Bölüm 29/👨‍✈️🍓👩‍💼

26K 2K 440
                                    

Bölüm ithafı: retrouvailles_-

Bu bölüm bolca yorumlarınızı bekliyorum. Elimde kocaman bir çilek kasesi, siz bölüm okurken ben yorum okuyacağım.🤭🍓

Eminim bu bölüm çok yazım yanlışı vardır. Inşallah bir ara düzeltirim. 😂

Keyifli okumalar iki gözümün çilekleri.🍓

Hani bazen cümleye nereden, nasıl başlayacağınızı bilemezsiniz ya. Kalbinizden dolu dolu hisler, aklınızdan bin türlü cümle geçer, ama konuşamazsınız ya. İşte bende, tam şu anda böyleyim.

Kendimi yabancı hissettiğim, tanımadığım, benimseyemediğim bir yatağın ortasında, varlığımı bir rüya sanan annemin yanında açtım gözlerimi. Yatağın sağ tarafında, en köşeye gelecek şekilde yüzü bana dönük uyuyan annem. Bir insan uyurken elindeki bir şeyi ne kadar sıkı tutabilir? Annem elimi öyle sıkı tutuyordu ki, sanki bıraksa yeniden yok olacak mışım gibi. Uyandırmamaya çalışarak yavaşça yüzümü ona döndüm. Tıpkı benimki gibi beyaz tenli, koyu kumral saçları, upuzun kirpikleri vardı. Şimdi kapalı olan gözlerinin altında ki renk benim gözlerimin bir çift eşiydi.

Gözlerimi kapattım, içimdeki sıkıntının biraz olsun geçmesi için. Garip bir boşluktaydım. Bazen bir şey yersiniz, ağzınızda eksikliğini çözemediğiniz kekremsi bir tat bırakır. İşte benim kalbimde de, baş edemediğim kekremsi bir his vardı.

Annemin, babamın yanındaydım. Lakin çözemediğim bu eksikliğin nedenini bir türlü anlamıyordum.

Annem yattığı yerden hafifçe hareketlendi. Bir eliyle elimi tutarken, diğer elini koluma sardı. Bu hareketiyle üzerinden sıyrılan yorganı tekrar omuzlarına doğru çektim. Kasımın soğuğu insanı hasta ederdi. İçerisi sıcaktı ama ne demişler; 'uyuyan insanın üzerine kar yağar.'

Annemin yanımda uyuduğu ilk akşam, yani 2 gün öncesi geldi aklıma, sonra beni ilk gördüğü sabah. Rüyada olduğunu sanıp dokunamaması. Dizlerinin üzerine çöküşü. Bir bir yer etti zihnimde.

Flashback

"Ben gelmesem, önce sen konuşsan, hazırlasan onu."

Havaalanından bizi alan arabaya bindiğimizden beri babamın ağzını bıçak açmıyordu. Düşünceli hali her şekilde belli oluyordu. Beni buraya getirmişti, ama kendi de emin olamıyordu, karşılaşacağı hasarın boyutundan. Zeten şu an karşısına çıkmak mantıklı mı ondan bile emin değildim.

"Öğrendiği anda duramaz. Orada olmalısın, o an görmeli seni." Ellerimi tutup güven verircesine sıktı. "Acısı o kadar derin ki, 26 yılı böyle geçti. Eminim öğrendiği andan sonra 26 saniyeye tahammülü olmaz."

Başımı salladım yavaşça. Tam önüme döndüğümde, aynadan bir çift göz ile karşılaştım. Bizi almaya gelen şoför çatılmış kaşlarının altından bize bakıyordu. 50 li yaşlarının ortasında, saçlarının hemen hemen hepsini beyazlar kaplamış bir adamdı. Bakışları o kadar sertti ki, babamın tuttuğu elimi çekip önümde birleştirdim. Babamın bakışlarını üzerimde hissettim ama dönüp bakamadım.

"Hayırdır Adnan" dedi babam eğlenir bir sesle "bugün seni pek asabi gördüm." Diyerek kucağımda ki elimi tekrar kavradı.

Sert bir soluk verme sesi duydum, başımı tekrar aynaya çevirdim. Hâlâ kızgın bakışlarla bana bakıyordu. Hafifçe tebessüm ettim, kaşları daha çok çatıldı.

İki Gözümün Çileği🍓 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin