Son Perde

By Thebluespirit7

216K 15.3K 8.6K

"Hiç sevilmemişsin,sevdiğin ise meçhul!"diye gürledi ceylan gözleriyle. Sevmek ve sevilmek nedir özenle ince... More

Rüzgarda Savruk Başına Buyruk
Deja Vu
Senaryo Defteri
Herkesin Bir Sırrı Vardır
Unutma Beni Çiçekleri
Bu Matematik Bizi Kandırıyor Hocam
Haset
Ben Daha On Sekizim
Pervane!
Sen Ona Aşıksın
Organize İşler Bunlar
Cesaretin Var Mı Aşka?
Sır Küpü
Öfkenin Çirkin Yüzü
İnek Uçurma Operasyonu
Kırmızı Kablo mu Mavi Kablo mu ?
Sadece Bir Kez
Tadı Damakta
En Uzun Gece
Bu Yeni Bir Gün
Ezberbozan
Biri Söylese
Benim Aşık Olmam Gerek
Kendini Gerçekleştiren Kehanet
İntihaşk
Benim Ahu Gözlü'm
Çıkış
Bir Derdim Var Artık
Kördüğüm
Ses Etme
Sen Beni Bir Ayda Unutursun
Haydi Söyle
Neyin Nesi ?
Aşk Adamı
Geçmişin İzleri
Vişneli Brownie
Empati...
Dön Bak Dünyaya
Bildiğim Tek Yol
Öfke
Ayyaş
Tek Kurşunluk
Çünkü Başka Sen Yok
Gözlerimi Kapatsam
Bomonti
Aç Bağrını
Beni Boş Yere Yorma
"İbneymiş..."
Zeliş
Son Dans
Felaket
Dokundun Mu Ona ?
Dursun Zaman
Kaybeden
Dipsizliğe de Seninle
Gördüğüme Sevindim
Yakarış
Cevapsız Sorular
Tacizci

Aşık Bir Adam

4.4K 342 152
By Thebluespirit7

Bir gün beni görebileceğine dair olan inancımı dimdik tutuşlarım,beni daha fazla tutuşturalı bir yıl oluyor. Ne diyor  Zeki Müren,elbet bir gün buluşacağız.
                                        02.09.2018.

Karakalemle çizilmiş bir erkek yüzüne dikkatle bakınan Kutay surat ekşitip diğer sayfayı çevirdi.

Bugün senin en sevdiğin yemeği yapmayı denerken parmaklarımı yaktım. Sanırım asla beceremeyeceğim,sense sadece beceriksiz diyip kahkaha attın. Gülüşünde bir ömür yaşamak isterdim.
                                                04.08.2019

06.9.2019///
Sanırım  hayatımın en güzel günü bugün. Doğum gününde,dilek dilerken pastayı beraber üfledik. Dileğin her neyse tek bir dilek hakkım olsa senin dileğini gerçekleştirmek isterdim.                 

Defterin arasına yapıştırılmış pasta şemsiyesi ile göz devirdi Kutay.

"Sanata ve sanatçıya değer deniyor sonra,götümle daha iyi yazarım klavyeye otursam." dedi Kutay, Uygar'ın defterini çevirmeye devam ederken.


  01.01. 2020.
Bugün tam umudu kesmişken bana 00:00'da mesaj attın. Cem Adrian'ın Mutlu Yıllar Sevgilim şarkısını sana ithaf etmek istesem de yalnızca sen dinlersin diye instagram hikayelerim arasına ekledim.
Senle nice yıllara.

Tayfun'un gülümsediği yılbaşı şapkalı bir fotoğraf görünce Kutay'ın gözleri irice açıldı.
"Lan.... Hassiktir." dedi Kutay şaşkınlıkla ağzı aralanırken.

Uygar'ın el yazısıyla yazılmış binlerce minik not ve mektup geziniyordu sayfalar arasında. Kutay son sayfalara atlarken gözlerini iyice deftere yaklaştırdı.

01.03. 2020

Bugün kız arkadaşınla yanıma geldin. Diğerleri gibi değil sanki bu sefer,gerçekten seviyor gibisin. Kendimi hiç iyi hissetmediğimi söyledim.  Bana ,beni unuttun mu diye sordun alayla.
Buğday, buğday başakta saklıdır
Başak, sarıda
Sarı, saçlarında
Seni unutmak mümkün mü?

Kutay'ın ağzı bir karış havalanırken kapının kırılırcasına çalınmasıyla birlikte ayyaşın eve gelmiş olduğunu düşünüp sıkıntılı bir nefes verdi. Alacaklıları gidip vurmuyordu da bunu tenhada ! En azından tefeciye falan uyarı ateşi yollasa Kutay zevkle kabul ederdi.

Kapıyı açmaya giderken "Patlama be..."  diye bağırdı odasından ayrılmak üzere ayaklanırken. Buzdan şato olmuş bedeni uyuşukça kapıyı açarken karşısında gördüğü eşşek gözleri kadar iri gözlü Uygar'ı süzdü.

Ne işi vardı bunun burada?

"Defterimi ver." dedi Uygar telaşla elini ayağını nereye koyacağını bilemezken.

"Hangi defter?"diye mırıldandı Kutay tiksinircesine Uygar'ı süzerken.
"Kankan hakkında ıslak düşünceler dolu defter mi?"

Uygar irileşen gözlerle bir inilti koparırken buz gibi Kutay'ın göğsünü ittirip hırladı.
"Ver onu!"

Kutay çıplak  göğsüne değen sıcak ellerle birlikte kaş çatarken kendini Uygar'dan çekip suratını çöp görmüş gibi ekşitti.
"Aman aman hallenme bana da."

"Ne diyorsun sen aptal!" diye bağırdı Uygar gözleri dolu dolu olup yaşlar boşalırken.

"Sen şimdi kız mısın,kız gibi falan mı hissediyorsun tam olarak?"diye sordu Kutay merakla Uygar'ın gayet erkek gibi görünen yüzünü süzerken.

"Saçma sapan konuşma Kutay."diye tısladı Uygar dişleri arasından.
"Arkadaşımın o..." dedi utançla yanakları kırmızı birer elmaya dönüşürken.

Kutay ise keyifle avıyla oynayan  aslanlar gibi ceylanının kuyruğuna kuyruğuna basmaya devam ediyordu.
"Arkadaşına söyle Word dosyası kullanmayı öğrensin. Allah bilir gizli sekmede porno açmayı da bilmiyordur avel." dedi alaylı sırıtışla Uygar'ın üzerine yürürken.

"Beni mi döveceksin? " dedi Uygar titrek bir sesle.

"Banane be kim kimi dürterse dürtsün. İğrenç ama banane." dedi Kutay Uygar'ın rahatlamış yüz ifadesini  incelerken.

Sonra sırıtıp devam etti.
"Ama kankan bana en ufak bir artist harekette  daha bulunursa,ifşa ederim. Yani arada yanan sen olursun,onun da adı çıkar Yaralı Ceylan."

Uygar sinirle dolan gözlerini ve titrek pembe dudaklarını kırıştırıp burnunu çekti.
"Ben nasıl Tayfun'un davranışlarına engel olayım Kutay? Beni niye yakıyorsun."

Kutay ise gevşekçe ağzını büküp  en afilli yan bakışlarını sundu Uygar denen minik muhallebi evladına.
"Bilmem,ödevlerini yapmayıverirsin aslanım. Bir kavga daha edersek,elimde kalacak sarı saçlarını yumruğuma doladığım."

Uygar endişe dolu gözlerini iyice irileştirirken yumruklarını sıkıp kahvelerini dikti Kutay'ı bir yargıç gibi süzerken.
"Kötü birisin hatta iğrenç birisin." dedi sesi titrerken.

"Hayatta hiç sevmemişsin,sevildiğin ise meçhul. " dedi Uygar hırsla burnundan solumaya devam etti.

Soğuktan kızaran burnu,ayaz tarafından yakılmış dudakları ve yanakları iyiden iyiye kızarmışken kar montunun üzerindeki yağmur damlaları her titreyişinde onunla birlikte sarsılıyor ,mazgallara akan giden yağmurlar gibi uzanıyordu.

"Kötü olmak için varsın sanki !
Ne geçecek hayatımı bitirince,Tayfun'un adını çıkarınca? Ne kazanacaksın." dedi bastıran yağmur ,evin içini sarsan şimşeklerle flash gibi aydınlanırken.

Kumral bukleler alnına iyice yapışmış,yağmur suyunun etkisiyle düzleşmiş biçimde perçem perçem gözleri üzerini perdelemişti. Ömründe gördüğü en iri kahverengi gözler içindeki nefret ve telaşla aydınlanırken Kutay yumruklarını sıkarak izledi bu süt çocuğunu.

Ağzı süt kokan,teninde tek zerre pürüz bulunmayan bir ana kuzusu için oldukça korkusuzdu bu değişik yönelimlere sahip ne idüğü belirsiz diye geçirdi içinden Kutay alayla sırıtırken.

"Senin yüzünde öyle yaralar bırakırım ki harbi harbi  Yaralı Ceylan olursun."dedi ceylan gözleri kadar iri kahvelere öfkeyle harlanmış laciverletini dikerken.

"Benim tenimdeki yaralar neşterlidir,dikiş tutmasa da öldürmez. Sen kendi ruhundaki yaraları onar !"

İri gözler meydan okurcasına çatık kaşlarıyla onu süzen Kutay'a dikiliydi.  Kendini savunmak konusunda deneyimi olmasa da karşılık verebilecek kadar medeni cesarete sahipti Uygar.

Dayak yiyeceğini bilse bile arkasına bakmadan topuklamayacak direnecekti.

Kutay tiksenen bir ifadeyle göz devirdi.
"Nesin sen? Aslana saldıran cılız bal porsuğu falan mı?"

"Benden ve Tayfun'dan uzak duracaksın Kutay." dedi yağmurdan sırılsıklam titreyen Uygar başını dik tutarken.
"Bir defa olsun,yumruklarınla değil kafanla düşün! Elinde büyük koz var,ben Tayfun'un sürekli senin alanına girmesine engel olayım sen de defterimi ve sırrımı geri ver."

Kutay bıkkınca iç geçirip yağmurlu sokağın başından gelen kabusunun yalpalayarak eve doğru ilerlemesiyle birlikte Uygar'a baktı uzunca.
"Seninle polemiğe girmeyeceğim, tek istediğim diplomayı alıp boktan okuldan gitmek." dedi sokağın başındaki  kabusun her adımı tüylerini ürpertirken.

"Ha bide bundan sonra ödevlerimi yapacaksın,sınav için ders notlarını vereceksin yoksa gider Tayfun kardeşime öterim minik sırrını. Derim ki kanka ayağı göt ayağıdır Tayfun,kolla götünü."

Alenen tehdit içeren cümleleri Uygar'ın  ceylan gözlerine bakarak yüzündeki arsız sırıtışla sıralamıştı Kutay. Bedavadan not ve ödevin cazip tadı,bu sene ayaklarını uzatarak mezun olmak anlamına geliyordu. Zaten çalışkan olduğu bilinen bir tipti bu sosyal kelebek Uygar. Eli değmişken Tayfun piçininki gibi aradan çıkarabilirdi Kutay'ın derslerini de.

"Cehennem boş  tüm şeytanlar burada derlerdi de inanmazdım !" dedi Uygar ,Kutay'ın elindeki siyah ajandaya uzanırken.

"Cehennem boş,benim zebanim burada." diye fısıldadı Kutay lâcivertleri ışıklarını söndürüp,yerini korku dolu göz bebeklerine bırakmıştı.

Artık seni incitemez. Sen onu dövebiliyorsun,sana vuramaz.

Zihninde kendi kendini telkin ederken eline değen yumuşak parmakların verdiği gıdıklanma hissiyle Uygar'a baktı bir müddet.
"Numaram Kaan denen arkadaşında ve Burhan denen çocukta  var. Senin serseri tayfanla aynı sınıftayız,ödevini oradan atarsın." dedi Uygar burnunu çekip defteri göğsüne sıkıca bastırırken.

Tüm nadide çiçekleri koparmadan sever gibi narince tutuyordu salak bir defteri. Her sayfasında bir dünya bıraktığı satırları,göz yaşları ile mürekkep ederken sırdaş bilmişti bu kara kapaklı ajandayı.
Bir gün belki... belki Tayfun'un kömür gözleri de değiverirdi bu satırlara?

Belki bir gün şenlendirirdi gözyaşıyla sulanmış her dizeyi,çiçekler açtırırdı?

Sevmese bile anlamasını umut ederek yazmıştı zaten Uygar.
Sevgi karşılık gerektirmezdi ki...Ne diyordu Nazım, yani sen elmayı seviyorsun diye elmanın da seni sevmesi şart mıydı?

Uygar zihninde dolan şairin sesiyle kendi kendine telkin verdi arkasına bile bakmadan Kutay denen çocuğun yargılayıcı,iğneleyici ve tiksinen bakışları arasında sokakta kaybolup giden bir gölgeye dönüşürken.

"Tahir olmak da ayıp değil,Zühre olmak da... Hatta sevda yüzünden ölmek de ayıp değil." dedi yağan yağmurun silip temizlediği sokakta gözyaşlarını yağmur damlaları sır saklarcasına silip izini kaybettirirken.

Kutay ise defterin arasından düşen bir parça not kağıdını sulu çamurlu sokaktan alıp eliyle silkeledi yırtmamaya çalışarak. Muhtemelen Uygar denen absürt çocuğun kara lekesi niteliğindeki aptal ergen defterden düşmüştü.

"Rengarenk ve kocaman yapraklı çiçeklere isim veren Tanrı'ya seslenir bu çiçekler. O kadar minik,gözden uzaktır ki her çiçeğe isim veren yaratıcısına "Unutma Beni!" diye haykırmış...."

Continue Reading

You'll Also Like

1.6M 49.6K 39
Üzerime doğru yürümeye devam etti. Gelip tam karşımda durdu. Gözünü kırpmadan yüzümü inceliyordu. Gözlerini gözlerime dikti. Soru dolu bakışlarla y...
193K 1.1K 19
Hikayede sık sık +18 ve şiddete yer verilecektir! Yaş sınırını göz önünde bulunduralım.
2.1M 91.4K 24
Yetişkin okurlar için uygundur! Bir Mahalle Hikâyesi... Çok daha fazlası... ✨ "Bak bana," diye fısıldadı. Dudaklarının arasından çıkan sıcak nefesi b...
334K 29.2K 27
Seha Bey bir ayağını öne atıp ona dengesini vererek şöyle bir durdu. Leyla'yı kısacık üstün körü süzdü. Rahatsız eden bir bakış değildi ama olmasa da...