27. BÖLÜM

7.3K 503 6
                                    

"Böyle yaparsan anneme hiçbir şekilde destek olamayız Oğuz farkında mısın?" Ablam tepemde belirdiğinde kafamı gömdüğüm yastıktan kaldırıp ona baktım. 

"Üzgünüm!" dedim, burnumu çekerek. "Kendim yıkılmış bir haldeyken anneme destek olamadığım için üzgünüm tamam mı?"

"Oğuz..." Kendini yanıma bırakıp kollarını boynuma sarıp göğsüne bastırdı. "Sana bunu için kızmıyorum ama bizi üzgün gördüğünde daha çok kahrolduğunu biliyorsun."

"Ama elimde değil..." dedim burnumu çekerek. Annemin durumu iyiye gitmeyi bırak aksine her geçen gün daha da kötüye gidiyordu. 

"Lütfen... Sen ve ben güçlü kalmazsak onun güçlü kalamayacağını biliyorsun."

"Biliyorum." Ellerimle oynamaya başladım. "Hadi, elini yüzünü yıka ve içeriye gel. Konuşmak için seni bekliyoruz." 

"Tamam." Kafamı salladığımda alnımdan öpüp ayağa kalktı ve odadan çıktı. Birkaç saniye yerdeki halıyı inceledikten sonra derin bir nefes alıp ayağa kalktım. Doğruca banyoya gidip elimi yüzümü yıkadıktan sonra içeriye geçip annemin yanına kıvrıldım. Anında kollarını bana sarıp saçlarıma bir öpücük kondurdu. 

"Dediğimiz gibi, annenin durumunun iyiye gitmiyor oluşu bizde acaba doktor mu yanlış bir tedavi uyguluyor fikrini ortaya çıkardı." dedi babam. "Bu yüzden abinle doktor arayışına girdik ve İstanbul'da bir tanesi ilgimizi çekti. Uzun tartışmalarımız sonucu annenizin İstanbul'da tedavi olmasına karar kıldık." 

"Annem için ne iyi olacaksa olsun, gerisinin bir önemi yok." dedim. Babam kafasını salladı. "Zaten okullar kapanıyor. Sınava girdikten sonra hemen ben de gelirim İstanbul'a."

Babam sessiz kalıp anneme baktığında annem saçlarımı okşayıp, "İstanbul'a gelmenizi istemiyorum." diye mırıldandı. "Baban işler için zaten burada kalmak zorunda. Tedavi süreci meşakatli bir süreç. Benimle birlikte yıpranmanızı istemiyorum."

Gözlerimi ablama çevirdiğimde kafasını aşağı yukarı salladığını gördüm. Bu konuda benden çok ısrarcı olacağını bildiğim insan bile kabulleniyorsa benim itiraz etmemin hiçbir anlamı olmadığını biliyordum. 

"Tamam ama ziyarete gelirim. O kadar da değil."

"Olur." 

"Ne zaman gidiyorsun?" 

"Perşembe gününe planladık."

"Perşembe mi?" diye haykırarak kollarının arasından çıktım. "İki gün sonra?" Ayağa kalkıp ablam ve babama baktım. "Planlarınızda ne var bilmiyorum ve ilgilenmiyorum. Yarın akşam ben bu hanfendiyi..." Annemi gösterdim. "Akşam yemeğine çıkarıyorum ve sizin de yancı olarak gelmenizi onaylıyorum."

"Şey." dedi ablam. "O plan çoktan hazırlandı canım. Geç kaldın."

"Son dakika öğrenirsem tabii geç kalırım." Kendimi koltuğa bıraktım. "Neyse param cebimde kalıyor, sıkıntı yok." dediğimde annem de babam da gülmüştü. 

ODUN (GAY)Where stories live. Discover now