15. BÖLÜM

8.5K 630 118
                                    

Beden dersinde sınıfın tüm erkekleriyle maç yapıyorduk. Kemal rakip takımın kalesine gol attığında yakınımda olduğunda üstüne atlayıp sıkıca sarıldım ona. 8-5 yenilirken bu golle geri dönüş umutlarımızı yeşertmişti. 

"En kötü iki gol daha atıp berabere bitiriyoruz." dedim ensesinden tutarak. "Hadi, let's go!" Alkış tutarak bizim takıma biraz daha motivasyon sağladım. Karşı takım oyunu başlattığında topu süren Salih üstüne koşup çevik bir hamleyle topu çaldım. Pas isteyen Yusuf'a topu yolladığımda salak yakalasa bile saniyesinde karşı takıma kaptırmıştı. 

Çok geçmeden dokuzuncu gol de götümüzde patlamıştı zaten. 

Yusuf'a, "Senin ben amına koyim!" dedim, alnımdaki teri elimle silerken. 

"Kendimi sikicem ha." dedi o da aynı sinirle. Onun yüzünden yediğimiz üçüncü goldü.

"Beyler bu kadarlık yeter sanki?" dedi Kaya, elinde topla yanımıza gelirken. Kaleciydi. "Birazdan zil çalacak zaten."

"Aynen kanka, tebrikler." Kolumu omzuna atıp birkaç vurduğumda o da eliyle belime vurmuştu. "Güzel tuttun topları."

"Siz de iyiydiniz. Bir ara okul dışı da toplanalım." Ayaküstü beş dakika kadar bunu konuştuktan sonra soyunma odasına ilerledik hep birlikte. Beden dersi yeni başlayacak olan sınıf da soyunma odasına gelmişti. İlk önce çok dikkat etmemiştim ama sonrasında bu sınıfın Ferhat'ın sınıfı olduğunu fark ettim.

Gözlerimi hızlıca soyunma odasında gezdirip onu aradım derken o odaya tam o sırada girmişti. Gözlerimiz anında buluştu. Sonra ikimiz de bir şey yapmadan kafamızı başka tarafa çevirdik. 

Üstümdeki tişörtü çıkarıp çantamı aradım. Neredeyse herkes üst üste fırlattığından ve çoğunluk siyah çantalardan oluştuğundan kendiminkini görememiştim. Üstteki çantaları kenara atıp en altta kendi çantamı bulduğumda tutup kenardaki sıranın üstüne koydum. İçinden okul formasını çıkarırken göz ucuyla yeniden Ferhat'a baktım. Bir arkadaşı önünde durduğundan onu tam göremiyordum. 

Hızlıca üstüme okul formasını geçirdikten sonra şortumu da çıkarıp okul pantolonumu giydim. Bizimkilerle soyunma odasından çıktığımız sırada telefonuma bildirim geldi.

Ferhat: Bekle

"Gençler siz gidin, ben sonra geleceğim." dedim bizimkilere. Onlar da kafa sallayarak yürümeye devam ettiler. Soyunma odası bodrum katta olduğu için koridorun sonuna ilerleyip sola döndüm. 

Oğuz: Kazan dairesinin önünde bekliyorum

Çok kısa bir süre sonra Ferhat yanıma gelmişti. 

"Efendim?" dedim, sırtımı duvara yaslayarak. 

"Küs müsün?" diye sordu, ellerini pantolonunun cebine koyarak. Okul tişörtünün düğmelerinin hiçbirini bağlamadığından yakasının büyük bir kısmı açıktaydı. Bileğinde metal renkte bir bileklik vardı.

"Ne alaka?" dedim anlamamış bir şekilde. 

"Suratını çevirdin içeride."

"Sen de çevirdin." dedim, omuzlarımı kaldırarak. "Sen küs müsün?"

"Hayır?" 

"Tamam o zaman?" dedim aynı şekilde. Gözlerini üstümde şöyle bir gezdirdi. Bir süre öyle durduk. Bir şey konuşmamamıza rağmen ikimiz de gitmeye niyetli gözükmüyorduk. "Sana küssem umurunda olur muydu?" diye sorduğumda birkaç saniye sessiz kaldı. 

"Bilmem, galiba."

"Galiba ne demek?" dedim kollarımı bağlayarak. Onunla uğraşmayı seviyordum. 

"Biriyle küs kalmak istemem."

"Hep genel cevaplar veriyorsun." dedim keyifsiz bir şekilde. "Sana beni soruyorum."

"Küs olmak istemem." dedi. "Seninle." 

"Ben de küsecek bir insan değilim zaten. Yüzüne söylerim."

"Ben de söylerim."

"Güzel."

"Aynen." 

O sırada zil sesi yankılandı koridorda. "Zil çaldı." dedim duvardan ayrılarak. 

"Evet."

"Gidelim o zaman?" 

"Tamam." İkimiz de herhangi bir adım atmadık. 

Ortam o kadar garipti ki, "Öpşuelimi," dedim tek nefeste hızlıca. 

"Ne?" dedi anlamamış bir şekilde. "Ne öpüşmesi?"

"Ne öpüşmesi?" dedim aynı şekilde. "Öp şu elimi dedim." Gergin bir tavırla gözlerime baktığında güldüm. "Öpüşmek mi istiyorsun?"

"Saçmalama." Suratını buruşturdu. "Erkeksin."

"Kız olsam öpüşürdün yani." dediğimde kızarmıştı bile. Bir adım atıp ona yaklaştığımda vücudu iyice gerilmişti.

"Kız olsan ben de seninle öpüşürdüm." Bir şey demeden hızlıca bir adım geri çekilip, "Zil çaldı, gidelim." deyip önden yürümeye başladığında gülümseyerek gidişini izledim. 

ODUN (GAY)Where stories live. Discover now