Different Universe

beldawhite

69.7K 7.4K 4.4K

Bambaşka bir evrenden kopup gelen bir kadın, bir Stark, bir Iron Woman.. "Sen, tıpkı Tony gibi sinir bozucu... Еще

Marvel Earth 3490
Second Chance
Twins
Party Queen
"You are not Stella!"
Two Stark
Selfish
I lost everything
Deal?
I'm sorry
On your left
"I am not Stella.""I am not Tony."
Stay in bed
"..because of me."
One more time
Game?
Just help.
"You died."
"Starks' war."
I'm scared!
He did actually.
Good girl.
Secret Date
"Tony, you wanna talk?"
"You, me and America's ass."
Time problems
"I'll do everything."
"I'll be with you."

You are perfect

3.1K 366 342
beldawhite


İyi okumalar😘

"Ben verdiğim sözleri hep tutarım." Tonia elindeki paloroid fotoğrafı ortak salondaki panoya asarken Clint hariç herkes gülüyordu. Clint'in parti akşamından, direk dansı yaparken çekilmiş bir fotoğrafıydı. Tonia sadece bununla kalmamış herkesin fotoğraflarını çıkartmıştı.

Telefonla konuşan Bruce'un üzerine kalp şeklinde bir Fury shoplamış, Natasha'nın kucağındaki Wanda'nın oldukça eğlenen bir anını yakalamış, uzun saçlarındaki kalın örgü ve sarı saçlarına çok yakışan mavi taşlı bir taçla tütü etek giyen prenses Thor, Tony'nin öpmek için Tonia'ya uzandığı bir anın fotoğrafları vardı. Herkesin rezillikleri itinayla panodaki yerini almıştı.

"Ama bir şeyi unutmuşsun." Salona sırıtarak giren Tony de elinde bir fotoğraf tutuyordu. Tonia gözlerini kısarak ona baktığında Tony herkesi eliyle kışkışlayarak panodan uzaklaştırdı ve panonun önüne kendi geçti. Elindeki fotoğrafı panoya asıp geri çekildi ve yüzündeki gururlu gülümsemeyle resme baktı. Herkes fotoğrafa gülerken Clint'in only you şarkısını mırıldanıyordu. Steve bakışlarını kaçırdı.

Steve'in dudaklarını Tonia'nın boynunda gezdirdiği an, tabiki panonun olmazsa olmazıydı.

"Adil oynamalısın Tonia." Tonia kaşlarını çatıp Tony'ye baksa da kızgın değildi. O yanlış bir şey yapmadıysa utanmazdı.
"Bunu bana sen mi söylüyorsun Tony?" Tony keyifle sırıttı ve kafa salladı.

"Benim fotoğrafıma Fury'i shoplamak zorunda mıydınız?" Bruce'un sitemi diğerlerini güldürürken herkes yavaş yavaş panonun önünden ayrıldı. Tonia odasına yönelirken Tony ona seslendi.
"Laboratuvara gelmiyor musun?" Tonia başını sağa sola salladı.
"Hayır. Dışarıda biraz işim var. Hazırlanıp çıkacağım." Tony kafa salladığında Tonia odasına gitti ve bir saat sonraki buluşması için hazırlanmaya başladı.

***
İki kadın kol kola, gülerek ortak salona girdiklerinde bakışlar onları buldu. Tony şaşkınca ayağa kalktı ve onlara ilerledi.
"Hera? Tonia? İkiniz de bana işiniz olduğunu söylerken birlikte miydiniz yani?" İki kadın gülerek kafa salladı.
"Evet Tony. Biraz Hera'yı tanımak istedim."
"Ben de kadın halinle arkadaş olmak nasılmış merak ettim."

Clint arkadaki koltuklarda diğerlerine fısıldadı.
"Tonia ve Hera, Tony ve Hera'dan daha iyi anlaşırsa Tony'ye çok gülerim."
"Tonia, Hera'yı Tony'den çalıyormuş.." Tony onlara aldırmadan Hera'nın belini kavradı ve onu nazikçe kendine çekerken konuştu.
"Ateşli kedim, hoş geldin." Hera'nın dudağına bir öpücük bıraktığında Tonia onlara gururlu anne bakışları atıyordu.

"Hera! Geçen akşamki partide Tony ve Tonia'nın öpüştüğünü biliyor musun?" Başta Tony olmak üzere herkesin gözleri büyürken Tonia oldukça rahattı. Ancak Hera'nın yüzünden hiçbir duygu okunmuyordu. Tony, Clint'e öldürücü bir bakış atıp kendini savunmaya geçti.
"Hayatım, söylendiği gibi değil. Bunun bir anl-"

Hera onu susturdu.
"Biliyorum Tony. Tonia anlattı. Siz aynı kişisiniz. Sizi birbirinizden mi kıskanayım?" Tony rahat bir nefes alırken Tonia koltuklara geçip oturdu.
"Her girişimin başarısızlıkla sonuçlanıyor Barton. Bu senin için üzücü olmalı." Clint onun alaycı sesi üzerine göz devirdi.

Hera, salondaki panoda duran fotoğrafları inceledi ve o da Tony'yle koltuğa geçerken konuştu.
"Benim favorim Steve ve Tonia. Tabiki Bruce-Fury shipinden sonra." Konu tekrar Bruce'a dönerken Steve'in bakışları Tonia'daydı. Steve, asla Tonia'nın ne düşündüğünü anlayamıyordu. Bu dedikodulardan rahatsız olup olmadığını anlayamıyor ve bu onu rahatsız ediyordu.

Tonia daha fazla salonda kalıp tembellik etmek istemedi. Tony'nin kalan tüm vaktini Hera'yla geçireceğini bildiği için kendisi garaja inip çalışabilirdi. Yerinden kalkıp odasına çıktı ve üzerine rahat bir şeyler giyip garaja indi. Tony ile çalışmayı kesinlikle çok seviyordu. Ancak tek tabanca olduğu günleri de özlemiyor değildi.

"Jarvis, garajı tamamen Mari'ye bırakır mısın?"
"Tabiki Patron." Ardından mekanik bir ses duyuldu ve Mari'nin sesi garajda yankılandı.
"Hizmetinizdeyim patron."
"Bana en son çalıştığım taslakları çıkar Mari. Bu evrendeki Shuri'nin yolladığı mailleri de aç. Wakanda prensesi ne söylüyormuş, bir bakalım."

Mari onun istediği dosyaları teker teker açarken Tonia masadaki kalemle uzun saçlarını dağınık bir topuz yaptı. Eğer Tonia saçlarını kalemle topluyorsa gerçekten odaklanması gerekiyor demekti. Ardından garajdaki kahve makinesine yürüdü ve kendisine sütsüz, şekersiz zift gibi bir kahve yaparken tekrar konuştu.

"Tony'nin bir garaj zulası yok Mari. Sevdiğim çikolatalardan, atıştırmalıklardan sipariş et. Tony nasıl bir şeyler yemeden çalışabiliyor anlamıyorum." Mari onun sözleri doğrultusunda bir market siparişi verirken Tonia hala yiyecek bir şeyler arıyordu. Çoğu zaman çalışırken bir şeyler yerdi. Hatta kendi garajında Dummy'nin çoğunlukla tek bir görevi olurdu; Tonia'nın elleri batıkken ona bir şeyler yedirmek. Tonia için bu denli önemliydi çalışırken bir şeyler yemek.

Tonia kendini hologramlara kaptırmışken Steve Rogers garajın cam kapısının önünde ona bakıyordu. Buraya Tonia'yla konuşmaya gelmişti. Onun dedikodulardan rahatsız olup olmadığını bilmek istiyordu. Bu konuda ne yapacağından emin değildi ama işe Tonia'nın ne hissettiğini bilmekle başlayabilirdi.

Ancak hemen garaja giremedi. Tonia'nın çalışmasını izlemeye koyuldu. Onun bir eliyle hologramı yönlendirirken diğer elindeki kahve kupasını asla bırakmayışını, saçındaki kalemin saçlarını zaptetmekte zorlanmasını, Tonia'nın konuşurken bile kahve içmeye çalışıp dilini yakmasını, kahveden içtiği her yudumda yüzünde oluşan memnun ifadeyi izledi.

Düne kadar bu evrende var olmayan bir kadının şimdi karşısında bu kadar canlı durması tuhaftı. Üstelik yakın dostu Tony Stark'ın kadın haliydi. Steve Rogers için Tony Stark ukala bir adamdı. İyi biriydi evet, ama Steve'in asla diline düşmek istemediği ve bazen davranışlarına, konuşmasına tahammül edemediği biriydi. Ve tüm bunlara rağmen onun kadın hali Tonia Stark'ın Steve'in bu kadar dikkatini çekmesi de tuhaftı.

Steve hızlıca başını sağa sola salladı. Sadece Tony'nin kadın hali olduğu için kulağa ilgi çekici geliyordu. Steve ona ilgi duymuyordu. Tonia'nın da Tony kadar sinir bozucu olduğuna emindi. Bu yüzden uzatmadan cam kapıyı tıklattı.

Tonia yönünü kapıya döndüğünde Mari kapıyı açtı ve Tonia gülümsedi.
"Demek beni o kadar izledikten sonra içeri girmeye karar verdiniz yüzbaşı?" Steve gözlerini devirdi. Evet, o Tony'nin kadın haliydi. Yani fazlasıyla sinir bozucuydu.
"Seninle bir şey konuşmak istiyorum Tonia." Tonia kahvesinden bir yudum daha alırken başını salladı.

"Dinliyorum yüzbaşı. Arkadan ne kadar iyi göründüğümü mü söyleyeceksin?" Steve yüzü kızarırken derin bir nefes aldı. Bu Stark'lar ima yapmadan duramıyor muydu?
"Hayır Tonia, daha ciddi şeyler." Tonia onu kızdırmanın keyfiyle güldü.
"Pekala, bende ciddi dinliyorum söz." Steve konuya nasıl gireceğini bilemedi. Şimdi bunu Tonia'ya sorsa o yine ima yapacak, Steve'i sorduğuna pişman edecek gibiydi. Steve konuşmak ve konuşmamak arasında gidip geldi ancak buradan hiçbir şey söylemeden çıkarsa Tonia'nın dilinde olacağını düşünüp konuşmaya devam etti.

"Ekiptekilerin yaptığı imalar seni rahatsız ediyor mu Tonia?" Tonia'nın kaşları şaşkınlıkla havalandı.
"Hangi imalar?" Steve onun anlamamazlıktan geldiğini düşünüp iyice sinirlendi. Yanaklarının içini ısırıp genç kadının kahverengi gözlerine bakmayı sürdürdü. Oysa Tonia gerçekten hangi imayı kast ettiğini anlamamıştı. Ona göre ortada bir şey olmadığı için sorun da yoktu.

"İkimize dair yaptığı imalar." Tonia o an anladı ve o da dikkatlice Steve'i süzmeye başladı. Onun rahatsız olup olmadığını anlamak için.
"Seni rahatsız ediyor mu?" Steve başını sağa sola salladı.
"Etmiyor. Sadece insanların olmayacak şeyler hakkında konuşması biraz saçma geliyor." Tonia'nın kaşları şaşkınlıkla havalandı. Olmayacak şey Tonia mıydı?

"Olmayacak şey ben miyim yüzbaşı?" Steve tereddüt etmeden kafa salladı. Bunun üzerine Tonia sinirlendi.
"Ben neden olmuyor muşum? Mükemmel bir kadınım." Steve alayla güldü.
"Sorun da bu zaten. Ben mükemmel birini aramıyorum. Ben mükemmel olmayan gerçek birini arıyorum." Tonia sinirlendi ama üstelemedi. Bir bunağa laf anlatmak istemedi kendi aklında.

"Umarım aradığını bulursun yüzbaşı. Ama ararken şunu unutma, sen de gerçek değilsin. Bir laboratuvar deneyisin." Steve sinirle güldü.
"Sen de kesinlikle Tony'sin Tonia. Onun kadar sinir bozucu, bencil ve kendini beğenmiş birisin." Tonia sinirden sol gözünün seğirdiğini fark etti.

"Evet yüzbaşı, ben bencilin tekiyim. Sırf kendi bencilliğimden bu evrendeyim. Zenginliğime doyamayıp biraz yaşayayım diye buradayım, sizin kıçınızı kurtarmak için değil. Sırf kendi egom için hiç ait olmadığım bir evrende yaşıyorum. Ben. Dünyanın. En bencil insanıyım yüzbaşı. Bunu böyle kabul et."

Yemin ederim yazarken böyle bitmesini planlamıyordum... 🙄

Bu ikisinin kolayca birlikte olması saçma olurdu zaten.. öyle değil mi?🙂

Продолжить чтение

Вам также понравится

95.7K 10.3K 42
"O manşet atarken kafama isabet ettirdiğin topunu sikeyim Hwang Hyunjin!" {Texting & Düz yazı} 🏅#1 - straykids 🏅#1 - bxb 🏅#1 - felix 🏅#1 - leefel...
17.7K 3K 10
Taehyung 20 yaşında age play seven bir bebekti, arkadaşı Hoseok'sa ona babacık bulmak için çabalayan birisi. Pek tabii Taehyung'un minik bir çarpışm...
24.7K 1.3K 8
güneşi ararken peşini bırakmaz ay * Eğer kaçırılan Alaz olsaydı ve Asi sokakta büyümeseydi. *Aslaz role reversal*
20.8K 2.9K 58
Hep aynı yıldıza bakarsan yolunu asla kaybetmezsin...