Düzen Bozan

By kickitbitch

59.1K 3.3K 6.1K

Yeni üye kitabıdır. TAMAMEN EĞLENCE AMAÇLI YAZILMIŞTIR ! DÜZENLENECEK ! ÖZEL BÖLÜMLER İÇİN BEKLEMEDE KALIN... More

-1-
-2-
-3-
-4-
-5-
selam
-6-
-7-
-8-
-9-
-10-
-11-
-12-
-13-
-14-
-15-
-16-
-17-
-18-
-19-
-!-
-20-
-21-
-22-
-23-
-24-
-26-
-27-
-28-
-29-
-30-
-31-
-32-
-33-
-34-
-35-
-36-
-37-
-38-
-39-
-40-
-41-
-42-
-43-
-44-
-45-
-46-
-47-
-48-FİNAL-
ÖNEMLİ DUYURU

-25-

786 51 44
By kickitbitch

Selam. Öncelikle oy ve yorum sınırı koyacağım. Asla oy atmayan ama okuyan bebişler oy verip yorum yapın lütfen

📩en az 25 oy
✒ en az 20 yorum

                ♡ iyi okumalar ♡

Soğuktu. Çok soğuk...

Bedenimin hafif hafif titremesi de soğuktandı. Üşüyordum. Kemiklerim acıyordu. Hareket edemiyordum. Canım yanıyordu. Ayılmıştım.

Doktor kurtulman çok düşük bir ihtimal demişti. Kurtulmuş muydum ? Emin değilim. Canım çok yanıyordu. Nefes alamıyordum. Burnum tekrar kanıyordu. Kan kusuyordum. Düştüğüm yerde öylece kalmıştım. Hâlâ yerdeydim. Hava kararmıştı ve ben biraz önce ayılmıştım. Canım yanıyordu.

Boğazımdan yükselen kan ağzıma doluyor ordan da boynuma taşıyordu. Nefes aldırmıyordu. Kendi kanımda boğuluyordum. Bütün vücudum yanıyordu. Çok büyük bir acı içindeydim. Korkuyordum.

Bu acı beni korkutuyordu. Çünkü ilk defa bu kadar şiddetli kriz geçiriyordum. Doktor haklıydı. Ölüyordum.

Kalbime giren ani sancıyla çığlık atmaya çalıştım. Çığlık atamıyordum çünkü boğazımdan gelen kan buna izin vermiyordu. Kalbime ardı arkası kesilmeyen sancılar giriyordu. Dayanamıyordum. Çok acıyordu. Beni rahatlatmak istercesine akan gözyaşlarım fayda etmiyordu. Göremiyordum. Gözlerim açıktı ama hiçbir şey göremiyordum. Son kez nefes almaya çalıştım. Ciğerlerimin , oksijenin acısını bir kez daha tatmasını istedim. Ölsem de olurdu. Ama şimdi değil...

Şimdi sırası değildi. Taehyung'a küs gidemezdim. Onu yalanlarla bırakamazdım. Ona böyle bir anı bırakamazdım. Son kez nefes almaya çalıştım. Artık gözyaşlarımı  hissetmiyordum.

Artık kendimi hissetmiyordum.

■■■■■■■■

Taehyung'dan

Arkamdan çağırmasını umursamayarak evden çıktım. Bunu nasıl yapmıştı ? Bu nasıl olurdu aklım almıyordu ! Fotoğrafın montaj olduğunu düşünsem de oldukça gerçekti. Kafam çok karışıktı. Fotografları kimseye gösteremezdim. Öyle birşey hepimizi riske atardı.

Yoongi - Taehyung !

Sert sert bakan üyelerden ilk konuşan o olmuştu. Onlar da sinirliydi. Ama ben aynı zamanda kırgındım. Çok kırılmıştım.

Yoongi - emin misin ? Yani bunu gerçekten yaptığından ?

Namjoon - seni gerçekten aldatmış olamaz Taehyung...bu çok saçma !

- kendini savunmadı !

Hoseok - kanıtlayabileceğini söyledi. Neden onu dinlemedin ?

Gözlerimi kapattım. Bunu nasıl söyleyecektim bilmiyordum. Ağlamam şiddetlenirken yanımda olan Jungkook beni kendine çekip tek koluyla sarıldı. Derin bir nefes alıp kafamı kaldırırım.

- o herif... Bana şey...video attı !

- NE !

Onlara kafamı salladım. Telefonumu çıkarıp mesajlardan o videonun olduğu kısma geldim. İzlememiştim ve izlemeyecektim de. Videoyu açmadan mesajlı kısmı gösterdim.

- bunun bir açıklaması olamaz hyung !

Yutkundum.

-İzlemedim ama attıysa başkası olamaz.

Şirkete gidene kadar konuşmamıştık. Kendimi sakinleştirmeye çalışıp normal görünümüme döndüm. Kimseye söyleyemezdim. Menajer onun olmadığını hemen anlamış sormuştu.

Yoongi - özel gün mü ne dedi. Evde dinleniyor ve rahatsız edilmek istemiyor. Biz de kendimiz geldik. Merak etmeyin o iyi.

Menajer - emin misiniz ? Taehyung ? Kavga falan mı ettiniz sen niye öyle duruyorsun ?

Kafamı iki yana salladım. Sahte gülümsememle cevap verdim.

- hayır. Sadece karnı falan ağrıyormuş. Uyuyup dinleniyor.

Menajer - peki madem. Ben onu bir ara arar sorarım. Siz de sıkı çalışın. Bu günkü programınız yoğun.

Jin - hyung biz diyoruz ki bu gün yurtta kalalım böylece Hee Ji de kendi kendine vakit geçirir. Sonuçta 7 erkekle birlikte kalıyor. Yapması gereken şeyleri yapamıyorsa yapar hem.

Menajer hepimizi uzun ve ciddiyetle süzdükten sonra kafa sallayıp çıktı. Jimin Çilek'e uydurduğumuz özel gün yalanı hakkında bilgi vermek için mesaj atmıştı. Bunu bana yaptığına hala inanamıyordum. İnanmak istemiyordum. Salakça ama onu hala seviyordum. Videosunu bile atmıştı pislik herif ! Çilek bana yalan söylemişti ! Çilek beni aldatmıştı !

■■■■■■■■

Çilekten

Kalkmalıydım. Yine ayılmıştım. Kalkıp birkaç ilaç almalıydım. Yoksa dayanamazdım. Yoksa ölecektim.

Sol tarafima döndüm. Bütün kanım yerdeydi. Ellerimi zemine koyarak destek almaya çalıştım. Canım hala çok yanıyordu. Yavaş hareketlerle yerden kalktım. Etraftaki şeylerden destek alıyordum. Ellerimi lavabonun kenarına dayadım. Suyu açıp ellerimi ve yüzümü yıkamaya çalıştım. Epey zor olmuştu ama başarmıştım. Ağzımı da iyice çalkalayıp duvardan destek ala ala masama yaklaştım. İlaçlarım çekmecedeydi. Hemen içmem gerekenleri alıp yine sağa sola tutunarak mutfağa indim.

İlaçlarımı olabildiğince hızla içmiştim. Telefonum sabahtan beri mutfaktaydı. Hayatımın kesinlikle en zor günlerinden birisi de buydu. Telefonuma uzanıp açtım. Jimin'den iki mesaj , menajerden de 8 arama ve 4 mesaj vardı.

Jimin'in mesajını okuyup menajerinkini açtım. Uyanınca onu aramamı istemişti. Üyelerin de yurtta kalacağını yazmıştı. Telefonu kapatıp masanın üzerine koydum. Oldukça zor , dolayısıyla yavaş hareket ediyordum.

Mu'ya da yemesi için mamasını ve suyunu hazırladım. Beyaz tişörtüm artık kıpkırmızıydı. Odama dönüp siyah ceketimi giyip , şapkamı ve maskemi taktım. Dolaptan sırt çantamı ve kendi evimin anahtarlarını almıştım. Sırt çantamda işime yarayacak şeyler vardı. Gitmeliydim.

Telefonumu ve Mu'yu orda bırakarak yavaşça yürümeye devam ettim. Güvenikler yüzümü falan görmüyordu. Büyük ihtimalle diğer üyelerin yanına gittiğimi düşünüyorlardı. Takmayarak farklı taraflardan yoluma devam ettim. Eğer menajer onları arayıp sorarsa çıktığımı söylerlerdi. Böylece biraz da olsa zaman kazanabilirdim.

Eve geldiğimde kapıyı iyice kilitlemiştim. Menajerde yedek anahtar vardı. Girmesini istemiyordum bu yüzden iç kilitleri de kilitlemiştim.

Odama gittim. Olduğu gibi duruyordu. Bu mevsime rağmen ev biraz soğuktu. Gerçi ben donuyordum. Bedenimde kan kalmamıştı nerdeyse , vücut ısımın bu kadar düşmesi normaldi.

Yorganı açtım. Doktora gitmeliydim ama yorulmuştum. Hiçbir şeye gücüm kalmamıştı. Hem ilaçlar beni biraz daha götürürdü. Sabaha çıkamazdım belki ama birkaç saat dinlenip gücümü toplamaya yeterdi. Hem saat akşam dokuz on civarıydı. Gece yarısından sonra hem üyeler hem de menajer uyumuş olurdu. Böylece daha rahat gidebilirdim. Evet , birkaç saat uyuyup dinlenmeliydim.

■■■■■■■■

O sırada Bangtan

Sonunda pratik bitmişti ! Yine yorulmuşlardı ama bu sefer onları yoran tek şey bu günkü yoğun pratik değildi. Bu gün birsürü şey olmuştu. Birsürü önemli şey... Kimsenin birbirinden doğru düzgün haberi yoktu. Taehyung , Çilek'i merak etse de gururuna yediremiyor ve başka şeyler düşünmeye çalışıyordu. Diğer üyeler onun bu hâline üzülüyor , bütün bunların sorumlusu olduğunu düşündükleri Çilek'e çokça sinirleniyorlardı.

Menajer ise meraklıydı. Onlara soruyordu ama cevaplarından tatmin olmuyordu. Neler döndüğüne anlam veremiyordu. İhtimaller üzerinde durmak onu huzursuz etmişti. Çilek'i 8 kere aramıştı ama Çilek cevap vermemişti. Bu durumda daha da meraklanan menajer artık sinirlenmeye başlıyordu. Kim yanında telefonu defalarca çalarken uyuyabilirdi ki ! Tanrı aşkına ! Üyeler yalan söylüyordu. Sonunda anlamıştı.

Menajer - artık neler döndüğünü bana biriniz anlatın !

Hep ılımlı ve sevimli olan menajerin bu sinirli hallerini gören BTS ne diyeceğini bilmiyordu. Yurttaki herkes Taehyung'un konuşmasını bekliyordu. Sekizi de susuyordu. Oysaki muhteşem bir kalbe sahip Taehyung için bu gün olanlar çok ağırdı. Her anlattığında , her düşündüğünde yeniden yaşıyordu. Her seferinde içine yerleşen o negatif duygudan nefret ediyordu. Bu duygu öyle birşeydi ki düşünmesen ve anlatmasan bile her seferinde ağırlığını kat kat arttırıyordu. Bu Taehyung'u yıpratıyordu. Onu üzüyordu.

En sonunda yavaş yavaş bütün olanları anlatmıştı. Menajer Taehyung'dan fotografları istemişti. Gerçek olup olmadığına baktıracaktı. Bir yanı küçük ve masum Çilek'e inanırken , diğer yanı da fotoğrafların ve videonun gerçek olma ihtimali yüzünden deliye dönüyordu. O sırada aklına birşey düştü.

Menajer - şimdi özel gün falan yalandı madem ya başına birşey geldiyse ?

Jungkook - kıpırdayacak hali yoktu. Bence o da kendini toplamaya çalışıyor. Yalnız bıraksak daha iyi olur sanki.

Menajer kafasını salladı. Onaylamıştı onaylanmasına da kafası çok karışıktı. O Cenk denen herifin numarasını falan da vermişti incelemeye. Kafası ordaydı.

■■■■■■■■

Çilekten

Kapının çalmasıyla uyanmıştım. Kim gelmişti ki bu saatte ? Menajer yerimi mi bulmuştu yoksa ! Lütfen bulmamış olsun , lütfen gelen kişi menajer falan olmasın lütfen !

Ayağa kalkıp kapıya yaklaştım. Delikten birşey görünmüyordu. Her kimse eliyle kapatıyordu. Elime alabileceğim birşey aradım. Nefes alış verişim hızlanmıştı. Kenardaki ince ve uzun cam vazoyu aldım. Kafasına bununla vurabilirdim. Evde bundan daha iyi bir seçenek yoktu çünkü dekor eşyası pek birşey almamıştım. Sadeyi hep sevmişimdir.

+ kimsiniz ?

Zile tekrar bastı. Açmayacaktım. Korkuyordum.

- l..lütfen , bir bardak su ! Çok kötü düştüm lütfen !

+ elini çek !

- ne ?

+ elini kapının deliğinden çek !

- ah , afedersin. Sadece kapından destek alıyordum. Lütfen sadece bir bardak su verir misiniz ?

Delikten baktım. Liseli bir ergen ağzı gözü kandaydı. Sadece su istiyordu. Mutfağa gidip bir bardak su doldurdum. Kapının önüne tekrar geldiğimde elimdeki vazoyu yerine koyup boştaki elimle şapkamı çektim. Yüzümü görmemeliydi.

Kafamı eğip yavaşça kapıyı açtım. Çocuğa bakmıyordum. Kafamı kaldırırsam yüzümü görecekti. Suyu uzattım. Almamıştı. Ayakları geri geri giderken görüş alanıma bir başkasının ayakları girmişti. Çocuk kaçmıştı. Kafamı yavaşça yukarı kaldırdım.

Siktir ordan ! Bu olamaz öyle değil mi ! Kabus falan görüyorum yoksa bu gerçek değil ! Hasiktir hangi ara gelmişti ? Evimi nerden biliyordu ?

- selam , güzelim ! Görüşmeyeli nasılsın ?

Elimdeki bardağı üzerine atıp odama doğru koşmaya başladım. Ciğerlerim batıyordu. Yaşamam bile mucizeyken ben koşuyordum. Tabi olabildiğince !

Odama girip kapıyı kapattım. Ben kilitleyemeden kapıyı tekrar açmıştı. Ben yere düşerken o odaya girmişti bile.

Birden kolumdan tutup beni ayağa kaldırdı. Kolumu çok sıkıyordu. Beni kendine çevirip üzerime yürümeye başladı. Ben de geriye gidiyordum. Hâlâ kolumu sıkıyordu.

- intikamımı almaya geldim. Bak ! O kadar da ulaşılmaz değilmişsin ! Nerde o sevgilin ? Ya da o arkadaşların ! Pek bi mutluydunuz hani ? Ne oldu ! Bak yalnızsın! YİNE !

Bütün gücümü toplayıp kasıklarına tekmeyi geçirdim. Bu hareketten sonra başka gücüm kalmamıştı. Ondan kaçamazdım. Biliyordum. Ama yine de şansımı denemeliydim.

+ yalancı it seni !

Kapının arkasındaki anahtarı çıkarttım. Kapıyı kapatıp anahtarı deliğe soktum. Çeviriyordum ki kapıyı büyük bir hızla açtı. Ondan kaçamazdım. Bunu daha önce de söylemiştim. Gücüm kalmamıştı. Artık daha büyük bir öfkeyle bana doğru geliyordu. Bana birşey yapmasından korkuyordum. Bana dokunmasından korkuyordum. İsterse öldürebilirdi ama dokunmasını istemiyordum. Onun yerine öldürse daha iyiydi. Bir yandan ağlıyor bir yandan geriye gidiyordum.

- benden ! Kaçamazsın !

Ondan nefret ediyordum. Psikopatın tekiydi !

+ l..lütfen. Bırak beni. Lütfen...

O iğrenç kahkası insanı kendinden nefret ettiriyordu. Ona yalvarıyordum. Başka çarem kalmamıştı çünkü. Bir umut beni bırakmasını bekliyordum.

- onca yolu boşa gelmedim ! İstediğimi almadan da gitmeyeceğim !

Bir adım daha atarak iyice dibime girdi. Nefesim artık kesik kesikti. Geri geri de gidemiyordum , arkamda yer olduğu halde !

+ lütfen , peşimi bırak artık ! Rahat bırak artık ! Bunu bana neden yapıyorsun ? Bırak beni !

Ben ağlıyordum o gülüyordu. Öfkesini her an üstüme kusacaktı sanki. Sağı solu belirsiz !

- o gün yapamadığımı yapacağım. Senin o güzel hayatını mahvedeceğim. Bedenimde bıraktığın izlerin bedelini ödeyeceksin.

+ lütfen... yapma.

Hem ağlıyordum hem konuşmaya çalışıyordum. Karşı koyacak gücüm yoktu.

- çok eğleneceğiz...

Kafamı iki yana sallayarak geriye gittim. Çarptığım sehpanın üzerinde bir bardak vardı. Belki işe yarardı. Hızla bardağa uzandım. Ama yine başarısız olmuştum. Ayağıyla sehpayı devirdi. Hareketlerim onu daha da öfkelendiriyordu. Korkuyordum.

- birdaha ! Bana ! KARŞI KOYMAYA KALKMA !

Sona doğru bağırmasından ürkmüştüm. Kafasını iki yana sallayıp elini kaldırdı. Attığı sert tokat beni yere düşürmüştü. Ağzımdan yine kan geliyordu. İlaçların etkisi geçiyordu. Ölmek üzereydim. Ve oldukça çabuk ölmek için dua ediyordum. O bana dokunamasın diye dua ediyordum.

Kemerini çıkarttı. Hâlâ yerde olan bana doğru yaklaşmaya başlayınca kaçmak istedim. Yapamıyordum. Yerde öylece yatıyordum. Yanıma çömelip ceketimi çıkarttı. Gördüğü kanlı tişörtümle kaşlarını çatmıştı.

- bu da ne böyle ? Ölüyor musun kızım bu kan ne ?

Seslenmedim. Ölüyordum fazla dayanamazdım. Gözleriyle beni kontrol etti. Daha sonra da memnuniyetle gülümsemişti. Nefret ediyordum.

- yaran falan yok.

Daha çok yaklaşıp gözlerimin içine sinirle baktı.

- bana engel olabilecek hiçbir şey yok !















Nabıyonuz , nassınız ? Bölümü beğenmişsinizdir umarım. Nasıldı ?

● Oy sınırı koydum , ne düşünüyorsunuz ? Aslında koymak istemezdim :(

Yarın dersler başlıyo ve ben çok huzursuzum. Yaz gelse keşke biran önce ! Yüz yüzeye de gitmek istemiyorum ya :/ üfff

● bana Türk erkek çocuk isimleri önerir misiniz ? Hoj olsun ;)

tatlı tuzlu mu ? Ben genellikle tuzlu şeyleri daha çok seviyorum sanırım. Ama çok yemiyorum bsjsjfid zararlı ndnsmcj

acı ekşi mi ? Mmmm , ikisi de değil bxbcjsjcjc😬😬😬😬

İyi geceler / günler

Oy vermeyi unutmayın ♡

Continue Reading

You'll Also Like

29.2K 1.7K 15
Oynanılan her oyun er ya da geç bitmeye mahkumdur..
81.3K 11.1K 15
taehyung'un en yakın arkadaşına karşı duyguları vardı.
216K 22.5K 35
taehyung kırmızı defterini kaybeder 290423, tk ☁️
163K 17.1K 53
Jungkook, erzağının bitmesiyle kendine yiyecek birşeyler ararken, Taehyung'un liderlik yaptığı bir küçük bir şehirle karşılaşır. Jungkook, açlığını d...