24. BÖLÜM

7.7K 516 145
                                    

Ferhat'ın üstüne gitmek istemediğimden iki gün boyunca ne yazmış ne de okulda yanına gitmiştim. Kafasını toplaması için süre vermiştim ona. Ee bu süreçte de haliyle Suna'yla takılmaya devam etmiştim. 

Çünkü aramızda hala bir şey yoktu. Sadece öpüşmüştük. Onlarca kişiyle öpüşmüştüm şu zamana kadar. Hepsi de gelip geçmişti işte. 

Ama o öpücük... Her zamankilerden değildi. Farklıydı çünkü sürekli zihnimde canlanıyordu. 

Yangın merdiveninin çıkış kısmında yine Suna'yla oturuyorduk. Ders vakti olduğu için dışarıda neredeyse kimse yoktu. Arka bahçede olanlar da halısahaya toplanmıştı. Bizi gören kimse yoktu. Zaten zeminde oturuyorduk. Merdivenlerden çıkılmadığı sürece kimse görmezdi. 

"Ben de pek üstüne düşmedim zaten. Hallederiz diye düşünüyorum." Arkadaşıyla olan sorunundan bahsediyordu.

"Halledilemeyecek bir sorun değil zaten. Kırgınlığı geçtiğinde konuşursun." Kafasını sallayarak beni onayladığında kolumu omzuna atıp onu kendime çektim. "Bu akşam buluşmaya ne diyorsun?" diye sordum. "Annenlerden izin aldın mı?"

"Saatin geç olması problem ya." dedi dudak büzerek. "Kızlarla desem bile o saatte ne işin var diyor."

"Yaa..." Saçıyla oynadım. "Gündüz buluşuruz o zaman. Haftasonu nasıl?" 

"Olur." dedi genişçe gülümseyerek. "Cumartesi günü uygun musun?"

"Bir saniye programımı kontrol edeyim." Birkaç saniye düşündüm. "Yani bilmiyorum, benimle buluşmak isteyen esmer, tatlı ve yeşil gözlü birisi olabilir belki."

"Oğuz." dedi ve omzuma hafifçe vurdu. 

"Acıdı." dedim dudak büzerek. "Öp de geçsin." 

"Özür dilerim." Omzumdan öptü. Kafasını kaldırıp bana baktı. "Geçti mi?" 

"Dudağıma da vursana." dedim sırıtarak. Utanıp göğsüme sokuldu hızla. "Tamam, bir şey demedim." Kafasını göğsümden kaldırıp hızlıca ufak bir öpücük kondurdu dudaklarıma. 

"Ömrüme bir on yıl daha eklendi." dediğimde gülerek gözlerini kaçırdı. 

Allah'ım bayılıyorum böyle çapkınlık yapmaya.

"Yani, istediğin her an ölümsüz yapabilirim seni." dedi utana sıkıla.

"Olur olur, yeriz." Cebimdeki telefon titrediğinde çıkarıp mesaja baktım. 

Ferhat: Çıkışta buluşalım 

"Çalkantılı bir ilişkiniz var ha?" dedi telefonumun ekranına bakarak. "O kadar küfürden sonra."

"Biraz öyle." dedim. "Seninle buluşamıyoruz o zaman değil mi? Ona göre tamam diyeceğim."

"Maalesef." dediğinde hızlıca ekrana dokunup yazdım. 

Oğuz: Suna'yı durağa bırakmam lazım

Ondan sonra parkta buluşalım

Ferhat: Tm

ODUN (GAY)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin