Eleysa☁️ (Tamamlandı)

Av bendenizyagmur

1.1M 79K 63.7K

O, kendi halinde yaşardı. Okuldan eve, evden antrenmanlarına giderdi. Gündüzleri normal biriydi. Sıradandı. O... Mer

Bölüm 1 ☁️ "Eleysa'nım."
Bölüm 2 ☁️ Uyursam Geçer Mi?
Bölüm 3 ☁️ Esmerim
Bölüm 4 ☁️ Unutturamam, Vazgeçirebilirim
Bölüm 5 ☁️ İki Gözümün Çiçe
Bölüm 6 ☁️ Yaman Bir Beyefendi
Bölüm 7 ☁️ Beni Unutma.
Bölüm 8 ☁️ Haave You Met Me?
Bölüm 9 ☁️ Oturur İçerim Tek Başıma.
Bölüm 10 ☁️ Ben De Yoluma Giderim
Bölüm 11 ☁️ Nefes Almak Gibi Bir Şey
Bölüm 12 ☁️ Aşk Nefrete Ne Yakınsın
Bölüm 13 ☁️ Aşka Yürek Gerek
Bölüm 14 ☁️ Racona Ters
Bölüm 15 ☁️ Aylar Olmuş
KARAKTERLER SORULARINIZI CEVAPLADI
Bölüm 16 ☁️ Gülümse
Bölüm 17 ☁️ Sevgili En İyi Dostum
Bölüm 18 ☁️ Ya İstanbul Hatırlamazsa?
Bölüm 19 ☁️ Flört?
Bölüm 20 ☁️ İyi Ki Varsın
Bölüm 21 ☁️ Beni İyi Etmeye Çalışan Biri Var
Bölüm 22 ☁️ Bal Kitap
Bölüm 23 ☁️ Sarışınlığımı Kıskandın!
Bölüm 24 ☁️ Her Yolum, Her Fikrim Sen
Bölüm 25 ☁️ Son Umut.
Bölüm 26 ☁️ Doğru Kişi?
Bölüm 27 ☁️ Niye Herkes Bu Kadar Ciddi?
Bölüm 28 ☁️ Esmer Bomba
Bölüm 29 ☁️ Eskiden Seven Kız
Bölüm 30 ☁️ Jr. Berkan
Instagram ☁️ Yalakalık Desen Var
Bölüm 31 ☁️ Nazar Duası
Bölüm 32 ☁️ Hiç.
Bölüm 33 ☁️ İkilem
Bölüm 34 ☁️ Çıkalım Bu Şehirden
Bölüm 35 ☁️ Acıdan Geçmeyen Şarkılar Biraz Eksiktir
Bölüm 36 ☁️ Ted Mosby Yıkıklığı
Bölüm 37 ☁️ Çaresiz.
Bölüm 38 ☁️ Kusura Bakma
Bölüm 39 ☁️ Veda
Bölüm 40 ☁️ Gözlük
Bölüm 41 ☁️ Kapanan Son Yara
Bölüm 42 ☁️ Ölmeye Yüz Tutmuş Bir Ruh
Bölüm 43 ☁️ "Ben Bunu Haketmedim."
Bölüm 44 ☁️ "Benim Eleysa'm..."
Bölüm 45 ☁️ Onu Çok Kırmışlar
Bölüm 46 ☁️ Yıldızlar
Bölüm 47 ☁️ Zehirli Bir Bal
Bölüm 48 ☁️ Eleysa'nın Anlamı...
Bölüm 49 ☁️ "Ben Eleysa."
Bölüm 50 ☁️ Elbet Bir Gün Buluşacağız
Bölüm 51 ☁️ Sana Ben Gerek
Bölüm 52 ☁️ Bir Sigara Dumanı
Bölüm 53 ☁️ Kızıl Bebişimin Minnoş Psikolojisi
Bölüm 54 ☁️ Ben Adam Olmam
Bölüm 55 ☁️ "Haberi Olmazdı,"
Bölüm 56 ☁️ Sana Angara'yı Yakarım
Bölüm 57 ☁️ "Televizyon Sesi Gelmiyor."
Bölüm 58 ☁️ Enkaz
Bölüm 59 ☁️ Seni Dert Etmeler
Bölüm 60 ☁️ Çıkışa Gel Adamsan
Bölüm 61 ☁️ Savaş Sözü
Bölüm 62 ☁️ İncinmesin Kanatların
Bölüm 63 ☁️ Baba Mı?
Bölüm 64 ☁️ Suç Ortağım
Bölüm 65 ☁️ İsmi Lazım Değil
Bölüm 66 ☁️ "Onun Her Şeyi Benim."
Bölüm 67 ☁️ Çukur
Bölüm 68 ☁️ "Baba"
Bölüm 69 ☁️ Gang Of Berkan Brides
Instagram/Texting Özel Bölüm☁️
Bölüm 70 ☁️ Eskisi Gibi
Final☁️
okumadan geçmeyinV3
YENİ HİKAYE-duyurumsu bişiler
Özel Bölüm 1 ☁️ Çay Harareti Alır
Özel Bölüm 2 ☁️ Bilir O Beni (1MİLYON OLMUSUZ?)

Bölüm 71 ☁️ Ağır Bulut

11.9K 1K 592
Av bendenizyagmur

Multi: Balın'ın elbisesi ve MaNga-Dünyanın Sonun Doğmuşum (bölüm içinde geçiyor❤)

Keyifli okumalaar, satır aralarında buluşalım💖

☁️☁️☁️

Cefa: Tahminen ne zaman gelirsiniz, Eleysoş Hanım? Ağaç oldum da

Cefa:

Balım: Ay elimdekiler düştü, ne yapıyorsun?

Balım: O piercingten ben de istiyorum

Balım: Ayrıca Eleysoş ne aq, hiç güzel olmuyor

Cefa: Yok sen yaptırma, çok acıyor

Balım: Olsun

Cefa: LÜTFEN BUNU GELİNCE KONUŞABİLİR MİYİZ PORTAKALIM? GEL ARTIK ŞU AQ ARABASINA

Balım: Portakalın mıyım gerçekten?🥺

Cefa: Evet🥺

Cefa: Ama biraz daha gelmezsen o portakalı kesip yemekten zevk alacağım

Balım: Höst aq

Balım: Geldim, dur

Cefa: DURUYORUM ZATEN

Telefonu yanıma bırakıp oflayarak kapısına baktım bıkkınlıkla. Yaklaşık yarım saattir Balın'ın çıkmasını bekliyordum. İçeri geleyim dediğimde bir dakika içinde çıkacağını ve gelmeme gerek olmadığını söylemişti. Evet, yaklaşık 29 dakika önce söylemişti bunu.

Bugün büyük gündü, Feda ve Meray'ın konseri vardı. Biletler tamamen tükenmişti, bize bile zar zor yer ayarlamışlardı resmen. Konser bir saat içinde başlayacaklardı. Balın Hanım gelirse biz de yetişecektik inşallah.

Tekrar sinirlerim tepeme tırmanırken kitapçının kapısının açılmasıyla hemen Balın'a baktım. Size yemin ederim, tüm sinirim nereme kaçtı bilmiyorum ama pamuk gibi oldum kızı görünce. O kadar güzel olmuştu ki...

Yazlık, açık yeşil bir elbise giymişti vücudunu saran. Özgür'e bir şeyler söylerken üzerine beyaz bir ceket giyiyordu ayrıca. Saçları dümdüz beline uzanıyordu. Aşırı duru ve güzel duruyordu ki... Şok içince elimi kalbime götürdüm. Deli gibi atıyordu manyak.

Balın bana gülümseyip ceketinin içinde kalan saçlarını elini ensesine götürüp özgür bıraktı. Sanki yavaş çekim bir film sahnesi izliyor gibiydim. Bu kız benim sevgilimdi. İnanabiliyor musunuz? Güzelliği karşısında dilimin tutulduğu bu kadın beni seviyordu. Hayatında en değer verdiği şeylerden biriydim. Bunun mümkün olduğuna inanamıyordum. Ne yaşıyordum ben şu an? Ya da yaşıyor muydum?

"Aşkım ne bakıyorsun aval aval? Olmamış mı elbise? Çok mu spor kaçmış? Esen kraliyet balosuna değil bir konsere gittiğimi söyleyerek bunu giydirdi bana." Merakla yüzüme bakıp hafif kırmızı ruj sürdüğü dudaklarını büzdüğünde dayanamayıp öptüm. Valla öptüm, böyle şak diye.

Balın biraz öpmeme izin verip sonra geri çekildi ve gülümsedi. "Bir cevap ver bari."

Boynundaki elimi hafifçe yanağına kaydırıp baş parmağımla okşadım. "Çok güzelsin. Yine."

Geri çekilip arabayı çalıştırırken söylenmeden edememiştim. "Hatta o kadar güzelsin ki, şu an konseri siktir edip seni eve götürmek istiyorum."

"Oha lan oha, sakın öyle bir şey yapma. Meray ikimizi de öldürür." Dediğinde güldüm. "Ha Meray olmasa giderdik yani?"

Balın cevap vermeyip telefonunu çıkardı ve kamerasından kendine baktı. "Rujumu mahvettin ya, şerefsiz misin?"

O rujunu tazelerken ani dönüş ya da fazla hız yapmamaya çalışıyordum. Aynı zamanda da şarkı açıyordum. Listemden rastegele bir şeyler açıp sesini kıstım. Şarkının melodisine ıslık çalarak eşlik ediyordum. Bütün sinirim uçup gitmişti, keyfim yerindeydi valla.

"Oldu mu?" Diye seslenince dudaklarına baktım. "Olmaması mümkün mü?"

"Salak." Gülerek telefonunu eline aldı yine. "Feda'lar mesaj atmışlar gruba. Meray stresten sahneye bakamıyormuş."

"Hiç çıkamazsa şaşırmam valla."

"Sefa da konser alanının fotoğrafını atmış. İnanamıyorum,tıklım tıklım resmen. Off sanki çocuğumun konseriymiş gibi gurur duyuyorum onlarla." Anaç tavrına gülümsedim. Meray'la da Feda'yla da aralarında güzel bir bağ vardı. Sefa'yla da öyleydi aslında. Bizim tanışmamıza Feda'yla Meray vesile olduğu için ve öncesinde de Balın'ın yanında oldukları için ikisini de çok seviyordu.

"Bir gün onlar ayrılırsa... Yine de sevilmeye devam ederler mi sence?"

"Ayrılacaklarını düşünmüyorum. Tabii hayat bu, belli olmaz ama bir insanı tüm kusurlarıyla kabul ediyorsan o senin diğer yarın demektir bence. Feda'nın öfke problemleri var mesela, Meray'ı çok üzdü. Ama Meray onun ne kadar sevdiğini bildiği için affetti. Bu da bir kez oldu zaten, Feda artık gözünden sakınır kızı."

"Peki ya biz? Bir gün ayrılır mıyız?"

Bu sorusuyla duraksadım. Balın'ın hayatımdan çıktığını hayal ettim. Boktan farksızdı o hayat benim için. Tatsız, tutsuz bomboş anılar bırakırdım ömrüme.

"Şu anlık sensiz yapabileceğimi sanmıyorum. Ha yaparım, sen de yaparsın. Alışırız elbet ama ne bileyim... Yaşamak denmez ona. Sensiz bir hayat istemiyorum artık Balın." İçten söylediğim bu cümlelere karşın Balın boştaki elimi tutup başını omzuma yasladı.

"Ben de öyle. Sadece... Bir anda seni de kaybedeceğim diye ödüm kopuyor."

Ailesinden kalma bir kaybetme ve ölüm korkusu vardı. Bunun farkındaydım tabii. "Sürekli bu mu var aklında?"

"Hayır, arada gelip gidiyor öyle."

"Şimdilik at o düşünceleri kafandan güzelim, çok üzüldük biraz nefes almamız lazım. " Buna ikimizin de çok ihtiyacı vardı.

Balın başını kaldırıp boynumu öptükten sonra tekrar omzuma yasladı. "Haklısın."

Konser alanına varana kadar pek konuşmadık. Haziran ayının başında olduğumuz için yaz havası vardı tabii ki. Bu yüzden açık hava sahnesi kurulmuştu. Haporlörden bir müzik sesi duyuluyordu, gençler çoğunluktaydı ve bir şeyler içerek muhabbet ediyorlardı genelde. Sahnede Sefa vardı şu an, dj setup'ını ayarlıyorlardı Sarp ve Atlas'la birlikte. Arabayı bize ayrılmış yere bırakıp indik. Gözüme vuran güneş yüzünden yakamdaki güneş gözlüğümü alıp taktım ve uzanıp Balın'ın elini tuttum.

Birkaç görevliyle birlikte birkaç kişi de bizi görmüş ve el sallamışlardı. Onlara gülümsedikten sonra görevliyle selamlaştım. Sahnenin önünde bize ayrılmış yere götürdü bizi. Henüz bizden kimse yoktu, herkes sahnenin arkasındaydı muhtemelen. Konserin başlamasına on dakika olduğu için biz o hengamede bir de sahne arkasına geçmek istemedik.

"Ne kadar kalabalık!" Dedi Balın şaşkınlıkla. Sahnenin bir yanı denize paraleldi. Deniz ve sahne arasında küçük bir alan vardı, biz buradan izleyecektik. Sahnenin diğer yanı ve önü tamamen doluydu, insan kalabalığı uzuyordu metreler boyunca.

"Evet,öyle."

"Şu kızlar bize bakıyor sanırım," dedi Balın gergince. Neredeyse ilk kez birlikte görünüyorduk, normaldi aslında. Bir arkadaş grubu biralarını içerek bize bakıyorlardı gülerek. Onları farkettiğimizi görünce bir iki tanesi gözlerini kaçırsa da kızlardan biri seslendi.

"Sizi çok seviyoruz, çok yakışıyorsunuz!" Dedi. Aramızda birkaç demir korkuluk olsa da sesi gelmeyecek kadar uzak değildi. Gülümseyip bir baş işaretiyle teşekkür ettim kıza.

"Ay çok gerici, herkes bize bakıyor gibi hissediyorum."

"Sakinleş aşkım, sorun yok. Bak Asel'ler de geliyorlar. Asel, yanında Sefa'nın fenomen bir-iki arkadaşı vardı.

"Ay Meray'ı görmeniz lazım, bayılacaktı kız." Asel gülerek gelip Balın'a ardından bana sarıldı. İsimlerini asla hatırlayamadığım fenomenlerle de selamlaştıktan sonra çalan telefonumu çıkardım. Arayan babamdı. Nerede ve ne durumda olduğumuzu sorduktan sonra kapattı. Rüzgar Abi onlar kalabalığa girmek istemezler diye konser alanının hemen yanındaki binanın bir balkonunu hazırlatmıştı. Meray'ın ailesi, Cenk Amcam'lar falan vardı sanırım. Tam olarak kimlerin geldiğini bilmiyordum.

"Cefoş'um!" Ufak bir çığlığın ardından sırtımda ağırlık hissettim. Refleks olarak sırtıma atlayan Alin'i tuttum. Düşecekti manyak.

"Çok özledim seni!" Alin boynuma sarılıp yanağımı öperken güldüm. "Ben de seni özledim, gel bir düzgünce sarılayım sana." Alin'i sırtımdan indirip düzgünce sarıldım. Onun hemen arkasında Arden vardı, Alin'in abisi. Cenk Amcam'ın çocuklarıydı onlar. Alin'den zar zor ayrılıp Arden'le sarıldık. "Off oğlum valla çok özlemişim siz- Lan!" Cümlem Arden'in arkasında gördüğüm kişiyke kesilmişti.

"Şaka yapıyorsun!" Şaşkınlık ve özlemle karışık hemen sarıldım Derin'e. "Kocaman olmuşsun Derin, şok içindeyim şu an. Ne işin var senin burada?"

"Feda Abim aradı, gelmediğimi söylersem okulumu basacağını ve kulağımdan tuttuğu gibi getireceğini söyledi." Gülerek tekrar sarıldım. En son bir yıl önce görmüştüm sanırım Derin'i, lise için Fransa'ya gitmeden hemen önce. Derin Dağhan Amcam'ın kızıydı. Bizden 5 yaş kadar küçüktü, liseye yeni başlamıştı. Didem Abla dil öğrenmesi için gitmesini istemişti, zaten Derin de çok istemişti gitmeyi.

(Y/N: Dağhan ve Didem; Deplasman ve Yarem'de sık sık geçen karakterlerdi. Onları okumamış olanlar için söylemek istedim. Dağhan Emir Reis'in çocukluk arkadaşı ve Didem de onun eşi. Hatta Didem Deniz'i ve Meray'ı tedavi etmişti. Önemli karakterler yane. Derin de onların çocukları olarak ilk kez girdi hikayeye. Aylardır kulağımı kurutan Deplasman'cılar...SONUNDA SÖYLEYE SÖYLEYE SOKTUNUZ KIZI HİKAYEYE HDJSDKLSLXJS)

"Nasılsın bakalım, alışabildin mi oralara?"

"Alıştım abi. Annemler salsa bir daha çok alışacağım. Her hafta sonu geldiler ya, şaka yapmıyorum. Bir ara babam Fransa'ya taşınma fikri attı ortaya zor vazgeçirdik annemle."

"Daha küçücüksün Derin, tabii ki salmayacaklar. Sen bu yaşta çıkıp Fransa'ya gittiğine dua et." Dedim gülerek. Derin omuz silkti ve kaşlarını kaldırarak Balın'a bakmaya başladı. "Asıl haberler sende abiş," dedi imalı bir gülümsemeyle.

"Balın, bu Derin. Didem Abla'nın kızı." Balın hemen elini uzattı Derin'e. "Çok memnun oldum, çok tatlısın."

"Teşekkürler," dedi Derin utanarak. "Sen de öyle."

Güçlü bir çığlık sesiyle hepimiz muhabbetten kopup sahneye baktık. Meray ve Feda sahneye çıkıyorlardı. Herkes onlar için bağırıyor ve el sallıyordu. İstemsizce gülümsedim. Feda'nın bile heyecanı yüzünden okunuyordu.

Sahnenin önüne geldiklerinde Feda'nın Meray'ın elini tuttuğunu gördüm. Kulağından ağızlarına uzanan bir mikrofon takılmıştı. Feda mikrofonunu düzelttikten sonra etraf sessizleşince konuşmaya başladı.

"İnanamıyorum, kalbim duracak şimdi," dedi boştaki elini kalbine bastırarak. Herkesten bir gülme sesi yükseldi. "Hoşgeldiniz öncelikle. Bizi yalnız bırakmadığınız için teşekkürler."

Derin kolumun altından çıkıp trabzanlara yaklaştı ve herkesle birlikte alkışlayıp ıslık çaldı. Gülerek Balın'a baktım istemsizce. Heyecanlı bir şekilde sahneyi izliyordu. Yanına adımlayıp kolumu omzuna attığımda o da belime sarıldı ve öylece izlemeye başladık. O sırada el ele Atalay ve Sare gelmişlerdi yanımıza. Ata'ya imalı bir bakış atıp sahneye döndüm tekrar.

"Meray'ı sahneye zor çıkardım arkadaşlar, kalabalığı görünce çıkmama kararı almıştı."

"Siz ona aldırmayın, her zamanki Fedoş işte. Boş yapıyor." Meray gülerek Feda'ya laf attıktan sonra Feda da güldü ve tekrar konuştu. "Sizi daha fazla bekletmeyelim o zaman!"

Boynundaki elektrogitarından güçlü bir melodi çıkardıktan sonra "Parti başlasın!" Demesiyle birlikte Sefa da müziğin sesini yükseltmiş ve herkes bir anda çığlıklar atarak ritme eşlik etmeye başlamıştı. Müziğin enerjisi kanımı kaynatıyordu. Müzik bizi özgürleştirirdi, bileğimizi saran tüm prangalara rağmen.

"Ee, efsaneyle bir giriş yapalım o zaman?" Dedi Feda ritmin arasında. Ardından Meray'ın sesini duyduk. "Başlıyorum öyleyse?"

"Sahne sizin, Yarem Hanım." Ritimle karışık söyledikleri için garip bir uyum olmuştu. Bunu çalıştıklarına yemin edebilirdim.

Söyleyecekleri şarkı gerçekten bir efsaneydi. Öyle ki, neredeyse hepimizin ezberindeydi. Bu yüzden herkes bağıra çağıra eşlik etmekten geri durmuyordu.

"N'aber? bak, bende dert yok, tasa yok.
Mutluyum artık, bi' beynim yok.
Dikmişim ekrana gözlerimi,
Başka da bir ihtiyacım yok!
Kişisel neyim kaldı ki bir iletim olsun?
Tıklana tıklana her şeyim ortada.
Atın ölümü arpadan olsun,
Her yiğit gibi benimki de meydanda!
Tıklama konusu ayrı bir dava,
Mahkemelerde görülüyor hâlâ."

Meray son cümleyi de söyleyip gerisini Feda'ya pasladı.

"Namusu bacak arasında ararım,
Dişi sinek bile görsem laf atarım.
Çakma makma, üçe beşe bakmam,
Önüm, arkam, sağım solum markam.
Bana pastamı verin, ekmeğe gerek yok,
Ben tüketmeden var olamam."

Hepimiz bağıra çağıra nakarata girdik onlarla birlikte. Cümleye Feda başlıyor, en can alıcı yerini Meray tamamlıyordu.

"Ayna ayna, hadi söyle,
Benden daha..."

"Gamsızı var mı!?"

"Ayna ayna, hadi söyle,
Benden daha..."

"Arsızı var mı!?"

Devamını birlikte söylediler. Tabii biz de. Balın bile kolumun altında zıplaya zıplaya şarkıya eşlik ediyordu.

"Dünyanın sonuna doğmuşum,
Ya da ölmüşüm de haberim yok.
İyi bilirdik derler elbet ardımdan,
Bundan büyük bi' yalan yok!
Yok, bundan büyük yalan yok!"

Bu şarkıyı bir ara çok fazla dinlesem de tekrar dinlemeyeli uzun zaman olmuştu. Çok eskiden yazılmış olmasına rağmen hala günümüz sorunlarını bile yüzümüze vuruyordu aslında. Manga gerçekten efsane bir gruptu ve seven sevmeyen herkes için bu düşünce kabullenilebilirdi bence.

Biraz da rap tarzıydı ama Meray da Feda da rap konusunda epey geliştirmişlerdi kendilerini. Yani gerçekten, müzik konusundaki yetenekleri tartışılamazdı. Bu sahne için doğmuş gibilerdi.

"Bana dokunmayan yılan bin yaşasın.
Dedikodu yapar, keyfime bakarım.
Ağzımda sakız, elimde çanta,
Fink atarım kaldırımlarda.
Bağlanmaya sonuna kadar karşıyım,
Ama dizilerimden beni ayırmayın!
Değişir dünyam bir tuşla uzaktan,
Elimdeki kumandam hayatıma kumandan!"

"Yeni bir kart verdi bugün bankam,
Puanlarım artık en büyük kankam.
Olmasa da cebimde beş kuruş para,
Cebimdeki telefon on numara."

Şarkıdaki gibi Meray cilveli bir sesle araya girdiğinde güldük hepimiz.

"Allah allah gizli numara,
Kim acaba? alo?"

Ardından Feda devam etti.

"Bak kızım, yedi kocalı hürmüz gibi dolan,
Ama ailemizin kızı gibi davran.
Seni alacak biri de bulunur elbet,
En kolay parayı hep sen kazan.

Ayna ayna, hadi söyle,
Benden daha..."

"Gamsızı var mı!?"

"Ayna ayna, hadi söyle,
Benden daha..."

"Arsızı var mı!?"

Yine enerjik bir şekilde nakaratı söyledikten sonra ritim yavaşladı, yavaş kısmı söyleyen Feda'ydı.

"Sıkıldım çok, her dakika düşünmekten, üzülmekten...
Artık yok, kalmadı gücüm düşmekten, yenilmekten...
Pişmanım erken vazgeçmekten, kendimden.
Bu alem geçmiş kendinden,
Ne gelir elden?"

"Dünyanın sonuna doğmuşum,
Ya da ölmüşüm de haberim yok!
İyi bilirdik derler elbet ardımdan,
Bundan büyük bi' yalan yok!
Yok, bundan büyük yalan yok!"

"Çakma makma, üçe beşe bakmam.
Önüm, arkam, sağım solum markam.
Bana pastamı verin, ekmeğe gerek yok,
Ben tüketmeden var olamam!"

Şarkının en sonundaki rap kısmını Sefa arkadan söyleyince herkes gaza gelip bir kez daha tekrarlamıştı sonra nakaratı.

En sonunda bittiğinde güçlü bir alkış koptu. Hepimiz de bitmiştik haliyle.

"En son ne zaman bu kadar kudurdum hatırlamıyorum bile! Meraaay! Aşığım size! LOVE YANİ AŞK!" Sare deli gibi çığırdığında Meray bizim olduğumuz tarafa bakıp güldü ve nefes nefese mikrofonuna konuştu. Şarkı boyunca onlar da yerlerinde durmamışlardı, yorulmuşlardı haliyle.

"Efsane bir girişti. Sesine sağlık bebiş," dedi gülerek Feda'ya. Feda da sırıttı. "Eyvallah koçum. Sen de fena sayılmazdın."

Onların bu kadar sevilmesinin nedeni tam olarak buydu aslında. Sesleri güzeldi ve birbirlerini tamamlıyorlardı kesinlikle. Ama aralarındaki bu samimi iletişimi seviyordu insanlar daha çok.

"Ritmi biraz düşürelim diyorum, ne dersiniz?" Feda öncekine göre daha slow bir şarkıya giriş yaparken onları videoya çeken Balın'a baktım. Meray kamerasını Asel'le yollamıştı videoya alması için. Asel de Balın'a satmıştı muhtemelen.

Eğilip saçlarını öptüm ve başımı başına yasladım. Konser çok güzeldi tabii ki ama yalan yok Balın'la çıkarıyordum tadını. Onun olduğu her şey güzel ve tat almaya değerdi zaten.

Balın gülümseyerek kamerayı bize doğru çevirdi ve ikimizi kadraja aldı. Vlog kamerasının üst kısmında çıkan ekranda ikimiz yanyanaydık şimdi. Eğilip yanağından öptükten sonra şarkının sonlarına yaklaşan bizimkilere baktım. Feda gitarınu çalıyordu, Meray da şarkıyı söylüyordu.

"Çok yakışıyorlar ya. Feda Abi'yle Meray'ı hayatım boyunca shiplemiştim zaten." Diyerek iç çekti Derin.

"Yani geçen seneden beri?" Arden gülerek Derin'e takıldığında Derin gözlerini devirdi. "Salak salak espriler yapıyorsun Arden Abi, hangimiz çocuk belli değil."

Ata, Alin ve ben aynı anda "Ooo," sesi çıkardık. Arden Derin'in bu bilmiş hallerine gülüp saçlarını karıştırdı kızın. "Aferin kız sana, savun kendini böyle."

Balın bunları da kayıt altına aldıktan sonra kamerayı kapatıp kaydettiklerine bakmaya başladı. Gözü kamerada olsa da gergin olduğu belliydi. Bir şeye heyecanlanmıştı, anlıyordum.

"Ne oldu aşkım? Neden gerginsin?" Diye sordum. Bana bakıp gergince alnını kaşıdı ve kararsız bir şekilde konuştu. "Birazdan, konserin sonlarında anlayacaksın. Lütfen soru sorma."

Kaşlarım havalanırken içten içe ne olabileceğini düşünüyordum. "Evlenme teklifi mi edeceksin?"

"Hayır tabii ki."

Biraz gerginliğini almak adına omzumla dürttüm onu. "Hadi hadi, doğru söyle."

"Ya Cefa, salak mısın?" Kıkırdayarak başını kolum yaslayıp koluma sarıldı. Ben de güldüm ve eğilip saçlarını öptüm. Gerçekten, ikimizde de ileri derecede olan temas bağımlılığını nasıl aşacaktık acaba?

Gün batımına dek, hava turunculaşırken, konserin yarıdan fazlasını tamamlamıştık. Hala aynı enerjiyle devam ediyorlardı. Bir ara binlerce insanla oturup muhabbet etmişti ruh hastaları. Kimse de bundan şikayetçi değildi. Oldukça komik diyaloglar çıkmıştı ortaya.

"Birazdan on dakikalık bir ara vereceğiz. Ama ondan önce sizinle konserimizin en özel parçasını paylaşmak istiyoruz," diye söze girdi Feda. "Bu şarkıyı ilk kez burada söyleyeceğiz." Bunu söylediğinde büyük bir alkış koptu.

Ben Feda'yı dinlerken elime bir el kenetlendi. Ben de onun elini tutup öptüm ve kardeşimi dinlemeye devam ettim.

"Bu şarkının ismi, Ağır Bulut." Balın'ın elimi biraz daha sıktığını hissettim. Bunu yalnızca çok heyecanlandığında ya da korktuğunda yapardı. Korkacağı bir durum olmadığına göre heyecanlanmıştı besbelli.
"Şarkının yazarı biz değiliz. Bu zamana kadar bestelediğimiz tüm şarkı sözleri bize aitti, biliyorsunuz. Bu şarkının mimarı.." Feda bizim olduğumuz tarafa baktı.

"Balın Eraslan."

Şaşkınlıkla ona baktığımda, Balın rahatsız bir şekilde dudağını kemiriyor, bir bana bir sahneye bakıyordu. Ne yani? Şarkıyı o mu yazmıştı? Balın'ın bir şeyler yazdığını bilmiyordum. Hayır tamam yazmıştı, bestelemişlerdi bir de. Binlerce insanın önünde söyleyeceklerdi. İstemsizce bir gurur peyda oldu içimde. Gülümseyerek çevremize baktım. Herkes alkışlayarak Balın'a bakıyor, bizi videoya alıyorlardı bazıları.

Balın gergin bir gülümseme kondurdu dudaklarına. "Sürpriz," dedi. Gülüp alnını öptüm ve sabırsız bir şekilde Feda'ya baktım. Artık söylemelilerdi, geberirdim meraktan. Neyse ki Feda da çok bekletmedi ve akustik gitarıyla melodiye girdi.

"Küçük bir çocuk, oyuncağı kırılmış.
En sevdiği hep, hep kalbini parçalamış.
Sonsuz bir sahili sahiplenmiş,
Yine de sığamamış.

İçmiş,içmiş,içmiş,
Sigarası eline hiç yakışmamış.
İçmiş,içmiş,içmiş,
Kalbi sigarasından daha zehirliymiş."

Koskoca alanda çıt çıkmadan herkes Balın'ın yazdığı şarkıyı dinliyordu. Şüphesiz ki en çok hisseden kişi bendim. Çünkü muhtemelen sonsuz sahili sahiplenen ve kalbi sigarasından daha zehirli olan çocuk... Bendim.

Balın neredeyse gözlerini kırpmadan ne tepki vereceğimi bekliyordu. Onu öpmek istedim, sarılmak istedim, gülmek istedim... Ama gözlerimin dolması en son isteyeceğim şeydi yemin ederim.

"Uzanmış kumsala,
Şehrin ışıklarını aşkına benzetmiş.
Zehirli bir ışık, görememiş yıldızları.
Parlamak istemiş, köreltmiş kalp kırıkları.

Bir 'ay' dilemiş,
Yıldızları parlasın istemiş.
Beklemiş, beklemiş..."

"Balın..." resmen fısıltı gibi çıkan sesimi umursamdan sarıldım ona. Beni bu kadar tanıması, hissetmesi çok özeldi. Ben daha önce hiç böylesine sevilmemiştim dostlarım, bunu gönlüm rahat bir şekilde söyleyebilirdim.

Feda sustuktan birkaç saniye sonra Meray söylemeye başladı bu kez.

"Küçük bir kız, ruhu kırılmış.
En sevdikleri hep, hep elinden alınmış.
Sonsuz bir göğü sahiplenmiş,
Yine de sığamamış.

Koşmuş,koşmuş,koşmuş,
Kendine yetişememiş.
Koşmuş,koşmuş,koşmuş,
Ruhu bedeninden daha zehirliymiş."

Yanılmıştım. Şarkı yalnız benimle ilgili değildi. Bu şarkı bizimle ilgiliydi. Ben bir sahili sahiplenmiştim, benliğimi bir deniz kenarında içerken keşfetmiştim belki de. Onun ise göğü vardı. Acısını da anısını da gökyüzüne saklardı Balın, kimse onları bulamasın diye.

"Bir kediye sarılmış,
Tüm acılarını bir buluta saklamış.
Yağmur yağmış, acıları buluta ağır gelmiş.
Küçük kız biraz ıslanmış.

Bir 'gök' dilemiş,
Bulutları yine de sevdiklerini sarmalasın istemiş.
Ağlamış,ağlamış..."

Acıları bulutlara bile ağır gelen küçük kız... Balın'dan başkası olamazdı.

Balın ve ben gözlerimiz dolu dolu birbirimize kilitlenmiştik. Bu sırada Feda ve Meray aynı anda söylemeye başladılar şarkıyı. Bu kısım... Kesinlikle favorim olacaktı.

"Gözlerini kapat sevgilim,
Parlıyoruz aslında.
Göğe uzan sevgilim,
Birkaç yıldızdan ibaretiz aslında.

Gözlerini kapat sevgilim!
Renksiziz aslında.
Göğe uzan sevgilim,
Birkaç buluttan ibaretiz aslında."

Tam da benden istediği gibi gözlerimi kapatıp alnımı alnına yasladım. Ben gözlerimi kapattığım anda herkes yok olmuştu sanki. Binlerce insan, kameralar, her şey silinmişti. Balın vardı bir tek, bir de şarkımız. Garip şekilli bir bulut ya yanyana parlayan iki koca yıldız, ne olduğumuz önemli değildi. Biz vardık, bir de gökyüzümüz.

"Bu sonsuz sahil,
Bu sonsuz şehir,
Bu sonsuz gökyüzü,
Hepsi senin olsun,
Sen parlıyorsun.
İzin ver bana,
Kalbin benim olsun."

"İzin ver bana," dedi şarkı bir daha tekrar ederken.

"Asıl sen izin ver bana," dedim ben de. "Küçük kız tüm yağmurda tek başına ıslanmaktan yorulmuş olmalı."

"Biraz yoruldu ama sorun değil, artık bulutları ağırlaşmıyor. Çünkü gökyüzü onun için tüm bulutları taşıyor."

Gözümden düşen bir damla yaşı hemen silip Balın'a sımsıkı sarıldım. Başını göğsüme yaslayıp gökyüzüne baktım.

"Teşekkürler," diye fısıldadım. Kime ya da neye teşekkür ettiğimi bilmiyordum. Tanrıya, evrene, belki aşk meleği Eros'a... Balın'ı hayatıma kim soktuysa, hikayemizi kim birleştirdiyse ona teşekkür etmiştim.

Biz sarıldığımız anda sessizliğin hakim olduğu kalabalıktan güçlü bir alkış sesi yükseldi. O an ikimizde irkilerek kendimize geldik tabii. Yine de ayrılmadan gözlerimizi açıp birbirimize baktık. Yemyeşil gözleri delip geçiyordu beni. Yıldızlarımı alıp onun gözlerine bağışlarken bir saniye bile düşünmemiştim aslında. Şehrin zehirli ışığı kısılmamıştı, hayır. Ben kendi şehrimi kurmuştum. Şehrim, evim, müziğim, her şeyim Balın'dı artık. Yıldızlarımı da gözlerine saklamıştım, çünkü daha güzel parlayacakları bir yer yoktu.

"Oyuncağım kırılabilir, sahilim bana yetmeyebilir, sigaram beni zehirleyebilir ... Artık bir önemi yok, Eleysa'm. Küçük bir kızın acılarını saklamak, ağırlaşan bulutlarından onu korumak daha cazip geliyor."

☁️☁️☁️

SEEELLLAAAMMM

Bölüm biraz geç kaldı yine ama, bu sefer de şarkıyla uğraştım hahahzhjhssjsh Sevdiniz mi siz de, ben çok sevdim🥺

İlk defa yazdığım bir şarkı içime sindi... Belki bir gün besteleriz, bilemiyorrumm

Bu bulut olayı başından beri hikayemiz için önemliydi aslında, Eleysa'nın sürekli 'gökyüzüm' demesi falan, biliyorsunuz zaten. Şarkımız da onunla ilgili olsun dedim.

Finalden önceki son bölümdü bu, sonraki buluşmamız final olacak😭

SONUNDA DAĞHAN'IN VELEDİNİ GÖRDÜNÜZ, OLDU MU? JDLCKDCJDLXJALXJZLXJZH Çok tatlış bir karakter oldu🥺

Size iki süprayzım var demiştim, biri şarkıydı diğeri de Derin'di hahsjshajsh

Peki ya maNga'nın şarkısı... OF ÇOK GÜZEL YA😭 Ama bölümde en çok düştüğüm yer Cefoş'un portakalım dediği yer HAHSJSDHSKHka

Finalde size başka bir süprüzüm daha olcak, hikayeden bağımsız. Buralarda kalın💖

İnstagram: yaremwattpad
Kişiselim: yagmurrayranci

Seviyom sizi çoook çok, hadi eyw💔

Fortsätt läs

Du kommer också att gilla

398K 17.4K 43
"Aa! Bir yıldız kaydı!" dedi Hatice gök yüzüne bakarken. Ömer Ali yavaşça başını güzel kıza çevirdi. Onun güzel yüzüne bakarken genç kız bunun farkı...
MAHALLE 1. Av YAZAR

Slumpmässig kategori

2.8M 80.5K 25
(DÜZENLENİYOR!) ~Nam Salmış Büyük Bir Mahallenin Lideri~ ~Etrafında Olup Bitenden Haberi Olmadan Mahalleye Taşınan Güzel Doktor~ 'Saç teline yakmıştı...
MİHRA Av Liliaceae1

Slumpmässig kategori

561K 34.6K 46
"Baba,çok korktum ben." Mirzat Bey kolları arasına aldığı kızını göğsüne yaslarken duyduğu şey ile adeta donup kalmıştı. Kızı kendisine yıllar sonra...
Zorbarda Av Lara Duygu

Slumpmässig kategori

197K 9.8K 41
Hayatta kalmaya çalışan bir Melih ve onun zorbası Arda. Zorbalık, şiddet, hakaret gibi ögeler içerir. (Yok ben cinsellik istiyorum şöyle böyle diyenl...