tag,you're it | taegyu

By krevontulet

52.5K 6.3K 10.3K

"kasabanın altın çocuğu taehyun'un uzun bir süredir sakladığı büyük sırları vardı." More

0.1
0.2
0.3
0.4
0.5
0.6
0.7
0.8
0.9
1.0
1.1
1.2
1.3
1.4
1.5
1.7
1.8
1.9
2.0
2.1
2.2
2.3
2.4
2.5
2.6
2.7
2.8
2.9
3.0
3.1
3.2
3.3
3.4
final
.

1.6

1.2K 184 653
By krevontulet


yeonjun'un bölümüne hoşgeldiniz👀 ficte fav karakterimin yeonjun olduğuna karar verdim ben de yanlışlıkla.

ben bu bölümü black swan'in orchestral versini dinleyerek yazdım o yüzden siz de dinleyerek okursaniz sevinirim tabii size kalmış yine de 😔

...

Ev doluydu. Uzun zaman sonra evde bu kadar insan olması beni afallatsa da yüzümdeki gülümsemeyi yerinden silemiyordum. Taehyun'la yeterince vakit geçirmiştik, eğlenmiştik. Doğum günü hazırlamanın bizi bu kadar güldürebileceğinden haberim bile yoktu ama pastayı içeri taşımamız bile evdeki kahkahalarımızla geçmişti.

"Yeonjun'a ne söyledin?" Kafam sorduğu soruyla yanımda oturan taehyun'a dönerken elini tekrar avuçlarımın arasına aldım "Bir arkadaşımın doğum gününü kutlayacağımızı söyledim işte." Ardından da sessiz bir şekilde ekledim "Sıkıntı çıkarmadı."

Bu sefer etraftaki gürültü iyice artarken koca salonun içini süzdüm. Daha şimdiden içerideki topluluğun yarısının sızmak üzere olduğunun farkındaydım ve eğer böyle bir sıkıntıyla karşılaşırsam başıma çok iş açacağını da biliyordum. Taehyun da neye dikkat ettiğimi anlamış olacak ki kulağıma doğru eğildi "Çok özür dilerim." dedi fısıldayarak "Soobin'in arkadaşlarını pek tanımam yapabildiğim tek şey rehberindekilere mesaj atmak olabildi bu yüzden."

"Problem değil." Benim cümlemi tamamlamama kalmadan kalabalığın içinden bir "Taehyun!" sesi gelmişti, ardından da Soobin olduğunu düşündüğüm uzun beden hızlıca yanımıza yaklaşmıştı. Şimdi yüzünü rahat rahat seçebiliyordum.

"İnanamıyorum gerçekten." dedi ayağa kalkan Taehyun'a sıkıca sarılırken "Benim için bütün bunlara uğraşmışsın."

Taehyun Soobin'in kollarından çıkarken tek eliyle beni gösterdi "Beomgyu da çok yardımcı oldu."

"Öyle mi?" dedi hevesle "Çok teşekkürler."

"Önemli değil." dedim ben de yumuşak bir ses tonuyla bir yandan da gözlerim üzerindeki kıyafete kaymıştı dışarıdan bir göz muhtemelen doğum gününü Soobin için değil de benim için düzenlenmiş sanabilirdi. Onun üstünde salaş bir bluz ve pantolon varken benim üzerimde takım elbise vardı, gelen topluluğun bu kadar rahat olacağından haberim olmadığı için muhtemelen şu an fazlasıyla sırıtıyordum "Mutlu yıllar."

"Fazlaca kişi de davet etmişsiniz." dedi gülerek "Bu kadar kişiyi ben çağırmak istesem toplayamam Taehyun."

"Bir de arkadaşım yok dersin bana." Gözlerim tekrar salona kaydı, Taehyun'un arkadaştan kastı şu an muhtemelen siyaset ve politika tartışan orta yaşlı insanlar olması istemsizce dudağımın bir tarafının kalkmasına neden olmuştu, alaycı anlamamış olmasını umuyordum ama gülmekten kendimi alamamıştım.

"Her neyse." dedi Taehyun durumu kurtarmak ister gibi "Ben bir mutfağa bakıp geleyim."

Pasta getireceği imasını yaptığını anlayınca duvarın kenarında ayakta bekleyen hizmetçiye ışıkları kapatması için el işareti yapmıştım. Ortamı tam karanlık hâle getiremeyeceğimin bunun tehlikeli olacağının farkındaydım bu yüzden odada sadece loş bir ışık hakim olmuştu.

"Gerçekten düşünceli birisi." Soobin derin bir nefes aldıktan sonra bakışlarını bana çevirdi "Uzun zamandır ilk defa doğum günümü kutluyorum." Ardından bardağını havaya kaldırdı "Güzel bir hismiş sanırım. Sana da teşekkürler tekrardan, benim gibi birisi için böyle uğraşmak zorunda değildin."

"Senin gibi birisi?" Sesim itiraz eder gibi çıksa da haklı olduğunu biliyordum muhtemelen Taehyun'la alakalı olmasa yüzüne bakacağım bir durumda değildi "Kendini küçümsemeye çalışma."

İkimizden de daha fazla ses çıkmazken bir dakika ya geçti ya geçmedi elinde iki katlı bir pastayla Taehyun mutfak kapısından çıktı pastaya zarar gelmemesi için yavaş yavaş yürümeye başladığında bakışlarım onu takip ediyordu. Gerçi bir şey olsa da sıkıntı olacağını sanmıyordum insanlara yetmesi için aynı pastadan muhtemelen on tanesi daha mutfakta yerini almıştı.

"Yaşın kadar mum koyup pastayı delik deşik etmek istemedim." Taehyun gülerek üzerinde üç mum olan pastayı kaldırdığında salondan çıt çıkmıyordu. Taehyun'un liseden çağırdığı beş altı kişiden gelen iyi ki doğdun tezahüratları dışında hiçbir ses yoktu. Soobin anında üflemeye yeltenince Taehyun pastayı hızla kendine doğru çekti "Dilek tutmadan üfleyemezsin."

Soobin başını aşağı yukarı sallayıp gözlerini kapattı. Soobin'in gözlerini kapatmasıyla eş zamanlı olarak odada bir ses duyuldu. Anahtar sesinden sonra kapı açılmış ve içeri bu sefer şu anda en çok olmasını istemediğim ikili girmişti. Annem ve yanındaki Yeonjun pek de sakin olmayan bir şekilde tartışırken Wooyoung onları dizginlemeye çalışıyordu.

Salondaki herkesin bakışları aynı benimki gibi onların üzerine döndüğünde önce Wooyoung'un mahcup bakışlarını ardından da Yeonjun'un kızarık gözlerini görmüştüm. Daha sonra her şey çok hızlı gerçekleşmiş Yeonjun neredeyse koşar adımlarla yanımıza gelmiş Taehyun'un elindeki pastayı tuttuğu gibi yere firlatmıştı. Kalabalıktan bir şaşırma nidası gelirken olduğum yerde sadece bekledim. Alışmıştım, ne yazık ki bu aile dramaları artık beni şaşırtmıyordu.

"Sen!" dedi işaret parmağını Taehyun'a sallarken, gözü dönmüş gibiydi ellerini nereye koyacağını nereye bakacağını bile düşünemiyor gibi duruyordu "Sen ne kadar iğrenç birisin!"

"Her baktığımda burada olduğun yetmiyor gibi şimdi de gerçekten onu mu getirdin buraya?! Evime hem de. Benim evime!" Taehyun'a adım adım daha da yaklaşırken Wooyoung insanları dışarı çıkarmaya çalışıyordu ama meraklı insan topluluğuna bakarsak bu pek mümkün değil gibi duruyordu "Soobin'i aldın, kardeşimi aldın. Benden daha ne istiyorsun, daha neyi kanıtlamak istiyorsun?!"

Bu sefer Taehyun sessizliğini bozmuş o da bakışlarını Yeonjun'a dikmişti "Ne Soobin'i alması neyden bahsediyorsun sen?!"

"Öyle değil mi?" dedi Yeonjun gülerek "Sevgilimle arama sen girmedin mi? Şimdi neden hiçbir şey bilmiyormuş gibi davranıyorsun?!"

"Neyden bahsettiğini bilmiyorum bile!" Duyduklarımla kaşlarım çatılmıştı, Taehyun'u o kadar tanımıyordum ki bu konu hakkında bir fikrim yoktu bakışlarım anında gergin bir şekilde olayı uzaktan izleyen Soobin'e döndü "B-Benim gayet mutlu bir ilişkim vardı ve s-."

Bu sefer beni şaşırtacak bir şekilde Soobin yaklaşıp Yeonjun'u biraz geriye çekti, neye tepki versem bilemiyordum kardeşim erkek arkadaşımın üzerine yürüyordu ama ne yapacağım hakkında bir fikrim yoktu "Senin mutlu bir ilişkin yoktu Yeonjun, senin mutlu bir ilişkin olamaz da." Soobin yeterince sesli konuştuğunu fark edince sesinin seviyesini düşürerek Yeonjun'a iyice yaklaştı "Sen takıntılısın." dedi iki kelimeyi de aynı sertlikte bastırarak. İçimde harekete geçme dürtüsünü harekete geçiren şey ilk defa bu olmuştu, Yeonjun Soobin'den tepki görmesiyle olduğu yerde titriyor gibiydi. Yeonjun ona fazlasıyla değer veriyordu ve ben bunu yeni görüyordum.

"Senden kurtulmak için ne kadar ugraştığımdan haberin var mı senin?" duyduğum cümlenin Yeonjun'u fazlasıyla etkileyeceğinin bilincinde bir şekilde onun yanına yürüdüm bakışlarım kapıda dikilmeye devam eden anneme dönmüştü, gözlerinde herhangi bir duygu göremiyordum burada oğlu hakkında yaşanan her neyse onu ilgilendirmiyor gibi duruyordu. "Seni defalarca istemediğimi söyledim Yeonjun, hiçbirinde gitmedin. Defalarca kere erkek arkadaşımın, kız arkadaşımın olduğunu söyledim, yine gitmedin.
Muhtemelen Taehyun'un erkek arkadaşım olduğunu söylemesem yine gitmezdin." dedi dalga geçer gibi bir tonda "Yanlış mıyım?"

"Sen Taehyun'la savaşmaktan her zaman korktun çünkü Yeonjun. Olman gerekenin o olduğunu biliyordun çünkü değil mi? Asla olmaya çalıştığın biriyle boy ölçüşemezsin."

Benim harekete geçmeme kalmadan önümden geçen bir beden Soobin'i güçlükle de olsa ittirip Yeonjun'dan uzaklaştırmıştı. Taehyun şimdi tam olarak gözleri kızarmış ve donuk bir şekilde bakan Yeonjun'un önünde dikiliyordu.

"Bu benden bu kadar nefret etmen için geçerli bir sebep değil Yeonjun." dedi gayet sakin bir ses tonuyla "Ben s-."

"Ben seni gördüm Taehyun." dedi Yeonjun bu sefer transa girmiş gibi "Yemin ederim ben seni o gün gördüm." Arkasını dönmeden işaret parmağıyla yukarı katan çıkan merdivenleri işaret etti "Ben seni merdivenlerde gördüm. Tam orada en tepede ellerinle kanla şok içerisinde ellerine bakarken gördüm seni."

"Ama ne olduğunu biliyor musun?" dedi histerik bir şekilde gülerken "Kimse bana inanmadı."

"Tabii ki inanmazlar Yeonjun." Bu sefer Taehyun aynı şekilde gülüyordu "Çünkü sen hastasın." dedi üzerine doğru eğilirken "Kimse senin paranoyalarına inanmak zorunda değil."

Yeonjun duyduğu şeyle ellerini Taehyun'a uzattığı gibi boynuna sararken gözlerinden yaşlar akıyordu. Taehyun'un kendisini Yeonjun'un ellerinden kurtarmak için kıpırdandığını gördüğüm an ben de boğazına sarılı açmak için Yeonjun'u kollarından tutmuştum. Yeonjun, Taehyun'un tarafını tuttuğumu düşünüyor olmalı ki afallamıştı ama onu durduran bu değildi.

Onu durduran odada yankılanan sert tokat sesiydi. Duyduğum anda gözlerim şiddetle kapanmıştı. Yeonjun'u durdurmak için çalışan ellerim şimdi Yeonjun'un avucuna düşmüş onun elini tutuyordu. Bu sesi yakından tanıyordum. Yeonjun'un küçükken annemden yediği tokatları buna rağmen kendisinden önce benim korkmamam için bana sarıldığı gözlerimin önüne geliyordu ve gözlerimi açmak istemiyordum.

"Yeter artık Yeonjun." dedi annem sert ses tonuyla "Dur artık, yıkım gibisin. Daha ne istiyorsun?"

"Hiçbir şey istemiyorum." Tokattan dolayı eğilen yüzünü daha yeni kaldıran Yeonjun aynı dikbaşlılıkla anneme dönmüştü bu sefer "Normal bir hayat yaşamak istiyorum sadece."

"Normal bir hayat?" dedi annem gülerken, bir yandan da salondaki insanların azalıp azalmadığını gözleriyle kontrol ediyordu "Yeterince normal bir hayat yaşıyorsun Yeonjun."

"Sen buna normal bir hayat mı diyorsun?!"

"Haddini aşma. Seni kabul etmeseydim şu an bu hayatın peşinden koşuyor olacağının farkında mısın?"

"Etmeseydin!" diye bağırdı Yeonjun hırsla ama bu daha çok bir çığlık gibiydi, delicesine ağlıyor kendini tutmuyordu "Keşke beni kabul etmeseydin! Hepinizden nefret ediyorum! En çok da beni her şeyden nefret etmek zorunda bıraktığın için senden nefret ediyorum!"

"Tam olarak onun oğlusun." Annem kınayıcı bir şekilde baştan ayağa süzerken kafasını onaylamaz gibi iki yana salladı "Nerede yetişirsen yetiş annenin kim olduğu her zaman belli olacak Yeonjun."

"Senin sorunun burada işte. Babamın kiminle yatıp kalktığının hırsını neden ondan çıkarmıyorsun! Bunun hesabını ben vermek zorunda değilim, sen de değilsin! Bu benim suçum değil!"

"Ama bravo." dedi bu sefer arkasını dönüp Taehyun'la göz göze gelirken "Beni ondan daha iyi yetiştirdiğin için kendinle gurur duyabilirsin." Dudakları gerildi, o gülümsedikçe Taehyun geri adımlar atmaya devam etti. Taehyun kaçmak istiyordu ve bunun nedenini daha da fazla merak ediyordum.

"En azından ben bir katil değilim."

...

#teamyeonjun #teamtaehyun


...

Continue Reading

You'll Also Like

31.6K 1.2K 26
"Nereye kaçıyorsun küçük hanım, daha senle çok işimiz var."
5.1K 541 20
[tamamlandı] hyunjin: şimdi seni erkek dolu bir odaya soksalar gözlerinin arayacağı ilk kişi ben olmiycak mıyım yani 💔 ❕argo ve kufur icerir
24.9K 3.7K 18
beomgyu: kardesım bızı mudure yetıstırme gerekcenı sorabılır mıyım acaba?? taehyun: hayır -texting, düzyazı- {yeonbin, jaywon, woosan}
191K 19.4K 31
Ülkesine dönen delta ve kendi halinde takılan sessiz bir omega bir gece birlikte olur.