Gece vakitlerinde odamın penceresinde Ferhat belirmişti. "Hol geşdin." Hızlıca yanına adımlayıp kollarımı boynuna doladım. Uzanıp dudaklarımdan öptükten sonra, "Aşağının ışıkları açıktı. Yakalanıcam sandım." dediğinde güldüm.
"Ablamdır muhtemelen. Babam uyuyor çünkü." Ellerini belime sarıp gözlerime baktı.
"Ölürüm sana." diyerek yeniden dudaklarımı öptüğünde karnımda kelebekler uçuşmuştu.
"Bekle." diyerek ondan ayrıldıktan sonra kapının kilidini sessizce çevirdim. Ferhatı elinden tutup yatağıma çektikten sonra üstüne eğilip dudaklarından öpmeye devam ettim.
Dokunuşlarından anladığım kadarıyla o da beni özlemişti. Sırtüstü yatağa uzanmasını sağlayıp kucağına oturdum. Dudaklarımız açlıkla birbirini öpüyordu. Dilini dudaklarım arasında emerken kalçamı kasıklarına sürttüm. Elleri hızlıca kalçamı kavrayıp beni kendine daha sert bastırdı.
"Böyle devam edersek sikişmek zorundayız." dedim nefes nefese bir şekilde. "İstiyor musun?" dediğimde kendinden geçmiş olduğu bakışlarından belliydi.
"Bilmiyorum." Alnındaki saçları geriye yatırdı. "Seni istiyorum ama bilmiyorum." Tereddütlü olduğu her halinden belliydi.
"Tamam." Dudağından öptükten sonra tişörtünü yukarı kaldırdım ve meme ucunu dudaklarımın arasında ezdim. Elleri sertçe saçlarımı çekiştirdi. Elinden geldiğince sessiz olmaya çalışıyordu ama meme ucundan aşırı tahrik oluyordu. Minik et parçasını dilimle uzun yalayıp emdikten sonra aynısını diğerine yaptığımda Ferhat altımda çaresizce kıvranıp kısık sesli iniltiler bırakıyordu. Göğsünü öperek aşağılara kaydıktan sonra parmaklarımla kemerini çözerken kasıklarına minik öpücükler konduruyordum.
Kemerini çözdükten sonra fermuarını açıp pantolonunu ve iç çamaşırını indirdim.
18 cm kanlı canlı damarlı bir şekilde gözlerimin önünde dikildiğinde Ferhat kafasını yastıktan kaldırıp bana bakmıştı.
İlk defa bu kadar yakından görüyordum sikini. Parmaklarımı etrafına sarıp, "Çok büyük lan." diye mırıldandım. Götüme sığar mı acaba diye düşünmeden edemedim. Daha önce hiç bu kadar büyük görmemiştim. "Şanslı piç." dediğimde azmış ifadesinde bir anlık gülümseme belirdi.
Uzanıp başını ağzıma aldığımda bir elini ağzına götürüp inlemesini anca öyle bastırdı. "Siktir." Gözleri üzerimdeydi. "Siktir, çok iyi." Kafasını yeniden yastığa bıraktı. Her seferinde biraz daha fazlasını ağzıma alırken sağ elimle uzanıp memesinin ucuyla oynamaya başladım.
Vücudundan bir titreme geçti. Gırtlağıma kadar alıp birkaç kez boğazıma çarptıktan sonra nefes nefese geri çekilip nefesim düzelene kadar elimle çektim. Çok geçmeden yeniden ağzıma alırken kendime henüz hiç dokunmamama rağmen semsert olmuş, sızdırıyordum bile. Tek elimle şortumu ve boxerimi indirip elimi kendi sikime attım.
Bir elimle yataktan güç alırken bir elimle kendimi çekiyor bir yandan da Ferhat'a sakso çekiyordum.
"Oğuz." diye inleyerek elini saçlarımda nazikçe gezdiriyordu. "Yakınım."
Anladığını belirten bir mırıltı bırakıp elimi kendi sikimeen çekip taşaklarını okşamaya başladım. Çok geçmeden kendini ağzıma bırakmıştı. Sıcak ve tuzlu sıvısının büyük bir kısmını yutsam da bir kısmı dudaklarımdan sızmıştı. Elimle aletini yukarı doğru sıvazlayıp içindeki birkaç damlanın da çıkmasını sağladıktan sonra dilimle onları yaladım ve geri çekildim.
Uzanıp dudaklarından öperken benim dudaklarımdan kendi sıvısının tadını alabildiğini biliyordum. Hiç garipsemeden tutkuyla beni öpmeye başladığında eli de benim sikimi sarmıştı.
Beni de çekerek gelmemi sağladığında rahatlamış bir şekilde kendimi üstüne bıraktım. Kolları anında belime sarıldı ve beni sıkıca kendine bastırdı.
"Çok güzeldi." diye mırıldandım. Sola doğru dönüp yanına düşmemi sağladıktan sonra beni göğsüne çekti.
"Evet." diye onayladı beni.
Gözlerimi kapatıp güzel kokusunu çektim.
Ben bu çocuktan hoşlanmıyormuşum.
Ben bu çocuğa çok fena düşmüşüm.
Çok fena yani, tepetaklak.