İki Gözümün Çileği🍓

By mavigelincikyk

1.4M 90.8K 16.1K

"Başka bir kadın oldu mu?" Güldü. İlk kez bu kadar içten, bu kadar nefes kesici güldüğüne şahit oluyordum. Bu... More

Bölüm 1/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 2/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 3/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 4/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 5/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 6/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 7/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 8/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 9/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 10/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 11/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 12/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 13/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 14/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 15/👨‍✈️🍓👩‍💼
Sibel💔Yiğit
Bölüm 16/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 17/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 18/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 19/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 20/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 22/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 23/👩‍💼🍓👨‍✈️
Bölüm 24/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 25/👨‍✈️🍓👩‍💼
BAYRAM ÖZEL🍬
Bölüm 26/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 27/👨‍✈️🍓👩‍💼
BÖLÜM 28/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 29/👨‍✈️🍓👩‍💼
BÖLÜM 30/👨‍✈️🍓👩‍💼
TURNA🕊
Bölüm 31/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 32/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 33/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 34/👨‍✈️🍓👩‍💼
🎶GİZEM🎶
Bölüm 35/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 36/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 37/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 38/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 39/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 40/👨‍✈️🍓👩‍💼
Bölüm 41/👨‍✈️🍓👩‍💼

Bölüm 21/👨‍✈️🍓👩‍💼

32.6K 2.1K 144
By mavigelincikyk

Bölüm ithafı: Kircicegim1905

Bölüm Sınırı: 500 vote

Keyifli okumalar iki gözümün çilekleri.🍓

"Neden bunu istiyorsunuz Gülşah teyze"

"Çünkü bir gün kendi isteyecek, kızım öğrenmeden ben öğrenmek, karşılaşacağı şeye hazırlamak istiyorum onu"

Gülşah'ın yıllardır düşündüğü en çok korktuğu şeydi bu. Hümeyra, güçlü duruşunun ardında çok kırılgan bir kızdı.

"O zaman Hümeyra ailesini araştırdığımızı bilmeyecek, doğru mu anlıyorum?"

"Şimdilik"

Alpay başını yavaşça aşağı yukarı salladı. Hümeyra ile arasında tek bir sır olsun istemiyordu ama bu konuda Gülşah hanımda haklıydı. Nasıl bir hikaye ile karşılaşacakları belli değildi. Alpay düşüncelere dalmışken Gülşah hanım karşısında oturan genç adamın dalgınlığını başka bir tarafa çekerek söze girdi. 

''Şimdi sen düşünüyorsun nasıl bulacağız.'' Alpay dikkatle onu dinlerken Gülşah hanım derin bir nefes aldı. ''Aslına bakacak olursan elimizde kayda değer pek bir şey yok. Yalnız Hümeyra'yı bulan bekçi, o adamın gizlediği bir şey var. Hümeyra'yı polislere teslim ettiği gece verdiği sözlü ifade ile, ertesi gün verdiği yazılı ifade birbirini tutmuyor.'' Alpay dikkatle Gülşah hanımı dinlerken Gülşah hanımda bunun verdiği rahatlıkla devam etti anlatmaya.

''O gece polislere haber verdiğinde bir kadının koşarak uzaklaştığını yeşil bir arabaya binip hızla gittiklerini söylemiş. Kısa bir süre sonrada kadının geldiği yönden ağlama sesini duymuş.''

''Peki yazılı ifadesinde ne söylüyor?''

Alpay'ın sorusuyla Gülşah'ın eli tekrar çantasına gitti. İçinden çıkardığı dosyayı Alpay'a uzattı. Alpay eline aldığı dosyayı hiç vakit kaybetmeden açtığında ilk sayfasında Hümeyra'nın kısa bilgileri ve bulunduğu gün karakolda çekilen bir fotoğrafı vardı. Fotoğrafı görünce yüzünde gizleme gereği duymadığı bir tebessüm oluşurken Gülşah hanımda kaç gündür yaptığı gibi Alpay'ın tüm hareketlerini kaçırmadan izliyordu. Alpay Hümeyra'yı gerçekten seviyordu ve bunu saklama gereği duymadan her an bakışlarıyla bile belli ediyordu. Alpay çevirdiği sayfa ile karşısına çıkan kısa ifadeyi okumaya başladı. Bekçinin verdiği ifade oldukça kısa ve bir sonuca götürmez durumdaydı. Gece ormanı kontrol için kulübeden çıktığında çöplüklerin olduğu alanda bir ağlama sesi duyduğunu, yanına yaklaştığında bir bebek olduğunu görüp polislere haber verdiğini, polisler gelene kadar bebekle kulübede kaldığını ve etrafta başka kimseyi görmediğini söylüyordu.

''Ben Hümeyra'yı bulunduğu gecenin sabahında emniyetten teslim almak için gittiğimde, polislerden biri bekçiyi ifade için beklediklerini, bir araba ve kadından bahsettiğini söylemişti ama bekçi o gün ifadesinde ben arabada, kadında görmedim siz yanlış anlamışsınız demiş'' 

Alpay'ın gözleri dosyanın üzerinde, kulakları Gülşah'ın söylediklerinde, aklı bambaşka boyutlarda dolanıyordu.

''Siz peki bekçiyle görüştünüz mü?''

''Görüşmedim.'' Gülşah'ın en büyük pişmanlığıydı bu. Belki o gün o adamla kendi de konuşsaydı her şey bambaşka olabilirdi. Lakin Gülşah o zaman sadece üzerine düşen görevi yapıyordu. Nereden bilebilirdi ki Hümeyra'ya bu denli bağlanacağını, kendinden çok onun iyiliğini düşüneceğini.  

''Önce bekçiyi bulacağız o zaman'' Alpay'ın kendi kendine mırıldanmasıyla Gülşah rahat bir nefes aldı. Emin olmuştu ki Alpay bu işin peşini bırakmayacaktı.

Vakit ilerlerken kapının önünde sabırsızlıkla bekleyen Yiğit açılan kapı ile pencere kenarından ayrılarak kapıya ilerledi. Alpay dışarıya doğru bir adım atıp yavaşça kapıyı kendine doğru çekti tam kapatmamıştı ama içerisi de görünmüyordu.

''Ne konuştunuz komutanım?'' Başını hafif Alpay'a doğru eğip duyulmasından korkar gibi sesini kıstı. ''Benimle ilgili bir şey söyledi mi?''

''Kızların evinin anahtarını getirmiş, Yiğit'in münasip bir tarafına takarsın dedi'' 

Yiğit'in gözleri kocaman açılırken, Alpay içeride bekleyen Gülşah hanımın varlığıyla konuyu çok uzatmadı.

''Git 3 kahve kap gel, anahtar mevzusunu seninle özel olarak konuşacağım zaten.''

Alpay'ın içeriye tekrar girip kapıyı kapatmasıyla Yiğit elini ensesine atıp sıkıntıyla saçlarını çekti. Kantine geçip üç kahve aldığında gözüne ilişen çikolatayla gülümseyip kahveleri koyduğu tepsiye üç paket  bademli çikolata koydu. Gülşah hanım bademli çikolataya bayılırdı gerçi içinde badem olan her şeyi severdi. Yiğit bunu yıllar önce kızlardan öğrenmişti. Tek elinde kahve tepsisi hızlı adımlarla geldiği odanın kapısını hiç beklemeden çalıp kapıyı açtı. İçeriye girdiği anda kesilen konuşmayla biraz olsa da gerilmişti ama belli etmeden kahveleri önlerinde bulunan sehpaya bırakıp camın önünde duran masanın sandalyelerinden birini çekip Gülşah hanımın çaprazına gelecek şekilde oturdu. Gülşah hanım kahvenin yanında gördüğü çikolatayla tebessüm etti.

''Unutmamışsın, beni nasıl kandıracağını çok iyi biliyorsun kıvırcık''

Gülşah hanımın samimi sözleriyle Yiğit'in gergin bedeni rahatlarken ortam kendini Gülşah hanımın keyifli sohbetine bırakmıştı. Yiğit beş dakika öncesine kadar Gülşah hanımın ona söyleyeceği ağır sözlerin hayalini kurarken bambaşka bir sohbet karşılamıştı onu. 

Hümeyra'dan...

Bir romanı 4 saatte okuyup bitirdiğimi hatırlıyorum. Gece başımı yastığa koyduğumda hikayedeki kadını saatlerce düşünmüştüm. Başından geçen tüm sıkıntılara rağmen gülebilen, kendi dahil etrafındaki herkese güç veren mükemmel bir kadındı. Gücünü de etrafında bulunan insanlardan aldığını düşünüyordu. Şimdi hissettiğim duygularla o hislerin nasıl oluştuğunu anlamıştım. Eş, arkadaş, aile bunlar insana güç veren şeyler. Gülşah annem, kızlar, Yiğit, annem ve Alpay bunlar benim gücümün en büyük kaynaklarıydı. Yanımda olmasalar bile varlıklarını hissetmek beni güçlü bir kadın yapıyordu. Sanki onlar yanımdayken şarj oluyor onlardan uzaktayken o enerjiyi kullanıyordum. Tıpkı şu an olduğu gibi.

Gülşah annemlerin İstanbul'a dönmesi Sibel ile beni ne kadar etkilese de sanırım bu hayatımıza da yavaş yavaş alışıyorduk. Onların gidişinin üzerinden iki aya yakın bir süre geçmişti. Yiğit artık bizim evimizde kalmıyordu. Gülşah annemden çok Alpay'ın açık ve etkili tehditleri yüzünden vazgeçmişti bu isteğinden. Yiğit kızılına yakın olmak için Ayşe teyzenin evinin yanındaki apartmana taşınmış, neredeyse her günleri birlikte geçiyordu. Bu süre zarfında Sibel'in yazılıları başlamış bende 1 hafta sonra başlayacak vizeler için hazırlanıyordum. Fırsat bulduğum her an yurda gidip çocuklarla ilgileniyor özellikle Melek ile vakit geçiriyordum. Melek tekrardan susmuş terapiler dahil olmak üzere hiçbir şeye tepki vermiyordu. Bu durum beni etkilemesine rağmen elimden bir şey gelmemesi de beni çok üzüyordu. Annem hiç durmadan olmayan torunlarına patik, yelek örerken ben onları her gördüğümde gözümün önünde en güzel hayaller gerçekleşiyordu. Alpay'ın sık sık şehir dışına çıkması canımı sıksa da bir şey söyleyemiyordum. Her dönüşünde saat kaç olursa olsun ilk benim yanıma geliyor tüm yorgunluğunu unutuyormuş gibi göğsüme sığınıyordu. İşi hakkında bir şey anlatmadığı için bende sormuyordum sadece yorgun bedenini sarıp sarmalıyordum.

Şimdi yine benim kollarımda ara ara boynuma bıraktığı öpücüklerle beni bambaşka alemlere sürüklüyordu. 2 gün önce Ankara'ya gitmiş yaklaşık 1 saat önce de bitkin bir halde eve gelmişti. Bu iki aylık süre zarfında çok az uyuyor neredeyse hiç dinlenmiyordu.  

''Çok yoruluyorsun''  dedim yattığım yerden omuzlarına masaj yaparak. 

''Benim yorgunluğum başımı göğsüne koyana kadar''

Söyledikleriyle ben kıkırdarken o başını boynumdan kaldırıp dudaklarıma kısa ama tutkulu bir öpücük bıraktı. Tam tekrar yatacaktı ki ne kadar istemesem de kendimi geriye çektim. Sorgulayan bakışlarla bakarken hiç beklemeden önce alnından sonra dudaklarından öptüm.

''Annem birazdan gelir, görmesin böyle ayıp olur.''

Dudaklarıma bastırdığı dudaklarla biraz öncekine göre daha yoğun bir şekilde öperken kısa bir an geri çekildi.

''Senin dilin ne güzel anne diyor.''

Dudaklarımız arası kısacık bir mesafe varken anlık boşluğundan yararlanarak kendimi geri çekerek yataktan çıktım.

''Bu işin sonunun nereye gideceğini biliyorum ben, ama ne yeri ne zamanı sevgilim''

Söylediklerimle suratı düşerken başını yüzüstü gelecek şekilde yastığa bıraktı.

''O yer ve zamanı bir bulamadık zaten'' yatışından kaynaklı yastığın bastırdığı sesi boğuk çıkmıştı. Eğilip ensesine bir öpücük bırakarak odadan çıktım. Benim odadan çıkmamla eş zamanlı kapının zili çalmıştı. Gelenin annem olduğundan adım kadar emindim anahtarı olmasına rağmen bilerek zile basıyordu. Çünkü Ayşe teyzeye gitmek için çıktığında Alpay'da gelmiş  kapıda karşılaşmışlardı. O da şimdi karşılaşacağı manzaranın korkusundan zile basıyordu, akıllı kadındı vesselam.  Hızlı adımlarla gidip kapıyı açtığımda yanılmadığımı anladım. 

''Hoş geldin anne''

''Hoş buldum kızım.''

İçeriye girip kapıyı arkasından kapatacaktı ki elimle tuttum.

''Bende gidiyordum anne'' diyerek terliklerimi çıkartmıştım ki buna müsaade etmediğini göstererek kapıyı yavaşça iterek kapattı.

''Yemeği birlikte yeriz öyle gidersin, hem Sibel yok ne yapacaksın tek başına.''

Vallahi benim canıma minnetti. Zaten içimdeki oynak Hümeyra doymamış olacak ki, odadan çıktığımdan beri şöyle içine çeke çeke bir öpemedin tadı damağımızda kaldı diyerek kızıyordu. Belki bu fırsatla Alpay'ı yakalayıp, sıkıştırır öper öyle giderdim evime.

Annem mutfağa ilerlerken ben kolundan tutarak durdurdum. Zaten tüm yemekleri hazırdı sadece ısıtılıp masaya konulacaktı.

''Sen içeriye geç anne, ben sofrayı hazırlarım.'' tam itiraz edecekti ki işaret parmağımı dudaklarına bastırdım ''şştt itiraz istemiyorum, bu evin kızı benim'' dedim haklı bir gururla. Annem benim halime gülerken tamam diyerek içeriye girdi. mutfağa girip ocağın altını açarak yemekleri ısıtmaya başladım. İçeriden gelen seslerle Alpay'ın da annemin yanına geçtiğini anlamıştım. Yemekler ısınırken bende salatayı hazırlayıp servis tabaklarını çıkardım. Tabaklar elimde salonun kapısına gelmiştim ki annemin sözleriyle bir an duraksadım.

''Samsun'a gitmemiz gerekiyor oğlum. Hatice'nin düğünü var orada olmalıyız'' 

Hatice Asiye teyzenin en küçük ağabeyinin kızıydı. Biz oraya gittiğimizde anneannesinin yanında olduğu için tanışamamıştık ama adını çok duymuştum. Ne kadar Alpay'ın Samsuna gitmesini istemesem de dayısının kızı evleniyordu elbet gitmeliydi.

''Ben gelemem ki anne, sen gidersin benim yerime de bir hediye verirsin''

''Senin gelemeyeceğini zaten biliyorum, ben gitmemiz lazım derken Hümeyra ile gitmekten bahsetmiştim''

Annemin benimle gitmek istemesiyle kaşlarım şaşkınlıkla havalanırken, içeride kısa bir sessizlik oldu. Bu sessizliğin nedenini biliyordum, son olanlardan sonra Alpay beni oraya asla yollamazdı.

''Sen kendin gidersin anne'' dedi Alpay bir anda kestirip atarak.

''Hümeyra ile gideceğim'' diyerek karşı atakta bulundu annem.

"Olmaz anne" Alpay ilk defa annesine karşı bu kadar keskin ve net konuşuyordu. Bu tavrının nedeni ben olmak istemezdim. Annemizi benim yüzümden kırması en son isteyeceğim şey bile olamazdı.

"Oğlum ben yanında olacağım. Senin bana güvenin yok mu?"

Ben olsam ikna etmek için daha sakin bir dil kullanır huyuna giderdim ama annem tam tersine Alpay gibi sert ve keskin konuşuyordu.

"Ben yanınızda olamayacağım, bensiz gitmenizi istemiyorum." Kısa bir es verdi. Buradan bile duyabileceğim derin bir nefes bıraktı. "Zaten yanındayken bile koruyamadım" Son cümlelerinde sesi biraz daha kısılmıştı, hâlâ kendini suçluyordu.

"Hümeyra'ya soralım. Karar verecek kişi o." Annemi tanıdığımdan beri ilk defa bir şeyi bu kadar çok istediğine şahit oluyordum.

"Bu konu Hümeyra'nın yanında açılmayacak anne"

Onlar ne kadar benim geldiğimi fark etmeseler de ben zaten her şeyi duymuştum. Annemin ne yapmaya çalıştığını da biliyordum aslında bir yanım olur derken diğer yanım yapma diyordu. Böyle zamanlarda pek ortalarda görünmeyen oynak Hümeyra koşarak geldi, annelerin sözü dinlenir, sen annenden daha mı iyi bileceksin dedi. Haklıydı annem istiyorsa yapacaktım. Salonun kapısını bir anda açmamla ikisinin bakışları da bana dönerken hiç düşünme gereği duymadan Alpay'ın gözlerinin içine bakarak konuştum.

"Ben annemle Samsun'a gitmek istiyorum."

🍓

🍓

🍓

🍓

🍓

Hatalarım olduysa affola.❤

Continue Reading

You'll Also Like

4.6M 257K 94
Benim ruhum delik delikti. Biri benim anahtarımı bulup açsa ve o ruhu çıkarsa , ruhumun üzerindeki yanık izlerinden , hayal kırıklığı izlerinden , ac...
729K 33.2K 32
"Ahu." dedi ve duraksadı. Saçlarıma bir öpücük kondurdu. "Aşiret ağası olsam ne yazar. Kalbimin ağası sen olduktan sonra." ##########################...
514K 32.2K 42
GERÇEK AİLE KURGUSU İlk kitabım olduğu için yazım yanlışları ve mantık hataları olabilir. *13.11.2023*
629K 16.2K 70
Cinsel içerik şiddet vb olaylar içeriyor çok sık olmamak kaydıyla lütfen bunu bilerek okuyun!! Kısa bir bilgilendirme daha arkadaşlar ana karakterler...