23

18.2K 1.7K 283
                                    

lana del rey, chemstrails over the country club

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

lana del rey, chemstrails over the country club

Sırt çantasını omzuna astıktan sonra minik basamakları inerken yeni sınıf arkadaşlarından birkaçının selamına karşılık verdi başıyla, kabul etmeliydi ki, buradaki insanlar eski okuluna göre ona daha iyi davranıyorlardı.

Anatomi profesörü Kim Hyungsang onu durdurarak yanına gelmesini işaret ettiğinde üst dişlerini alt dudağına geçirerek insanların arasından ilerledi. "Bay Kim?" diye sorarken temkinli olmaya çabaladı, hâlâ insanların etrafındayken huzursuz hissetmekten kendini alıkoyamıyordu Jeongguk.

"Jeon, benimle istediğini konuşabileceğini bilmeni isterim, Dong A da çok fazla tanıdığım var."

Eski üniversitesinin adını duymak Jeongguk'un bir adım gerilemesine, parmaklarının sırt çantasının kulbuna daha fazla sarılmasına sebep oldu. Buraya gelmenin her şeyi bitireceğini düşünmek hataydı, bu mesele her yerde peşinden gelerek onu rahatsız edecekti. "Sen çok cesur bir çocuksun, Jeon. Dong A'daki birçok meslektaşım da ben de seninle gurur duyuyoruz." dediğinde biraz rahatladı, parmakları gevşerken profesörü gülümsedi. "Yardım için burada olduğumu bilmeni isterim, birçok eğitmenin de senin harika yerlere geleceğine inanıyor." Kim Hyungsang çantasını almadan önce Jeongguk'a gülümsedi, yanından geçerken hafif bir şekilde onun omzuna dokundu destek vermek için.

Dong A Üniversitesi, Busan'da tıp bölümü bulunduran iki üniversiteden biriydi ve Jeongguk bu özel okula tam burslu girdiğinde lisesindeki öğretmenleri dahil herkes onunla gurur duymuştu. Orada mutlu olacağına, çocukluk hayali olan kardiyolog olmak için elinden geleni yapacağına inanıyordu.

İlk yıl onun beklediğinden iyi geçerken bölüm birincisi olarak okulunu tamamlamıştı, ikinci senesinde yeni Anatomi profesörü olarak Beom Yeolhan gelene kadar. İlk başta adamın ona yaklaşımlarını sadece onun başarısından kaynaklı olduğunu düşünmüştü ama değildi, dokunuşları rahatsız olacağı yerlere giderken yanlış anlamadığını tespit etmek için biraz bekledi.

Jeongguk bu tarz olaylara lisede de şahit olmuştu, sınıfındaki kızlara rahatsız edici şekilde dokunan öğretmenler, başka veliler ya da öylesine okul çalışanları. Daha yaşı küçük arkadaşlarının nasıl sustuklarına ya da susturulduklarına şahit olarak büyümüştü ve buna izin veremezdi, kendisi susacak bir insan asla olmamıştı.

Rektörün kapısını çalarken kendinden oldukça emindi, Beom Yeolhan denen adam en büyük hatasını ona kameraların olduğu konferans salonunda dokunmaya kalkarak yapmıştı. Rektörün müdahalesini yeterli görmeyerek ailesi ile konuşmuş, Jimin'in çocukluk arkadaşı olan Seunghee'nin avukat babasına başvurmuşlardı ve dava sürecinde kendini kuzeninin yanında bulmuştu.

O günleri hatırlamak bile istemiyor olsa da başka insanların onun cesaretinden güven bularak gelen ard arda şikayetler o adam için artık sonun geldiğini gösteriyordu. Seoul'deki yaşamı sakin, iyi arkadaşlar ve hiç beklemediği bir anda kalbinde açan filizlerle başlamıştı.

Kim Taehyung.

Jeongguk okul binasını terk ederek bahçedeki otoparka ilerlerken onun hakkında düşünmenin bile yüzünde bir tebessüme sahip olduğunu fark etti. Tanışmalarının geliştiği süreçte kendisi için Jimin'in arkadaşlarından hiçbir farkı yoktu ama zamanla, kalbinde onun için ayrı bir köşe inşa edilmeye başladı. Dava için onunla Busan'a gelmesi, her zaman destek verici konuşması, onunla oturup ders çalışması bile Kim Taehyung'un ne kadar büyük bir kalbe sahip olduğunu gösteriyordu.

"Neden gülümsüyorsun?"

Siyah Volvo'suna yaslanmış Taehyung ona sorduğunda başını kaldırarak büyüğüna baktı, kıvırcıklığını kaybetmiş saçları hafif ayrılarak alnına dökülürken koyu kahverengi bir pantolon, beyaz tişört ve açık kahverengi bir hırka giymiş halde ona bakıyordu. "Anatomi profesörü ile güzel bir konuşma gerçekleştirdik." dedi, gülümseme sebebinin onu düşünmek olduğunu gizleyerek.

Arabanın ön koltuğuna kurulmadan önce çantasını arka koltuğa attı, iki saat kadar önce ona mesaj atarak beraber öğle yemeği yemeyi teklif etmiş olan büyüğüne kabul ettiğini söylemenin ardından derse odaklanması biraz zaman almıştı. Taehyung sadece düşüncelerinde bile gezinirken aklını başından alıyordu Jeongguk'un.

Araba otoyola çıkarken radyodan dökülen kız grubu şarkısı ikisinin de umurunda değil gibiydi, Jeongguk biraz yayılarak bedenini Taehyung'a döndürmüş halde, büyüğünün hislerinden habersiz onu izliyordu. "Son günlerde neşelisin." dedi Taehyung, ona karşı hislerinin farkında olmaya başladığından beri kalbindeki ağırlıktan kurtulmuş hissediyordu, bugün Kim Hyunsang konuyu açana kadar eski profesörü ve arasında geçen olay aklından silinmeye yüz tutmuştu.

Jimin'in haklı olduğunu fark etti.

Birine tamamen kalbini vermeye başladığında tüm korkuları, adamın dokunuşu, zihnindeki karaltılar tamamen uzaklaşarak hafiflemiş bir ruh bırakıyordu geriye. "Kendimi daha iyi hissediyorum." diye itiraf etti, Taehyung gülümseyerek ona baktığında gülümsemeden edemedi.

Grup konuşmasında yapılan imalar elbette farkındaydı ama hayalkırıklığına uğramamak için aldırmamayı tercih ediyordu, Seokjin abisi olarak onu en iyi tanıyan olsa da Taehyung'un içinde herkesten sakladığı bir yan vardı, bu yüzden ondan emin olamıyordu. Üstelik çocuk doktoru olan bu adamın kendisine hisler beslemesi için de bir sebep göremiyordu.

Araba küçük bahçeli bir restoranın önünde durduğunda ilk inen Jeongguk oldu, arka koltuktaki çantasından cüzdanını alarak montunun cebine attıktan sonra Taehyung'un yanına ilerledi. Rengarenk çiçeklerin olduğu bahçede ağaçların altına atılmış minik masalar vardı, karşılıklı ahşap sandalyelere oturmanın ardından arkasına yaslandı.

"Burası huzur verici görünüyor."

Taehyung ona gülümseyerek bakarken utançla başını eğdi, kendinden küçük olduğunu düşündüğü genç çocuk menü kağıtlarını önlerine bıraktıktan sonra bahçenin diğer ucundaki masaya ilerledi. "Buranın hamburgerleri mükemmeldir, tavsiye ederim." dedi Taehyung, ona uyarak menüyü elinden bıraktı ve hamburger istediğini söyledi. Ona gülümseyen büyüğü de hamburger ve yanına gazlı içecek istedikten sonra garson yanlarından uzaklaştı.

Jeongguk onunla geçirdiği özel anlara bayılıyordu, büyüğü zeki bir insan olmanın yanında kesinlikle harika bir mizah anlayışına ve düşüncelere sahipti. Onunla konuşmak kendini çok iyi hissetmesini sağlıyordu, ona karşı hislerinin yeşermesinin sebebi bu da olabilirdi. "Hyung..." diye mırıldandı yerinde doğrulup ellerini masanın üzerine koyarken, Taehyung'un meraklı bakışları yüzünde gezerken kıkırdadı.

"Hiç aşık oldun mu?"

Bunun cevabını gerçekten merak ediyordu, hyungun geçmiş hakkında bilgi sahibi olmak istemesinin yanında kendi hislerini anlamak için de bir yöntemdi bu. "Bilmiyorum Jeongguk." diye mırıldandı Taehyung, onun karamsar ifadeye bürünen yüzü küçük olanın hoşuna gitmedi. "Aşk üzerinde çok fazla düşünülmesi gereken bir olgu olmasının yanında tamamen akışına da bırakılması gerek. Orta yolu bulmak zor, birkaç ilişkim oldu ama onlara karşı olan hislerimi hangi kelimenin altına sığdırmam gerek, bilmiyorum." Jeongguk gülümsemeye çabalayarak başını salladı, "Birini sevmek için kelimelerini kullanmana gerek yok, içimde o sevgi olmadıktan sonra aşığım demenin iki tarafa da faydası yoktur." dedi Taehyung, ellerini uzatarak parmaklarının Jeongguk'un masanın üzerindeki parmaklarına değmesini sağladı.

"Birini seviyorsam ya da aşıksam, bunu dile getirmekten çok, göstermeyi tercih ederim."

selaaam,
uzun zaman oldu
üzgünüm..

the way we love' taekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin