Eleysa☁️ (Tamamlandı)

By bendenizyagmur

1.1M 79K 63.7K

O, kendi halinde yaşardı. Okuldan eve, evden antrenmanlarına giderdi. Gündüzleri normal biriydi. Sıradandı. O... More

Bölüm 1 ☁️ "Eleysa'nım."
Bölüm 2 ☁️ Uyursam Geçer Mi?
Bölüm 3 ☁️ Esmerim
Bölüm 4 ☁️ Unutturamam, Vazgeçirebilirim
Bölüm 5 ☁️ İki Gözümün Çiçe
Bölüm 6 ☁️ Yaman Bir Beyefendi
Bölüm 7 ☁️ Beni Unutma.
Bölüm 8 ☁️ Haave You Met Me?
Bölüm 9 ☁️ Oturur İçerim Tek Başıma.
Bölüm 10 ☁️ Ben De Yoluma Giderim
Bölüm 11 ☁️ Nefes Almak Gibi Bir Şey
Bölüm 12 ☁️ Aşk Nefrete Ne Yakınsın
Bölüm 13 ☁️ Aşka Yürek Gerek
Bölüm 14 ☁️ Racona Ters
Bölüm 15 ☁️ Aylar Olmuş
KARAKTERLER SORULARINIZI CEVAPLADI
Bölüm 16 ☁️ Gülümse
Bölüm 17 ☁️ Sevgili En İyi Dostum
Bölüm 18 ☁️ Ya İstanbul Hatırlamazsa?
Bölüm 19 ☁️ Flört?
Bölüm 20 ☁️ İyi Ki Varsın
Bölüm 21 ☁️ Beni İyi Etmeye Çalışan Biri Var
Bölüm 22 ☁️ Bal Kitap
Bölüm 23 ☁️ Sarışınlığımı Kıskandın!
Bölüm 24 ☁️ Her Yolum, Her Fikrim Sen
Bölüm 25 ☁️ Son Umut.
Bölüm 26 ☁️ Doğru Kişi?
Bölüm 27 ☁️ Niye Herkes Bu Kadar Ciddi?
Bölüm 28 ☁️ Esmer Bomba
Bölüm 29 ☁️ Eskiden Seven Kız
Bölüm 30 ☁️ Jr. Berkan
Instagram ☁️ Yalakalık Desen Var
Bölüm 31 ☁️ Nazar Duası
Bölüm 32 ☁️ Hiç.
Bölüm 33 ☁️ İkilem
Bölüm 34 ☁️ Çıkalım Bu Şehirden
Bölüm 35 ☁️ Acıdan Geçmeyen Şarkılar Biraz Eksiktir
Bölüm 36 ☁️ Ted Mosby Yıkıklığı
Bölüm 37 ☁️ Çaresiz.
Bölüm 38 ☁️ Kusura Bakma
Bölüm 39 ☁️ Veda
Bölüm 40 ☁️ Gözlük
Bölüm 41 ☁️ Kapanan Son Yara
Bölüm 42 ☁️ Ölmeye Yüz Tutmuş Bir Ruh
Bölüm 43 ☁️ "Ben Bunu Haketmedim."
Bölüm 44 ☁️ "Benim Eleysa'm..."
Bölüm 45 ☁️ Onu Çok Kırmışlar
Bölüm 46 ☁️ Yıldızlar
Bölüm 47 ☁️ Zehirli Bir Bal
Bölüm 48 ☁️ Eleysa'nın Anlamı...
Bölüm 49 ☁️ "Ben Eleysa."
Bölüm 50 ☁️ Elbet Bir Gün Buluşacağız
Bölüm 51 ☁️ Sana Ben Gerek
Bölüm 52 ☁️ Bir Sigara Dumanı
Bölüm 53 ☁️ Kızıl Bebişimin Minnoş Psikolojisi
Bölüm 54 ☁️ Ben Adam Olmam
Bölüm 55 ☁️ "Haberi Olmazdı,"
Bölüm 56 ☁️ Sana Angara'yı Yakarım
Bölüm 57 ☁️ "Televizyon Sesi Gelmiyor."
Bölüm 58 ☁️ Enkaz
Bölüm 59 ☁️ Seni Dert Etmeler
Bölüm 60 ☁️ Çıkışa Gel Adamsan
Bölüm 61 ☁️ Savaş Sözü
Bölüm 62 ☁️ İncinmesin Kanatların
Bölüm 63 ☁️ Baba Mı?
Bölüm 64 ☁️ Suç Ortağım
Bölüm 65 ☁️ İsmi Lazım Değil
Bölüm 66 ☁️ "Onun Her Şeyi Benim."
Bölüm 67 ☁️ Çukur
Bölüm 68 ☁️ "Baba"
Bölüm 69 ☁️ Gang Of Berkan Brides
Instagram/Texting Özel Bölüm☁️
Bölüm 70 ☁️ Eskisi Gibi
Bölüm 71 ☁️ Ağır Bulut
Final☁️
okumadan geçmeyinV3
YENİ HİKAYE-duyurumsu bişiler
Özel Bölüm 2 ☁️ Bilir O Beni (1MİLYON OLMUSUZ?)

Özel Bölüm 1 ☁️ Çay Harareti Alır

9.1K 657 600
By bendenizyagmur

BÖLÜM SONUNA KADAR SATIR ARALARINDA BULUŞALIM... DELİRDİM ÖZLEMDEN GERÇEKTEN😭 Umarım beğenirsiniz, keyifli okumalar💘

☁️☁️☁️

Hava çok sıcak. Cehennemin bir provası gibi, geberiyorum sıcaktan resmen.

İstemeye istemeye gözlerimi aralayarak yatağın içinde kaybolan klima kumandasını aramaya başladığımda nihayet Balın'ın yanında gördüm. Açacağım ve huzura ereceğim sırada gözlerim Balın'a takıldı. Kızıl saçlarını toplamış olmasına rağmen benim gibi terlemişti. Üzerinde sadece iç çamaşırları ve benden yürüttüğü bir tişört vardı. İncecik giyinmemize rağmen bu yer gerçek anlamda sıcaktı ve sinek doluydu.

Onun güzel yüzü uykumu tamamen kaçırdığı için klimayı açma gereği duymadım. Ki zaten kesinlikle üşütürdü, gece de bu yüzden açmamaya çalışıyordum. Aralanmış dudaklarına çok kısa ve tüy gibi bir öpücük bırakıp yataktan indim. Yere attığım şortumu üzerime geçirirken gözlerim kedilerdeydi. Cora yemek kabının başında bana bakıyordu. Bu bakışın anlamı "Yemeğimi ver artık, bu kadar uyuduğun için senden nefret ediyorum!" bakışıydı kesinlikle. Marvel ise koltuğa yayılmış uyuyordu. Sessizce mamayı iki tabağa eşit şekilde koyduktan sonra Cora'yı birazcık sevip ayaklandım. Cora'nın mamasına sabah alması gereken ilaçları katmayı unutmadım tabiki. Telefonumu alıp terliklerimi giyinerek gece sıkı sıkıya kilitlediğim kapıyı açtım. Saat 10'a geliyordu ve sabah serinliğine dair gram belirti yoktu. Kapıdan çıktığım anda sıcak hava yüzüme yüzüme vurmuştu resmen. Ona rağmen deniz kokusunu bol bol içime çekerek manzaranın tadını çıkarmaya başladım. Haritaya göre Muğla'nın denize paralel kurulmuş köylerinden birinin yakınlarında olmalıydık. Gece daha fazla sürecek mecalim kalmayınca burada durmuştuk. Yaklaşık bir aydır bu haldeydik, işin aslına bakarsak. Ege'de uğramadığımız koy, geçmediğimiz sahil kalmamıştı. Karavanda yaşamanın en iyi yanlarından biriydi bu şüphesiz. Zamanınız ve benzininiz olduğu sürece, sonsuza dek gezebilirdiniz. Bizim zamanımız koca bir yaz kadardı.

Şampiyonluk kutlamaları ve diğer teferruatları halleder halletmez uzun olacağını bile bile bir tatile çıkmıştık Balın'la birlikte. O işlerini Özgür ve Esen'e bırakmıştı bir süreliğine. Benimse işim yoktu zaten, yaz sonuna kadar. Şüphesiz ki uzun zamandır çıktığım en güzel tatildi. Balın'la ayrı geçen birkaç dakikamız bile yoktu neredeyse. Bundan şikayet etme gibi bir lüksüm yoktu kesinlikle.

Esneyerek telefonuma baktım. Bizim aile grubundan birkaç mesaj vardı.

Berkans:

Sefa: Şimdi size canınızı acıtacak birkaç görsel göndereceğim

Sefa:

Sefa:

Sefa: Beni Cefa şerefsizinin yaşadığı hayatı izleyeyim diye mi doğurdun anne?

Annem: Sefoşum, saat sabahın 9'u annem

Annem: Bunu sorgulamak için biraz erken değil mi?

Babam: Salak mısın Sefa? Ona bu hayatı yaşatmak isteseydik adını Cefa koyar mıydık?

Sefa: YAŞIYOR AMA ... GÜYA SEFA SÜRMESİ GEREKEN BENİM BİR DE...

Babam: Hatlar karışmış

Sefa: Ya baba ya agagshdjfksjakdj

Sefa: Ya siz nasıl anne babasınız? Bir ay süren tatil mi olur lan? Söyleyin gelsin çabuk

Babam: Biz de tatildeyiz oğlum

Sefa: Tutkulardan intihar günlerden çarşamba... ve ölmekten bir sayfa... Sayfa...

Annem: Ağzına çarparım Sefa, GEL DEDİK GELDİN Mİ NANKÖR EVLAT?

Sefa: İŞ GÜÇ KOVALIYORUM, EVE EKMEK GETİRİYORUM BEN

Feda: Dün gece bardan sürükleyerek çıkardığım şey neydi o zaman? Ekmek kovalayan Sefa Berkan mı?

Babam: NE!?

Feda: Sakin ol reisim, Asel de yanındaydı sıkıntı olmadı

Babam: Büyüyün artık da çoluk çocuğa karışın diye dua ediyorum her gece...

Sefa: Ekmeğimiz bitmiş evde... Gideyim de alayım... Cebimdeki iki lira yeter mi acaba? Olsun, üstünü bedenimle tamamlarım... Yeter ki güzel ailemin karnı doysun😔

Cefa: Evde yalnızsın?

Sefa: SORUN DA O ZATEN? NEDEN YALNIZIM BEN ŞU AN?

Feda: Çünkü ben sevgilimi kahvaltıya götürüyorum, diğer herkes de tatilde

Cefa: Ben de gideyim de manitama kahvaltı hazırlayayım❤

Sefa: Osman'ın selamı var❤

Cefa: SEFA

Cefa: OSMAN'A DOKUNDUĞUN ANDA KENDİNİ ÖLMÜŞ BİL

Sefa çevrimdışı olunca gözlerimi devirerek ben de çıktım. Osman'a dokunmaya bir tarafları yemezdi, sıkıntı yoktu o yüzden. Ama yine de... Zaaflarımı biliyordu şerefsiz. Bir süre önce Osman'a dokunabilecek kişi sayısını iki kişi olarak ilan etmiştim evde. Balın manita rütbesin çıktığı için sahip olmuştu bu yetkiye, Beril ise tamamen kıyamadığımdan. Çok sevmişti Osman'ımı. Ben de bazen dokunmasına izin vermiştim.

Deniz manzarasına son kez bakarak geri karavana girdim. Balın hala uyuyordu. Onu uyandırmadan önce ocağa bir çay suyu koydum. Bu bana da alışkanlık olmuştu artık. Çay içmeden güne başlayamıyordum. Kız bütün dengemi altüst etmişti resmen.

Kedilerin yemeklerini kontrol ettikten sonra Balın'ın yanına gittim. Sırıtarak yanına uzanıp tişörtünün altından belini kavradım. Uyanmayınca burnunu ve yanaklarını küçük küçük öpmeye başladım. Buna kayıtsız kalamamıştı, rüya aleminden ayrılıp yanıma teşrif edebilmişti hanımefendi.

"Günaydın, balım." Dedim öpmeye ara vererek. Gülümseyerek elini omzuma koydu ve gözlerini araladı. "Günaydın." Diye mırıldandı. "İyi uyudun mu?"

"Sıcaktan geberdim." Gülerek başını yastıkla boynum arasına gömdü. "Cefa," diye mırıldandı. "Hm?"

"Seni çok seviyorum."

Saçlarını öperek daha sıkı sarıldım. "Ben de seni çok seviyorum."

Biz böyle romantik romantik takılırken sesli ve sinirli bir miyavlama sesi geldi. Bu ses Cora'ya aitti. Gözlerimi devirdim. Yine kavga ediyorlardı...

"Ay yine mi ya?" Balın benden uzaklaşıp aşağıya baktı. "Niye kavga edip duruyorlar?" Diyerek ben de baktım. Cora gelip gidip pati atıyordu, sonra da kaçıyordu manyak kedi. "Ben sana diyeyim, Cora benim minik bebeğime aşık olmuş. En büyük aşklar kavgayla başlar en nihayetinde."

Gülerek Cora'ya baktım. "Cora Reis, seviyorsan git konuş bence..."

Cora bir pati daha attığında Marvel da sinirlenerek mırladı. "Ben bir şunları ayırayım, sonra da duşa girerim." Balın toparlanırken ofladım. "Böyle iyiydik ya."

Cora ve Marvel'ı odanın iki ayrı ucuna bıraktıkıp havlularını alarak duşa girdi Balın. Ben de yatakta biraz telefona baktıktan sonra eğlenceli bir muzik açıp kaynayan çay suyunu demlemeye gittim.

Dolapta pek bir şey kalmamıştı, bugün bir markete uğrasak iyi olacaktı. Çok aç olduğum için 5-6 tane yumurta ve biraz peynir çıkardım, Balın'ın en sevdiği olan peynirli omlet yapacaktım. Tavanın ısınmasını beklerken adi bir sırıtmayla banyonun kapısına gittim ve tıklattım.

"Efendim?"

"Yardım lazım mı?"

"Defol git, Cefa." Dedi gülerek. Görmeyeceğini bilsem de dudak büzdükten sonra ben de güldüm. "Bu teklif bir daha gelmez Balın Hanım, hakkınızı kaybettiniz. Manitanın sırtını keseleyeni makbuldür, bilmiyor musunuz?"

Kendi kendime söylenerek yumurtaları çırpmaya başladım. Marvel miyavlayarak bacaklarıma dolanıyordu.

"Ne oldu kızım? Gezmek mi istiyorsun?" Yumurtayı tavaya döktükten sonra eğilip Marvel'ı kucakladım. Tek koluma yatıp hemen sırnaşınca gülerek öptüm başını. Cora'ya göre biraz faha fazla tüy döküyordu ama Balın da ben de bunu sorun etmiyorduk tabii ki.

Tek kolumda Marvel'ı tutarak omleti çevirdim. Önceden spatula falan olmadan çeviremezdim ama son zamanlarda sırf Balın'a artislik olsun diye direkt tavayı sallayarak havada çevirmeyi bile öğrenmiştim. Sırf bu yüzden evdeki ocağı bozduğum için sinirden deliren annem şu halimi görse ağlardı muhtemelen.

"Off, dünya varmış yemin ederim." Balın elindeki kirli çamaşırlarını sepete atıp şıpıdık terlikleriyle koltuğa gitti ve oturdu. Üzerinde bornozu ve kafasına sardığı havlusu vardı.

"Üşüteceksin, oturma öyle."

"Bu sıcakta mı?" Dedi gülerek. Omuz silkip Marvel'ı yere bıraktım. "Kahvaltıya sahile mi inelim burada mı yiyelim?"

"Sen bilirsin. Kurt gibi açım valla, bir an önce omletine kafamı daldırmak istiyorum." Telefonuna bakarak kurduğu cümleye güldüm. "Omlet pişerken arabayı aşağıya çekelim, marketten almamız gerekenler de var. Kalk hadi giyin üstünü."

"Tamam, sen arabayı kullan ben arkada giyinirim." Yanakları kızararak kurduğu cümleye karşın gülümsedim ve yanına oturup hala nemli boynuna bir öpücük bıraktım. Mis gibi kokuyordu. "Yoo ben de burada duracağım."

"Ya Cefoş," kıkırdayarak yüzümü ittirmeye çalıştı. "Olmaz, git hadi."

"Hala mı ya?"

"Evet, hala."

Homurdanarak omletin altını kıstım ve karavanın sürücü koltuğuna oturup çalıştırdım. Dün gece buraya çıkarken gördüğüm markete sürdüm arabayı. Çok yakın olduğu için kısa sürdü yolculuk.

"Aşkım, giyindin mi?" Diye seslenerek arkaya geçtim. Balın üzerine beyaz, yazlık bir elbise geçirmişti sadece. Oturmuş saçlarını tarıyordu. Etrafa yayılan mis kokusunu içime çekerek eğildim ve ıslak saçlarını öptüm. "Hadi inelim."

"Tamam."

Pişmiş omletin altını kapattım,çayın altını da kısarak demlenmeye bıraktım. Balın kapıyı açıp dışarı çıkarken ben de sürücü kısmına gidip anahtarları aldıktan hemen sonra indim. Karavanı kilitledikten sonra markete doğru yürümeye başladık.

Marketin klimasının soğuğuyla rahatlamıştık ikimiz de. Uzanıp Balın'ın elini tuttum. Bana güzel bir gülümseme bırakıp şıp şıp sesleriyle yürümeye devam etti. Çok beğenerek aldığı şıpıdık terliklerine gülerek baktım.

Boş elime bir sepet aldım. Rafların arasında gezerken Balın alınacak şeyleri sepete atıyordu. Abur cubur reyonuna gelince birkaç tane Karam alıp sepete atınca gülümsedim. Ne sevip ne sevmediğimi adı gibi biliyordu ve alışveriş yaparken de buna dikkat ediyordu. Daima.

Ben de onun 'en'lerini öğreniyordum onunla yaşadıkça. En sevdiği çikolata Milka'nın çilekli olanıydı. En sevdiği soğuk içecek limonlu maden suyu, en sevdiği noodle körili olandı. En sevdiği kitap Nazım Hikmet'in Piraye'ye Mektuplar kitabıydı, en sevdiği şair Atilla İlhan'dı. En sevdiği hobisi gezmekti, karavan da ona yardımcı oluyordu tabii bu konuda.

Mutlu bir hayat kurmuştık kendimize, halimizden de oldukça memnunduk.

"Başka alacak bir şey kaldı mı?" Elimdeki sepete bir göz attım. "Sanırım hayır."

Birlikte kasaya yürümeye başladık. Market çok kalabalık değildi neyse ki. Kalabalık yerlere girmemeye özen gösteriyorduk, eğer zorunda kalırsak da şapka ve güneş gözlüğü takıyorduk. Bizi tanıyan insanlar bazen çok fazla olabiliyordu, ben alışkın olsam da Balın hala alışamamıştı bu duruma. O yüzden onu rahatsız edecek ortamlara girmemeye çalışıyordum.

"Ay çok özür dilerim!" Bir kız ellerini havaya kaldırmış Balın'dan özür diliyordu. Omzuna çarpmıştı çünkü. Balın nazik bir gülümsemeyle "Sorun değil," dedi. Bizim yaşlarımızda gibi görünen kız şok içinde güneş gözlüğünü çıkarıp bir bana bir Balın'a baktı. "Siz..."

Arkasındaki erkek arkadaşı da "Oha," demişti. "Yüce Yaz Yeri Migros'u tanrıları aşkına... Cefoş- aman, Cefa Berkan!"

Çocuğun dediğine Balın kıkır kıkır gülünce ben de gülümsedim istemsizce. "Merhaba," dedim.

"Merhaba, burada olduğunuzu duymuştuk ama karşılaşabileceğimizi düşünmemiştik hiç. Nasılsınız? Çok yakışıyorsunuz!" Kız heyecanla konuşunca Balın cevapladı. "İyiyiz, teşekkür ederiz. Siz nasılsınız?"

"Biz de çok iyiyiz. Bir fotoğraf çekinebilir miyiz?"

"Tabii." Fotoğraf çekindikten sonra teşekkür edip vedalaştık,ardından kasaya gittik.

Balın poşetlerken ben ortak hesap kartımızı bulup parayı ödedim. Poşetlerin birazını o birazını ben aldıktan sonra marketin çıkışına adımlarken önümüz az önceki çift tarafından kesildi.

"Pardon, bir dakikanız daha var mı?" Dedi kız. Balın da ben de istemsizce durup kızın suratına baktık.

"Tabii, ne oldu?"

Kız elini çantasına atıp dikdörtgen şeklinde iki kağıt parçası çıkardı. "Bugün için iki tane fazladan konser biletimiz var, arkadaşlarımızın işi çıkınca kime vereceğimizi bilemedik. Eğer kabul ederseniz çok seviniriz." Kız konser biletlerini bize uzatınca Balın'la birkaç saniyelik "Ne yapsak?" bakışması geçirdik. İlk tepki veren ben oldum.

"Teşekkür ederiz teklifiniz için, ama akşam programımız olabilir. Emin değilim şu an." Dedim nazikçe. Kızın erkek arkadaşı ısrar etmekte kararlıydı.

"Lütfen, en azından biletleri alın. Akşama programınız olmazsa gelirsiniz."

Kız Balın'ın eline biletleri tutuşturdu. Balın biletlere bakınca hayretle gülümsedi. "Vay, Tuğkan konseri ha? Hiç haberimiz yoktu."

"Tuğkan Abi mi? En son Burak Abi'in mekanda görüşmüştük."

"Görüşmek mi? Allah'ım..." kız dramatik bir şekilde dudaklarını büzdükten sonra hemen toparlandı. "Lütfen gelin, sizi tekrar görmeyi çok isteriz."

Yine Balın'la çok kısa bir bakışmamız oldu. Bu akşam herhangi bir planımız yoktu aslında, hem konseri olan kişi de Tuğkan Abi'ydi en nihayetinde.

"Benlik problem yok, gelebiliriz bence. Sen ne dersin balım?" Diyerek boştaki kolumu omzuna attım. Gülümseyerek başını onaylar biçimde salladı. "Akşama görüşürüz o halde. Teşekkürler biletler için."

"Ay, ne demek! Akşam mutlaka görüşmek isteriz sizinle, tabii siz de isterseniz."

Balın kıza ısınmış olacak ki, ona mailini verdi haberleşebilmek için. Akşam görüşmek üzere ayrıldık. Kasaya giderken biletlere bakıp bakıp sırıtıyordu, onun bu haline gülümsedim. "Böyle sevineceğini bilseydim ayarlardım bir şeyler."

"Ya Tuğkan Abi'yi seviyorum ben, arada gidiyorum da konserlerine."

"Tanıştırayım istersen," elimdeki sepeti kasaya bıraktım.

"Bilmem, bakarız."

Balın kahvaltıyı hazırlarken ben karavanı yüksek bir yere park ettim, sıcaktan birbirimize yapışacaktık neredeyse. Balın karavanın kapısını açarken ben de onun saçlarının kuruduğundan emin olup klimayı çalıştırdım. Tamamen istemsiz oluyordu tüm bu davranışlarım. Bu kızı öyle bir seviyordum ki, benden önce o geliyordu hep. Herhangi bir marka işini kabul ederken bile koşa koşa gidip ona soruyordum, ona uygun olup olmaması çok önemliydi benim için. Öyle bir girmişti ki kalbime, hem mantığım hem duygularım kendi bedenimden önce onu düşünüyordu artık. Sevmek güzel şey tabii....

Balın'ın karavanın içine hazırladığı kahvaltıya oturdum.

"Bu sıcakta çay içtiğimize inanamıyorum."

"Çay harareti alır aşkım benim," deyip dudaklarını büzerek çayından höpürtülü bir yudum aldığında gözüme aşırı tatlı gelmişti. "Şöyle şeyler yapmasana kızım, valla hiç hoş şeyler geçmiyor aklımdan." Duraksadım. "Aslında hoş şeyler de, olaya nasıl baktığında alakalı."

"Yuh Cefa, yuh. İyice edepsiz oldun, döverim seni."

"Dövebilirsin, gece yatağımızda konuşalım bu mevuyu." Balın'ın içtiği çay boğazına kaçıp öksürmeye başladığında gülerek önümdeki suyu ona uzattım. Utanmasına, sinirlenmesine, gülmesine, hatta ağlamasına bile yanıktım. Yemin ederim hiç iyi değilim ben.

"Sebebim olacaksın Cefa." Telefonu çalmaya başladığında söylenerek yatağa gitti ve yastığının altındaki telefonu aldı. Ekranı görür görmez yüzüne kocaman bir gülümseme oturmuştu.

"Kankasının bir tanesi, kıvırcığım benim. İyi ki aradın." Ekrana öpücük attığında gözlerimi devirdim. Özgür şerefsiziydi.

"Yılışma Balın, sinirliyim sana."

"Hay tribine başlayacağım şimdi Özgür, manitası varken, ki bu manita Cefa Berkan, seninle mi gidecekti tatile? Sal şu kızı artık." Esen'in azarını yiyen Özgür hemen "Haklısın hamam böceğim," diyerek yumuşamıştı. Bu ikisinin arasında kesin bir şeyler vardı da, ikisi de salak olduğu için sessiz sessiz flörtleşiyorlardı sadece. Özgür'ün bizim öncesinde salak, salaklığı aşınca hanımcı olan bozuk Berkan genlerinden aldığını düşünüyordum.

"Şu atışmalarınızı da özlemedim değil he." Balın tekrar masaya oturup telefonunu sabitledikten sonra çayından bir yudum daha aldı.

"Biz de sizi özledik valla, ama en çok eniştemi özledim. O nerede?" Dedi Esen. Gülerek başımı Balın'ın omzuna yaslayıp kadraja girdim. "Buradayım."

"Hay maşallah, enişteme nazar değmesin tü tü." Özgür Esen'in söylediklerine gözlerini devirip kızın kafasını bildiğiniz avuçlayarak ittirdi. Ekranda sadece Esen'in bacakları kalınca Balın da ben de güldük.

"Düzgün davran lan kıza, valla Sefa'yı başına sararım."

"Kanka etme eyleme, geçen çıktı geldi Asel'le tartışmışlar sanırım. En son gördüğümde ders çalışmaya gelen öğrencilerle birlikte Bergen dinleyip bira içiyorlardı. Kafamızı sikti attı." Gülerek çayımdan içtim.

Özgür'le biraz işlerden konuştular. Kitapçının işleri bu ara epey iyiymiş, boş kalmıyormuş hiç. Balın tüm işi onlara yıktığını düşündüğü için vicdan azabı çekerek kapattı telefonu. İç geçirerek bana bakınca uzanıp masanın üzerinden elini kavradım.

"Kendini kötü hissetme, tatile ihtiyacın vardı."

"Ama yine de... Bilmiyorum Cefa, tüm işi Özgür'e yüklemiş olmak biraz bencilce geliyor. Bu ay kitapçıdan gelecek tüm kârı onlara bıraktım zaten. Geçen aylardan kalan az bir şey birikmişim vardı onu kullanıyorum."

Huzursuzca kıpırdandım. "Kullanma, niye kullanıyorsun? Ortak hesaba para falan da yükleme bu ay. Hatta bana kalsa hiç hesaba bile gerek yoktu."

Gülümseyerek uzanıp yanağımı öptü. "Ben onu kabul edemem Cefa, ben kendime söz verdim. İlerde evlensem dahi kendi paramı kendim kazanıp ben de bir şeyler katmalıyım ki içim rahat olsun."

Haklıydı kendince tabii, o yüzden bir şey diyemiyordum. O yüzden ortaya atmıştı bu ortak para hesabı fikrini, tatile çıkmadan önce. İkimiz de oraya para atacak ve harcamalarımızı oradan yapacaktık.

Ailemi bir kenara bıraktığımda da kendime fazlasıyla yetecek kadar para kazanabiliyordum çok şükür, hatta normal bir futbolcuya göre de fazlasıyla gelirim vardı çünkü internette de tanınmışlığım fazlaydı. Yani Balın şu an istese kuruş para harcamadan benim sevgimi kullanarak lüks bir hayata sahip olabilirdi. Ama yapmıyordu ve yapmayacağını da biliyordum. Bu yüzden hayrandım ona. Tek kelimesiyle tüm her şeyimi önüne koyabileceğimi bile bile bundan özellikle kaçıyordu. Belki de ona aşık olma sebeplerimden biri de buydu. Onun bir ilişkiden beklediği tek şey sevgiydi, geri kalan hiçbir şey umrunda değildi.

"Haklısın ama biliyorsun, kıyamadığımdan hep..."

"Biliyorum... Off tipe bak, yerim oğlum seni." Bir anda yanaklarımı mıncırmaya başladığında gülerek ellerini tuttum. "Yo no yopoyorson?"

Balın kahkaha atarak oturduğu yerden kalkıp masayla arama girerek yüzü bana dönük şekilde kucağıma oturdu. Yanaklarımı sıkmayı bırakıp iki elini de omuzlarıma indirdi. Ben de gülümseyerek beline koydum ellerimi.

"Seni neden çok seviyorum biliyor musun?" Diye mırıldandı çocuksu bir neşeyle.

"Hmm... Çok yakışıklı ve inanılmaz derecede mükemmel olduğum için?"

"Hayır!"

"E ne kaldı geriye?"

Boynumdaki elini göğsümün sol tarafına, kalbimin üzerine indirdi. "Bu...Saydığın her şeyden daha önemli olan şey kaldı: Kalbin."

"O artık bana ait değil güzelim, kızıl saçlı bir kız alıp götürdü geçen aylarda. Getirmiyor bir türlü."

Cilveli bir şekilde "Kötü bir kıza benziyor," deyip kıkırdadığında güldüm. "Tam tersi, tanıdığım en iyi kalpli insandır."

"Onun kalbini de sen aldıysan belki..."

Elimi boynuna yaslayıp yüzünü yüzüme yaklaştırdım.

"Bana hissettirdiğin tüm bu şeyleri çok seviyorum ama en çok bu boktan dünyaya inat güzel kalabilmiş gülüşünü ve kalbinin sıcacık olmasını seviyorum." Dudağını dudağıma biraz daha yaklaştırdı. Konuşurken birbirlerine çarpıyorlardı. Bedenimin heyecanla dolduğunu hissettim, kalbim deli gibi çarpıyordu. Onun bana verdiği heyecan hep böyle taze kalabiliyordu. Bu mucizeydi. Bizim mucizemiz.

"Kırık adamlar çok güzel gülerler, bundan sebep ki en güzel sen gülüyorsun. Bir gün bu gülüşün sadece bir kez olsun benim için var olmasını dilemiştim." Dediklerine karşın tam da onun dediği gibi gülümsedim. "Bu gülüş artık sadece senin için var oluyor." Boynuna sardığım parmaklarımdan biriyle alt dudağını okşadım.

"Tek gülümsemen için dünyaları yakarım Balın, o çok ayrı mevzu. Ama ben de bu dudakların sadece bana ait olmasını istiyorum." Zaten çok yakınımda olan dudaklarına tüy gibi bir öpücük bıraktım.

"Bencillik mi bilmiyorum ama bu boktan dünyada bir tek seni severken bencil olmak istiyorum. Yeşil gözlerin bir tek bana aşkla baksın, dudaklarının tek evi benim dudaklarım olsun istiyorum."

Bembeyaz yanağından aşağı ilerleyen tek damlayı görünce uzanıp tam da gözyaşından öptüm onu. "Ağlama. Neden ağlıyorsun?"

"Seninle nasıl bu hale geldik biz? Bir anda uyanacak ve senden umutsuzca mesaj beklediğim o sabahlara döneceğim diye çok korkuyorum." İçim şefkatle dolunca kendime de kızarak sıkı sıkı sarıldım. "Özür dilerim. Bir daha asla öyle bir sabaha uyanmayacaksın."

Balın hafifçe geri çekilip gülümsedi dolu gözlerine inat. "Nasıl sabahlara uyanacakmışım?"

Uzanıp dudaklarını öptüm ve geri çekildim. "Böyle."

Sonra dudağının tam kenarını öptüm. "Böyle."

Boynunu öptüm. "Böyle."

Köprücük kemiğinin hemen üzerini öptüm. "Böyle."

Balın bana daha sıkı sarılıp kokumu içine çekti. Biraz öyle kaldıktan sonra kalkıp ortalığı toparladık, kedilerimizle vakit geçirdik. Bugün hava normalden daha sıcak olduğu için denize ya da havuza da gitmedik. Akşama kadar karavanda takıldık birlikte. Konser saatine yakın Balın kıyafetini giyinip direksiyona geçti. Konser mekanına gidecektik. Bir otelde, açık havada yapılacaktı.

O arabayı sürerken ben de kısa bir duş alıp beyaz kot şortumu üzerine de siyah bol tişörtümü giyindim.Boynuma da her zamanki gümüş zincirimi takarak tamamen hazır oldum. Kucağıma Cora Reis'i alarak sürücü kısmına, manitamın yanına gittim.

"Oğlun seni özlemiş anası," diyerek yanındaki koltuğa oturunca Balın gülümsedi. Yüzüne kocaman gelen güneş gözlüğünden dolayı gözlerini göremiyordum. O da siyah, yazlık bir elbise giyinmişti sadece. İnce askılı, diz kapaklarının birkaç karış üzerinde biten bir elbiseydi. Saçlarını at kuyruğu bağlamıştı.

"Bu ne güzellik Balın Hanım?" diyerek direkt yavşama moduna geçtiğimde Balın göz ucuyla bana kısa bir bakış attı. "Yanınıza yakışmaya çalışıyoruz Cefoş Bey."

Cora'yı kucağıma yatırıp sevmeye başladım. Konser mekanına ulaşana kadar uyumuştu kucağımda. Balın karavanı otoparka park edip bana döndü. "Hadi inelim."

"E Cora uyudu kucağımda." Balın dudaklarını büzdü. "Uyanmasını bekleyelim o zaman."

Bir an gerçekten beklemeyi kabul edecek olsam da sonradan salakça olduğunu düşünerek kediyi dikkatlice kucağımdan kaldırıp arka taraftaki yatağına yatırdım. Gözlerini açsa da başını okşayınca geri uyumuştu. Benim kucağımda olunca resmen bebeğim gibi oluyordu. Bana karşı aşırı uysaldı, o yüzden olsa gerek çok bağlanmıştım Cora'ya.

Balın kafasına hasır bir şapka geçirdi, ben de normal cap taktım. Balın'ın bana aldığı güneş gözlüğünü de gözüme geçirerek tamamlandım. Çok tanınmamaya çalışıyorduk.

Bilet kontrolünden sonra konser alanına geçtiğimizde "Kız mail attı az önce, sahnenin önündeki şu VIP kısmındaymış biletler. Şana bakar mısın?"

"Yuh VIP bilet mi vermişler bize?" Şaşkınlıkla cebimdeki biletleri çıkarıp baktım. Gerçekten öyleydi.

Geniş alanın girişine küçük bir koridor yapmışlardı korkuluklarla. O koridorun başında bekleyen görevliye bir kez daha biletleri gösterip onay alınca ilerlemeye başladık. Etraf kalabalıklaşmıştı, biz biraz geç gelmiştik sanırım. Ama Tuğkan Abi daha çıkmamıştı.

"Ay geldiler!"

"Kızın adı Elif, sevgilisinin adı da Selim." Balın hızlıca isimlerini söyledikten sonra başımla onayladım onu.

Selamlaştıktan sonra yuvarlak yüksek masanın etrafına dizildik. Vip kısma belli aralıklarla bar masaları koyulmuştu sahnenin sağ tarafına, büyük olmayan bir alana.

"İki yüz liramı alayım," Elif sırıtarak elini Selim'e uzatınca Selim gözlerini devirip cüzdanını çıkardı ve Elif'in eline parayı koydu. "Allah bereket versin abim." Parayı çenesinin iki tarafına sürtüp cebine attığında güldük.

"Sizin gelmeniz üzere iddiaya girdik de, ben gelecekler dedim o gelmeyecekler dedi. Kazandım." Buna hepimiz güldük. "Geliriz demiştik ya zaten, hem de Tuğkan Abi bu kaçırır mıyım hiç?" Dedi Balın.

Onlar cevap vermeden büyük bir alkış kopunca hepimiz sahneye baktık. Tuğkan Abi boynunda gitarı koşar adım sahneye geliyordu.

"Merhaba Bodrum!" Deyince herkes yeniden coştu. Tuğkan Abi yıllardır hem Türkiye'de hem globalde çok iyi işlere imza atmıştı. Bir dönem müziği bırakmış olsa da geri dönmüş ve başarılarına devam etmişti. Onunla tanışıyor olmak büyük bir şanstı benim için, gerçekten.

"Yeniden bir arada olduğumuz için çok mutluyum, yıllardır şu sahne heyecanımı da aşamadım bir türlü kusura bakmayın." Mikrofonunu düzeltirken güldü. "Biraz enerjik başlayalım diyorum, ne dersiniz?"

Sümbül'ün girişini duyduğumda iç geçirdim. Eski ama çok güzel bir şarkıydı, bana göre biraz fazla mutluluk taşan bir şarkı olduğundan pek fazla dinlememiştim önceden.

"Dibe batarken, sona giderken,
Düştün güzelim aklıma birden.
Soru sorarken, merak ederken,
Sanki seni duydum inceden."

Sevgilimin arkasına geçerek kollarımı boynuna doladım. O da gülümseyip ellerini koluma koymuş, başını göğsüma yaslamıştı.

"Nasıl yapardım, söyle sensiz?
Kimsem de yok sessiz sessiz.
Hani kolaydı, yalnız olmak,
Yaz sıcağında kendime bakmak.

Sümbüllendi yine,
Elini tutan ellerim.
Aşka doymak niye,
Ateş ederken gözlerin."

Elini sımsıkı tutup öptüm ve tekrar boynuna sardım.

"Bir kadın tanıyorum," diye mırıldandım kulağına. "Dibe batarken, sona yaklaşırken aklıma düşen bir kadın."

Sallanmayı kesip başını kaldırdı ve gözlerime baktı. Gözleri beni ortamdan anında soyutlasa da konuşacak gücü içerde bir yerlerimde bulup devam ettim.

"Bir kadın tanıdım," dedim tekrar. "Hiç kimsesi yoktu. Yapayalnızdı. Dedim ki kendi kendime oğlum Cefa, sen bu kızın her şeyi olmak zorundasın, çünkü ondan çok senin ona ihtiyacın var. Kulağa biraz bencilce geldi sanki." Kısık sesle güldüm. "O kadını kazanabilmek için her şeyi olmak istedim."

Sıkı sıkı birleşen ellerimize baktım. "Onun hakkında bir şey diyemem ama o benim her şeyim oldu. Elimi bir tuttu benim," eğilip alnına bir öpücük bıraktım. "Taşlaşmış kalbim çiçek açtı."

"Kimmiş bu şanslı kadın?" Diye mırıldandı.

"Aynaya baksan tanırsın belki."

"Ya Cefa ya..."

Şarkının sonuna gelirken bir kez daha alnını öpüp tekrar göğsüme yasladım onu.

Tam o sırada Tuğkan Abi ile göz göze geldik. Bana başıyla hafif selam verip son cümleyi de söyledi ve şarkıyı bitirdi.

Alkış tufanından sonra gülümseyerek seyircilerde gözünü gezdirdi. "Her şeyden önce, bugün sürpriz bir konuğumuz var. Bana da sürpriz oldu aslında, tam iki saniye önce öğrendim. Cefa Berkan aramızda arkadaşlar."

Kalabalıktan şaşkın birkaç nida yükselmesinin hemen ardından bir alkış daha koptu. Birkaç saniye içinde önüme bir mikrofon uzatıldığında biraz utansam da kabul ettim ve Balın'dan ayrıldım.

"Merhabalar," dedim sesimin titrememesi için dua ederken. Statta bu kalabalığın üç katı kadar insanın önünde bulunmuş olsam da orada tüm gözler üzerimde olmuyordu. Bu biraz gericiydi.

"Hoşgeldin kardeşim benim, uzun zaman oldu görüşmeyeli." Tuğkan abi gülerek bizim olduğumuz tarafa gelince Balın'ın heyecandan elimi sıkı sıkı tuttuğunu hissettim.

"Öyle oldu abi, burada sana bir sürpriz yapalım dedik." 

Tuğkan Abi Balın'a bakıp imayla güldükten sonra tekrar kalabalığa baktı. "Bundan birkaç ay önce Feda ve Meray ile küçük bir performans sergilemiştik, hatırlarsınız belki. O gün Cefa'yla da başbaşa konuşma fırsatımız oldu, dertleştik biraz. Konumuz elbette ki aşktı." Balın merakla bana bakınca gülümsemekle yetindim. O konuşmanın her bir cümlesi aklımdaydı.

"Cefa'ya da söylemiştim, o gün oturdukları kalabalık masada Cefa'ya hayatının aşkıymış gibi bakan bir kadın vardı fakat Cefa onu göremiyordu. Gemisini yanlış limanlara sürüyordu anlayacağınız..." Herkes sessizleşmiş Tuğkan Abi'nin anlattıklarını merakla dinliyordu. Ben de dahildim, çünkü konuyu nereye bağlayacağından emin değildim.

"Neler yaşadınız bilmiyorum ama... Sonunda gemini doğru limana yanaştırmışsın, sana aşkla bakan doğru kadını bulmuşsun kardeşim. Senin adına çok mutlu oldum. Kusura bakmayın, tutamadım kendimi burada döküldüm böyle."

Tuğkan Abi'nin dediği kadını Çağıl sanmış, onunla tanışmak istediğimi falan saçmalamıştım. Ne kadar da aptalmışım...

"Haklısın abi, doğru kadını buldum." Balın dolu gözlerle belime sarıldığında kalabalıktan yüksek sesli bir alkış yükseldi.

"O zaman bu şarkıyı bugün sizin için söyleyelim." Tuğkan Abi arkadakilere bir işaret verdiğinde tanıdık bir şarkı yankılandı etrafta. Gülümsedim. Elbette biliyordum bu şarkıyı.

Her veda edişinde düşünürüm,
Seni bir daha görememek var.
Keşke kimsesiz kalsak,
Her yerde biz olsak.
Ama yine de seninleyken,
Dünya bile dar.

Balın gözlerimin içine bakıp gülerek şarkıya eşlik ettiğinde kızı alıp cebime sokasım geldi. Herkesten uzak, sadece benim ulaşabileceğim bir ceketin iç cebinde küçük bir Balın... Hiç fena fikir değildi.

Yine seni düşünürken yağmur çiseledi,
Nefesim ellerine hasret kalmış besbelli.

Küçük civcivim,
Güzel kızım,
Dünyam benim.
Bunun adı aşksa eğer,
Bu aşk yalnızca sana değer.
Bu adam yalnızca sana boyun eğer.

Eğilip güzel gülüşünden bir buse kaptım. Tuğkan Abi haklıydı, aşk denen şey en çok Balın'ıma değerdi ve herkese dik duran bu boynum bir tek ona olan aşkıma boyun eğerdi. Herkese nettim, herkese mesafeliydim, herkese bir duvar örmüştüm ben. Ömrümün sonuna kadar benim duvarlarımı yıkan o balyozu tutan eller de şu an ellerimin içindekiler olacaktı. Benim duvarlarım herkese dimdikti de bir bu kızın ellerine dayanamazdı işte.

"Geberdim tatlılıklarından, ay bana bir şeyler oluyor Selim." Arkadan Elif'in sesini duyunca gülümseyerek Balın'dan uzaklaştım ve omzuna kolumu koyarak sıkı sıkı sarıldım.

"Bir gün... Olur da ayrılırsak. Kesin demiyorum tabiki. Hayat bu, ne olacağı belli olmaz. Olur da ikimizin yolları artık bir olmazsa... Sakın unutma Balın. Toprağın altına girerken dahi kalbimin tek sahibi sen olacaksın, başka bir ihtimal koymuyorum ortaya. Ya elin elimdeyken yaşlandırır beni bu hayat, ya da şu gülüşün yalnızca kalbimdeyken... Bu adam yalnızca sana boyun eğecek. Aşk benim için artık acı değil, Eleysa'm. Sözlüğümdeki acı tanımını sildim attım, yeniden yazdım. Aşk, sensin." Başını kaldırıp dolu gözleriyle gözlerime baktı, ben de konuşmamı tamamladım.

"ve bu aşk yalnızca sana değer."

Balın kollarını belime dolayıp iç geçirdi.

"Bu sonsuz sahil, bu sonsuz şehir, bu sonsuz gökyüzü, hepsi senin oldu. Parıl parıl parlıyorsun, Cefa. Kendine bir bak. Neden, biliyor musun?" Bu soruyu gözlerime bakarak sordu. Bana yazdığı o şarkı sözlerine gönderme yapıyordu, anlamıştım. O şarkıyı binlerce kez dinlemiştim belki de.

"Neden?" Dedim yanağını okşarken. Gülümsedi. Bu gülümseme dünyaya bedeldi. O tüm dünyaya denkti.

"En parlak gökyüzüme, en değerlilerimi saklayıp hepsini şu güzel gözlerine saklamama izin verdin. Gözlerin artık benim. Yeryüzünün en güzel gülen adamının en değerli hazinesi olan gülüşünü çalmışlardı, bulmama izin verdin. Gülüşün artık benim..." ve şarkının son sözlerine ithafen konuştu.  "Çünkü bana izin verdin. Kalbin artık benim."

☁️☁️☁️


1.263.738 beğeni ● 13.336 yorum

fedaberkan: günaydın

meray: benim kafa fotokopimin anasayfamda ne işi var??

fedaberkan: Ne oldu kız, düştün mü yoksa?

meray: Hem de ne düşmek... Ne yedirdiler sana yiğidim benim, şu yüzün güzelliğine bak maşallah maşallah

fedaberkan: Meray Hanım yavşama modunu açtığına göre bana da bunu değerlendirmek düşer, iki dakikaya yanındayım🐱

denizberkan: Ne güzel çocuk fırtlatmışım, ellerime sağlık oh

emirrberkan: Yoo yarısını ben karşıladım

denizberkan: Kurbanlık danaya girdiğimizi unutmuşum aşkım, çok pardon

cefaberkan: Bensizlik yaramış diye yorumladım

fedaberkan: Hayır çok özledim :"

meray: İki gündür yanınıza gelelim diye kafamın etini yiyor ahshxjaj

sefaberkan: Valla ben de gelirim

cefaberkan: hanımıma sormam lazım

fedaberkan: Iyy, Emir Berkan olmuş bu iyice

balineraslan: Gelin tabikii, Cefoş'u kapının önünde yatırır yine size yer ayarlarım ben💘

cefaberkan: oha

fedaberkan: Kimin yengesii buu?

+73833: Düşünsenize Meray'sınız ve sabah telefonunuza böyle bir günaydın mesajı geliyor😪

+5363: BOŞA YAŞIYORUZ AMINA KOYİM YA

+1234: cinsel yönelimim %99 lezbiyen... %1 berkan's boys...

1.100.637 beğeni ● 13.839

meray: sizce benim manitam yağmura rağmen beni denize götürmüş müdür

fedaberkan: kim o lavuk

meray: tanıştırayım istersen

fedaberkan: lavuk sevmiyorum maalesef

thesarp: e bana müsade o zaman

yareniniz: Heykel gibi bağyansınız maşallah

fedaberkan: Beton yetmez

sefaberkan: Sizce benim kardeşim gerizekalı mıdır

meray: Hangisi

sefaberkan: İnan hiç farketmez🙏🏻

cefosunbeyazatleti: Cefoş'un beyaz atleti kadar güzel bir hanımefendi📿

+67392: Feda ve Meray'ın bebişini hayal edemiyorum üst düzey bir bebiş olur amk

fedaberkan: Çok haklı deneyelim bunu @meray

+27384: SERİ ALBÜM SALMAZSANIZ ÖLECEKMİŞİM

1.890.738 beğeni ● 24.748 yorum

cefaberkan: Günaydın fotoğrafı atıyormuşuz

balineraslan: Hoay maşallah🔥 Fedoş gibi KİMİN MANİTASI BU diye bağırmama 3 saniye kaldı

cefaberkan: Gerçekten bağırdı

fedaberkan: ilk gördüğüm anda bana layık bir yenge olduğunu anlamıştım💘

balineraslan: öpim

fedaberkan: olr

cefaberkan: beni öp

balineraslan: öpim

denizberkan: Evin yolunu unutan evlat yapmışlar

cefaberkan: Her şey gelininin suçu valla bak

denizberkan: Yalancı, benim bebişimi sen kandırıyorsundur kesin

balineraslan: Sizce ben sevgilimin annesine kör kütük aşık olmuş muyumdur

cefaberkan: manitam beni bırakıp anneme aşık olunca benim sıfad-ül eşgal

ozgurthebosyapan: acilen tiktok izlemeyi bırakmalısınız amk

sefaberkan: hot boy summer

balineraslan: malesef cnm hot love summer

fedaberkan: ahsjsjakxjalsj

meray: Böyle knkam olsa manitamdan ayrılırım

cefaberkan: zaten knkanım

meray: Ayy evet cefoş maşallah sana🔥

fedaberkan: lan

meray: şaka şaka

thesarp: 😳🔥

cefosunbeyazatleti: Atlet giymesen de çok hot bir beysiniz

balineraslan: Ama beyaz atlet giyince... 🔥🥵

+83933: Balın Allah yardımcın olsun kardeşim benim

balineraslan: Cümlemize...


+5636: Ay dağınık saçlarına kurban olsunlar bu ne güzel çocuk anacım

157.638 beğeni ● 3.443 yorum

balineraslan: Manita sana çok yakışır diye diye saçlarımı ördürünce benim sıfad

cefaberkan: AHSHSHSKDLSKDJ SIFATINI YERİM KIZIM SENİN DELİRTME BENİ

balineraslan: Öpim

ozgurthebosyapan: Tatilde oturup 24 saat tiktok mu izliyorsunuz, ne yapıyorsunuz siz?

balineraslan: Çok belli oluyor mu?

ozgurthebosyapan: Estagfurullah

esenkaral: Cora'yu özledim

balineraslan: napim

esenkaral: Kargoya ver

meray: Seni kemiririm

balineraslan: 😳

cefosunbeyazatleti: Cefoş'un sıfatını yemek istediği bağyan olmak nasıl bir duygu Kızıl Aşkom?

balineraslan: Cefoş'un beyaz atlet giymesi kadar heyecanlandırıcı

cefosunbeyazatleti: Ayyy kalbim küt küt oldu

+83937: Cefa ve Balın'ın oturup Tiktok izlediğini düşündükçe gülesim geliyor shhzsjdjakxjaks

cefaberkan: Gerçekten yapıyoruz...

+6373: Tuğkan konserinden gelen fotoğraflar... Cefoşun Balın'a olan 'doğru kadını buldum' itirafı... Bu kadar aşık olmanıza hayranım gerçekten😭

+1123: Kendi Balın'ımı bulup piyasadan çekilmek istiyorum amk

1.997.527 beğeni ● 28.738 yorum

sefaberkan: en güzel günaydın fotoğrafı benim

aselcelik: Audi kadar güzelsin...

sefaberkan: Kalk gidiyoruz

aselcelik: Nereye ayol?

sefaberkan: Nikah dairesine

erdincerdim: ?

sefaberkan: Abi audi dedi, ne yapayım? 😭

denizberkan: Ay korktum

sefaberkan: Ağlıyorum

denizberkan: Annem yapma sen de şöyle şeyler ahshsjshah

fedaberkan: Oğlum sen de olmasan neye güleceğiz ya, tipe bak ahahskdhskshs

sefaberkan: Ailenin neşe kaynağıyım ama yüzüm gülmüyor...

cefaberkan: Kardeşim hep cefa mı cefa çeksin amk

emirrberkan: İsimlerinizi bir daha mı koysak, ne yapsak? Kafam karıştı amk

denizberkan: Çocuklara amk demesene

emirrberkan: Afedersin hanımım

aselcelik: Lan ne derdin var? Sinirlendirme  beni Sefoş

sefaberkan: Tatile götür beni kadın

aselcelik: Ay tamam ya tamam

ozgurthebosyapan: Şimdi ben de bir günaydın postu atarım, en güzeli olur nazar değer eşsiz sıfatıma. O yüzden atmıyorum😪

balineraslan: öpim eşsiz sıfatını

cefaberkan: YA KIZILIM ÖNÜNE GELENE ÖPİM YAZMASANA MANYAK MISIN GÜZELİM AQ?

200.773 beğeni ● 2 yorum

aselcelik: gerçekten irenç bir hayat

sefaberkan: Benim kafa fotokpisi, cv, vesikalık sıfad, kalbimin röntgeni💘

aselcelik: Yorumları kapatıyorum, zirvede kalsın...

bu gönderi yorumlara kapatılmıştır.

☁️☁️☁️

AYAYAYAY SELAAAMMM🐱🐱

SÜKÜR KAVUŞTURANA😭 (Sanki benim yüzümden geç kalmamış gibi shagzjdHkxjzksb) Ay napim uzadıkça uzadı, uzun olsun diye uğraştım insta ekledim falan... 5K KELİME OLDU AZ BUZ DEĞİL😭

ee napiyonuz bakim? Balın gibi öpim mi hepinizi ahshsjdhskahsksh

Onları yazmayı çok özlemişim... Romantik sahne yazmayı da özlediğimden bölüm tamamen öyle oldu özür dilerim ahsgsjskah Sonraki bölüm Özgür ve Esen'e gelebilir belki.

Sefoş ve Asel kafanızı karıştırmasın, onlar hala birlikteler fakat finalin sonunda dediğim gibi uzun yıllar beraber kaldıktan sonra ayrılabilirler diye düşündüm ben. Off o konuda da o kadar çok linç yedim ki ahzhskdjkzah

Eleysoş bittiğinden beri uzzuuun bir ara vermiştim yazmaya, o sırada tiktoka sardım fark ettiğiniz üzere ahshskxkxlj Arada bizim hikayelerimize de editler atıyorsunuz bana ağlayarak izliyorum ahsgahdhz Gerçi bunları duyuru bölümünde söylemiş olabilirim unuttum şu an.

Valla o kadar gözünü açtı cefoşumuzun, Tuğkan reisin mutlaka olması lazımdı. Çok tatlı olmadılar mı:"

Ay bir de Selim ve Elif'e de aşık oldum durduk yere shahskskajshs

Nasıl olmuş bölüm, hasret giderebildik mi?😭

Yorumlarınızın tamamını ağlayarak okuyor olacağım, mutlaka bir şeyler yazın bana yemin ederim çok özledim sjshsjdlşajdhs

Zemin'e de bir göz atmayı unutmayın, Berkan'ların yerinin ayrı olduğunu ve çoğunuzun onlar için beni takip ettiğini biliyorum ama Zemin'in karakterleri de aşırı güzel oldu bence:" Bir Berkans tadı vermez belki size ama hepsine ayrı ayrı özeniyorum ve kurguya da öyle. Kurgusuna güvendiğim için onu da wattyde yazıyorum. Bir göz atın belki seversiniz nolr ahshsjdjs

Şaka şaka nasıl isterseniz öyle takılın💘

Yakın zamanda Deplasman ve Yarem'e de özel bölüm yazacağım. Onlarda da buluşalım mutlaka☁️

İnstagramımız: yaremwattpad

Sizi seviyom çok çok, hadi eyw💔

Continue Reading

You'll Also Like

235K 9.7K 55
Ceylan Su Taşkın, öğretmenlik görevini yapmak için Şırnak'a atanan genç bir kadındır. Sırf görevini yapmak için geldiği bu yerde hiç beklemediği gari...
73.6K 4.7K 60
(Küfür bulunur!) Adel ailesi tarafından hiç sevilmemiş bir kızdı en yakın arkadaşı ablası ve abisi gibi gördüğü kişilerin ısrarlarıyla İzmir'e gider ...
40.5K 2.8K 26
salladığı numara bir mafya liderine denk gelirse ve bu mafya lideri onu bırakmak istemezse...
41.5K 2.4K 17
asker kurgusu +18 vardır. küfür vardır.