40; You got a heart from heaven but you're burning like hell

12K 1K 146
                                    

- Cennetten bir kalbin var ama cehennem gibi yakıyorsun

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

- Cennetten bir kalbin var ama cehennem gibi yakıyorsun.

'

Parmaklarına tutunan parmakları sıkıca tutarken bakışını kaldırıp binaya bakarken gözleri dolu doluydu, "Hyung..." diye mırıldandı yanındaki sevgilisine, Taehyung ona endişeden uzak gözlerle bakarken, "Sevgilim, içeri girelim." dedi, onu elinden tutarak içeri çekiştirdi.

Jeongguk bu koridorları heyecan içinde geçtiği ilk zamanları hatırlıyordu, tıp kazanmış ve mutlu bir çocuktu. Tek istediği okulunu bitirerek hasta olan çocuklara yardımcı olmaktı. Bunu hâlâ istiyordu fakat eski neşesi çok uzaklara kaçmış gibiydi, gülüyor ve eğleniyor olsa da zamanla içine düştüğü amansız bir duygu vardı.

Taehyung'un yanında adımlarını bina girişine yönlendirirken o yanında olduğu sürece her şeyi yapabilirmiş gibi geliyordu, hafta sonu olduğu için kütüphaneyi kullanmak isteyen öğrenciler dışında kampüs oldukça sakindi ve bu, biraz iyi hissetmesini sağlıyordu. Buradaki arkadaşlarından biri ile karşılaşmamak için dua ediyordu içinden.

Sevgilisi giriş kapısını eli ile çekerek açarken derin bir nefes alıp verdi, alt dudağını dişleri ile eziyet etmeyi bıraktı. "Taehyung, bunu yapmak zorunda mıyım?" diye sordu Jeongguk, beyaz duvarların üzerine geldiğini hissediyordu, parmakları Taehyung'un parmaklarını sıkı bir şekilde tutuyordu. "Evet, yapmak zorundayız." Taehyung'un cevabı dudak büzmesine sebep olurken onun dudaklarını, kendi dudakları üzerinde hissetti.

Büyük olanın içinde hiçbir tereddüt olmadan kendisine dokunuyor olması hoşuna gidiyordu, ilişkilerinin ilk anlarında Taehyung bu konuda oldukça temkinli olsa da şimdi daha iyiydi. Onun dokunuşları, Jimin'in bir zamanlar ona yazdığı mesajda olduğu gibi, çiçek bahçesinde geziyormuş gibi hissettiriyordu.

Merdivenleri çıkarken buradan hızla indiği ya da derse yetişmek için koşarak çıktığı zamanları hatırlıyordu. Tek bir kişinin, birçok güzel anıyı böylesine çabuk bir şekilde yok edebildiğine inanamıyordu Jeongguk. Merdivenlerin sonu yeni bir uzun koridora çıkarken "Anatomi sınıfı, bu katta." diye mırıldandı, Taehyung ona destek olmak için daha yakınına çekti onu. Yan yana sıralanmış onlarca kapı arasında birinin ardında yaşadıkları zihnini tamamen kaplıyordu.

Koridor boyunca yürürken o derse girmemek için zihninde dönen yalanlarla defalarca yürümüştü bu koridorda, o insanı görmek istemediği o kadar çok zaman gelmişti ki. Anılar yeniden gün yüzüne çıkarken başını Taehyung'un omzuna yasladı, onun kokusu sakinleşmesini sağlarken gözlerini kısa bir anlığına kapatıp açtı.

"Jeon Jeongguk."

Biri arkasından seslendiğinde durdu, başını geriye çevirerek bedenini yan döndürdü. "Selam." dedi Yugyeom, buradaki ilk arkadaşıydı ve her zaman ona nazik olan tek kişiydi belki de. "Selam Yugyeom." Arkadaşı ona sarılmak için hamle yaparken elini bir an olsun sevgilisinden ayırmak istemiyor olsa da bunu yaptı, kollarını Yugyeom'a dolayarak sarıldı. "Seni burada gördüğüme sevindim, okula geri mi döndün?" Başını iki yana sallayarak reddetti, bu okula adım atıyor olması bile mucizeyken geri dönmek aklının ucundan bile geçmiyordu.

the way we love' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin