the way we love' taekook

Від adorekimh

871K 79.5K 23.8K

jeon jeongguk, busan'daki okulunda sorun yaşayarak seoul'e taşındığında kuzeni park jimin'in arkadaş grubu ar... Більше

it's all comes down to make the sound of a love song
01
02
03
04
05
06
07
08
09
10
11
12
13
14
15
16
17
18
19
20
21
22
23
24
25
26
28
29
30
31
32
33; his eyes make the stars look like they're not shinin'
34
35
36
37
38
39
40; You got a heart from heaven but you're burning like hell
41
42
43
44
Final

27

16.4K 1.7K 516
Від adorekimh

lauv, love somebody

•Jeongguk•

Sırtımı duvara yaslamış halde son hastanın çıkmasını beklerken gergin hissetmekten kendimi alıkoyamaz haldeydim, Taehyung gerçekten bana kızgın mıydı emin değildim ama onunla gelemeyeceğimi söylediğim anda düşen yüz ifadesi beni çok üzmüştü, onu öyle görmek beni daha fazla üzmekten başka bir şey yapmamıştı.

Kapı açılarak beş yaşlarında bir kız çocuğu annesinin elini tutarak çıkarken arkasını dönerek kapı aralığından görmekte zorlandığım Taehyung'a el salladı, kapının kapanmasına fırsat vermeden elimi koyarak durdurdum ve onlar koridorda ilerlerken kapıyı daha çok araladım.

Siyah tişörtünün üzerine giydiği beyaz önlüğü, ikiye ayrılmış düz siyah saçları ile önündeki kâğıtlara odaklanmış haldeydi ve ben ona bakmadan duramıyordum. Çok güzeldi, öyle güzel bir yüze ve kalbe sahipti ki, ona kapılmamın tek sebebi bu olabilirdi.

Başını kaldırarak beni gördüğü anda gözleri büyürken gülümsemeye çabaladım, "Seni öğle yemeğine götürmeye karar verdim hyung." dedim sesimi neşeli tutmaya çabalayarak, çatık kaşları düzelirken gülümsedi. "Birkaç dakika beklersen çıkarız." dedi beklediğimin aksine gayet nazik bir tonda, o hep böyleydi zaten, herkese karşı her zaman nazik olurdu.

Kâğıtlarla işi bittiğinde boynundaki steteskopu çıkararak kenara koymanın ardından üzerindeki önlüğü çıkardı ve ayaklı askılığa astı, ona gülümserken yanıma gelerek kollarını bana doladığında "O gün için özür dilerim, hyung." diye mırıldandım, parmakları kısa saçlarımın arasında gezinirken "Önemli değil, Gguk." dedi, kollarını benden çekerek ceketini eline aldı ve beraber odadan çıktık.

Koridorda yürürken herkes ona selam veriyordu, Taehyung'un yakışıklılığı ile herkesi tav ettiğinin farkındaydım, her cinsiyetteki insanın bakışlarını üzerine toplama konusunda bir ustaydı ve buna ben de karşı gelememiştim.

Hastanenin otoparkındaki arabasına ilerlerken "Grupta sana öyle davrandığım için üzgünüm, sadece seni bir yere götürmek için hevesliydim ve sen gelmeyince üzüldüm." dedi bana siyah arabanın kapısını açarken, gülümseyerek yerime yerleşmeden önce sırt çantamı koltuğun üzerinden arkaya attım.

Yanımdaki sürücü koltuğuna yerleşirken ceketini arkaya, çantamın üzerine bıraktı. Emniyet kemerini takarken ben de kendimini taktım, arabaya yayılan keman sesi beni rahatlıyordu. "Nereye gidiyoruz?" diye sordum ona dönerek, "Bugün uzak bir yere gidemeyiz Jeongguk, orayı görme şansını kaybettin." Dudaklarımı büzerek arkama yaslanırken bir elini direksiyondan çekerek çeneme getirdi, yavaş bir şekilde çenemi sıkarak dudaklarımı büzdü.

Araba ara sokaklara girerek ilerlerken Taehyung tüm dikkatini karşıya vermiş haldeydi, başımı arkaya yaslayarak onu rahat izleyebileceğim bir pozisyon aldım. "Bana bakmak hoşuna gidiyor gibi duruyor." dediğinde kıkırdamadan edemedim, haklıydı, ona bakmak çok hoşuma gidiyordu ve o da bunun gayet farkındaydı. Annem her zaman hislerimi içimde tutmak konusunda başarılı bir insan olmadığımı, bir insanın yüzüme bakmasının yeterli olduğunu söyler dururdu.

Ona olan hislerimi de yüzüme baktığında görebiliyor muydu acaba?

Ara sokakta durdu araba, turuncu tek katlı binaya bakarken emniyet kemerimi çözdüm. Müzikçaları kapatmattıktan sonra o da emniyet kemerini çözdü ve beraber indik, bir eli belime dolanarak beni içeri yönlendirirken sıcak çörek kokusunu iki kısa merdivenin ardından eve girer girmez aldım.

Minik evin odalarının duvarları kırılarak kirişlerin kaldığı geniş bir yemek salonu yapılmıştı, bebek mavisi duvarlara çizilen resimler ile kendimi gökyüzü altında hissetmemi sağlarken beni yere kadar olan camların kenarında duran bir masaya yönlendirdi, karşılıklı otururken arka planda çalan eski bir şarkı dikkatimi çekti.

Genç bir garson önümüze menüleri bıraktıktan sonra yanımızdan uzaklaştı, birkaç ana yemek dışında geneli çöreklerden ve tatlılardan oluşan menüde gözlerimi gezdirdim. Taehyung üzerindeki siyah ince tişörtün kollarını dirseklerine kadar çekerek menüye bakarken iç geçirdim, Seoul'e gelirken birinin böylesine dikkatimi çekeceği aklımın kıyısından geçmemişti.

"Tarçınlı çörekleri güzeldir."

Menüyü kapatarak konuştuğunda başımı salladım, ona uyarak iki tane tarçınlı çörek ve filtre kahve söyledim. O da içecek olarak tamamen benden farklı bir yöne giderek sıcak çikolata söylediğinde "Kahve sevmiyorum." dedi başını eğerek, beklemediğim sevimliliği karşısında kıkırdamadan edemedim. "Hyung, çok tatlı birisin." dediğimde gülümsedi sadece, ellerini masanın üzerinde birleştirdi.

Onunla konuşmak istediğim binlerce konu sırada beklerken yan yana geldiğimizde neden bu kadar suskun bir kişiliğe büründüğümü anlayamıyordum. Kim Taehyung gözümde öyle yüksek bir yerdeydi ki asla o noktaya erişemeyeceğimi hissediyordum. Moda zevki, müzik zevki, okuduğu kitaplar tamamen ona saygı duymamı sağlarken engelleyemediğim hislerimin binlerce parça halinde kalbime işgal etmesine sebep oluyordu.

Sormak istediklerimi dile getirmek için doğru zaman olup olmadığı konusunda net bir düşüncem yoktu ama dün geceden beri beni yiyip bitiriyordu. "Hoseok hyungun arkadaşı..." diye söze başladım, başını camdan çekerek bana bakarken devam etmemi bekliyordu. İç geçirerek arkama yaslanırken bunu çok önemsemiyormuş gibi davranmaya çabalıyordum, "Aranızda Seokjin hyungun ima ettiği gibi bir şey var mı?" diye sordum, bir an oldukça aptal bir soru gibi duruyordu ki, bunu sormaya cesaret edebildiğim için kendime kızıyordum.

Taehyung karşımda gülümserken bedenini arkasına yasladı ve kollarını göğsünde kavuşturarak beni izlemeye başladı. Kaşlarım çatılırken bakışlarındaki sıcaklık ve alay, duygularımın birbirine girmesine sebep oluyordu. "Hayır, sadece arkadaşım." dedi sonunda, rahatlamış hissediyordum.

Karşımdaki adam için sadece bir çocuk, küçük bir erkek kardeş olmak istemiyordum ama daha fazlasını isteyebilecek biri de değildim. Taehyung'un hoşlanabileceği insanlar bir kategoriye ait olsaydı, benim sahip olduklarımın o kriterlerden herhangi birine girebileceğini sanmıyordum. Kendimin ve onun farkındaydım, ben sadece basit bir tıp öğrencisiydim ama o, her şeydi.

"Ne düşünüyorsun?"

Önümüze bırakılan çörekten ısırık almadan önce ciddi bir şekilde, gerçekten ne düşündüğümü bilmek istediğini belirterek sordu bunu. "Seni?" dedim dürüst olarak, dudakları tebessüm ile kıvrılarak bana bakarken omuz silktim. "Beni? Ne düşünüyordun benim hakkımda?" Elleri masanın üzerinde birleşerek öne doğru eğildi, dilimi dudaklarımın üzerinde gezdirdikten sonra "Iyi biri olduğunu, çalışkan olduğunu, seninle vakit geçirmeyi sevdiğimi düşünüyordum." Elleri uzanarak masanın üzerinde duran ellerimi tutarken "Üşümüşsün." dedi sadece, sıcak avuç içlerine hapsolmuş elime baktım.

"Jeongguk."

Adımı tatlı bir tonda söylediğinde bakışlarımı ellerimizden yüzüne çıkardım, bileğime dudaklarını değdirdikten sonra "Güzel çocuk..." diye fısıldadı, başımı yana yatırdım, beni güzel olarak görmesi içimin kıpır kıpır olmasına sebep oldu. Parmaklarımızı birbirine geçirerek elimi tutar hale geldiğinde gözlerindeki bakış irkilmeme sebep oldu.

Taehyung çöreklerimiz geldiğinde, gülerken, onun okul anılarından bahsederken elimi bırakmadı bir an olsun. Bazen parmakları avuç içimi okşadı, kendi çöreğinden parça kopartarak bana verdi ve ben, onun söylemediklerini anladım. Bir önceki buluşmamızda söylemek yerine göstermeyi sevdiğini söylerken dediklerini şimdi anlıyordum.

Kim Taehyung benden hoşlanıyordu ve benim de ondan hoşlandığımın farkındaydı.

ne kadar kısa bölüm
yazara yuh yani

Продовжити читання

Вам також сподобається

Aykırı/Erkek versiyon Від Papatya

Підліткова література

142K 9.9K 33
Canına kıydığında henüz yirmi üç yaşında, gençliğin baharında olan genç bir adamdı. Gözlerini açtığında ise on yedisine yeni girmiş bir çocuk. *** "B...
İllest Bitch | Taekook Від alex

Підліткова література

48.8K 2.3K 13
Kim Taehyung; Gucci takımlara, Louis Vuitton çantalara, Hermès parfümlere, Prada ayakkabılara, Chanel elbiselere, Dior kozmetik ürünlere, Calvin Klei...
1.9K 234 6
"Onun canını yakanın dünyasını yakarım."