Özgür'ün elini tutup kaş göz yapsam kaçabilir miydik acaba? Sanmıyordum. On ikinci sınıftaki okul yılımda ilk kez müdürün odasında, tam karşısında suçlu gibi dikilmemin gerginliği vardı üzerimde. Ayrıca kendimi öğretmeni ile basılmış öğrenci gibi hissediyordum. Özgür'ün okulla alakası olmaması dışında bir sorun yoktu...

"Yani berabersiniz?" dedi okul müdürümüz bize kısık gözlerle bakarken. "Hocam siz sosyal medya kullanmıyor musunuz?" dedi nereden geldiğini anlamadığım Soner. Bugün onu doğru düzgün görmemiştim. Bir görünüp bir kayboluyordu. İçine bir şeyler girmiş olabilir miydi? "Kullanıyorum." dedi müdür gözlerini kaçırırken. Soner bir an gülüp kendini toparladı. Gülmemek için dudaklarımı bastırdım ve Oğuz'a baktım. Oda bana bakınca kendimizi daha çok kastık. Gözlerimi ayaklarıma çevirdim.

Her şeyin yanı sıra, Özgür'ün de suçlu ve bizim okuldanmış gibi yanımızda dikilmesi bizimkileri daha çok eğlendiriyordu. Özgür benim aksime rahattı gerçi. İlişkimizin tüm utanmasını ve gerginliğini ben çekecektim, belliydi.

"Çocuklar." dedi müdür bir anda ciddi bir sesle. "Arkadaşlığınız tabiki beni ilgilendirmez. Özgür bizim okulda bir çalışan değil çünkü. Öğrencilerimizin özel hayatına da müdahele edemeyiz. Ama okulumda bir huzursuzluk çıktığı an devreye girerim." dedi gözlerini Özgür'e çevirerek. "Özellikle sen takımın Koçuyken, karşı takımın kaptanına saldıramazsın Özgür."

"Hocam geçerli bir sebebi vardı." dedim hızlıca atlayarak. Kolumun üzerinde bir el hissettim. Özgür'dü bakmadım. "Hocam, Azad normal bir insan değil. Koç az bile yaptı." dedi Oğuz birden sinirli çıkan sesiyle. Müdür Azad denilen o çocuğu kaldırırken, Oğuz araya girmiş ve bacağına tekme atıp yeniden düşmesini sağlamıştı. Müdür Oğuz'un yaptığını görmediği için telaşlanmıştı tabi. Müdür iç çekti yavaşça. "Kameralara baktım. Haklısınız. Ama lütfen bir daha işinizini dışarıda halledin, kimsenin başı ağrımasın." dediğinde hepimiz ciddiyetle kafa salladık.

Müdür bizi kibarca odasından kovduktan sonra hepimiz yavaşça çıktık. Kapının önünde toplanmış kız grubunun bakışı Özgür'e dönüp kıkırdadıklarında gözlerim kısıldı ve Özgür'ün elini tuttum. Özgür her şeyden habersiz kolunun altına aldı beni. "Kendimi lise yıllarında hissettim bir an." dedi alayla. Ona biraz daha sokuldum. Adımlarımız bahçeye doğru yönelirken birçok bakışı çoktan üzerimize çekmiştik. "Koç öyle gibiydin vallahi." dedi Soner gülerken. "Ellerini birbirine bağlayıp suçlu bakışlar atman eksikti." diyerek devam ettiğinde kıkırdadım.

Bahçeye çıktığımızda onlar takımın yanına giderken, Armağan ile bir köşeye geçtik. "Yemin ederim hayatımda bir şeyden hiç bu kadar zevk almamıştım." dedi Armağan. Olduğum yerde daha çok yayıldım ve ona döndüm. "Ben orda gerilirken sen eğlendin mi?" dedim sahte bir kızgınlıkla. Göz devirdi. "Oda eğlenceliydi ama onda değildi. Özgür'le seni öyle göre kızlar... Bakışları görmen lazımdı Veroş. O kadar eğlendim ki." dedi eğlendiği sesinen belli olurken. İç çektim ve dudaklarımız büzdüm. Nazar değmeseydi bari.

"Dur anneanneme nazar duası okutayım." dedi Armağan ve telefonunu çıkardı. Arama yaparken, kısık gözlerle onu izliyordum. "Anneannem, arkadaşıma bir nazar duası okusana." dedi telefon açılır açılmaz. Gözlerim şaşkınlıkla açılırken, telefondan gelen dua sesiyle telefonu bana yaklaştıdı. Dua bititince vedalaşıp telefonu kapattığında, şaşkınlıkla ona bakmaya devam ediyordum. "Manyaksın." dedim kıkırdarken. "Manyak mı?" dedi Armağan gözleri kısılırken. Sonra gülümsedi gevşekçe. "Hoşuma gitti." dediğinde ikimizde ufak bir kahkaha attık.

Gözlerim takıma kaydığında, hepsinin mutlulukla konuştuğunu gördüm. Şampiyon olduğumuzda okulda bir kutlama yapılacaktı ama bize daha rahat olabileceğimiz bir kutlama lazımdı. Hem Özgür'de şu yoğunlukta eğlenme fırsatı bulurdu. Ne yapsaydık acaba? Gözlerimi kıstım. Okulun yaptığı gibi bir parti yapamazdık, sıkıcı olurdu. İçmeye gitsek desek, takım fazla dağıtırdı. Mangala mı gitsedik acaba?

"Aklıma ne geldi." dedim birden heyecanla doğrulurken. Armağan irkilerek bana döndü. "Son maçtan sonra, mangala gidelim takımla. Piknik yani. " diyerek hızlı hızlı devam ettim. "Olabilir aslında." dedi Armağan'ın bakışları takıma dönerken. "Olur olur." diyerek bana döndü. Heyecanla dikleşti oturduğu yerde. "Biz her şeyi ayarlayalım, son dakika haber veririz hepsi koşarak gelir zaten." dediğinde gülerek el çırptım. Kesinlikle çok eğlenecektik.

"Hafta sonu spora gidiyoruz bu arada." dediğinde kafa salladım usulca. Bana da iyi gelirdi aslında, uzun süredir spor yapmıyordum. "Hadi yanlarına gidelim." diyerek ayağa kalktım. Armağan ayağa kalktı ve koluma girdi. Yanlarına gittiğimizde Ayaz gözlerini kısarak bana baktı. "Yine mi sevgilimin yanındasın sen?" dedi hoşnutsuzlukla. Yüzündeki sahte ifadeye gülmek istesem de ciddiyetimi korudum ve "Sende mi buradaydın?" diyerek yüzümü buruşturdum. Oğuz ve Soner dışında herkes bize anlamayan gözlerle bakıyordu. Gözlerini devirdi ve Armağan'ı kendine çekti. "Sevgilimi elimden alamayacaksın." dedi Ayaz kısık gözlerle. Alayla gülümsedim. "Geçen jelibon içinde aynı cümleyi kurmuştun ve o jelibonu ben yemiştim." diyerek masumca gülümsedim. Kıkırdama sesleri gelirken bir adım atıp Özgür'e yanaştım. Elimi tutup kendine çekti beni.

"Bıktım ben sizden ya." dedi Oğuz göz devirerek. Gözlerim kısıldı. "Sen bize kurban ol be!" dedik Ayaz ile aynı anda. Gülme sesleri çoğalırken, Oğuz göz devirdi. "Koç biz dağılalım artık." dedi takımdan biri. "Malum yorulduk." diyerek bir başkası katıldı ona. Özgür gülümsedi. "Keyfinize bakın gençler." dediğinde hepsi onayladı ve vedalaşıp yanımızdan ayrıldılar. "Biz de gidelim mi hayatım?" dedi Ayaz Armi'ye güzel bir gülüş atarken. Gülümsedim. Şapşaldı ya. Nasıl da aşık aşık bakıyordu kıza. "Gidelim." dedi Armağan gülümseyerek. Ayaz diğerleri ile vedalaşırken, Armağan ile sarıldık. Ayaz daha sonra kollarını bana sardığında, sıkıca saıldım ona. "Dikkatli gidin." dediğimde kafa salladı. Onlarla birlikte Soner ve Oğuz'da yanlarından ayrıldığında Özgür ile ikimiz kaldık.

"Biz ne yapacağız sevgilim?" diyerek mırıldandım Özgür'e doğru. Saat daha ikiydi. Evde kimse yoktu ve Özgür bugün izinliydi. Özgür yürümeye başladığında ona eşlik ettim. "Ben sevgilime yemek yapacağım." dediğinde gülümsedim genişçe. "Çok doğru bir tercih, çünkü sevgilin kurt gibi acıktı." dediğimde güzel bir gülüş sundu bana. Kalp atışlarım birden hızlanırken, elini daha sıkı sardım. Evet, hala Özgür'ün yanındayken kalp atışlarım hızlı atıyordu.

Arabaya bindiğimizde çantamı arka koltuğa koydum ve kemerimi taktım. Aynı anda telefonuma bildirim geldiğinde cebimden çıkarıp ekrana baktım. Asrın abim akşam yemeğini birlikte yiyeceğimizi söylemişti. Onu onayladım ve telefonumu geri cebime koydum. Annemler hala gelmediği ve evde tek olduğum için Asrın abim üzerime fazla düşüyordu. Ama şikayetçi değildim. Abimdi sonuçta.

Özgür arabayı çalıştırdığında gözlerim onu buldu. Yüzümü bir gülüş kaplarken, yüzünün her detayında gözlerimi gezdirdim. Saçları her zaman olduğu gibi dağınıktı. Ama şu aralar uzamıştı, bu yüzden Özgür'de iki yandan ayırmış ve alnını açığa çıkartmıştı. Mavi gözleri ışıl ışıldı. Biçimli kaşları, düzgün burnu ve dolgun dudakları vardı. Burnunun üzerinde ve yanaklarına doğru minik minik, ama dikkatli bakmayınca asla belli olmayan çilleri vardı. İnsanın baktıkça bakası geliyordu. Öyle bir şeydi ki Özgür; saatlerce, hatta günlerce hiç bakmadan izleyebilirdim onları. O güzel mavi gözlerine ömrünün sonuna kadar bakabilirdim.

"Sevgilim." dedim birden neşeyle ve son harfi uzatarak. Kocaman gülüşü ile bana döndüğünde "Seni çok seviyorum." diyerek mırıldandım. Gülüşü keyifli bir hal alırken, kucağımda duran elimi tuttu ve dudaklarına götürüp avucumun içini öptü. Hareketiyle içim erirken, elimi indirdi ve sıkıca tutarak dizinin üzerine kattı. "Bende seni çok seviyorum Gül Güzelim."

Biten araba yolculuğumuzun ardından Özgür'ün evine gelmiştik. Kapıdan içeri girdiğimde çantamı ve montumu kapının kenarına bıraktım. Özgür benden önce içeri girip ısıtıcıları açarken, peşinden salona girdim. Bana döndü hemen. "Üzerimi değiştirip geliyorum, sende giyecek bir şeyler ister misin?" dediğinde kafamı iki yana salladım. Yanıma yaklaştı ve saçlarımın üzerine bir öpücük bıraktı. O yukarıya giderken, ben koltuğa attım kendimi.

Birkaç dakikanın ardından lacivert eşofmanı ve beyaz sweatshirti ile Özgür aşağı indi. Elinde ise siyah bir sweatshirt vardı. "Ev tam ısınmadı, bunu getirdim giymen için." diyerek mırıldandığında oturduğum yerden kalktım ve yanına yaklaştım. Kollarımı beline sararken, oda bana sarılmıştı sıkıca. "Nasıl bi adamsın sen?" diyerek mırıldandım aşk dolu bir sesle. "Aşık bir adamın." diyerek cevap verdiğinde kıkırdadım. Omzuna minik bir öpücük kondurarak geri çekildim ve elindeki sweatshirti alıp formamın üzerine geçirdim. Özgür saçlarımı düzeltti yavaşça.

Dakikalar sonra mutfakta Özgür'ün malzemeleri çıkarmasını izliyor, bir yandan da bir şeyler anlatıyordum. "Bursa maçıydı sonuçta. Bende takım tutmuyordum ama babam sayesinde Beşiktaş'a daha yakındım. Çocuk takım hakkında ileri geri konuşunca çok sinirlenmiştim." dedim anlatmayı sürdürerek. "İnanılmaz bir Gomez hayranlığımda vardı o dönem." diyerek kocaman gülümsedim. "O sinirle çocuğun üzerine atlamıştım. Annesi anneme şikayete gelmişti sonra. Annem o gün babamın beni maça götürmesine izin vermemişti ama babam kaçırmıştı beni."

Özgür gülerek bana döndü. "Yaren teyze sizin böye bir şey yapacağınızı düşünmüştür zaten." dediğinde masumca gülümseyerek kafa salladım. "İki gün konuşmamıştı bizimle." dedim dudak büzerek. Özgür güldü ve büzdüğüm dudaklarımın üzerine bir öpücük kondurdu. "Gel bakalım." dedi sonra tezgahın önüne geçerken. Yanına gittiğimde önüme iki kırmızı ve iki yeşil biber koydu. "Bunlar şeritler halinde doğra. Dikkatli ol, olur mu sevgilim? Elini kesme."

"Özgür." diyerek söylendim. "Çocuk muyum ben elimi keseyim?" diyerek söylendim ve yeşil biberin birini alarak başını kestim. İçindeki çekirdeklerinde kısık gözlerle baktım ve ters çevirip çıkması için bibere vurdum. "Vera ne yapıyorsun bebeğim?" dedi Özgür birden. Dudaklarımı büzdüm. "İçindkileri çıkartıyorum."

Özgür güler gibi bir ses çıkardı ve arkama geçip bıçak tuttuğum elimi tuttu. Biberi kesme tahtasına indirip düzünce ikiye ayırdı ve çekirdekleri sıyırdı. "Öyle de temizlenirdi." dediğimde güldü. Soğanların başına giderken benden biraz uzaklaşmıştı. Biberleri düzgünce temizleyip doğrarken, Özgür soğanları kesip tavuklara geçmişti bile.

İç çektim. Adam her konuda mükemmeldi. Acaba kimliğini aşırıp nikah günü mü alsaydım? Sonra ya benimsin ya kara toprağın diyip nikah basardım.

Özgür ocağın başına geçtiğimde arkasına geçtim ve kollarımı beline sarıp kafamı sırtına yasladım. Gözlerim usulca kapanırken, derin bir nefes çektim içime. Bne bu adama harbden çok aşıktım.

* * *

Hayatımda çoğu zaman her şey yolunda olurdu. Ufak tefek sorunlar dışında bir sorun ile mücadele etmemiştim şimdiye kadar. Ama şu aralar daha bir yolundaydı sanki. Ailem ve arkadaşlarım iyidi, derslerim fena gitmiyordu ve sınava oldukça hazırdım, Beşiktaş iyiydi ve şampiyonluğa oynuyordu, harika giden bir ilişkim vardı ve mutluydum. Galiba yanımdan nazar boncuğu ayırmayıp kendime nazar duası okutmam lazımdı.

Gerçi anlık olarak pek yolunda sayılmazdı.

Özgür beş dakika sonra beni almaya geleceğini söylemişti. Günlerden pazar olması, ders çalışmayı yeni bitirmiş ve berbat bir halde olmam dışında sorun yoktu... Bedenimi saran telaşla yataktan kalktım ve dolabımın karşısına geçtim. Hızlıca siyah, dizlerinde yırtık olan wide leg pantolonumu aldım ve üzerime geçirdim. Üzerine siyah bir crop giyip deri çeketimi yatağımın üzerine attım.

Telaşla aynanın karşısına geçerken ayağımı yatağıma çarpmam ile ufak bir küfür firar etti dudaklarımdan. Ağlamaklı yüz ifadem ile saçlarımı açtım ve taradım. Parfümümü sıkarken telefonum çaldı. Bakmadan çantamın içine eşyalarımı atıp ceketimi giydikten koşarak odamdan çıktım. Spoar ayakkabımı giyerken, "Ben çıktım." diye bağırdım. Annem salonun kapısından çıkıp garip bakışlar attı bana. "Beş dakika önce ders çalışıyordun, şimdi nereye?"

"Geldiğimde konuşuruz Yaren Sultan. Seni seviyorum." diyerek evden çıktım. Nihayet siteden çıktığımda Özgür'ün beni beklediğini gördüm. Ona olan sinirim saniyesinde yok olurken yüzümü kocaman bir gülümseme kapladı. Yanına gittiğimde sımsıkı sarıldım. Ligin ilk yarısının son maçları oynanacaktı. Biraz tatil yaptıktan sonra ise milli takım kamına katılma ihtimali vardı. Şenol hoca bek eksiği çekerken Özgür'ü almamazlık yapmazdı. Bu sebeplerden dolayı ise Özgür çok yoğundu.

İki hafta önce basket maçları bittiği için de okula gelmiyordu. Eskisi kadar sık görüşemiyorduk. Sınava az kaldığından mıdır bilinmez, zaman hızlı geçiyordu. Şubatın ilk haftası bitmek üzereydi neredeyse.

"Geç kalamdan gidelim mi sevgilim?" dedi Özgür ayrıldığımızda. "Nereye gidiyoruz?" diyerek mırıldandım. Gülümsedi genişçe. "Beşiktaş Icrypex maçına. Babamın özel davetlileriyiz." dediğinde gözlerim kocaman açıldı. "Ciddi misin?" diyerek şaşkınlıkla sordum. Kafa salladı gülerek. İçime Yılmaz amcayı ve basket takımını görecek olmanın heyecanı büyürken heyecanla gülümsedim.

Araba Akat'ların önünde durduğunda aklıma direkt bilinçli görüşmemiz geldi. Yılmaz amca ile oynadığımız maçta, Özgür'ün beni tutup havaya kaldırma anı gözlerimin önüne gelirken gülüşüm daha çok büyüdü. O anın fotoğrafının üzerine 'Süper İkili' yazmıştı ve biz gerçekten de süper ikili olmuştuk.

+40

Maçtan sonra, Özgür ile soyunma odalarının olduğu koridorda Yılmaz amcayı beklerken heyecanım katlanarak büyümüşyü. Yılmaz amca yanında Alperen ve Şehmus ile gelirken derin bir nefes aldım. Şehmus Hazer... Adam yakından daha mükemmeldi.

Karşımızda durduklarında Yılmaz amca Özgür'den önce bana sarıldı. Özgür ise Alperenler ile selamlaşmıştı. Yılmaz amca ile ayrılığımda, Şehmus ile göz göze geldik. Gülümsedim yavaşça. Oda büyük bir gülümseme yolladı bana. "Veracığım Alperen ile tanışmıştın zaten." dedi Yılmaz amca. Kafa salladım ve Alperen ile birbirimize gülümsedik. "Şehmus Hazer." diyerek Şehmus'u tanıttı. Ardından beni kendine çekti ve Şehmus'a döndü. "Bu güzel kızımda gelinim, Vera."

Öncelikle bir hata görürseniz şimdiden kusura bakmayın.

Gelelim... Bölüm hakkında neler düşünüyorsunuz? Yorumlarınızı bekliyorum.

Finale az kaldı. Şaka gibi ama maalesef gerçek. Koç'un finalinden sonra Mübrem'e devam edeceğim. Bir süre sonrası için de aklımda yeni bir kurgu var. Koç ve Mübrem'den bağımsız. Ancak kesin bir şey diyemiyorum çünkü sağım solum aslaa belli olmuyor.

Uzatmadan sizi rahat bırakıp biyoloji çalışmaya gidiyorum. Kendinize iyi bakın. Sizleri seviyorum❤️

Continue Reading

You'll Also Like

GELECEK By VeraHare

General Fiction

154K 8K 17
Tüp bebek merkezinde tüplerin karışması sonucu kocası yerine hiç tanımadığı bir adamdan hamile kalmıştı Mahru. #1İhanet/24.5.2024 #1Mahru/24.5.2024 #...
Kayıp Parça By Rabikce

General Fiction

111K 9K 16
Balım. Kalabalık bir ailenin en küçük üyesiydi. Babasının göz bebeği, abilerinin prensesi. Ancak annesinin hataları yüzünden hayatı bir anda değişti...
963K 56.9K 73
"Hiç bir aile karesinde yerim yokmuş ki benim" Ben Buse. Buse Yalın olarak doğmuştum ve şimdi Buse Gamzeli olarak ölecektim. Bu ruhu ölmüş, bedeni ya...
1.6K 1.2K 33
❗Wattpad' de JAPON DAMAT isimli ilk ve tek kitaptır❗ "Herkes nasbince severmiş" "Sakura çicekleri gibiydik... Ölüm ve yaşam arasında arafta kalmışız...