Sınavın son sorusunu düşünürken, aslında aklımın sınavda olmadığının farkındaydım. Soruya bakıyordum ama görmüyordum resmen. Aklım tamamen bugün Rize'ye yapacağımız yolculukta ve sonrasındaydı.
Bugün son sınavımıza girdikten hemen sonra havaalanında babam ve avukatı Mert Abi'yle buluşacaktık. Ardındam Rize'ye uçacak ve Balın'ın kardeşini araştıracaktık. Balın'dan daha heyecanlı olduğum kesindi. Tek dileğim kızın iyi kalpli biri olmasıydı. Artık Balın'ı üzecek tek bir insan bile istemiyordum hayatımızda.
Hayatımız.
Salak salak sırıttım kendi kendime. İçinde sadece benin ve onun olduğu, ikimize özel bir hayat...
Hayal dünyamdan çıkıp oflayarak kağıdıma baktım. Son soruyu bir türlü yapamıyordum. Balın'ı kontrol etmek için başımı kaldırdığımda sınıftan çıktığını gördüm. Sınavını bitirmişti demek ki.
Ben de aceleyle dün çalıştığımızdan aklıma gelenlerle birkaç şey yazıp bıraktım sınavı. Toplandıktan sonra ceketimi elime alıp hocanın kürsüsüne yürüdüm. Kağıdımı asistana teslim edip koşar adım çıktım derslikten. Koridorda görünmüyordu. Ben de binadan çıktım ve nihayet gördüm onu.
Otoparkta arabama yaslanmış sigara içiyordu sakin sakin. Gökyüzünü izliyordu bir de. Bu haline içim giderek baktıktan sonra yanına adımladım. Geldiğimi ancak eğilip yanağını öptüğümde fark etmişti. İrkilerek bana baktıktan sonra boştaki eliyle koluma vurdu bir tane. "Korktum ya!"
"Seni benden başka kim öpecek Balın? Niye korkuyorsun?" Deyip gülerek arabanın kilidini açtım. "Hadi bin de gidelim, daha çok işimiz var."
Sigarasından son bir yudum alıp söndürdü ve çöpe attıktan sonra arabanın kapısını açtı. Birlikte bindik.
"Sınav nasıldı?" Diye sordu kemerlerimizi bağlarken. "Son soruda takıldım biraz ama geri kalanı fena değildi. Sen ne yaptın?"
"İdare eder."
"Dedi ve en yüksek notu aldı," dedim gülerek. Balın omuz silkmekle yetindi. Bugün için gerildiğinin farkındaydım, o yüzden üzerine gitmedim hiç.
Onun karavanına giden yola saptım. "Sen beni bırak git, ben de karavanı alıp geleyim."
"Yarın geri geliriz zaten, karavan dursun burada. Işıklarını açık bırak, değerli eşyalarını da yanına al. Ki orman bekçiyle korunuyor."
Balın bir süre düşündükten sonra onayladı beni. "Tamam. Cora ve Marvel'ı alacağız ama, değil mi?"
"Tabii ki. Anneannemle konuştum, seve seve kabul etti," dedim gülümseyerek. Balın da gülümsedi. "Anneannen müthiş bir insan."
"Onların hikayesini anlattım mı sana daha önce?"
"Deden ve anneannenin mi? Hayır sanırım."
Önümdeki arabanın şerit değiştirmesini izlerken anlatmaya başladım. "Anneannem ve dedem, bundan 25-26 yıl önce evlenmişler. Biz doğmadan birkaç yıl önce yani tam olarak bilmiyorum."
"Ne? Ciddi misin sen?"
"Evet." ve ona kısaca hikayelerini anlattım. Anneannemin orospu çocuğı eski kocası yüzünden uzun bir dönem yürüyememesi, sonra ondan boşanması, dedemin annem için mahalleye taşınması üzerine anneannemle tanışmalarını, dedemin ona çok aşık oluşunu ve sırf o yürüyebilsin diye İsveç'e götürüp tedavi ettirmesini...
"Bu çok güzel bir hikaye. Aşkın yaşı olmaz dedikleri tam olarak bu galiba," dedi Balın mükemmel bir gülümsemeyle. Arabayı ormana sokarken başımı salladım.
"Yanlış insanlarla yapılan evlililikleri önlemenin bir yolu olsa keşke. Benim öz anneannemi kaybetme sebebimiz de buymuş, biliyor musun? Biz doğmadan önce vefat etmiş, kocası yüzünden. Kadına sürekli şiddet uyguluyormuş orospu çocuğu. Şimdi hapishanede çürüyor."
Tahammül edemiyordum artık. Bazı erkeklerin sadece kadınlara gücünün yetmesini kaldıramıyordum. Binlerce kadın ölmüştü, ölüyordu. Buna bir dur denmeliydi.
"Bunu biliyorum. Kitapta yazmıştı Deniz Abla. İlk okuduğumda o kadar üzülmüştüm ki," diye mırıldandı. Zaten düşük olan modunu iyice düşürmeme küfür ederek arabayı park ettim.
"Bunları sonra konuşuruz. Hadi gidelim."
Arabadan inip Balın'ın karavanına gittik. Balın kapıyı açar açmaz içeriden miyavlama sesleri gelmeye başlamıştı bile. Balın ayakkabılarını çıkarıp içeri girer girmez Cora bacaklarına dolanınca güldüm. Ardından içeri girdim. Marvel da zorlanmadan arka bacaklarını sürüyerek yanımıza geldi. Eğilip onu kucağıma aldım.
"Reis alışmış baya yeni hayatına."
"Sorma, yakında yatağıma tırmanacak." Balın söylenerek Cora'yı bıraktı. "Sen otur, ben eşyalarını toplayacağım."
Balın dolaba ilerlerken ben yere bağdaş kurdum kucağımda Marvel'la. Bunu gören Cora hemen yanıma geldi ve patisini Marvel'ı okşadığım elime koydu. Gülerek diğer elimle de onun başını sevdim. "Bu ne kıskançlık Cora Hanım?"
Miyavlayarak kucağıma çıktıktan sonra patilerini göğsüme yaslayıp başını çeneme doğru uzattı. Marvel'ın üzerine basmasın diye onu çekmeye çalışırken bir yandan da kahkaha atıyordum.
"Balın, sanırım Cora bana aşık." Diye seslendiğimde Balın halimize bakıp kahkaha attı ve yanıma gelip Cora'ya uzandı. "Kızım! Rahat bıraksana babayı."
İçim burkuldu. Yemin ederim, böyle içim eciş bücüş oldu. Yani nasıl anlatabilirim ki? Kedileri onun için bu dünyadaki en önemli şeylerden biriydi. Hele ki Cora... Onlara hep "Anneciğim, aşkım," gibi hitaplarla sesleniyordu. Şimdi ise gelmiş benden onların 'babası' olarak bahsediyordu. Bu hissi anlatamazdım size. En değerli varlıklarını benimle paylaşıyordu şimdi.
"Baba mı?"
Cora'yı yere bırakırken duraksadı. "Ağzımdan kaçtı bir an, kusura bakma... Neden öyle bakıyorsun?" Balın gözlerime dikkatli bakınca şoka girdi. "Oha. Gözlerin mi doldu senin?"
Gözlerimi kırpıştırarak başka yöne baktım görmesin diye. "Hayır, dolmadı gözüm falan."
"Doldu, gördüm işte." Balın gülerek yanıma oturdu ve beklemeden kollarını başıma sarıp göğsüne yatırdı beni. Marvel'ı yere bırakıp belime sarıldım ben de. Kokusunu içime çektim doya doya. Hala içim kıpır kıpırdı.
"Yerim seni salak çocuk."
"Ya bir anda şey oldu, öyle babası falan deyince."
"Öylesin tabii ki."
"Gerçekten mi?" Balın bu halime kıkırdayarak saçlarımı öptü. "Gerçekten. Artık onlara yalnız başıma bakmıyorum."
"Evet, artık babaları olduğuma göre istedikleri her şeyi alacağım onlara."
"Şımarırlarsa?"
"Şımarsınlar."
Balın kahkaha atarak geri çekildi. "Sen böyle sert, ciddili bir şeydin Cefoş. Noldu da bir kedi babası dedim diye gözlerin doluyor böyle?"
Gülümseyerek yerde birbirlerine sataşan kedilere baktım. "Onlar senin için çok değerliler. Senin için değerli olan her şey benim için de değerlidir. Bilmiyorum, onları çok sevdiğin ve beni de buna dahil ettiğin için bir an duygulandım galiba. Şaşırdım bir de."
"Bu benim için de çok önemliydi. Sana yazmadan önce Cora'ya hep seni anlatırdım. Cora'yı çok sevdiğini, tam burada onunla oyunlar oynadığını hayal ederdim." Tişörtümün omuz kısmındaki desende parmağını gezdirirken bana o zamanları anlatıyordu. Bir elimi yüzüne gelmiş saç tutamına götürüp kulağının arkasına sıkıştırdım.
"Cora'yı çok seviyorum ve onunla her zaman tam burada oyunlar oynacağım. Az önceye kadar çok değerlilerdi benim için. Şimdi ise daha çok değerliler. Çünkü artık onların babasıyım."
Balın gülerek başını boynuma yasladı ve eliyle de diğer omzumu tuttu. Gittikçe temas bağımlısı olmaya başlamıştım bu kıza karşı. Yanımdayken sürekli elini tutuyordum, sarılıyordum, öpüyordum... İşin garip tarafı bu Balın'da da vardı artık.
"Şu fotoğraf işini düşündüm. İnsanlara açıklayıp açıklamama konusunu," diye mırıldandı. Saçlarını okşayarak "Evet?" Dedim. Rüzgar Abi'ye durumu anlatmıştık geçen gün. Garip bir şekilde sevinmişti bu duruma. Artık ölü gibi fotoğraflar paylaşmayacak olmam ya da günlerce story atmamalarımın bitişi onu sevindirmişti. Herkesin Balın'ı çok sevdiğini ve eğer ilişkimize güveniyorsak bunu saklamamamızı söylemişti. Ben Balın'a bırakmıştım açıkçası. Bana kalsa onu göstermek istemiyordum, kendime kalsa daha iyiydi. Bu konuda biraz bencildim içten içe. Ama yine de saygı duyardım. İnsanların onu Dm'den darlamalarından sıkılmış olmalıydı. Eğer açıklarsak bu ardı arkası kesilmeyen 'sevgili misiniz?' soruları bitecekti. Belki o zaman biraz daha rahatlardı.
"Açıklayalım," dediğinde iç geçirdim. "Onlar seni çok seviyorlar ve bunu bilmeye hakları var."
"Ya nazar değerse? Annem sana nazar değecek diye çok korkuyor."
Balın kahkaha attığında ben de güldüm. Yalan değildi bu, annem aynen böyle söylemişti.
"Bir şey olmaz ya, ne olacak? Yani benden yana sorun yok, paylaşıp paylaşmamak sana kalmış."
Cebimden telefonu çıkardım. "Hadi gel, çekinelim."
"Ne? Şimdi mi?"
"Evet."
"Cefa bu tiple olmaz! Sonra çekinelim."
"Hayır, çok güzelsin. Çekinelim, beğenmezsen paylaşmayız." İkna olduktan sonra birkaç poz yanak yanağa gülümseyerek çekindik. Ekrandaki güzelliğine dayanamayıp yanağını öperken de çekti Balın gülerek.
"Bunu paylaşacağım!" Galeriye girip onu öptüğüm fotoğrafı açtım. Balın da hayran hayran bakıyordu fotoğrafa. "Evet, bu çok güzel."
Balın'ın pozuna baktığımda huysuzca efektler kısmına girip siyah-beyaz yaptım.
"Ya Cefa! Öbür türlü daha güzeldi, böyle resmen şaşı duruyorum!"
"Bana ne? Saçların ve gözlerin çok güzeldi, o halde paylaşamazdım." Balın huysuz huysuz konuşmama güldükten sonra başını salladı. "Tamam, tamam. Ne yazacaksın açıklama kısmına?"
"Var bir şey aklımda. Hadi sen git topla eşyaları artık."
Balın başını sallayıp yanağıma kısa bir öpücük bıraktı ve ayağa kalktı. Gülümseyerek İnstagram'a girip fotoğrafı yükledim ve altına aklımda olan şeyi yazdım. Anında Balın'ın ve benim telefonumuza bildirim yağmaya başlamıştı bile. Balın şok içinde bana baktı. "Etiket de mi attın!?"
"Evet? Zaten seni biliyorlardı."
Balın aceleyle telefonunu alıp İnstagram'a baktı ve gözleri bir süre ekranda oyalandı. Arkasına geçip boynuna sarıldım, çenemi omzuna dayayıp ekranına baktım ben de. Ekranında ikimiz vardık, bir de durmadan artan beğeni ve yorum sayıları. Umrumda olan tek şey onun gülüşüydü o an. Çok güzel gülmüştü fotoğrafta.
(Bölüm sonunda fotoğrafı ve Cefoş'un ne yazdığını koyacağım, sövmeyin shshxhcjjxhxhjdjdhs.)
"Sence beni sevecekler mi?"
"Seni zaten sevdiler. İçinde olduğum derin hüzünden kurtardın çünkü beni. Sürekli mesajlar ve yorumlar alıyorum artık, sana teşekkür ediyorlar." Gülerek boynunu öptükten sonra huylanarak çekildi ve telefonu koltuğa atıp bana döndü.
"Anneannemi arayayım da bir nazar duası okusun."
Balın bu dediğime kahkaha atarak çekildi. "Hadi çıkalım, hazırım ben."
Kedileri çantalarına koyduktan sonra Balın onları arabaya götürdü, ben de kedilerin eşyalarının olduğu küçük çantayı ve Balın'ın çantasını alıp çıktım karavandan. Balın kedileri arka koltuğa koyup emniyet kemeriyle bağladı. Ben de o sırada karavanın pencerelerini sıkı sıkı kapatıp kapılarını kilitledim.
Kedileri yerleştirince çıktı arabadan. Ona karavanın anahtarını verip kapısını açtım. "Buyrun,Eleysa Hanım."
Balın gülerek koltuğa oturduktan sonra kapıyı kapattım.
Sonrası çok hızlı geçmişti. Kedileri anneanneme bırakırken Balın Cora'nın ilaçlarıyla ilgili her şeyi anlatmıştı anneanneme. Sonrasında beklemeden havaalanına gitmiştik çünkü uçağın kalkmasına az bir süre kalmıştı. Babamla sürekli iletişimdeydik, o da bizi bekliyordu şu an orada.
"Hazır mısın?" Diye sordum otoparka arabayı park ederken. Balın derin bir nefes alıp verdi. "Çok."
Park ettikten sonda emniyet kemerimi açıp ona doğru döndüm. "Biliyorum güzelim. Nasıl hisler içinde olduğunu da tahmin edebiliyorum. Ama ben senin yanındayım, tamam mı? Kardeşini bulup her şeyi anlatacağız ve gerisini ona bırakacağız. O senin hayatında daha önce yoktu ve bundan sonra olmayı kabul etmezse yolumuza bakarız biz de. Bunun seni üzmesine izin verme. Kimse yoksa ben varım." Balın bana bakıp gülümsedi ve başını salladı. "Biliyorum. Teşekkür ederim." Emniyet kemerini çözdü ve bana yaklaştı. "Varlığın bana güven veriyor."
"Benim için de aynı şey geçerli. Hadi inelim şimdi."
Bagajdan sırt çantalarımızı aldıktan sonra arabayı kilitledim. Uzanıp elini kavradıktan sonra birlikte yürümeye başladık. Babamları bulmamız çok uzun sürmemişti. Aynı şekilde bilet kontrolden ve diğer protokolleri yerine getirmemiz de çabucak bitmişti. Balın hiç konuşmuyor, sadece sessizce yanımızda yürüyordu. Annesinden ve babasından kalan son miras daha önce hiç görmediği kardeşiydi. Bu elbette çok zordu onun için. O yüzden üzerine gitmemeye çalışıyordum. Yaptığım tek şey yanında ona destek olmaktı.
Uçaktaki üç kişilik yere cam kenarında Balın, yanında ben, koridor tarafında da babam olacak şekilde oturduk. Balın sessizce camdan dışarıyı izliyordu. Ona şu an neyin iyi geleceğini biliyordum. Telefonumu uçak moduna aldıktan sonra Wifi'ye bağlanarak Spotify'a girdim. Kulaklığımı da bağladım ve Balın'ın profilinden kaydettiğim listeye girdim. Uzanıp kulaklıkları kulağına takarken Balın irkilmişti. Ne yaptığımı anlayınca işimi bitirmemem izin verip gülümsedi. Çok güzel gülümsedi.
Rastgele bir müzik açıp telefonumu kucağına bıraktım ve eğilip alnını öptüm sessizce. Ayrıldıktan sonra koltuğuna iyice gömülerek dışarıyı izlemeye devam etti.
Bizi duymayacağına emin olduktan sonra babama döndüm. "Baba," dedim fısıldayarak. "Bir şeyler bulabildiniz mi?"
Babam yorgun bir şekilde başını salladı. "Hastaneyle konuştum. Kayıtlar duruyor. Bizim için 2024 kayıtlarını çıkardılar. Gidip bulacağız."
Rahat bir nefes verip başımı salladım. "Keşke sen hiç gelmeseydin baba, biz hallederdik. O kadar işinin gücünün arasında..."
"Yok oğlum, birkaç işim daha var. Hem şu herif tehlikeli bir tip olabilir, yalnız gitmemeniz daha iyi." Babam kemerini bağlayıp koltuğa yerleşti iyice. "Ben uyuyacağım," dedi ve birkaç dakika içinde uyuyakaldı. Babamın uyumasına güvenerek Balın'ın kulaklıklarından birini alıp ben taktım. Balın bunu yapmama gülümseyerek başını camdan ayırıp babamı kontrol etti ve başını omzuma yasladı. Kolumu omzundan geçirip sıkı sıkı sarıldım ona.
Ben inanıyordum. İyi olacaktı, iyi olacaktık.
Hareketli bir şarkı çıktığında Balın kucağındaki telefonumu alıp ekranını açtı değiştirmek için. Tam o sırada bir mesaj gelmişti Sarp'tan.
Sarp: Yine ne yaptın da gündem oldun amnskm
Sarp: Ne zaman Twitter'a girsem kabak gibi yazıyor Cefoş Berkan diye hahshshdh
Sarp: Haa fotoğraf paylaşmışsınız
Sarp: Of düştüm
Sarp: 🔥
"Oha. Twitter mı? Gündem mi?" Balın'ın elleri titremeye başladığında gülerek telefonumu aldım. "Hadi bakalım, ne demişler merak ediyorum."
"Bakmayalım." Dedi sessizce.
"Ya ne olacak en fazla kızılım? Çok sevdiklerine eminim. Hadi bakalım." Balın oflayarak elleriyle yüzünü kapattı. "Tamam. Sen bak."
Gülerek başımı başına yaslayıp İnstagram'a girdim. Beğeni sayısı milyonu aşmıştı. Bu kadar insanın gözünün önünde olmak benim için bile korkutucuydu, ki ben bunun içinde büyümüştüm, Balın'ı anlıyordum o yüzden.
Yine de beğeni sayısını görünce "Oha," demekten kendimi alamamıştım. Balın elini yüzünden çekip telefona baktı. "Ne old- Siktir."
Yaklaşık yarım saat yorumları okuduk birlikte. Birkaç istisna dışında herkes bayılmıştı Balın'a. Twitter'da da bu konu konuşuluyordu. Meray'ın birkaç gün önce Balın'la attığı hikayeyi paylaşıyordu herkes. Bir de şu Çağıl'ın da olduğu videoda ikimiz yan yana birkaç ekran görüntüsü dolanıyordu. Bizi sevmişlerdi yani.
Bunu fark eden Balın rahatlamış bir şekilde iç geçirip başını göğsüme yasladı ve gözlerini kapattı. "İçim rahatladı."
"Ben sana söylemiştim, seni seveceklerini biliyordum." Kollarımı omzuna sararken Balın duraksayıp bana baktı. "Sürekli göz önünde olmak nasıl bir duygu? Ne yapsan, nereye gitsen konuşuluyorsun. Bu Feda ve Sefa için de geçerli. Böyle yaşamak zor değil mi?"
"Zor, ama alıştım. Bununla yaşamayı öğrendim. Feda ve Sefa hiçbir zaman şikayetçi olmadılar, ayak uydurdular. Benim alışmam biraz zor oldu, ki hala sosyal medyada kendimle alakalı çok şey paylaşmam. Youtube kanalım bile yok. Kardeşlerime göre daha içime dönük, sosyal medyadan uzak olduğum için de herkes merak ediyor. En basitinden bir sevgilim olması ve bunu onlarla paylaşmam bile büyük bir olay."
Balın anlayışla başını salladı. "Sana yakışmaz ama, biliyor musun? Feda ve Sefa kamera karşısında rahatlar ve bunu yansıtıyorlar. Onlar bir anda dans etmeye başlasa herkes güler geçer. Ama bunu sen yapsan herkes şoka girer!" Dedi gülerek. Ben de güldüm. "Evet. Ben biraz daha soğuk ve sert görünüyorum galiba."
"Bu yüzden kızların ilgisi çoğunlukla sende zaten," kendi kendine homurdandığında şaşkınlıkla güldüm. Kıskanmış mıydı o?
"Nasıl yani?"
"Kızlar genellikle böyle sert görünüşlü ve gizemli erkeklerden hoşlanır. Senin zor biri olduğunu bildikleri için Sefa'yı seviyorlar ama seni elde etmek istiyorlar. Bu elde etmek de ne kadar iğrenç bir kelime ya?" Kendi kendi söylenirken bir yandan yorumları okumaya devam ediyordu. Gülerek elindeki telefonu aldım ve sakin bir müzik açıp sıkı sıkı sarıldım.
"Hadi biraz dinlen, düşünme bunları." Balın göğsüme biraz daha yerleşti.
İlerleyen dakikalarda göğsümde öylece uyuyakaldı. Kesin gece uyuyamamıştı, ki bunu tahmin ediyordum zaten.
Neyle karşı karşıya kalacağımız hakkında bir fikrim yoktu. Ama ne olursa olsun onun üzülmesine izin vermeyecektim. Hayat onu yeterince yıpratmıştı, artık tek bir saç teline dahi zarar gelmeyecekti. Her engelle, herkesle savaşmaya hazırdım. O yeterince savaşmıştı, şimdi sıra bendeydi.
☁️☁️☁️
1.267.763 beğeni ● 40.937 yorum
cefaberkan: yıldızlarım artık sönük değil.
balineraslan: yıldızların hep parlayacak, çünkü ay her zaman gökyüzünde kalacak❤
cefaberkan: ❤
meray: Ya yıldızlarınızı yerim sizin, tiplere bak öleceğim şimdi
cefaberkan: al kırdın kırdın ya, yıldızlarınızı yerim ne hahshdhfjdhhd
denizberkan: Güzellerim beniim❤
balineraslan: ❤
meray: Deniz kuşum... Pabucum damdan el sallıyor şu an...
denizberkan: Pabucuna söyle o her zaman kalbimde olacak...
sefaberkan: Ben buna yakarım
meray: ahahshxjhdhdd
thesarp: Yengelerin en beton yetmeyeni, bu esmer şeker seni hak etmiyor
cefaberkan: Sarp...
balineraslan: Hahshshcvlbkch ağla cefoş
fedaberkan: Meraaaay nerdesin canım çekti seni
meray: Feda çikolata mıyım ben amk? Hamile kadınlar gibi anca beni aşeriyor ya ruh hastası
fedaberkan: Ne ya? Öpesim geliyor hep
meray: Ne olur Feda Berkan adamı, her öpüşen çift gördüğünde beni aşerme artık
fedaberkan: salak ahagxgdjcjchx
cefaberkan: Gönderimin altında flörtleşmek yasaktır.
fedaberkan: Sebep?
cefaberkan: Çünkü bu gönderi yalnızca ben ve manitamın flörtleşmesi için atılmıştır
sefaberkan: Manyak bir tane değil ki amk
aselcelik: NE ZAMAN GELMEYİ DÜŞÜNÜYORSUNUZ SEFA BEY, SOĞUKTAN BUZ TUTTUM DA BEN
sefaberkan: Aha benim manyağım da geldi
sefaberkan: 2 dakikaya yanındayım petibör piskevitim
saredemir: AMANIN ANI
cefaberkan: O ne?
saredemir: Sansür uyguladım kendime🤧
saredemir: ÇOK GÜZELSİNİZ😭❤
atalaycimsakin: Feels krizin geldi mi?
saredemir: evt
atalaycimsakin: Sıçtık
ozgurthebosyapan: höst ulan höst
cefaberkan: :Dd
+63846: ABİ ŞAKA MI BU? CEFOŞ O NASIL ÖPMEKTİR YİĞİDİM, KIZ CAN ÇEKİŞİYOR AMK SHSGXHFJLGVJCHCJVKCJ
saredemir: Biz ona kendi aramızda vakumcu berkan diyoruz
cefaberkan: Ne?
meray: Açıklayabilirim
balineraslan: Valla benim haberim yok esmerim hahahdjcjjxhd
+28394: Cefoş'un içinden Cemal Süreya çıktı he, şu caption'a bak... Of yıldızlarım diyor artık diyor sönük değil diyor... Senin yıldızlarını parlatanın ışığına kurban olayım ya çok özlemiştik biz seni😭
cefaberkan: ❤
+10784: Acılı kekimiz... Kalbine yakışan birini sevdiğini hissediyorum. Umarım hep mutlu olursunuz. Umarım gökyüzünüz hep parıl parıl parlar. Sizi çok seviyoruz❤
+6373: Berkan erkeklerinin aşkının bir eşini bulmak imkansızdır. Berkan erkekleri yüzünden binlerce kız kardeşim sap kalmaktadır. Gereğinin yapılmasını arz ederim. Tşk öd bb
+1636: Kızı ben araştırdım biraz. Karavanda falan yaşıyormuş, kitapçısı varmış. İki tane kedisi varmış birinin arka bacakları tutmuyor ve öyle sahiplenmiş... Balın resmen içimizden biri ve Cefa'ya çok aşık olduğu belli oluyor:") mutluluğunuz daim olsun.
+526: öp anam öp, bulmuş güzelim kızı salmıyor tabii
☁️☁️☁️
BEN. BU. BÖLÜME. KALBİMİ. BIRAKTIM.😭🤧
Balın'ın Cefoş'tan kedilerin babası olarak bahsetmesi... Cefoş'un gözlerinin dolması.... YA YEMİN EDERİM ÇOK GÜZELLER😭😭😭
SHOPUMU BEĞENMEYEN DE NE BİLEM YA EHEHEHE
Şaka maka belli shop olduğu ama ikisini yanyana görmek içimi kıoır kıpır etti. Cefa'yla Balın'ın ilişkilerine aşırı hayranım hahhhjccj Bne bu hikayenin Sare'siyim arkadaşlar...
Fotoğraf benden 300k hediyesi olsun o zaman... Evet 300k'yı geçtik:")
Sınavlarınız nasıl gidiyor bakim? Arada girip ana sayfama günlük hayatınızdan bişiler yazıyonuz ağlaya ağlaya okuyorum hepsini ya yerim sizi hahzhdkfjxhs
Sizce sonraki bölümde neler olacak?
Bir de bölümü okumadan atıyorum yazım yanlışı vs. varsa affedin:(
İnstagram: yaremwattpad
Kişiselim: yagmurrayranci
Seviyom sizi çook, hadi eyww💔