BİYOLOJİK AİLEM ✔️

By DoLuTeKiLa

4.2M 186K 69.2K

"Abiler, hatta mümkünse tüm erkolar kapatılabilir mi lütfen?" 🫠 17 yılı yalan olan Asya, yeni ailesinin yan... More

1. TANITIM
2. TEST
3. ASTIM
4. GRAFFİTİ
5. KONUŞMA
6. BULUŞMA
7. KARAKOL
9. ÇINAR
10. İNAT
11. Polat BEY
12. DOĞRULUK-CESARETLİK
13. ODA
14. HASTA
15. TEŞEKKÜR
16. MARKET
17. KARDEŞİM
18. İHALE
19. GİTAR
20. YARA
21. UYKU
22. GEÇMİŞ
23. AİLE
24. MÜZİK
25. HASTANE
26. SES KAYDI
27. OKUL
28. KUZEN
29. GERÇEKLER
30. SEBEP
31. PİKNİK
32. TESADÜF
33. KARAKOL
34. KAZA
35. ŞAKA
36. İTALYA
37. DOĞUM GÜNÜ
38. ORMAN
39. DOKTOR
40. FOTOĞRAF
41. DÖNÜŞ
42. SARHOŞ
43. SPOR
44. KONTROL
45. SOYGUN
46. PRENSES
47. ARAF
48. KAYIP
49. İTİRAF
50. PARTİ
51. HEDİYE
52. SÖZ
53. DEMİR
54. DAYI
1 MİLYON!
55. MUTLU AİLE TABLOSU
56. FİNAL
Duyuru gibi bir şey...
Özel Bölüm
Özel Bölüm 2

8. PASTA

94.3K 4.3K 613
By DoLuTeKiLa

Keyifli okumalar. Düzenlendi.

Duştan çıkıp rahat bir şort ve şortu bile geçen uzun, bol bir tişört giydim.
Diz kapaklarıma baktım, kabuk tutmuştu. Banyoya girip dolaptan yara bandı çıkardım. Klozete oturup her iki bacağıma da yara bandı taktım. Kollarıma gelince de önceden Meriç'in verdiği kremi sürdüm.

Saçlarımı kurulayıp yatağa oturdum. saate baktım gecenin üçüydü. O değilde ben hâlâ açtım.
Bir daha salak gibi akşam kavgalarını izlemeyeceğim. Aklıma gelen görüntülerle başımı iki yana salladım ve   telefonumu alıp sessizce odamdan çıktım. Her yer karanlıktı, şu an tek isteğim mutfağa sağ salim ulaşmaktı.

Bir ajan edasıyla etrafıma bakarak temkinli adımlarla yürüdüm.
Merdivenlerden eğilerek indim. Her an biri çıkabilirdi.  Merdivenleri de tamamladığımda etrafıma baktım
Sadece salonu geçmek kalmıştı. Her yer karanlık olduğuna göre kimse yoktu.  Parmak uçlarımda mutfağa yürüdüm.

VE KARA GÖRÜLDÜ!

Mutfağa girip rahat bir nefes aldım.
Işığı açmamam lazımdı, bu yüzden yanımda getirdiğim tabletin flaşını açıp buzdolabına ilerledim. Bu saatte sadece sandviç yapabilirdim. Dolabı açıp domates, salam, kaşar, süzme peynir,bal ve kaymağı çıkardım. Ne yapayım ben de böyle doyuyorum anca.  Hepsini masaya koydum. Ekmeği de aldım. Ekmeği kenardan kestim açıp içine malzemeleri yerleştirdim. Kapatıp ekmeği ortadan ikiye kestim.

Malzemeleri geri yerine koyup 
dolaptan İce tea'yı çıkardım.
Büyük bir bardağa doldurdum
ve masaya oturdum. Her şey hazırdı ama son birşey eksik... Film!
Netflixten yeni çıkan filmlere baktım.
Fantastik türde bulunca açıp telefonu yatay çevirdim ve vazoya yaslandırdım. Ardından yemeğimi yemeye başladım. 

1 saat aralıksız yemeğimi yiyip filmi izledim. Önümdekileri toplayıp ayağa kalktım ve saate baktım.
Dörde geliyordu, şimdi uyuyabilirdim. Yine sessiz adımlarla mutfaktan çıktım.  Merdivenleri de hızlıca çıkıp odama girdim ve kendimi yatağa attım. Yemekten sonra hemen uyumak zararlıydı ama çok yorgun hissediyordum.

Aral'ın ağzından ama birkaç saat önce .

Bu kız garip biriydi bazen rol yaptığını bile düşünüyordum.
Gerçekten önyargılıydım lakin elimde değildi. Ezgi bize hiç olmadık şeyler yaşatmıştı. Ailemiz dağılmıştı.
Bazen onları bile özlüyordum.

Odamdan çıkıp salona indim.
Asya burada değildi. Kendimi koltuğa attım. Babam, "Aral şirketteki Mehmet Özer'in davasını hallettin mi?"  Diye sordu, başımı salladım.  "Evet baba 2 gün sonra mahkemesi var." Dedim.
Babam başıyla kısaca onayladı.  "Baba yarın Amerika'dan birkaç iş adamı gelecek, biliyorsun ihale için."  Dedi Polat abi elinde ki siyah tablete bakarken.

"Sıkıntı yapma oğlum, bizim proje daha büyük biz alırız." Dedi babam kendinden çok emin bir sesle. "İnşallah." Diye mırıldandı abim.  "Neyse çocuklar ben ofisteyim." Babam çıkınca Efe de kalktı.
"Abiler ben de odamdayım." 
Onu onayladığımızda odasına gitti.
Salonda abimler, ben ve Güney kalmıştık.  Ben de telefonumu çıkarıp Instagrama girdim. O kızın hesabına da bakmak istiyorum.

Arama yerine girdim iyide hangi soyadı kullanıyordu ki? Önce bizim soyadı denedim. Birkaç kez daha bakmıştım ama hesabı yoktu. Bu sefer eski soyadını denedim. Evet karşıma onun profili çıktı. Hesabına girdim, açıktı. Fotoğraflarına tek tek bakmaya başladım.

Genelde öbür ailedeki abisiyle fotoğrafları ve bir çocukla vardı.  Sevgilisi miydi acaba? Ben bakarken merdivenlerden sesler geldi, kafamı kaldırdım Asya'ydı.  Kafamı geri indirdim. Onu umursamamaya çalışıyordum. Hafifçe baktım ne yaptığına, Fatma teyzeyle konuşuyordu. Sonra ona gülümseyip kapıya doğru yürüdü.
Abimlere ve Güney'e baktım, ona bakıyorlardı. Polat abim, "nereye gidiyorsun bu saatte?" Diye sordu.

"adam öldürmeye. Gelecek misin?" Bu hepimizi şaşırtmıştı ve itiraf etmem gerekirse ikide bir böyle şeyler demesi komiğime gidiyordu. Zaten çok durmadan hızlıca gitti. "Bu kız gerçekten çok garip cidden." Dedi Güney. Kesinlikle katılıyordum.

Polat abim bana sormam için işaret verdi. Kafa sallayıp Fatma teyzenin yanına gittim.  "Kolay gelsin Fatma teyze Asya nereye gitti?" Diye sordum. Markete gittiğini söyleyince teşekkür edip yanından ayrıldım. Sadece markete gidiyorum demek bu kadar zor olmamalıydı. Aklınca bizimle inatlaşıyordu.

"Abi markete gitmiş." Dedim salona girerek.  Kaşlarını çattı, birkaç saniye sonra derin bir nefes verdi.

Bu saatte markete gitmesi hiç iyi olmamıştı. Gerçi markete mi başka yere mi belli değildi fakat içimde kötü bir his vardı. 

•••

Yarım saattir falan yoktu ortalıkta. Market çok uzak değildi, hemen gelmeliydi. Annem ve babama haber verdikten sonra hepimiz salonda telaşla bekliyorduk. Polat abim korumalara söylemişti ve arıyorlardı.

"Markete deyip kim bilir nereye gitmiştir ya."  Dedi Güney yüksek bir sesle.  "Cidden şu evde bir gün huzurumuz yok şu evde." Diye mırıldandım öfkeyle.  İçeri Asya girdi ama dağılmış gibiydi, Benim de sinirden gözüm dönmüştü.
"Neredeydin? Bu saatte markete diye yine kimin yanındaydın Asya?!"
Neredeyse bağırmıştım. Bir şey demeden yukarı çıkacaktı ki
Güney,  "Dedim işte rol yapıyordu herşey yalan bakın cevap bile vermiyor."  Yorgun görünüyordu. Aniden Gözleri dolmuştu. Muhtemelen soğuktan dolayı. Lakin bir türlü konuşmuyordu.

Bir anda koşarak odasına çıktı arkasından afallamış bir şekilde baktım. Ne olmuştu böyle?
Abimlere döndüm, benden farkları yoktu. Annem,  "Oğlum ne diyorsunuz siz?!  Nasıl imalarda bulunduğunuzun farkında mısınız? O sizin kardeşiniz, kabul etmeseniz de öyle!" Dedi yüksek sesle. Annem sinirle salonu terk etti. Babama döndüm, Gözleri üzerimizde tek tek dolaştı. konuşmasına bile gerek yoktu, gözleriyle zaten sövmüştü. 

"Lan siz... Her neyse. Kız belli ki birşey yaşamış ve siz daha da üstüne gittiniz!" Dedi babam Ayala kalkarak. Sinirle ellerini saçlarından geçirdi.
Merdivene yöneldi ama tekrar bize dönüp, "siz böyle yaptıkça o kız bize asla aile gözüyle bakmayacak."
Deyip yukarı çıktı. Güney de birşey demeden yukarı çıktı. Abimlerde gitti.
Bıkkınca ofladım ve bahçeye çıktım. 
Kendimi bahçenin arka tarafındaki koltuklardan birine attım.

Gözüm onun odasına kaydı.
Perdeyi kapatmadığı için çok net görünüyordu ve şu anlık gördüğüm şey dizlerini kendine çekmiş ağlıyordu. Ne düşüneceğimi bilmiyordum.  En iyisi bugünden sonra her şeye nötr yaklaşmalıydım. Meriç abi gibi.
Yani en azından deneyecektim.

Asya'nın ağzından

Gözlerimi açtım ya da açmaya çalıştım çünkü çok ağrıyorlardı.
Hayret bugün güneşin delici ışınları yoktu.

Benim gözlerim niye ağırıyordu lan?

Dün gece aklıma gelince yüzümü buruşturdum. Yatakta oturur pozisyona geldim ve gözlerimi zorla açıp saate baktım.

Gördüğümle gözlerim irice açıldı.
Yuh yani ben bu saate kadar uyudum mu? Saat 16.00'dı, tabii ya gece dörde kadar oturursam bu saatte uyanmam normaldi.  Ama neden kimse beni uyandırmaya gelmedi lan?
Kalkıp banyoya girdim ve yüzüme defalarca soğuk suyu çarptım. Dişlerimi fırçalayıp tuvalete girdikten sonra banyodan çıktım.

Dolabımın karşısına geçtim, bugün dışarı çıkmayı düşünmüyordum.
O yüzden pijama kadar rahat şeyler giyim.

Giyindikten sonra dün gece şarja taktığım telefonuma baktım.
Abimden,yiğitten ve salak Gökhan'dan birkaç tane arama vardı.
Odamdan çıkıp merdivenlere yöneldim. Evde fazla ses yoktu.
Tabii bu saatte herkes benim gibi yatmaz muhtemelen çalışıyorlardır.

Salona girdim bir tek annem vardı.
Beni görünce kalkıp yanıma geldi.
"Asya iyisin değil mi güzel kızım? Dün olanlar  için üzgünüm. Bana dün akşam neler olduğunu anlatabilirsin." Dedi sıcak bir gülümsemeyle. "Ben iyiyim ve bunu şimdi konuşmak istemiyorum." Dediğimde anlayışla karşıladı.

"Pekâlâ. Hadi gel kahvaltı yapalım o zaman." Dedi. Şaşırmıştım. "Siz yapmadınız mı?" Diye sordum. Gülümseyerek, "Ben de senin gibi biraz uykucuyum ve az önce uyanmış olabilirim." İstemsizce gülümsedim. Anama çektiğim için mutluydum. İkimiz birlikte mutfağa gittik. Bir şeylerle uğraşan Fatoş teyze bizi görünce gülümsedi. "Ana kız nasıl da birbirinize benziyorsunuz." Dedi. Annem bana bakıp içten gülümsemişti. "De hadi siz oturun, ben size hemen bir şeyler hazırlayayım." Dedi Fatoş teyze.
Annem de Fatoş teyzeye yardım etmeye başladı. Şaşkınca baktım,
Zenginlerin oturup beklemesi gerekmiyor mu?

Lan madem öyle değil niye dizlerde milleti kandırıyorsunuz?

"Bu kişiden kişiye değişiyor aşko." İç sesime hak verdim.

Saçma düşüncelerimden kurtuldum ve annemlere döndüm. Çoktan masayı hazırlamışlardı. Bir sürü de kahvaltılık vardı. Fatma teyze masaya tavada birşey koydu.

Lan yoksa o kuymak mı?

"Bu kuymak mı?"  Diye şaşkınca sordum. Annem bakıp gülümsedi.
"Kızım Fatma teyzen Karadenizli. kuymağı da bir lezzetli olur, parmaklarını yersin." Fatma teyze anneme döndü. "aaa abartma kız alt tarafı bir kuymak." Beraber güldüler. Bende gülümsedim.  Annem bana döndü.  "hadi otur artık." Ayakta dikildiğimi fark edince hemen masanın sandalyelerinden birini çekip oturdum.

"Fatma sen de otursana kız iki dedikodu yaparız."  Hala şaşkınca izliyordum. Dedikodu yapmak mı?
Fatma teyze reddedecekken kendime gelip konuştum. "Evet Fatoş teyze otur lütfen hem dedikodunuzu merak ettim ayol." Zengin dedikodusu mu... Of merak ettim şimdi.
Birbirlerine bakıp güldüler. Fatoş teyze de oturdu. "Hande bu deli sana çekmiş, baksana aynı senin hareketlerin." Annem gururla bana baktı ve gülümsedi. Onların başlayan hoş sohbetlerini dinleyerek yemeğime başladım.

Tam bir saattir dergilere çıkan sürekli oğullarını ve kendini öven modacı Aysun'u konuşuyorduk. Annemle bayağıdır tanışıyorlarmış ama iyi anlaştıkları söylenemezmiş. Portakal suyunun olduğu bardağı alıp kafama diktim.  Kesin birinin gözü kaldı çünkü çok pis öksürmeye başladım.

Lan beyaz ışığı görüyorum!
Siktir, o aksakallı dede mi?

Benim abartma seviyesi.

Biri sırtıma vurunca öksürüğüm kesildi. Hemen kafamı kaldırdım.
Fatoş teyze ve annem endişeli gözlerle bana bakıyordu. "Ay kızım iyi misin?" Dedi Fatoş teyze. "İyiyim iyiyim." Dedim. İkiside rahat nefes verdi.

Bardağı yerine koyacakken elimden kayıp yere düştü ve cam parçaları etrafa yayıldı.
Hadi ama bu kadar da değil!

"Bence bana bir kurşun döktürelim ya böyle olmuyor." Dedim sitemle. Fatoş teyze güldü, "Siz çıkın ben hemen şuraları temizleyeyim de kimsenin ayağına basmasın." İtiraz edecektim fakat ikiside buna izin vermedi ve annem beni mutfaktan çıkardı.

Birkaç dakika sonra annem,  "benimle pasta yapmak ister misin?" Dedi hevesli bir sesle. Canım sıkılıyordu ve bu bana uyardı. En az onun kadar heyecanlanmıştım. "Olur!" Dediğimde o da kocaman gülümsedi.  Birkaç dakika sonra tekrar mutfağa girdik. Fatoş teyze her yeri toparlamıştı. mahcupça ona baktım.
"Fatoş teyze Ben özür dilerim dalmışım." Dedim. "Aa kızım ne özrü, önemli değil."  Deyip gülümsedi ve anneme döndü.

"Hande sana söylemiştim ya bir tanıdık doğum yapmış, hemen gidip dönerim." Dedi Fatma teyze. Annem onayladığında bize veda edip gitti.
"Neli olsun pastamız?" Diye sordu annem. "Meyveli olsun olur mu?" Diye sordum heyecanlı bir sesle. "Olur tabii ki." Dedi.

İkimizde önlük giydik.
Annem malzemeleri çıkardı ve
beraber yapmaya başladık.

°°°

Aradan kaç saat geçti bilmiyorum ama çok eğlenceli geçtiği kesindi.
Annem gülümseyerek kremayı uzattı.
"Al bakalım, süsleme işi sende." Dedi. Yüzümde kocaman bir gülümsemeyle aldım ve değişik değişik şekiller yaptım.  işim bittiğinde kremayı bıraktım.
Tek kelimeyle muhteşem duruyordu.
Burnuma birşey sürülmesiyle irkildim.

Yanıma baktım, annem elindeki unla bana gülüyordu.  Bende undan bir parmak alıp annemin yanağına sürdüm.  Bana bakıp gözlerini kıstı.

"Az önce annene bir savaş başlattığını farkında mısın?" Dediğinde gülerek geriye doğru kaçtım. Annem aniden aldığı unu benim yanaklarıma sürmeyi başardı. Bu sefer o gülüyordu. Ben çocuk gibi somurtuyordum.

"Kızımız sanırım biraz alıngan çıktı Hande. Bu arada savaşın galibi sensin güzel eşim, tebrikler." Babamın sesiyle ikimizde duraksayıp kapının olduğu tarafa baktık. Babam ve abi bozuntuları kapıda bizi izliyordu. Bu beni şaşırtmıştı. "Siz ne zamandan oradaydınız?" Diye sordu annem sahte bir kzıgınlıkla.

"Şey, birkaç dakika önce geldik ve sizi göremeyince meraklandık sonra da siz bizi fark etmediniz."  Dedi babam suçlu bir çocuk gibi. Nedense bu durum gülmeme sebep oldu ve güldüm.

Herkes bana döndü. "Sen neye gülüyorsun?" Dedi annem gözlerini kısarak. Dudaklarımı birbirine basıp ondan uzaklaştım. "Hiiiiç." Dedim ve çaktırmadan unun olduğu kabı aldım.  Çok az kalmıştı ve muhtemelen daha kullanılmayacaktı. Ziyan olmasını istemedim ve bunu çok amaçlı bir şey için kullanmaya karar verdim. Gerçi teknik olarak yine ziyan olacaktı ama neyse.

"Ay durun bunu yerine koyayım." Diyerek abi bozuntularının olduğu taraftaki dolaba doğru ilerledim. Annem ne yapacağımı anlamış gibiydi. Bir anda elimdeki kabın hepsini beni izleyen dört adamın da üstüne boşalttım ve onlar şoka girerken aralarından geçip içeriye doğru koştum.

İntikam, unlu yenen bir yemektir canım.

"Anne!" Diye bağırdı Güney sitemle. Diğerleri de bana sövüp isyan ediyordu kesin. Ama ben hızlıca asansöre binip odama çıkmıştım.

Üstümdeki önlüğün cebindeki telefonum çalınca çıkardım. Ellerimi yıkamadan dokunmuştum of. Bu arada abim arıyordu. "Efendim abilerin en yakışıklısı!" Dedim gülümseyerek. Aşağıdaki olaydan sonra keyfim yerine gelmişti.

"Dün akşam seni en az on kere aradım be abiciğim, neden açmadın?" Diye sordu abim. "Aa şey telefonum sessizdeydi ondan." Dedim geçiştirerek.

"Pekâlâ o zaman. Hadi dışarı gel bekliyorum." Dedi ve aniden yüzüme kapattı hayvan.

Selam nasıl bölüm?
Umarım beğenmişsinizdir
Oy ve yorumlarınızı bekliyorum kendinize iyi bakın

Continue Reading

You'll Also Like

6.9K 402 30
Savaşçı Çiğdem Batur hikyesdir
538K 35.2K 28
Peyda, bir Gerçek Aile/Kaçırılmış Çocuk klasiğidir. "Şimdi, on yedi yıl sonra annem ve babam karşımda dikiliyorlardı. Onları görüyor, onlarla aynı m...
2.1M 128K 60
pabucumun bayboyu Ayşen: Ama senin gibi tiplerden hoşlanmam. Ayşen: Senin gibi tipler dediğim. Ayşen: Kötü çocuk gibi takılan. Ayşen: Zeki ve çalışk...
70.9K 7.4K 35
• omegaverse • İrlandalı Omega Jungkook ve Viking Alfa Taehyung