Verdiğim 1 aylık sürenin 3 haftası dolmuştu. Ne yanıma gelmişti nede telefonlarımı açmıştı. Beni görünce yolunu değiştiriyordu. Benden kaçması canımı acıtıyordu.
"İlayda bugünde abinin boş günü mü?" dedim
"Ne yapıcaksın abimi?" dedi
"Ya dedim ya soru sorucam?" dedim
"Kütüphanede" dedi
"Tamam ben hemen Gelirim" dedim
Hızlıca kütüphaneye gittim. Ders çalışıyordu. Yanına geldiğimi fark etmemişti.
"Ömer" dedim
Bana baktı.
"Efendim" dedi
"Bahçeye çıkalım mı?" dedim
Kitaplarını kapatıp ayağa kalktı. Beraber bahçeye çıktık. Banka oturduk.
"Neden telefonlarımı açmadın?" dedim
Sessiz kalmayı tercih etti. Üstümde ondan o gün aldığım ve hala geri vermediğim ceketi vardı.
"Ömer ne araştırıyorsun?" dedim
"Seni. Çok ilgi çekici bir hayatın var ama sen bilmiyorsun. Bugün çıkışta benimle gelebilir misin?" dedi
"Babama sormam lazım" dedim
"Beni seni çıkışta bekliyor olucam." dedi
"Ömer bana artık bir açıklama yapıcak mısın?" dedim
"Çıkışta yapıcam" dedi
Babamdan bu sefer izin almak zor oldu açıkcası. Dersliğe gittiğimde Deniz'i gördüm. İlayda ile konuşuyordu. Beni görünce İlayda'nın yanından kalktı.
"Ne diyor bu salak?" dedim
"Seni soruyor." dedi
"Ne için?" dedim
"'Hala şansım var mı ona karşı? ' falan dedi. 'Bende boş yapıp tepimin tasını attırma' dedim. Biraz şasnısını zorladı. Seni görüncede kalktı" dedi
"Yemin ederim bu çocuk salak" dedim
"Kesinlikle." dedi
Derse odaklanmamıştım. Çok sevdiğim bir ders olmasına rağmen kafayı vurup uyudum.
"Sen iyi misin? Bugünlerde çok durgunsun. Geceleri uyuyamıyorum diyorsun. En sevdiğin derste uydun" dedi
"Lisede olsaydık zaten en sevdiğim dersler uyuduklarım derdim." diyip gülümsedim.
"Amerika'da arkadaşın hiç yok muydu? Yani varsa hala görüşüyor musun?" dedi
"Evet 2-3 tanesi ile sürekli mesajlaşıyoruz" dedim
"Türkiye'ye gelsinler onlarda. Gezdiririz de" dedi
"Biri zaten Türk hatta Tekirdağlı. Diğeri Rus biride İngiliz. Rus olan erkek diğerleri kız" dedim
"Harika bir kadro. Tekirdağlı, Rus, İngiliz ve babası balkan göçmeni annesi Azerbeycanlı sen. Uluslararası bir grup" dedi
"Gelirlerse tanışırınız" dedim
"Inşallah, biz bugün teyzeme gidiceğiz biz. Diyorum ki haftaya bize gelin. Ailecek. Tanışırsıak baban izinde verir belki." dedi
"Bilmiyorum. Babam pek sıcak bakmayabilir . Şey diyicem burdan direk teyzene mi gidiceksiniz?" dedim
"Ben gidicem. Abim bir arkadaşına gidicek." dedi
"Tamam tatlım." dedim. İlayda gittiktan sonra fakültenin önünde Ömer'i bekledim. Demek İlayda bilmiyor hiçbir şeyi.
Onu görüdğüm gibi yanına gittim. Hiçbir şey konuşmuyordu.
"Nereye gidiceğiz?" dedim
"Sahile. Sizin eve yakın bir sahile." dedi
"Anlatıcak mısın?" dedim
"Biraz" dedi
Bugün arbayala gelmiş. Öne oturdum. Çok düşünceliydi. Yol boyınca ben kemdi kendime konuştum resmen
"geldik" dedi
İnip bir kamelyaya oturdum.
"Hadi analat." dedim
"Teyzen hasta, kansermiş. Bir dayın var o da şu an hapiste ama ciddi değil. Bir kavgaya karışmış. Önemli bir isim diye 3 ay hapis almış. Bu arada hasta olan dışında bir teyzen daha var. Evli, çocukları falan var. Gayet normal bir hayatı var sadece maddi durumları çok iyi değil."dedi
" E başka? "dedim
" Annenin mezarına hiç gittin mi? "dedi
" Hayır, gidelim mi? Eğer bulduysan tabi. "dedi
" Buldum. "dedi
" Gidelim mi? "dedim
" Gideriz ama bir bilgi veriyim mi? O mezar ya boş yada başkasının mezarı."dedi
" Anlamadım? "dedim
" Annen ölmemiş. "dedi
" Ömer dalga geçmeye gelmedim. "dedim
" Dalga geçer gibi bir halim mi var? Öğrendiğimden beri uyku uyumuyorum"dedi
" Bu doğru olmaz! Neden yapsın babam böyle bir şeyi? Hayır , yanlışlık var"dedim
" Bilmiyorum. " dedi
" Beni hemen babamın iş yerine götür. Lütfen"dedim
"Sakinleş sonra" dedi
"Sen ya yanlış söylüyorsun. Kanıtlıycağım!" dedim
"Ama analatıcaklarım bitmedi! Bi dur! Bak Zümra yanına gidersek gerçek saklama bahanelerini bilemiyceğiz. Belkide anneni hiç görmemiyceksin. Yıllarca nasıl engel oldularsa devam edebilirler." dedi
"O zaman anneme götür de sana inanıyım" dedim
"Annene gidersende benim öğrenemeye çalıştığım şeyleri mahvedersin. İnanamak istemiyorsan inanama. Olayları çözünce daha çok kanıtla anlatırım. " dedi
" Ömer ben bunlara inanmak istemiyorum ama sana güveniyorum da o kadar kötüyüm ki şu an. Eğer bunlar doğruysa tüm hayatımı bir yalanla sürdürmüşüm demek. Değilse bana böyle bir yalan söylemeni kaldıramam "dedim. Gözlerimdeki yaşlara engel olamadım
Gelip sıkıca sarıldı bana.
" Geçecek hepsi. Be senin yanındayım. "dedi
Alnımı alnıma dayadı. Gözlerimin içine baktı.
" Seni seviyorum. Biliyorum her şey çok yeni"dedi
Bense konuşmadan hala ağlıyordum.
" Hep arkanda olucağım. Hep yanında olacağım. "diyip elimi tuttu
" Biraz daha bekle. Sonra kimi görmek istiyorsan göstericem. Kime hesap sorucaksan arkanda olucam. Ama bekle lütfen"dedi
" Ömer ben bu şüphe ile nasıl babamın yüzüne bakıyım? Onunla hiç konuşmadan içim içime sığamaz ki! "dedim
" Sakin olmayı öğrenmek boynumuzun en temel borcudur şuanlık. "dedi
"Nefes alamıyorum sanki." dedim
"Beraber nefes alıcağız" dedi
Yerimde duramıyordum. Dedikleri gerçek değildi. Olamazdı. Bence yanlış anlamıştı Ömer. Bana yalan söylemezdi.
"Nerden öğrendin yaşadığını?" dedim
"Nüfusundan annene ismini soyadını falan aldım işte sistemden gördüm ." dedi
"Bir yanlış olduğuna eminim" dedim
"Nerdeyse 1 aydır araştırıyorum. Ben anneni canlı kanlı gördüm. Konuştum hatta "dedi
" İstanbul'da mı? "dedim
" Evet "dedi
"Dur bir dakika" dedim
Telefonumu çıkardım. Annemin sadece 2 fotoğrafı vardı. 2si de telefonumda vardı. Ömer'e gösterdim.
"Burda annem 17 yaşında, burda da 18"dedim
" Evet "dedi
"Tuğba adı" dedim
"Zümra, kabul etmek zor biliyorum ama o" dedi
"Ben bugün eve gidersem patlarım" dedim
"Babandan izin al bizde kal" dedi
"Asla izin vermez." dedim
"Dayanman gerekiyor Zümra." dedi
"Ben sana güveniyorum ama yanıldığını düşünüyorum." dedim
"Çok haklısın. Sana bunun için hiçbir şey diyemem ki" dedi
"Sen başka ne öğreneceksin?" dedim
"Beklemen gerekecek, bende çözemiyorum" dedi
"Sıcak bi yere gitmek istiyorum" dedim
"Üşüdün mü?" dedi
"Biraz"
"Gel arabaya bin." diyip elimi tuttu. Arabaya bindik.
Hiç konuşmadan dediklerini hala idrak etmeye çalışıyordum ama emindim. Babam bana yalan söylememiştir. Of bir yandanda Ömer kanlı canlı gördüğünü iddia ediyor. Göz yaşlarımada engel olamıyordum
"Çok sessizsin" diyerek tüm sessizliği bozdu.
"Nereye gidiyoruz?" dedim
"Bizim eve"
"Ne?! Sizin ev mi? Olmaz!" dedim
"Neden?"
"Çünkü olmaz"dedim
" Çekinmene gerek yok. Kimse yok evde"dedi
"Ömer evde kimse yoksa neden gidiyoruz?" dedim
"En iyi kafa dinliyceğin yer." dedi
Kısa katlı tatlı bir siteye girdik. Otoparka arabayı bırakıp biraz yürüdük.
"Çok güzel bir yermiş" dedim
"Bu sitedeki çoğu kişi polis, amir, savcı, avukat, asker falan." dedi
"Siteye bak be!" dedim
"Burası bizim ev" dedi
Dediği eve girdik. Beyaz ve açık tonların hakim olduğu bir evdi.
"takip et beni" dedi
Yukarı çıktık. Çok iyi tasarlanmış bir odaya girdim. Odayı görünce gülmsedim.
"Burası benim odam. Büyük ekran televizyon var. Filim seyredelim" dedi
"Olur." dedim
Koltuğa oturdum. O aşağıdan cips ev içicek almaya gittiğinde bende filim seçtim. Ömer grlince izlemeye başladık.
Film bilm kurgu fiye açmıştım ama en sonunda anne-kız ilişkisi ile alakalı duygusal bir sahne ile bitmişti. Göz yaşlarımı tutamadım.
"Zümra, yapma ama böyle." dedi Ömer.
"Ben en iyisi evime gidiyim. Uyursam düzlerim belki." dedim
"Gitme Zümra. Kal biraz daha" dedi
"İyi hissetmiyorum" dedim
"Eve gidersen ne olucak sanki? Kendi sessizliğine gömümceksin. Kal burda." dedi
"Olmaz" dedim
"Düşünemeyi bırak." diyip sarıldı bana.
"Bak burda uyuyabilirsin." dedi onun kollarındayken.
Gözlerimi kapattım. En huzurlu uykularımdan birine yatmıştım. Babamı, Yıldız ablayı, İlayda'yı, Ömer'in dediklerini düşünmeden onların evinde, Ömer'in kollarında uyudum. Ailesi gelse ne olur İlayda öğrense nasıl alınır düşünmedim. Sadece bir süreli huzur istedim.