SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ "KİTAP OLD...

Od LaleSarhan

1.6M 39.9K 11.7K

Siyah hep siyahtır. Öteki yüzü de doğru yüzü de... İki siyah bir araya gelirse peki? Geçmişi belirsiz tüm i... Více

SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ KİTAP OLDU
1. Bölüm Siyah Mercedes
2.Bölüm Yara
3.Bölüm Işıklı Yol
4.Bölüm Karanlık Bakışlar
5.Bölüm Özledin mi Beni?
6.Bölüm Ölüm Emri
7. Bölüm İstemiyorum Seni!
8.Bölüm Doktor Bozuntusu
SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ
9.Bölüm Uzun Gece
10.Bölüm Hamile?
11.Bölüm Veda
12.bölüm Dokunmak
13.Bölüm Karanlıklar Prensi
14.Bölüm Nefes Nefese
SESİMİZ DUYULMALI !
15.Bölüm C Şıkkı (......)?
17.Bölüm Kanatırcasına Öpmek
18.Bölüm Şok!
19.Bölüm Doğum Kontrol
20.Bölüm Deprem
21.Bölüm Yanlışlık
22.Bölüm En Sevdiğim
23.Bölüm Sessizlik
28.Bölüm İlk Kez
29.Bölüm Sıcak Çikolata
"KIŞ MASALI KİTAP OLUYOR!"
31.Bölüm Kapan
32.Bölüm 25'e 5 Kala
Okurlarımın dikkatine
35. Bölüm Niye Doğdun?
36. Bölüm Lanet!
41. Bölüm Karanlık Sokaklar
43. Bölüm Tecavüz
Kış masalı kitabımızın çıkış tarihi
KİTAP TEKLİFİ
Yeni hikayem geliyor✋
YARIŞMA
TEŞEKKÜR EDERİM..
Kış Masalı Kitap Fuarında!
#Söy Günleri Düzenleme
Tamam mı? Devam mı?
BİLGİLENDİRME
SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ KİTAP OLUYOR!
ESARET
SİYAHIN ÖTEKİ YÜZÜ TANITIM VİDEOSU
KAPAK SEÇİMİ
#SÖY 1. Ve 2. Baskı Bitti!!

16.Bölüm Soruşturma

17.6K 991 355
Od LaleSarhan

Engin hoca çayından bir yudum alıp Zeynep'e ve Kerem'e tek taraflı bir gülümsemeyle baktı:

"Biliyorsunuz biz doktorların mesleği diğerlerinden çok farklı. Yani insanların hayatı bizim elimizde. En ufak ihmal bir hayata mâl olurken önemsiz saydığın küçük bir ihtimal hayat kurtarabilir. Burası tam donanımlı bir hastane. Her şey elimizin altında. Bunun tam aksi olan yerler de var. Nereye varmak istediğimi sanırım az çok anladınız. Ülkemizin Doğu bölgeleri bu kadar şanslı değil çocuklar. Bizler gönüllü sağlık fedaileri olarak oralara da ulaşmalıyız. Zeynep jinekoloji dalında henüz çömezsin ama sen de genel muayenede yer alırsın. Aslında gönül işi ama gitmek istersin diye düşündüm. Senin çocuklar konusunda çok hassas olduğunu biliyorum."

"Konu çocuk olursa benim için her şey değişir. Ben tam anlayamadım ama açıklar mısınız?"

"Biliyordum Zeynep. O yüzden sana demek istedim. Uzun lafın kısası doğuya gönüllü gider misin?"

Kerem sesini çıkarmadan dinlediği konuşma bitince Zeynep'in ne cevap vereceğini beklerken Engin hocanın Zeynep'in çocuk hassasiyeti üzerinde durması dikkatini çekti. Sonra hastane odasında bebeği kucağında sallarken oluşan yüz ifadesi aklına geldi. Neden öyleydi acaba?Bebeğini mi kaybetmişti? Ama evli değildi.Evlilik dışı bir çocuk olabilir miydi? Gözlerini sımsıkı kapattı. Kendini ne ilgilendiriyordu ki hassastı işte o kadar!

"Giderim hocam hem de seve seve. Gidecek olanlar belli mi başka kimler gidiyor?"

"Bizim bölümden şimdilik sadece sen ve Mert gidiyorsunuz.Diğer bölümleri bilmiyorum. Bizim asistanlardan bir kişi karar veremedi ondan da haber gelirse tamamdır."

Kerem huzursuzca yerinden kıpırdandı boğazını temizleyip dışarı sıkıntılı bir nefes verdi. Çayından bir yudum alıp saatine baktı:

"Vizit başlayacak hocam. Ondan önce de bir kaç işim var. Benim çıkmam lazım size iyi konuşmalar."

Engin gözlüklerinin üstünden Kerem'e bakarken kendini tutamayıp arkasından küçük bir kahkaha attı. Zeynep ne olduğunu anlamayıp bakarken Engin hoca Zeynep'in omuzuna vurup kalktı. Giderken Zeynep'e ciddi bir şekilde bakıp hafif eğildi:

"Tansiyondur tansiyon"

Zeynep yüzünde aptal bir ifadeyle arkasından bakakaldı. Kesin eşiyle ilgili bir sorunu falan vardı. Konuşması çok mantıksız gelmişti. Engin hocayı yıllardır tanıyordu hiç böyle bir konuşmasına rastlamamıştı. Çayının son yudumunu da içip kalktı.

Yukarı çıktığında Engin hocanın odasına gitti. Az önce konuşamadıklarını hocasına söyleyecekti.Odasına girdiğinde Engin hoca telefonla konuşuyordu. Özel bir konuşma yapması ihtimalinden dolayı kapıda beklerken Kerem'in geldiğini görünce görmemiş gibi yaparak gözlerini kaçırdı. Kerem Engin hocanın odasına girince içeri baktı konuşması bitmişti. Kendi de kapıyı tıklattıktan sonra içeri girdi.

"Hocam müsait misiniz?"

"Tabi Zeynep gel kızım. Hem Kerem de burada diyeceklerim var iyi oldu."

Zeynep içeri girdi oturmadan ayakta bekliyordu. Engin hoca Kerem'e döndü:

"Kerem, Zeynep emekli olana kadar benimle çalışacak. Zaten ben Amerika'ya gitmeden önce konuşmuştuk."

Kerem hiçbir tepki vermeden sadece başıyla onayladı. Engin hoca bıyık altından gülümserken Zeynep'e döndü:

"Sen ne diyecektin kızım?"

"Hocam hem sizinle çalışma işini hem de doğuya gitme işini soracaktım. Sizinle çalışma işi tamam rahatladım. Bir de bu gönüllü olarak gideceğimiz yer neresi ve ne zaman gidiyoruz?"

Engin masasındaki dosyalara bakarken Zeynep kalbinin çarptığını hissedip Kerem'e döndü. Biliyordu işte yine kendine bakıyordu ondan öyle kalbi çarpmaya başlamıştı. Gerizekalı kurduğu planlar ters dönmüştü!

"Hah buldum işte buradaymış. Bakalım neresiymiş? Van'ın Erciş ilçesine bağlı Ortayayla köyü. Van merkeze 133 kilometre Erciş'e 32 kilometre uzaklıkta. Çok berbat durumda bir köy burası doktora ihtiyaç var. Yok hocam,burası kar kış kıyamet ben istemiyorum dersen anlayışla karşılarım. Bu gönül işi kızım seni yargılamam. Orası çok farklı. Nasıl desem kalacağın yer toprak bir ev olacak soba yakacaksın yardımcı yok. Çok zor koşullarda değil çok çok zor koşullarda çalışacaksın. Bu bir hafta sürecek. Tipi olacak dondurucu soğuk olacak bunları göze alıyorsan git yoksa gitme."

Kerem Engin hoca zorlukları anlatırken Zeynep'in yüzünde tek bir mimik oynamadığını görünce daha da şaşırdı. Hiç mi korkmuyordu? Bir kadın için oralar çok zor olurdu. Ailesi nasıl izin veriyordu?

"Hocam bu anlattığınız yerde insanlar yaşıyor. Her şeyden önemlisi çocuklar yaşıyor. Bir hafta bir şey değil benim için.Hem yalnız olmayacağım.?Mert var bir kişi daha karar vermedi dediniz üç kişi el ele veririz bir hafta çabuk geçer. Tamamdır hocam adımı yazın."

Engin hoca gururla gülümseyip arkasına yaslandı.

"İşte benim öğrencim! Ben de gençken böyle düşünürdüm Zeynep. Benden geçti artık sıra sizde. Tamam kızım adını yazıyorum. Mert Yıldırım Zeynep Yılmaz."

"Tamam hocam bu kadardı artık çıkabilir miyim?"

"Tabi kızım çıkabilirsin. Ben vizite çıkmıyorum bugün Kerem çıkıyor. Benimle çalışacaksın ama vizite çıkabilirsin. Öğrenmek adına çıkarsan iyi olur."

Zeynep Kerem'e göz ucuyla baktı bu kez kendine bakmıyordu. Engin hocaya döndü kendinden emin bir şekilde konuşmaya başladı:

"Tamam hocam çıkmadan son bir şeyi öğrenmem lazım yolculuk ne zaman onu demediniz?"

"Tam belli değil gidecekler belli olsun ben sana haber veririm. Sonrasında işlemleri yaptırırım. Van'a uçakla gidersiniz sonrası size kalmış minibüs dolmuş artık neyle giderseniz. Dedim ya işiniz çok çok zor."

Zeynep tamam deyip odadan çıktı. Odasına gidip önlüğünü giyerken Tamer kendine ters bir bakış atarak yaklaştı:

"Önce Engin hoca şimdi de Mert bravo Zeynep seni alkışlıyorum. Kimsin sen arkanda kim var böyle korunmalar falan?"

Zeynep şaşırıp kaldı. Ne diyordu bu gerizekalı? Arkanda kim var ne demekti? Diğer asistanlar odadan çıkınca kapıyı biraz kapatıp Tamer'e yaklaştı

"Açık konuş benimle ne diyorsun sen!?"

Tamer gülümsemesine alay katıp gözlerini kısarak Zeynep'e doğru eğildi:

"Gayet açık konuştum Zeynep hanım! Mert gelmiş Zeynep'e angarya iş yaptırma rahat bırak diyor. Hadi Engin hoca yaşlı bir de öğrencisiymişsin anladım. Mert'e ne yaptın da seni koruması altına aldı? Şimdi yeterince açık oldu mu!?"

Zeynep gözlerini öfkeyle kocaman açıp duyduklarını kafasına iyice yerleştirdikten sonra âni bir hamleyle Tamer'in yakasından tutup duvara çarptı. Tamer ne olduğunu anlamadan şok olmuş bir şekilde Zeynep'in öfkeyle kısılan gözlerine baktı:

"Asıl sen kimsin ha!? Sözlerini geri al çabuk! Bana bunları söyleme hakkını sana kim verdi!? Sözünü geri al Tamer yoksa parçalarım seni!"

Tamer Zeynep'den beklemediği hamlenin şaşkınlığını atar atmaz Zeynep'in ellerini boğazından çekmeye çalıştı ama Zeynep onu hızla ittirip yapacağı hamleyi engelledi. Bir erkek olarak böyle bir duruma düşmek gururunu incitmişti:

"Sözümü geri almıyorum bu yaptığınla korkacağımı mı sandın sen!? Hakkında soruşturma açıldı bakalım ondan nasıl kurtulacaksın. Erkenden nöbetten kaçmalar falan. Yanına kalmadı gördün işte. Sana söylediklerimi ben değil tüm hastane konuşuyor! Engin hoca bir,Mert iki. Sırada kim var Zeynep ben mi?"

Zeynep öfkeden nefesi kesilirken Tamer'in yakasından çekip tekrar hızla duvara vurduktan sonra hızını alamayıp diziyle cinsel organına sert bir darbe indirdikten sonra Tamer ağzından çıkan sesle iki büklüm kaldı. Çektiği acı sesine ve yüzüne yansırken Tamer dayanamayıp yere çömeldi. Zeynep hâlâ öfkeyle nefes alırken Tamer'in saçından tutup kendine bakmasını sağladı:

"Bir daha benimle öyle konuşursan daha fazlasını yaparım duydun mu beni!? Kim olduğuma gelince hakkımda mafya olduğuma dair söylentiler var! Ona göre ayağını denk al ikinci darbem böyle yavaş olmaz bu kadar kibar davranmam anladın mı kıdemli bozuntusu!?"

Zeynep hâlâ acı çeken Tamer'e ateş saçan gözleriyle bakıp saçlarını bırakıp derin bir nefes aldı. Odadan çıkıp giderken Kerem'in dışarıdan kendilerini izlediğini görünce korkudan kalbi hızla çarpmaya başlarken onun bir şey demesine fırsat bırakmadan hızla ayrıldı oradan. Chucky gibi çıkmıştı yine! Yangın merdivenine gidip gözlerini kapatıp bir kaç derin nefes aldı. Yatışacağı yoktu. Vizite geç kalırsa Kerem'e gün doğardı. Hemen oradan çıkıp hızlı adımlarla kimsenin yüzüne bakmadan Kerem'in odasına girdi. Asistanlar toplanmışlar birlikte vizite çıkıyorlardı. Zeynep sinirli yüz ifadesini engelleyemeden yanlarına gelip durunca Kerem Zeynep'e kısa bir an bakıp gözlerini asistanların üzerinde gezdirdi:

"Tamer yok mu arkadaşlar bu kadar geç kalmazdı?"

"Gelecekti hocam az önce konuştum ben."

Mert'in konuşmasıyla herkes ona bakarken Zeynep başını yere eğmiş konuşulanları dinliyordu. Kerem olanları görmüş Zeynep azarlanmaya kendini hazırlamıştı. Kalbi deli gibi çarparken başını hâlâ yerden kaldırmamıştı. Kerem saatine baktı:

"Kesin bir şey çıkmıştır Tamer böyle yapmazdı. Hadi biz gidelim."

Zeynep Kerem'in bir şey bilmiyor gibi davranmasına şaşırdı. Ne yani şimdi bağırmayacak mıydı? Kafası karışırken yüreğinin çarpıntısı iyice artmaya başladı. Kimsenin yüzüne bakamıyordu. Suçlu değildi ki hak etmişti o sözlerin altında çok farklı mânâlar vardı. Ondan bu kadar ileri gitmişti. Başını kaldıramıyordu yine de. Başkasının o şekilde kendini görmesi rahatsız etmişti. Haklı da olsa hoş bir durum değildi.

Hep birlikte odadan çıkıp hastaların yanına geldiler. Kerem ellerini önlüğünün cebine koyup Mert'e döndü:

"Evet Mert anlat bakalım hastamızın nesi var?"

"Hocam ektopik gebelik. Hastamız adet gecikmesi sonrası bize geldi. Yapılan ultrasondan sonra maalesef koyulan teşhis bu."

"Peki ektopik gebelik nasıl oluyor?"

"Hocam normal şartlarda oluşan ve sonlanan gebelikte,yumurta fallop tüpünde döllenir ve rahime doğru ilerler. Döllenen yumurta rahim içerisinde gelişir. Ektopik gebelikte ise döllenen yumurta rahime ulaşmaz."

"Neden ulaşmaz Mert sebeplerden bir tanesini söyle?"

"Yumurtanın döllendiği tüplerdeki tıkanıklık sebep olabilir hocam."

"Anladım. Peki bu gebelik normal gebeliğe dönüştürülebilir mi?"

"Hayır hocam dönüştürülemez. Rahime ulaşmayan yumurta fallop tüpü içerisinde kalır."

"Riski ne tedavisi nasıl oluyor?"

"Riski;eğer önlem alınmazsa hastanın hayatı tehlikeye girebilir. Fallop tüpü içerisindeki döllenmiş yumurta gelişerek tüpü patlatabilir ve ölümle sonuçlanabilecek kanamalara yol açabilir. Tedavisi ise tüplerin alınmasıyla oluyor hocam."

"Pekala Mert bu hastamız?"

"Hocam hastamız normal bir gebelik süreci geçiriyor. İlk aydan beri düzenli kontrol altında yarın sezaryen ameliyatı yapılacak. Diğer bebeğiyle arada çok az bir zaman dilimi olduğu için herhangi bir risk olmaması için erken yatırıldı."

Diğer hastalara teker teker gidilip kontrol edilirken Kerem başka kıdemli asistana sorularını yöneltirken Mert hafifçe Zeynep'in kulağına eğildi:

"Tamer'le konuştum rahat olabilirsin artık."

"İyi halt ettin Mert."

"Ne?"

"İyi halt ettin dedim.Bir daha benim işlerime karışma. Başka da bir şey sorma."

Fısıltıyla yapılan bu konuşma Kerem'in gözünden kaçmadı. Diğer asistanı dinlerken ikisinin konuşmasını görünce dikkati tamamen dağıldı huzursuzluğu artmaya başladı. Vizitte yapılacak şey değildi bu!

Vizit bittikten sonra Zeynep sinirle odasına gidip oturdu. Tamer'in söylediklerini hâlâ hazmedememişti. Mert de karışmıştı işe. Her şey kendinin haberi olmadan oluyor ne yapacağını bilemiyordu. Aklına gelen şeyle ânında kalkıp gitti. Engin hocayı odasında göremeyince sekreterine sordu. Az sonra geleceğini öğrenince odasına girip beklemeye başladı. Gelsin olanların hepsini anlatacaktı. Kapı açılınca başını kaldırdı gördüğü kişiyle tekrar başını çevirip sehpanın üzerindeki dergiyi alıp sayfalarını karıştırmaya başladı.

Gelmişti işte burada diyecekti diyeceğini. Kerem hiç seslenmeden gelip Zeynep'in karşısındaki koltuğa oturdu:

"Sürpriz yapacaktın bekliyorum!"

Zeynep duymayı beklediği sözleri duymayınca biraz rahatlayıp gözlerini dergiden kaldırmadan cevap verdi:

"Yaptım ya. Artık sizin asistanınız değilim. Size de bana da hayırlı olsun. Dediniz ya birbirimizi sevemedik o da çok önemli. Burada söz konusu olan insan hayatı. En ufak bir dikkat dağınıklığı başkalarının sağlığına mâl olabilir."

Zeynep'in elindeki derginin sayfalarını umarsız bir şekilde çevirerek kendisiyle konuşması Kerem'in sinirini bozdu:

"Ben sürpriz deyince istifa edeceksin diye bekliyordum. Çok bozuldum. Açıkçası sürprizin sürpriz olmadı. İnan bana gitseydin büyük bir sürpriz olurdu."

Zeynep siniri zıplamasına rağmen cevap verirken derginin sayfalarını çevirmeye devam ediyordu:

"Onu yapacak kadar aptal mı görünüyorum? Asla yapmayacağım bir şey hiç komik değildi. Engin hocayı bekliyorsanız eğer daha gelmeyecek"

"Gelecek çünkü birlikte yapacağımız çok önemli bir ameliyatımız var. Hem sen neden burada oturuyorsun?"

Zeynep dergiyi kapatıp Kerem'in yüzüne bakınca kalbinin çarpmasına aldırmadan sinirle cevap verdi:

"Engin hocayla konuşmam gereken çok önemli bir konu var onun için bekliyorum!"

Kerem cevap vermeden içeri giren Engin hoca Zeynep'i ve Kerem'i bir arada görünce kısa bir şaşkınlık yaşadıktan sonra üzerinden atıp yerine oturdu:

"Hocam sizinle konuşmam lazım gereken bir konu var çok önemli ama ameliyatınız varmış."

Engin saatine bakıp Zeynep'e döndü:

"Evet ameliyatım var ama yarım saat sonra. Dinliyorum Zeynep."

Zeynep Kerem'e bakıp tedirgin bir şekilde Engin hocaya döndü. Kerem'in yanında anlatmaktan çekiniyor yine aciz bir duruma düşmek istemiyordu. Engin durumu fark edince Zeynep'in rahatlaması için konuşmaya başladı:

"Zeynep çok özel değilse eğer hastaneyle ilgili bir durumsa Kerem'in duymasında bir mahzur görmüyorum."

Zeynep sesini çıkarmayıp biraz düşündükten sonra konuşmaya karar verdi:

"Hocam ben bıçaklanmadan önceki hafta nöbet tutmuştum. Nöbetten erken çıkmışım yani nasıl oldu bilmiyorum hiç saate bakmadım aslında bakmam lazımdı ama bakmamışım işte. Ben erken çıkınca hasta gelmiş tabi nöbetçi olmayınca hakkımda soruşturma açmışlar. O olay da olunca biliyorsunuz her şey kaldı. Az önce arkadaşın biri söyledi. Ben bunu diyecektim."

Engin hoca Zeynep'i dikkatle dinledikten sonra Kerem'e baktı. Kerem her hangi bir tepki vermeyince Engin hoca Zeynep'e döndü:

"Kızım o soruşturma kalktı ya haberin yokmuş anlaşılan şaşırdım. Kim dedi sana bunu?"

"Anlamadım hocam."

Kerem huzursuzca saatine saatine bakıp acelesi varmış gibi ayağa kalktı:

"Hocam hastanın son durumuna bakarım siz gelene kadar. Ben çıkıyorum."

Engin hoca gözlüklerinin üzerinden Kerem çıkana kadar arkasından bakarken kafası karıştı. Kendini merakla bekleyen Zeynep'e döndü:

"Nerede kalmıştık Zeynep kafam karıştı?"

"Soruşturma kalktı demiştiniz hocam çok şaşırdım nasıl kalktı?"

"Zeynep benim de kafam karıştı.O gün hasta gelmiş evet doğru. Nöbetçi doktora bakılmış seni bulamamışlar. Beni asıl şaşırtan ben senin gittiğini bilmiyordum şimdi duydum. Kerem bana o satte senin hastanede olduğunu söyledi. Evet o saatte çıkmışsın kahve içmeye ama tekrar gelmişsin. Kerem'le birlikte küçük bir operasyona girmişsiniz. Sonra da tam vaktinde evine gitmişsin. Kerem bu şekilde anlatınca soruşturma kalktı. Bu kadar."

Zeynep olanları ağzı açık dinlerken aklı karıştı. Bu adam ne yapmaya çalışıyordu? Ortalık yerde azarlıyor kovuyor sonra hayatını kurtarıyordu. Gördüğü yerde laf sokuyor o da yetmiyor kendini rencide ediyordu. Daha az önce hastaneden gitmesini istediğini söylemişti. Bu yaptığı daha farklıydı. Kendini kurtarmak için yalan söylemişti. Üstelik mesleğini ve akademik kariyerini tehlikeye atarak!

"Zeynep."

Zeynep düşüncelerinden sıyrılıp Engin hocaya döndü:

"Efendim hocam."

"Sen gittim dedin Kerem gitmedi dedi. Hanginiz doğru söylüyor?"

"Kerem bey doğru söylüyor hocam. Ben saatleri karıştırdım. O küçük operasyondan sonra çıktım saati erken sanıyordum ben ama değilmiş. Bir an çok korktum."

"Tahmin ettim zaten son günlerde kolay şeyler yaşamadın dalgınsın kızım. İyi ki Kerem'le birlikteymişsin yoksa uğraş dur kolay değil. Ben kalkıyorum ameliyat var sende duydun. Hadi görüşürüz."

Engin hoca çıktıktan sonra Zeynep'in gözleri yine dalıp gitti. Ne yapacağını bilmez şekilde kalkıp asistan odasına gitti. Bir kaç asistanın içeride boş oturduğunu görünce içeri girmeden yangın merdivenine gidip yağan yağmuru izlerken sigarasını yaktı. Gözleri dalıp gidiyordu. Amerika'ya gittiğinden beri hayatı ters dönmüştü. Şimdi hâlâ devam ediyordu. Tamer pisliği iyice sinirlerini zıplamıştı gerizekalı iftira atmıştı kendine! Mert'e zaten sinirliydi. Karışmasaydı Tamer'in angaryalarını yapacak bir şey olmayacaktı. Peki ya Kerem?Tamer'e ne yaptığını gördüğü halde neden bir şey olmamış gibi davranmıştı? Soruşturma? Hayatını kurtarması? Soruşturmayı meslekî kariyerini tehlikeye atarak bir yalanla kapatması? Sorularının cevabını alamadığı gibi üzerine yeni sorular geliyor artık o ağırlığı kaldıramıyordu.

Bir saate yakın soğuk yerde durduğunun farkında bile değildi. Elleri buz gibi olmuş ama hissetmemişti. Yangın merdiveninden çıkıp odaya giderken kapısı açık duran odaya gözü çarptı. Tamer'in yanında Mert vardı ikisi konuşuyorlardı.

"Tamer neyin var diyorum? Kerem hoca seni sordu bir şey diyemedim."

"Çek git Mert rahatsızım diyorum yetmiyor mu!?"

"İyi sen bilirsin Tamer!"

Zeynep geriye çekilip Mert'in odadan çıkmasını izledi. O çıkar çıkmaz Tamer'in yanına girdi:

"Geçmiş olsun Tamer dayak yemişsin tüm hastane bunu konuşuyor."

Tamer başını kaldırıp Zeynep'e öfke dolu gözlerle bakarken sert bir sesle cevap verdi:

"Çek git kızım bela mısın sen?Gözüme görünme!"

Zeynep ellerini göğsüne bağlayıp Tamer'e biraz daha yaklaştı. Ciddi ve alay kattığı bir sesle konuşmaya başladı:

"Belayım Tamer oldu mu? Hak ettin iyi oldu az bile yaptım! Bir daha üzerime öyle bir iftira atarsan benim yaptığımla kalmaz adamlarıma dövdürürüm seni. Dedim ya ben mafyayım! Ayağını denk al! Benimle düzgün konuş!Benim ne Mert'le ne de başkasıyla işim olmaz!"

Tamer cevap vermeden Zeynep odadan çıkarken arkasını döner dönmez Kerem'le burun buruna geldi. Kerem meraklı gözlerle ikisine bakarken Tamer'in yanına biraz yaklaştı:

"Bende sana bakıyordum Tamer ne oldu?"

"İyiyim hocam az önce çok iyi değildim. Vaktinde geldim hastaneye inanın tam vizite geliyordum hastalandım:"

"Neyin var kötüysen eğer...

"Geçer hocam birazdan iyiyim."

Zeynep daha fazla dinlemek istemeyip odadan çıktı. Kendini odasına atıp diğer asistanların verdiği işi yaparken kafası hâlâ Kerem'in soruşturmayı kaldırmasında kalmıştı...

"Kolay gelsin idealist asistan."

Zeynep başını kaldırıp Sedat'ı görünce tekrar işine döndü:

"İdealist lafını bir kez daha duyarsam inan bana kusacağım Sedat. Hayırdır?"

"Yemek vakti geldi çıkmıyor musun?"

"Birazdan çıkarım Sedat şu gördüklerini bitirmem lazım."

Sedat kolay gelsin dedikten sonra çıkıp gidince Zeynep işlerini bitirip yemek yemeye çıktı. Yemeğini alıp boş masa ararken gözü Sedat'ın oturduğu masaya çarptı. Kendi ekibi vardı ve masada boş yer yoktu. Başka bir masadan kalkan kişileri görünce direkt oraya gidip oturdu. Yemeğini yedikten sonra izin alıp çıkacaktı. Yemeğini yiyip kalktıktan sonra doğruca Engin hocaya gidip izin aldı. Otoparka inip motoruna bineceği sırada kendine seslenilmesiyle arkasını döndü. Kerem elinde arabasının anahtarı Zeynep'e doğru yürüyordu:

"Sürpriz yapıp ayrılıyorsun anlaşılan çok sevindim Zeynep!"

Zeynep kaskını çıkarıp sinirli bir bakış attı:

"Hı-hı gidiyorum ama üzgünüm yarın yine buradayım çok rahatsız oluyorsanız siz gidin.Yoksa gidiyor musunuz?"

Kerem Zeynep'in yüzüne alaylı bir ifadeyle bakıp konuşurken bir yandan da arabasına gidiyordu:

"Hah-ha cidden çok komiksin! Ben asistan değilim senin gibi izin alıp çıkmam. Çıkmam lazım çıkıyorum. Neyse seni tutmayayım Zeynep bir an önce git ve mümkünse bir daha gelme!"

"Kerem Sayer!"

Kerem Zeynep'in seslenmesiyle meraklı bakışlarla ona döndü. Kaşlarını çatıp yanına yaklaştı

"Hastaneden çıktık hocalık bitti bakıyorum. İsimle hitap etmeler falan."

"Seninle saçmalamaya niyetim yok! Sadece bir soru soracağım. Gitmemi bu kadar çok istiyorsun madem, hakkımda açılan soruşturmayı neden mesleğini tehlikeye atarak yalan söyleyip kaldırttın!? Cevap bekliyorum!"

Twitter @lalessarhan Siyahın Öteki Yüzü

Facebook Lale Sarhan

İnstagram LaleSarhan

Pokračovat ve čtení

Mohlo by se ti líbit

5.3M 50.2K 10
Eş kutuplar birbirini iter kuralının bozgun hikayesi. Yalnızlığı ve günahı kanına katmış damarları soluklu bir kadına, kirpikleri öpülesi zehirli bi...
121K 10.2K 73
#58 "Kirli ruhun, tutsak bedenleri..." Doğrular ya da yanlışlar. Kurallar ve yasaklar... Hayatın kendisiyle tanışan bir grup gencin çevreleriyle olan...
Haz Od 🍀

Romance

387K 5.9K 19
Çocukluktan beri Karan Avcıoğlu'na karşı hisleri olan Efsun Alakurt'un hikayesidir. Sevdiği adamla birlikte olduklarından sonra her şeyin farklı ola...
2.1M 55.8K 46
Bir dosta karşı yapılan fedakarlık, güneşli bir günün ortasına düşen bulutlara katlanmaktı. Aydınlığın enerjisini yok edip tüm pejmürdeliğin ve yıkım...