√61+2x≠-4y [MAZRUB]

By gulsah_kara

30.9K 2.2K 3.9K

Radyo sunucusunun sesi yetti onu kilometreler ötesinden aşık etmeye "Kalbimde bir fay hattı var, o gülünce ye... More

1. Bölüm: Ölü Çiçekler (KMM)
2. Bölüm: Zift
3. Bölüm: Sönen Işıklar (UB)
4. Bölüm: Müziğin Suikasti (SS)
5. Bölüm: Çalıntı Notalar (K)
6. Bölüm: Kronik
7. Bölüm: Bitmeyen Şarkılar ve Yollar
8. Bölüm: Sönmüş Kireç (ÇS)
9. Bölüm: Karahindiba Mezarlığı (O)
10. Bölüm: Kalpteki Kramplar
11. Bölüm: CD 042S LÂL
12. Bölüm: 1088 07/ 150 PETROL
Ön İzleme (13. bölüm) + Duyuru
13. Bölüm: İzmarit (YD)
14. Bölüm: Kalbe Çarpan Rüzgarlar(HD-SN)
16. Bölüm: Ters Alizeler
17. Bölüm: Kirletilen Şarkılar
18. Bölüm: Bir Keder Saklar Gülüşü
19. Bölüm: Rıhtım
20. Bölüm: Kömürden Çizilen Resim(AG)
21. Bölüm: Sustu Artık Kasetler (OÜGM)
22. Bölüm: Kayıp Notalar Mahzeni (BPB)
23. Bölüm: Kalbim Sende İnfilak Ediyor
24. Bölüm: Falez
25. Bölüm: Kül Bulutu
26. bölüm: Zihnimde Açan Çiçekler
27. bölüm: Akşamüstü Yalnızlığı (BBPCSU)
28. Bölüm: İntihar Mevsimi
Ön İzleme (29. bölüm)+ Duyuru
29. Bölüm: Güz Batımı
30. Bölüm: İstasyon (DOŞ)
31. bölüm: Aşk-ı Kahve
32 . bölüm: Gülümseyen Çiçekler (SD)
33. bölüm: Duman Grisi
34. bölüm: Kırağı
35. bölüm: Telgraf Çiçeği
36. Bölüm: Linet
37. bölüm: Cephe Yağışı
38. bölüm: Okyanus
39. bölüm: Nar Çiçeği
40. bölüm: Bir Fotoğrafçının Hayali (UK)
41. bölüm: İs Kokulu Çiçek (SGGDÖK)
42. bölüm: Saksıma Bir Ceset Diktim
43. bölüm: Meçhul His
Ön İzleme (44. Bölüm)
44. bölüm: Rüzgarın Matemi
45. bölüm: Darmaduman
46. Bölüm: Hezeyan Sözler ve Umutsuz Melodiler
Duyuru
47. Bölüm: Aşka Bulaşanlar
48. Bölüm: Bir Katilin Portresi (SEÇBY)
49. Bölüm: Ruhu Yaralı Düşler
50. bölüm: Fay Hattı (BSYİ)
51. Bölüm: Başıboş Islıklar
52. Bölüm: Kül ve İzmarit
53. Bölüm: Yazı - Tura
54. Bölüm: Deniz Kabukları (BŞ)
55. Bölüm: Bahar
56. Bölüm: Çekim Yasası
58. Bölüm : Noćhic
59. Bölüm : Turuncu Işıklar
60. Bölüm : Çiçeklerin Mezarı Olmaz
FİNAL "SENDE BANA RASTLADIM"
Özel bölüm 1
Özel bölüm 2
Özel bölüm 3
Özel bölüm 4
Özel bölüm 5
TEŞEKKÜR

15. Bölüm: Çizik Plaklar

498 48 18
By gulsah_kara

Satır aralarına yorum bırakmayı unutmayın diyorum ama kimse yok 😕 Bak bu sefer gerçekten bekliyorum ona göre, çiçeklerim 😉🥀

Multimedia: Mete

Bölüm 15: Çizik Plaklar

Kaan'dan:

"Kısacası Kaan bey durumunuz son derece iyi. Bu gün taburcu oluyorsunuz." Doktor bey elindeki kağıtları kolunun arasına sıkıştırmış son haberleri iletirken, hemşirenin bitmiş serumu kolumdan çıkartmasıyla dikkatimi doktora verdim.

"Yalnız konuşmamız gereken bazı önemli hususlar var." Gözlerini hemşire ve odada bulunan Mete'ye dikti.  Hemşire işini halledip çıkarken Mete,

"Tabi. Ben dışarıdayım." diyerek odadan ayrıldı. Yanıma bir adım daha yaklaşan doktor sordu,

"Kaan bey, kullandığınız hiç antidepresan ilaçlar var mı?"

"Hayır"

"Peki ne sıklıkla psikolojik randevularınız var?" Doktorun sorduğu sorular karşında şaşkınlıkla yanıt verdim

"Daha önce hiç bir psikiyatriste görünmedim. Neden sordunuz?"

"Hastalığınızın kaynağının psikolojik olduğunu düşünüyorum. Hastaneye geldiğinizdeki sayıklamalar ve belirtiler..." Doktorun daha açık konuşmasını istedim.

"Yani?"

"Bir psikoloğa görünmeniz iyi olur. Hatta çok iyi olur. Çok sağlıklısınız lakin yaşıyor olduklarınız ya da yaşamış olduklarınız sizi çok yıpratıyor. Daha kötü sonuçlar almak istemiyorsanız benc-" işte o an doktorun sözünü ben tamamladım.

"Teşekkür ederim, benimle çok ilgilendiniz.  Sayenizde daha iyiyim." İşin psikologlara falan bağlanmasını istemiyordum.

"Yine de siz bilirsiniz. Bu sözlerimi ciddiye almanızı öneririm. Bu karakterinize bile yansıyor." Gülümsedim tek kaşım havaya kalmış bir biçimde.

"Agresifsiniz"

"Ara ara bana geliyor kabul. Ama hep suratsız değilim." Sırıtarak müsaade isteyip odadan çıktım.

Merdivenleri birer birer inip Mete'nin arabasını buldum. Hemen ön koltuğa geçtim soğuk havadan kaçarcasına. İlk defa soğuktan böyle kaçıyordum.

"Eee, n'oldu?" dedi Mete beni görünce elindeki telefonu bırakıp.

"Psikolog falan... Boş ver" Arka koltuktan telefonumu, cüzdanımı ve üzerime giymem için bana en son hediye edilen petrol mavisi hırkayı verdi şaşkınlıkla karışık sinirli bir tavırla bir tavırla.

"Nasıl boş vereyim oğlum? Doktor da söylemiş, sen baygındın o yüzden hiç bir şeyin farkında değildin, sürekli Kumru falan sayıklıyordun. Anne baba falan diyordun?"

Meraklı gözleri üstündeyken onun gerçekten samimi birisi olduğunu bildiğim için bazı şeyleri hatta hayatımdaki en önemli şeyleri söylemekte bir sakınca görmedim.

"Oğlum biz yıllardır arkadaşız lan. Eğer anlatmak istersen dinlerim. İstemezsen de o psikoloğa seni ben götürürüm. "

Derin bir nefes alıp başladım.

"Ben küçükken akciğer kanserinden dolayı babamı kaybettim. Aradan çok geçmeden de annemi..." Kısılan gözleri beni hüzünle izlerken sordu,

"O da mı hastaydı?"

Kafamı iki yana salladım

"Hayır." derin bir nefes alıp dudaklarımı ıslattımtan sonra ekledim "Onu dayım öldürdü."

Bunun üzerine hiç bir şey söylemeden kafasını eğdi. Çok şaşırdığını ve üzüldüğünü fark etmiştim ama o kafasını eğip belli etmek istemedi.

"Kumru da benim kız kardeşim." Kafasını hızlıca kaldırdı. Bir kız kardeşim olduğunu biliyordu ama Kumru'yu ilk defa duyuyordu.

"O nerede?"

"Yetiştirme yurdunda. Ben küçük olduğum için ona bakamıyordum. Beni teyzem gizlice yanıma gelip büyüttü kuzenimin yanında kalma bahanesi ile. Halbuki kuzenim Erzurum'da okuyor. Tabi teyzemin bana bakması da uzun sürmedi. Kardeşim ise yetiştirme yurduna verildi." Derin bir nefes verip art arda sordu fazla derine inmemeye gayret ederek,

"Peki durumu nasıl? Görüşüyor musunuz? Kaç yaşında?"

"Evet, sürekli görüşüyoruz. Durumu iyi. Ve 9 yaşında. Benim hayatımın en acı sahnelerini yaşadığım yaşlarda."

Derin bir nefes alıp teselli etmeye çalıştı beni,

"En azından abisini biliyor bu ikinizinde acısını dindirir." İşte o an acı acı güldüm.

"O abisi olduğumu bilmiyor."

Sustu ve camdan kafasını çıkarıp derin bir nefes aldı. Bunları duymayı beklemiyordu muhtemelen.

"Oğlum sen niye daha önce anlatmadın bunları. Ben ne güne duruyorum burada?" Elini omzuma koyup şikayet edindi.

"Sağol kardeşim." Dedim bu ilgisine karşılık.

Sonra düşünceli bir şekilde sordu "Ne yapmayı düşünüyorsun? Şu psikolog işini ve... Kumru'yu?"

"Gitmeyeceğim psikoloğa falan. Kumru içinde ne yapacağımı bilmiyorum. İşler karışık. " Detaya inmedi. Yavaş yavaş öğrenmek istiyordu şu baygınlığımdan dolayı.

"Nereye çevireyim?" Dedi arabayı çalıştırıp,

"Radyoya" Ters ters baktı,

"Oğlum işi boş ver, izin fala-" lafını kesip ekledim.

"Kafamı dağıtmanın en iyi yolu bu" O bunu kabullenmekten başka bir şey yapamazken ben telefonumu açtım. Hayatımda bu kadar mesajı bir arada görmemiştim.

Hayranlardan hiç görmediğim kimseye, ünlülerden tanıdık çevreye, arkadaşlardan nefret edenlere kadar aldığım onlarca geçmiş olsun mesajı.

Hepsini tek tek okumayı akşama bıraktım başka şeylere bakarak. Bir dünya yere etiketlemişlerdi beni.

Yavaş yavaş bunları okurken çok garip haberlere geldim. Sonra işin beni çıldırtan kısmına...

Dişlerimi sıkıp sordum "Mete? Bu haberler ne lan!" Mete ses çıkarmadan arabayı sürerken daha sert bir biçimde ekledim "Oğlum konuşsana!"

"Senin baygınlığın canlı yayında olduğu için herkes duydu. Bir de yere düşünce burnun kanadı ya, biz onu anlamadık korktuk. Bu kan ne falan deyince insanlar uydurmuşlar bir yerlerinden." Sonra beni en çok sinirlendiren şeyi söyledi,

"Bende trendlerde bir magazin programında duydum."

"Ha bir de o boş yerlere çıktım!" Alnımdaki damar sinirden iyice belirginleşirken yanıtladı.

"Ne bileyim ben? Reyting için uğraşıyorlar işte! Hemen durumunun iyi olduğunu söyledim ama asıl açıklamayı sana bıraktım."

Burnumdan solurken o ekledi,

"Oğlum bak bu saatten sonra gözüm üstünde. Öyle sinirlenmeler patlamalar falan yok! Sakince halledeceğiz."

Kafamı sinirle sağa sola indirip çevirirken çıkan küt sesleri ile karşılık verdim,

"Halledeceğim kökünden. Kimse meraklanmasın!"

🥀🥀🥀

"Selam kıymetli mağdurlar ve şu seslendiğim temiz kitleye pis ellerini sürmeye çalışan herkese. Geri geldim, insanlara iyiyi öğretmeyi çalışırken insanların duygusunu sömüren kimselere dersini verebilmek için."

Normalde izinliydim ama bu yayını yapmak istediğim için iş yeri sahibi Erhan Bey'den izin alıp yayına başlamıştım.

Yayın yapacağımı Instagram hesabından bildirmiştim. Tabi beni ağır hasta olarak bilen herkes bunu duyunca şaşırmış onlarca soru sormuştu. Tabi yine ben, her şeyi yayına saklamıştım.

Histerik bir şekilde güldüm.

"Gardını alsın o kimseler!"

"Oğlum sakin!"diye alttan alttan Mete beni uyarsa da umursamadım devam ettim.

"Önemli olan beni yataklara düşürmüş, öldürmeniz hatta gömüp taziyemi düzenlemeniz değil! Sıkıntı şunu eleştir bunu eleştir derken asıl eleştirilecek kişiler olmanız." Ciddi anlamda buna üzülmüştüm. Bana yapıldığı için değil, kime yapılmış olursa olsun böyle haberler çıkartmak iğrenç ve insanlık dışıydı.

"Tek bir şey soracağım, buna gerek var mıydı cidden? Hayır yani takipçi kazanmak için ben ya da başkası... Böyle iğrenç tezgahlara gerek var mıydı?" Gülerek sorduğum bu soru karşında adeta öğretmenin azarladığı öğrenciler gibi susmuşlardı. Yorum yapanların sayısı tek tük ama dinleyicilerin sayısı rekordu.

Planımı uygulamaya koymanın vaktinin geldiğini hissettim.

"Bir hafta kadar izinliyim, çünkü bu süre öldürmeye çalıştığınız ama sağlığına kavuşan Kaan'ın dinlenmesi için. Ama ben şu süre boyunca davalarla uğraşacağım. " Birden bire coşan yorumlara bakıp devam ettim.

"Tüm ekran görüntüleri ve deliler...  Hepsi hazır. Avukatım affedersiniz avukatlarım her şey için hazır."

Hadi bakalım, hodri meydan.

Şakaydı bunlar, sadece bazı iğrenç insanların ders alması için yapılması gereken bir şeydi bu. Hem ben konu ne olursa olsun mahkemeye taşımayı sevmezdim.

Nihayetinde bana dava açanlar çoktu. Ama ben hep yüz yüze gelerek konuşmayı tercih ederdim.

Tabi bazı ödlekler bundan korktuğu için davadan vazgeçerdi.

"Ha bu arada sadece burnum kanadı. Yani meraklanmayın kendimi gizlice bıçaklayıp, rahatsızlığım boyunca sessiz kalan kimseyi de rehin alıp bıçaklamadım. Senaryoya bak ya? Neyse iyi akşamlar dilerim temiz kalan ve şu okudukça saçmalığına güldüğüm senaryolara kanmayanlara, unutmayın ki bir tanesiniz"

Gülümseyerek yayını kapattım.

🥀🥀🥀

Yayından sonra eve gitmek yerine hazır dışarı çıkmışken bir şeyler rica edip bir çay alıp terasa çıktım.

Esen soğuk rüzgarla birlikte üzerime bir şey giymeme konusunda direnip elimdeki karton bardakta ki çay ile oyaladım kendimi.

Eski yaşantıma dönmem lazımdı. Kendimi sadece sosyal medyaya adapte edemezdim. Her  morekim bozulduğunda soluğu Miami'de tatile çıkacak kadar kendimi de şımartmadığım için bilet bakmaya da yeltenmedim.

Bir battaniyenin altında uyumaya çalışırken de geçirmemeliydim zamanımı. Çünkü zaten benim rüyalardan kaçmam gerekiyordu.

Bunun için üzerinde çalışacağım konuları seçip hemen notlar almaya başlamıştım.

"Soğuk değil mi oğlum?"

"Evet, daha da soğudu" dedim ve rüzgara yenik düşerek. Yanımda getirdiğim bana hediye edilen hırkayı giydim. İnce gibi gözüken bu hırka aslında beni oldukça sıcak tutuyordu.

Elindeki poşeti bana uzattı. "Söylediğin yere gittim, bulmak pek zor olmadı."

Poşetteki koca zarftan plak'ı çıkarttım.

Ben rap dinlerdim ama bazen eski şarkılar iyiydi. Tabi benim dinleyiş tarzım farklıydı. Şarkı mutluluğu anlatır ben dışarıyı seyrederdim donuk bakışlarla.

Zıtlıkları seviyordum çünkü.

Ben üzgünken arkadan çalan sevinç deposu şarkı. Hayatta böyle. İnsanlar şarkı, hep mutlular, siz ise gerçeği yaşayan kesimden... Hep üzgün.

Kısacası siz üzülüyorsunuz ama insanlar gülüp eğleniyor, dans ediyor.

Siz ise sadece çizik plaklarda aramak zorunda kalıyorsunuz mutluluğu.

"Sağol harbiden" dedikten sonra poşetteki bir diğer şeyi aldım.

"Ne demek. Ne demek de, sen harbi kafayı taktın şu dergiye" elimdeki dergiyi alıp hemen inceleyip Allium kızının bölümünü ararken sordum.

"Bana mı dedin?"

"Ohooo, kime ne söylüyorum?"

Tekrar dergiyi incelerken hızlıca sayfaları atladım ve Allium kızının bölümüne geldim. İstemsizce gülümsedim.

"N'oldu? Bana da göster. Komik bir sayfa mı var?"

"Yok, sadece bir yazar " dedim merakla bana bakan Mete'ye .

"N'olmuş yazara?"

"Hiç. Metinleri güzel o kadar."

"Aman iyi, ha bu arada şu senin 'dava açacağım' diye korkuttuğun site sahipleri ve o magazin programının yapımcısı var ya..." Gözlerimin içine bakıp ekledi "Baya şaşırttı beni, bu kadar hızlı olmaları..."

"İnşallah reklama girmeden önce lafı uzatan kimseler gibi uzatmazsın Mete."

"Sana heyecan yaramıyor kardeş, sinire çeviriyor." Güldükten sonra devam etti.

"O haber sitelerinin hepsi seninle ilgili boş haberlerin hepsini kaldırıp özür mesajları yayımlandı ve sabahtandır sana ulaşmaya çalışıyorlar. Acaba niye?" Gülümseyerek sordu. Tabi ki de özür dilemek içindi, bunu yaşamış diğer kimselerden biliyordum.

"Ha bir de o magazin programı yapımcısı ve sunucuları da yayın için özür dileyip gerçekleri yarın açıklayacaklarını dile getirdi. Onlarda sana ulaşmaya çalıştı ve hediye gönderdiler. İşte çikolata falan... Geçmiş olsun kartlarıyla hem de"

"Hıh" diye histerik bir şekilde gülerken ekledim. "İyi iyi, ulaşmaya çalışsınlar bana." Tabi ki de yanıtlarına karşılık vermeyecektim. Bu onlara yüz vermekten başka bir şey değildi. Çünkü biliyordum, eğer konuşursam aynı şeyler tekrar edecekti.

Elimi 'boş ver' derecesine salladım ve elimdeki dergiye baktım. Yeni metnin adı yine dikkat çekiciydi Kaldırımlar Seni Özledi...

"Yine başladın gülmeye, iyice manyağa bağladın."

Sahi, niye gülümsüyorum? Tamam, ben çok metin okudum. Defalarca okuduğumda oldu ama bu...

Bir tuhaftı.

Yazarın saflığı ilgimi çekiyordu. Metinlerindeki sinir patlamalarıdan anlıyordum utangaç olup aslında içinde biriktirdiğini buraya döktüğünden.

Ve biraz sinirleniyordum, bu yazara daha çok söz hakkı vermelilerdi. Bir sayfa onun için çok azdı, benim içinse yetersiz. Çünkü daha fazla okumak istiyordum.

Ve işin ilginç kısmı yazarın dili aşırı hoşuma gidiyordu. Onu ilk okumaya başladığımda bu kadar beklemiyordum.

Doğrusunu söylemek gerekirse yazarın metinlere bağlanmaya başlamıştım.
________________________________________________________________________________________________

Selammm, N'aptınız bakalım?

Kaan'ım yargı dağıttı. Aferin. Veeee kabul etti Allium kızında etkilendiğini... Ay sanki beni fark etti Kaan, sebepsizce çok sevindim yaaa. Ama daha nerde? Yeni başlıyor senin aşkın beyefendi. Daha çoooook gidip geleceksin √61'in camına.

Bir sonraki bölümde görüşmek üzere, hoşçakalın 🥀🥀🥀

Continue Reading

You'll Also Like

115K 6.5K 50
Anneannesini görmek için gittiği şehirde üsteğmen Göktürk ile karşılaşan Efsun hiç beklemediği gerçeklerle de karşılaşır ___ " sen benim hayatımda h...
1.9M 68.7K 59
DİKKAT: ÖĞRETMEN ÖĞRENCİ KURGUSUDUR +18 VARDIR RAHATSIZ OLACAK OKUMASIN. Lavinia: Sana vermem gereken bir ceza vardı. Defne: Tobe hasa Defne: Ben ned...
12.7M 911K 57
"Sana hiç söylemedim ama sana aşıktım. Bunu yüzüne karşı söyleyememek de benim ayıbım olsun." 070822 ☁️
YUVA By _twclr

Teen Fiction

846K 41.3K 50
Amelya 20 yıl sonra aslında ailesinin gerçek olmadığını intikam için bebeklerin karıştırılmasına nasıl bir tepki verecek gelin hep birlikte okuyup öğ...