Ferhat: Napıyon
Oğuz: Bowlingteyiz
Sen
Ferhat: Hiç öle
Dışardasın yani
Oğuz: Evet
Ama sıkıldım
Ferhat: Nie
Oğuz: Sen daha eğlencelisin ;)
Ferhat: Suna eğlendirmiyomu seni
Oğuz: Nasıl
Ferhat: Hiç
Çık gel yapalım bişeyler
Oğuz: Ev boş mu ;)
Ferhat: Ev nie boş olsun
Annem kardeşim var işte
Oğuz: :/
Beni hiç evine çağırmadın
Ferhat: Gel
Oğuz: Şimdi mi
Ferhat: He nolcak
Oğuz: Tamaaaam
Ferhat: Tm
Oğuz: Ama beni buradan alman lazım
Otobüse üşendim şimdi
Ferhat: Konum at
Oğuz: Off canım ARKADAŞIM be
Adamsın sen
Ferhat: Ayn
Oğuz: *konum*
Ferhat: Çıkıyom
Oğuz: Tm
Ferhat: Tm
-
Gördüğüm tanıdık Tofaş'a doğru hızlı adımlarla ilerledim ve yolcu koltuğuna oturdum.
"Kahramanım!" dedim sahte bir şekilde ve kollarımı boynuna doladım. Burnumu boynuna sürtüp parfümünün kokusunu içime çektikten sonra geri çekildim.
Bir şey demeden önüne dönüp arabayı çalıştırdığında gülümsedim. Utanmıştı.
"Ferhat." dedim ona doğru dönerek. "Bu araba çok küçük."
"Sığıyorsun?" derken gözucuyla bana bakmıştı. "Duyan bir doksan sanır."
"Bir doksan değil belki ama otuz altı santim var."
"Ebesinin amıymış." dedi gülerek.
"Dört veya beşle çarparsan otuz altı olur yani." dedim gülerek. Gözlerini kısıp birkaç saniye odaklandı. Hesap yapıyordu.
"Yedi santim?" dedi alayla.
"Dörde niye bölmüyorsun da gittin beşe böldün?" diye sitem ettim.
"9 santim iyiymiş." Sırıtıyordu.
"Neye sırıtıyorsun? Sanki seninki 20 santim."
"Hemen hemen öyle."
Ağzım açık kaldı. Şaşkınlıkla ona baka kaldım. "Sağa çek." dedim bir çırpıda. "Hemen sağa çek."
"Noluyo amına-" dedi arabayı sağa çekerken. Elimle silah işareti yapıp, "Kaç santim, dürüst ol." dedim ciddi bir şekilde.
"Bunun için mi durduk?" dedi şaşkınlıkla. "Gerçekten mi?"
"Bana cevap ver. Ben sana söyledim sıra sende."
Birkaç saniye bana baktıktan sonra, "On sekiz santim." dedi ve gözlerini önüne çevirdi. "Oldu mu, mutlu musun?"
"Hiç değilim." dedim önüme dönerken. "Hiç ama hiç değilim."
18 SANTİM NE AMINA KOYİM
RUHSATSIZ SİLAH LAN O