Eleysa☁️ (Tamamlandı)

By bendenizyagmur

1.1M 79K 63.7K

O, kendi halinde yaşardı. Okuldan eve, evden antrenmanlarına giderdi. Gündüzleri normal biriydi. Sıradandı. O... More

Bölüm 1 ☁️ "Eleysa'nım."
Bölüm 2 ☁️ Uyursam Geçer Mi?
Bölüm 3 ☁️ Esmerim
Bölüm 4 ☁️ Unutturamam, Vazgeçirebilirim
Bölüm 5 ☁️ İki Gözümün Çiçe
Bölüm 6 ☁️ Yaman Bir Beyefendi
Bölüm 7 ☁️ Beni Unutma.
Bölüm 8 ☁️ Haave You Met Me?
Bölüm 9 ☁️ Oturur İçerim Tek Başıma.
Bölüm 10 ☁️ Ben De Yoluma Giderim
Bölüm 11 ☁️ Nefes Almak Gibi Bir Şey
Bölüm 12 ☁️ Aşk Nefrete Ne Yakınsın
Bölüm 13 ☁️ Aşka Yürek Gerek
Bölüm 14 ☁️ Racona Ters
Bölüm 15 ☁️ Aylar Olmuş
KARAKTERLER SORULARINIZI CEVAPLADI
Bölüm 16 ☁️ Gülümse
Bölüm 17 ☁️ Sevgili En İyi Dostum
Bölüm 18 ☁️ Ya İstanbul Hatırlamazsa?
Bölüm 19 ☁️ Flört?
Bölüm 20 ☁️ İyi Ki Varsın
Bölüm 21 ☁️ Beni İyi Etmeye Çalışan Biri Var
Bölüm 22 ☁️ Bal Kitap
Bölüm 23 ☁️ Sarışınlığımı Kıskandın!
Bölüm 24 ☁️ Her Yolum, Her Fikrim Sen
Bölüm 25 ☁️ Son Umut.
Bölüm 26 ☁️ Doğru Kişi?
Bölüm 27 ☁️ Niye Herkes Bu Kadar Ciddi?
Bölüm 28 ☁️ Esmer Bomba
Bölüm 29 ☁️ Eskiden Seven Kız
Bölüm 30 ☁️ Jr. Berkan
Instagram ☁️ Yalakalık Desen Var
Bölüm 31 ☁️ Nazar Duası
Bölüm 32 ☁️ Hiç.
Bölüm 33 ☁️ İkilem
Bölüm 34 ☁️ Çıkalım Bu Şehirden
Bölüm 35 ☁️ Acıdan Geçmeyen Şarkılar Biraz Eksiktir
Bölüm 36 ☁️ Ted Mosby Yıkıklığı
Bölüm 37 ☁️ Çaresiz.
Bölüm 38 ☁️ Kusura Bakma
Bölüm 39 ☁️ Veda
Bölüm 40 ☁️ Gözlük
Bölüm 41 ☁️ Kapanan Son Yara
Bölüm 42 ☁️ Ölmeye Yüz Tutmuş Bir Ruh
Bölüm 43 ☁️ "Ben Bunu Haketmedim."
Bölüm 44 ☁️ "Benim Eleysa'm..."
Bölüm 45 ☁️ Onu Çok Kırmışlar
Bölüm 46 ☁️ Yıldızlar
Bölüm 47 ☁️ Zehirli Bir Bal
Bölüm 48 ☁️ Eleysa'nın Anlamı...
Bölüm 49 ☁️ "Ben Eleysa."
Bölüm 50 ☁️ Elbet Bir Gün Buluşacağız
Bölüm 51 ☁️ Sana Ben Gerek
Bölüm 52 ☁️ Bir Sigara Dumanı
Bölüm 53 ☁️ Kızıl Bebişimin Minnoş Psikolojisi
Bölüm 55 ☁️ "Haberi Olmazdı,"
Bölüm 56 ☁️ Sana Angara'yı Yakarım
Bölüm 57 ☁️ "Televizyon Sesi Gelmiyor."
Bölüm 58 ☁️ Enkaz
Bölüm 59 ☁️ Seni Dert Etmeler
Bölüm 60 ☁️ Çıkışa Gel Adamsan
Bölüm 61 ☁️ Savaş Sözü
Bölüm 62 ☁️ İncinmesin Kanatların
Bölüm 63 ☁️ Baba Mı?
Bölüm 64 ☁️ Suç Ortağım
Bölüm 65 ☁️ İsmi Lazım Değil
Bölüm 66 ☁️ "Onun Her Şeyi Benim."
Bölüm 67 ☁️ Çukur
Bölüm 68 ☁️ "Baba"
Bölüm 69 ☁️ Gang Of Berkan Brides
Instagram/Texting Özel Bölüm☁️
Bölüm 70 ☁️ Eskisi Gibi
Bölüm 71 ☁️ Ağır Bulut
Final☁️
okumadan geçmeyinV3
YENİ HİKAYE-duyurumsu bişiler
Özel Bölüm 1 ☁️ Çay Harareti Alır
Özel Bölüm 2 ☁️ Bilir O Beni (1MİLYON OLMUSUZ?)

Bölüm 54 ☁️ Ben Adam Olmam

16.3K 1K 988
By bendenizyagmur

Sefa'dan

19 yıllık hayatım boyunca, gördüğüm çoğu insandan daha korkaktım. Risk almayı sevmezdim, bir şey için risk almam gerekiyorsa genelde almamayı ve hayatıma öyle devam etmeyi tercih ederdim. Her şey yolunda olmalıydı, her şey düzeninde olmalıydı bana göre. 

Dışardan bakan kimse böyle biri olduğumu tahmin edemezdi. Bizim ailede bu sosyal medya işleriyle en çok uğraşan kişi ben olduğum için daha çok göz önündeydim haliyle. Youtube'da hep risk gerektiren şeyler yapardım. Paraşütle atlardım mesela, ya da yüksek yerlere çıkıp denize veya havuza atlardım. Bunun gibi ekstrem çok videom vardı ve görenler doğal olarak normal hayatımda da çok cesur olduğumu düşünüyorlardı. Fiziksel konularda cesurdum, evet. Ama işin içine kalbim girince... Duruyordum. Sadece duruyor ve her şeyin yoluna girmesini bekliyordum.

Ama bu kez... Durmam yeterli olmamıştı. Ben hayatımda ilk kez annemden ve arkadaşlarımdan başka bir kızı sevmiştim. Bu kızı sevmem bana çok pahalıya patlamıştı, öz abim kadar sevdiğim birini kaybedebilirdim. İşin kötü tarafı, o kabul etmezse Asel'i de kaybederdim. Bu benim alacağım en büyük risklerden biri olacağı için durmuştum zaten. Belki platonik olsam bu kadar zor da olmazdı, kız beni sevmiyor diyerek bitirmeye çalışırdım içimdekileri. Ama değildi. Bu işleri daha da zorlaştırıyordu ve Asel bana abisiyle konuşmaktan başka çare bırakmamıştı.

Derin bir nefes alıp verdim ve bizim stüdyonun kapısını açtım. Erdinç Abi bilgisayarın başında, yeni şarkımızın demosunu dinliyordu. Ah, bir de bu vardı.

Bu şarkı için çok uğraşmıştık. Neredeyse bir yıldır bunun üzerine çalışıyorduk. Beat'i sıfırdan yapılmıştı onlarca kez. En son yaptığımız içimize sindiği için kaydetmiş ve klibi çekmiştik geçen hafta, montajdaydı şu an. Önümüzdeki hafta yayınlanacaktı. Tabii az sonra her şey mahvolmazsa...

"Sefa, hoşgeldin koçum. Ben de demoyu dinliyordum. Valla aşırı içime sindi,çok iyi iş çıkardık. Aşırı heyecanlıyım." Dedi Erdinç Abi gülerek. Zorla gülümseyip ceketimi çıkardım ve gidip çaprazdaki koltuğa oturdum.

"Sen iyi misin?" Erdinç Abi bana kaşlarını çatmış bakıyordu.

"Değilim," dedim. Konuya bir yerden girmem gerekiyordu.

  Erdinç Abi şarkıyı durdurup bana baktı. "Seni dinliyorum."

Stresten dudaklarımı yolmaya başlamıştım. Bodoslama mı dalmalıydım, lafı dolandırmalı mıydım? Erdinç Abi net adamdı, netliği severdi. Ama pat diye söylersem kalbine de inebilirdi, bilemiyordum.

"Aslında, konuya nasıl gireceğimi bilmiyorum abi." Dilim tatlıydı aslında, ağzım iyi laf yapardı. Çoğu işi ben bağlardım, bir uzlaşma mutlaka bulurdum. Ama tıkanıp kalmıştım şu an.

"Kiminle ilgili?"

"Ben," yutkunarak parkeyi izlemeye başladım. "Sen."

"Ne oldu oğlum? Senle bana ne olmuş olabilir?"

"Bir de Asel," diye mırıldandım. Üzerimden çok az bir yük kalktığını hissettim. En azından konuya girmiştim, bu da bir şeydi.

"Asel ne alaka lan? Bir şey mi yaptı yine?" Asel biraz belayı çeken bir tipti. Başı beladan kurtulmazdı ve Erdinç Abi'yle ben sürekli diken üzerindeydik artık.

"Yok abi o değil, bu sefer ben yaptım." Erdinç Abi'nin hayretle kaşlarını kaldırdı ve bana doğru eğildi. "Konu sen, ben, Asel'le ilgili ve bir şeyler yapan sensin öyle mi?"

Korka korka başımı salladım.

"Geveleyip durma Sefa, söyle ne söyleyeceksen." Sinirlenmeye başlamıştı, biliyordum ki bu daha hiçbir şeydi. Bu stüdyodan ağzım burnum kırılmış halde çıkacağımı biliyordum.

"Ben... Yanlış bir şey yaptım abi. Çok yanlış hemde. Bunun hayatımın hatası olduğunun bilincindeyim ve ne yazık ki karşı koyamıyorum. İşin garip tarafı pişman da değilim. Milyon kere dünyaya gelsem milyon kere aynı haltı yerdim." Erdinç Abi derin bir nefes verip arkasına yaslandı, işaret parmağı ve baş parmağıyla burun kemerini sıktı.

"Ee, devam et sen." Dedi alayla. Anlamıştı sanırım, benim ciğerimi bilirdi zaten. Bir söze girince sonunu nasıl bitireceğimi bilirdi.

"Bu dediğim şeyden sonra hayatından siktir edebilirsin, ki öyle olacak zaten. Güvenini kıracağım, biliyorum. Ama aksini yapmak elimden gelmiyor." Ellerimin titrediği belli olmasın diye yumruk yaptım ve anlık cesaret gelmesiyle söyleyiverdim.

"Ben Asel'e aşık oldum abi."

Birkaç saniye ses çıkmadı, fırtına öncesi sessizlik gibiydi. Sımsıkı yumduğum gözlerimi korka korka araladım. Erdinç Abi, bana garip bir bakış atıyordu. Kızgındı, ama aynı zamanda üzgündü de. Haklıydı. Beni alıp duvardan duvara vursa sesim çıkmazdı.

  "Ne zamandan beri?"

"Abi, bunları konuşma-"

"Ne zamandan beri dedim, Sefa!" Sesini yükseltince derin bir nefes verip omuzlarımı dikleştirdim. Erdinç Abi birazdan meydan dayağı atacak olsa bile ayların yükü üzerimden öyle bir kalkmıştı ki... Öyle bir rahatlamıştım ki...

"Son bir yıldır eskisinden daha yakındık zaten, biliyorsun. Hislerimi kabulleneli de oldu epey abi. Yedi-sekiz ay olmuştur."

Erdinç Abi elini alnına dayamış düşünüyordu. Daha büyük bir tepki vermesini bekliyordum açıkçası. Daha önce Asel'e bulaşan çok çocuğu pataklamıştık birlikte. Şimdi ise geçmiş karşısına kardeşine aşığım diyordum. Elimde olsa kendimi döverdim, sıfır şaka. Birinin Beril için bunu bana yapması düşüncesi bile öldürüyordu beni. Olmamış bir şey için kuduruyordum. Zaten aylardır beklememin bir sebebi de buydu.

"Neden daha önce söylemedin?"

"Seni kaybetmek, güvenini kırmak istemedim abi. Eğer karşılıksız bir sevgi olsaydı içimde bitirecektim zaten."

Bu dediğimle Erdinç Abi'nin gözleri büyüdü ve sinirle bakmaya başladı bana. Bakışla öldürülebilseydi, o an ölmüştüm.

Erdinç Abi hışımla yakamdan tutup kaldırdı beni. Refleks olarak kollarını tuttum.

"Ne karşılığı lan!? Ne sikim saçmalıyorsun sen!?"

"Abi özür dilerim. Yaptığım çok şerefsizce biliyorum, affedilir bir yanı da yok. Yerinde olsam kendimi öldüresiye döverdim." Ona en hüzünlü bakışlarımı attım, muhtemelen Shrek'in kedisine benzemiştim. Biraz yumuşasın diye yapıyordum. Şu an öldürmek istese de öz kardeşi gibi severdi beni. "Ama," dedim. "Sen beni anlarsın abi. Söz geçiremedim. Benim kalbim ilk kez bir kız için hızlı çarpıyor. İlk kez birine bakınca içim gidiyor abi. Ne yapayım ben şimdi? Aylardır vazgeçmeye çalışıyorum senin için. Ama olmuyor."

Erdinç Abi duraksadı ve ne kadar ciddi olduğumu anlamak için yüzümü inceledi. Yakamı sinirle bırakıp beni itti. Koltuğa tekrar düşsem de durmayıp toparlandım hemen. Odanın içinde sinirli sinirli yürürken ben onu yumuşatmaya çalışıyordum. Hala ölmediysem, o kadar da sinirlenmemiş demekti bu. Yani bir umut vardı.

"Sana yemin ederim, öylesine bir şey olsa asla karşına çıkıp da kardeşini sevdiğimi söylemezdim. Sen de aşık oldun abi, sen de sevdin. Beni tanıyorsun, ben sana yamuk yapmam. Ben kendimden emin olmasam böyle bir risk almam."

"Hayatından onlarca kadın geçirdin sen Sefa! Asel'in onlardan bir farkı olmayacağının garantisini verebilir misin sen bana? Kardeşimle de iki gün takılıp sonra kurtulmak için kırk takla atmayacağının, aptal aptal oyunlar oynamayacağının garantisini verebilir misin? Ben kardeşimi sokakta bulmadım!" Bu tarz bir konuşma yapacağını bildiğim için kendimi hazırlamıştım.

Omuzlarımı dikleştirip ayağa kalktım. "Son bir yıldır hayatımda tek bir kadın gördün mü abi? Gelip sana bir kızı anlattım mı? Ya da orada burada kızlarla fotoğraflarım yayınlandı mı?"

Erdinç Abi bu dediğimle duraksadı ve kaşlarını çatarak yüzüme baktı. Olmamıştı, biliyordu. Asel hayatıma girdiğinden beri başka bir kızla takılmak zulüm gibi gelmeye başlamıştı bana. Onun düşünce yapısı o kadar genişti ki. Onunla her konu hakkında konuşabiliyorduk, Asel'le oturup bilim de konuşurdunuz sanat da. O Van Gogh hayranlığından bahsederken bir dakika sonra Aziz Sancar'ın ya da Marie Curie'nin yaptıklarını övebiliyordu. Kaliteliydi, kendini yetiştirmesini biliyordu ve ben onunla sohbet etmekten zevk aldığım kadar hiçbir şeyden zevk almıyordum. O benim için çok özel bir kadındı ve ömrüm boyunca da öyle olacaktı belli ki. Hayatımda olsa da, olmasa da.

"Olmadı, çünkü ben hayatıma Asel'den başka bir kızın girme ihtimaline tahammül edemiyorum."

"Sevgili misiniz lan!?"

"Hayır, yemin ederim elini bile tutmadım. Ben senin arkandan yapamam bunu abi. Eğer izin verirsen, eğer senin gönül rızan varsa olur. Yok dersen kapatmak için elimden geleni yaparım abi ve bir daha konusu açılmaz. Sen benim abimsin, aynı zamanda kardeşlerim için de çok değerlisin. Üzerimizde emeğin çok büyük. Özellikle benim..."

Erdinç Abi dakikalarca sustu ve düşündü. Ben de sessizce bir karar vermesini bekledim ama o beş dakika bana asırlar geçmiş gibi geldi. Eğer gönlü razı olmazsa ne ben yaklaşabilirdim Asel'e, ne de o bana... Birbirimizi köpek gibi seviyorduk, bunda hiçbir sıkıntı yoktu. Onun elini tutabilmek için birçok şeyi feda edebilirdim, sağ bacağımı bile. Ama Erdinç Abi'ye bunu yapamazdım.

Beş dakikanın sonunda Erdinç Abi bana sinirli bir bakış attı yine ve ben daha ne olduğunu anlayamadan gözüme yumruğu indirdi.

Acıyla bağırarak koltuğa düşsem de durmadı ve yakamdan tutarak kaldırıp yere attı. Yanağıma bir yumruk daha indirirken elimi bile kaldırmadım. Tabii ki karşılık vermeyecektim.

Erdinç Abi yarın yokmuş gibi yumruklarını indirirken benim aklımda hala acaba izin verecek mi? Acaba Asel'i benden götürecek mi? soruları dönüp duruyordu.

Güçlü bir çığlıkla birlikte yüzüme inen darbeler kesildi, gözümün biri feci acırken diğerini zar zor aralayıp Erdinç Abi'ye baktım. Tepemde dikilmiş öylece bakıyordu. Tam ayaklanacağım zaman hızını alamamış olacak ki karın boşluğuma bir tekme indirdi. Tüm vücuduma yayılan acıyla inleyerek yere bıraktım kendimi. Ağzıma gelen kan tadıyla kafamı yana çevirip tükürdüm.

"Abi! Ne yapıyorsun sen ya?" Asel'in tiz sesini duymamla tekrar araladım gözümü. Başım feci dönüyordu.

"Ne hale getirmişsin çocuğu!?" Asel çantasını bir kenara atıp yanıma çömeldi ve omuzlarımdan destekleyerek kaldırdı beni. Her yerim sızlıyordu.

"Biraz dayak yedim galiba," diye mırıldandığımda Asel alayla yüzüme baktı. "Yok ya, ne dayak yemesi? Ağzınla burnun yer değiştirmiş alt tarafı." Söylenerek kalkmama yardımcı oldu. Kafam güzel gibiydi resmen, mantıklı düşünme yetimi kaybetmiştim. Gerçi o bayadır yoktu ama olsun.

"Sen bir de karşı tarafı gör," dedim yarım yamalak gülmeye çalışarak.

"Lan bana bak!" Erdinç Abi tekrar üzerime atlayacağında Asel durdurdu onu. "Yeter!"

  Koltuğa yürümeme yardımcı olduktan sonra oturdum ve başımı geriye yasladım. Feci haldeydim.

Asel ilk yardım kutusunu alıp yanıma gelirken Erdinç Abi koltukta oturmuş ikimize dik dik bakıyordu. Asel ilk yardım kutusundan bir pamuk çıkartıp dudağımdan akan kanı temizleyecekken Erdinç Abi'nin sesiyle durdu.

"Yüzüne dokunduğun anda tekrar döverim, bu sefer yürüyecek hali de kalmaz."

Asel kolunu yavaşça indirip abisine baktı. "Abi neler oluyor? Niye dövdün?" Tahmin ettiğini adım gibi biliyordum.

"Sik kadar boyuyla sana aşık olduğunu iddia ediyor, Sefa Berkan Beyler." Dedi alayla.

Asel şok içinde bana baktı. Hayretle gülümsedi ve derin bir nefes alıp abisine baktı. "Biliyorum."

"Biliyorsun demek?"

"Biliyorum." Kararla abisine baktı. "ve hisleri karşılıksız değil."

İlk kez doğrudan beni sevdiğini söylüyordu. İçime dolan huzurla gülümsedim. Şu saatten sonra Erdinç Abi beni döverek öldürse bile koymazdı.

"Oha Asel! Hadi bunun sana karşı boş olmadığını biliyordum da, ne demek hisleri karşılıksız değil lan?"

"Biliyor muydun, ne?" Sızlayan yüzüme rağmen başımı dikleştirip Erdinç Abi'nin yüzüne bakabilmiştim.  Bana yüzünü buruşturdu. "Tabii ki biliyordum seni gerizekalı. Yanımdayken kardeşime içi giderek bakan birini fark edemeyecek kadar kör değilim. Bekledim, söyle de ağzını burnunu dağıtayım diye. Bir de içimde halletmem gerekiyordu."

"İçinde mi halletmen gerekiyordu? Halledebildin mi?" Asel heycandan dudaklarını kemiriyordu. Ben ise heycanlanamayacak kadar dayak yemiştim.

"Halledememiştim," ikimize baktı uzun uzun. "O gün BMW'ciye haddini bildirdiğini görene kadar. O gün ben de oradaydım ve o piçi dövmek için gelmiştim zaten. Benden önce davrandın."

"Yani?" Ben şok üstüne şok yaşarken Asel ısrarcıydı.

"Yani... Kardeşimi sana emanet ederken gönlüm rahat oluyor bunu inkar edemem. Asel benim tek ailem, onu korumak zorundayım ve garip bir şekilde senin onu sevdiğini bile bile ikinizi çok yalnız bıraktım. Çünkü elini bile tutmayacağını biliyordum." Erdinç Abi epey sakinleşmiş, bizimle uzlaşmaya çalışıyordu sanki. Korka korka doğruldum oturduğum yerden.

"Ne olacak şimdi abi?"

"İzin verecek misin?"

Erdinç Abi gözlerini kısarak bize baktı ve iç geçirdi.

"Gözümün önünde kardeşime sarılırsan, herhangi bir temasta bulunursan öldürürüm seni."

"Dokunursam şerefsizim."

"Asel senin yüzünden tek gözyaşı dökerse kardeşimi de alır çeker giderim."

"Asla kırmam kalbini, yemin ederim."

"O zaman sorun yok." Erdinç Abi sırıtarak arkasına yaslandığında kahkaha atarak ayağa fırladım. Vücudumun acısını umursamayıp abime sarıldım sıkı sıkı. İçimden bir ses anlayacağını ve kabulleneceğini söylüyordu zaten. Öyle de olmuştu. Bu çok... İnanması güçtü.

"Hala sana sinirliyim, çekil üzerimden." Beni ittiğinde canımın acısıyla inleyerek geri çekildim.

"Abi madem kabul ettin, neden dövüyorsun çocuğu ya?" Asel de gülerek abisine sarıldığında Erdinç Abi kahkaha attı.

"Bana karşılık vermeyeceğini bilerek dövmek çok zevkliydi. Bir de aylardır benim yüzümden sana neler dedi de üzdü kim bilir, şerefsiz. Geceleri sessiz sessiz ağlamanın sebebinin Sefa olduğunu daha erken anlasaydım şu an tek parça değildi emin ol. Ben Sefa platonik takılıyor sanıyordum."

Asel bu dediklerine gülerken ben geceleri ağlama mevzusunda kalmıştım. Benim yüzümden... Korkaklığım yüzünden gözyaşı dökmüştü. Gerçekten, Asel'i haketmiyordum.

"Şimdi izin veriyorsan pansumanını yapabilir miyim?" Erdinç Abi huysuzca bir bana bir Asel'e bakıp ayağa kalktı.

"Ben bir sigara içeyim."
 
  O dışarı çıkarken Asel de ilk yardım çantasını alıp yanıma oturdu.

  Çantadan tentürdiyot ve pamuk çıkardı. Kahverengi sıvıyı pamuğa dökerken konuşuyordu. "Birazcık yakabilir, dayanabilecek misin?"

"Emin ol, yediğim ilk dayak değil. O Bmw'ci puştu nasıl öyle profesyonel dövdüm sanıyorsun? Ya da lisedeki kavgalarım... Kaç kez ağzım gözüm mor gördün Allah bilir." Dediklerime karşın güldükten sonra pamuğu dudağıma bastırdı. Yaklaştığı için güzel kokusu buram buram burnumdaydı.

  Camların filmli olmasına dua ederek bir elimi kaldırıp gözünün önüne gelen saçlarını kulağının arkasına sıkıştırdım. "Ama kabul etmek gerekirse, daha önce hiç bu kadar çok dövülmemiştim. Hayatım boyunca yeyip yiyebileceğim en güzel dayak olduğu konusunda hemfikir miyiz?"

"Daha fazla yaklaşırsan buradan sağ çıkamayacağın konusunda hemfikir olaliriz," kıkırdayarak geri çekildi ve yanan yaraya bant yapıştırdı. Ardından kaşımı da temizleyip bant yapışturdıktan sonra gözlerimin altına umutsuz bir bakış attı. "Birkaç gün video çekmesen iyi olacak."

"Programı bozamam, pazar gününe video yetişmesi lazım. Bir şekilde açıklarım ya." Gevşek gevşek sırıttım. "Manitanın abisinden dayak yedik deriz icabında."

"Saçmalama. Hem ne manitası ya? Sen beni aylarca süründür, sonra gel manitayız de. Yok öyle bir dünya. Ağzına sıçacağım." Gülerek topladığı çantayı kapattı ve yerine koymak üzere ayağa kalktı.

"Ona da razıyım, yeter ki artık yanındayken rahat rahat gözlerine bakabileyim."

Asel gelip yanıme oturdu ve başını omzuma yasladı. "Aynı şey benim için de geçerli."

  Onunla bir süre öyle kaldıktan sonra Erdinç Abi'nin sigarasını söndürdüğünü gördüm. Saçlarına bir öpücük bırakıp geri çekildim. Hasretimi daha sonra canımın acımadığı ve Erdinç Abi'den uzak bir zamanda giderecektim artık.

Bana ters ters bakarak kardeşine seslendi. "Asel, hadi eve git artık. Daha fazla yanyana görmeye tahammülüm kalmadı."

"Ay abi ya! Senin de bir lafın diğerini tutmuyor." Asel söylerek ayağa kalktı ve abisine sarılıp yanaklarını öptü. "Bu halde araba kullanamaz. Onu evine götüreyim. Zaten bu gece Meray'la kalacaktım."

"Ne Meray'ı ya? Evde kal bu gece."

"Birlikte video çekeceğiz abi, lütfen." Asel abisini ikna etmeye çalışırken ben zorla ayağa kalktım ve zar zor diğer koltuktaki montumu alıp giyindim. Karnıma çok feci vurmuştu ve sağ kolum inanılmaz ağrıyordu. Neden ağrıdığı hakkında hiçbir fikrim yoktu.

"İyi, tamam. Sadece Meray'la takılacaksın."

Normalde bu kadar baskıcı bir abi değildi, Asel'i epey özgür yetiştirmişti aslında. Sadece bu manitacılık işlerinde biraz katıydı ve malum, Meray'la aynı apartmanda oturduğumuz için benden kıskanmıştı.

Asel de montunu giyinmeye giderken ben Erdinç Abi'ye elimi uzattım. Bilek güreşi yapar gibi elimi sıktıktan sonra alınlarımızı tokuşturduk.

"Güvenini kırmak istemezdim abi, özür dilerim."

"Kırılmadı güvenim, böyle davrandığıma bakma. Asel'in elbet bir puştu karşıma çıkarıp sevdiğini söyleyeceğini biliyordum. O puştun sen olması içimi rahatlattı. Senden tek isteğim Asel hayatında olduğu sürece eski Sefa'yı geri getirmemen. Bir de... Asel'in istemediği bir şeyi asla yapma Sefa. Bu onun bedeniyle ilgili ya da ne bileyim, herhangi bir şeyle ilgili olabilir. Onu kırma. Asel seninle mutluysa, ben de bundan mutlu olurum emin ol." Omzumu dostça sıktıktan sonra gülerek yüzüme baktı. "Emir Abi'ye selam söyle, oğlunu biraz haşat ettim ama kusura bakmasın."

"Emin ol bundan mutluluk duyar," diye homurdandım. O sırada Asel geldi ve abisiyle vedalaştıktan sonra o önde ben arkada çıktık mekandan. Bizim buralarda elinde kamera ünlü kovalayan magazin tayfa çok olduğu için beklemeden arabaya gittik hemen. Asel arabanın anahtarını elimden alıp sürücü koltuğuna geçti, ben de yanına oturdum. Otururken karnıma keskin bir acı saplanmasıyla inledim.

"Ay, ne oldu? İyi misin?"

"İyiyim," derin birkaç nefes aldıktan sonra ağrının hafiflemesiyle kapıyı kapattım ve emniyet kemerimi bağladım.

"Çok fena dövmüş ya. Niye izin verdin ki?"

"Racon bu kızım, açıkçası sağ çıkmayı bile beklemiyordum. En olmadı ambulans çağırırız diyordum. Yine sağlam çıktım."

"Ben olmasam nah çıkardın," söylenerek direksiyonu çevirdi. Onu ilk kez araba kullanırken görüyordum. Eline de yakışıyordu he. Belki benim arabam olduğu için de bu kadar yakışmıştı, bilemiyordum. O güzeller güzeli Asel'im olabilirdi ama sürdüğü araba da Mercedes'ti yani, lütfen. Emir Reis'e çok yalvarmıştım Allah yukarıda. Arabanın yarı parasını ben çıkarmıştım ama üzerini de o tamamlamıştı.

"Hastaneye mi uğrasak?"

"Gerek yok, sana baktıkça ağrılarım geçiyor." Gevşek gevşek sırıtıp ona yaklaştığımda gülerek gözlerini devirdi. "Sen adam olmazsın."

"Ben ve Serdar Ortaç adam olmayı düşünmüyoruz pek." Elimi cebime atıp telefonumu çıkardım. "Serdar Ortaç krizim geldi dur."

Şu an hiç oturup ciddi ciddi ilişkimizin geleceği hakkında konuşacak kafada değildim. Aşırı mutluydum oğlum, artık Asel resmen sevgilim olacaktı.

Telefonu arabaya bağlayıp hayat mottom haline getirdiğim müthiş parçayı açtım ve sesi yükselttim.

"Sefa mal mısın? Ne yapıyorsun ya?" Asel kahkaha atarak bir yola bir bana bakarken ben bağıra bağıra şarkıya eşlik ediyordum.

"Koşarım peşinden kadınların,
Doğruyu bulmakta zorlanırım!
Severim sevmenin dertlerini,
Sonunda kollara yollanırım!"

Asel daha güçlü bir kahkaha bıraktı. Birkaç saniye onun gülüşünde takılı kaldım. Yani gerçekten, ben ki annemin gülüşüne aşık büyümüş bir erkektim. Bir kadının her zaman gülüşüne bakardım ve Asel, en az annem kadar güzel gülen bir kadındı.

"Kör olur gözlerim seviyorken,
Kendime masallar anlatırım,
Dillere düşerim her aşkımla,
Yanarım yanarım, aldanırım!"

Ritmi gereği müzik durduğunda Asel'le ikimiz aynı anda birbirimize bakıp gülerek "Anasını sattığımın dünyası," dedik ve bağıra bağıra saçma sapan dans ederek nakaratı söylemeye başladık. Trafik sıkışık halde olmasaydı çoktan tepetaklak olmuştuk muhtemelen çünkü Asel bile kendini kaybetmişti.

"Kafayı yormam,
Sonuna bakmam,
Ben adam olmam!
Deli gönlüm neler ister de,
Seni aldatamam!
Severim delice..."

Şarkının sonuna kadar kahkaha atıp saçma sapan hareketlerle dans etmeye devam ettik. Yalnızken bunu yaptığımda çok eğleniyordum ama Asel'le olunca... Farklıydı işte. Bu aylardır böyleydi. Onunla yaptığım her şeyden zevk alıyordum, deli gibi kavga etsek bile içinde o olduğu için farklı oluyordu. Bu yüzden o benim için özeldi, diğer tüm kızlardan farklıydı.

"Daha saçma sapan bir gün yaşamamıştım. Şu haline bak, resmen dökülüyorsun ama açmış Serdar Ortaç dinliyoruz. Şaka gibisin."

"Ne var ya? Oturup ciddi ciddi ilişkimiz hakkında konuşamayacak kadar heyecanlıyım şu an." Direksiyonu tutan elini alıp kalbime koydum. "Baksana, yavaşlamıyor şerefsiz."

Asel bana içli bir bakış atıp yaklaştı ve yanağımı öpüp geri çekildi. "Bunu daha önce de yaşayabilirdik, abimin kabulleneceğini biliyordum zaten ve sen onunla konuşmadıkça çıldırıyordum."

"Geceleri benim yüzünden döktüğün gözyaşları için çok özür dilerim, Asel. Seni çok üzdüm. Ama biliyorsun, zordu benim için."

Başını salladı. "Biliyorum, o yüzden fazla uzatmayalım. Önümüze bakalım." Bana aşırı güzel bir gülümseme atıp sonunda açılan trafiğe baktı.

Onun olgunluğu karşısında gülümsemeden edemedim. Hissediyordum işte, hayatım boyunca bulabileceğim en doğru insana vermiştim kalbimi. Birgün ayrılır mıydık, onu hayat gösterirdi ancak biliyordum ki o benim ruh eşimdi.

Yarım saat kadar sonra bizim eve çıkan asansörde mal mal birbirimize bakıp sırıtıyorduk. Aptal aşıklara dönmüştük. Resmen önümüzde engel kalmamıştı. Bu benim için çok... Mükemmeldi. Nasıl tarif ederim bilemiyordum.

  "Annem yüzümü görünce çıldırabilir, çok şey yapma."

"Ben gelmesem mi ya? Dolaylı yoldan benim yüzümden böylesin." Tereddütle bizim kapıya bakarken "saçmalama, hak ettim ben bunu," diyerek zile bastım.

"Kiğğğğmmm ooooğğ?" Feda haykırarak kapıya geldi ve cevabını beklemeden kapıyı açtı. Ona gözlerimi devirdim.

"Hay bin nutellalı soğan!" Yüzümü görür görmez bunu demesiyle Asel'e baktım. "O kadar mı kötü görünüyorum ya?"

  Asel "Yani, evet." Diye mırıldanarak güldü ve eve girdi. Ben de onun arkasından girdim.

"Kiminle kavga ettin oğlum? Bu ne hal?"

"Ne kavgası lan?" Emir Reis aceleyle koridora girince yüzüme bakmış ve "Hassiktir," demişti. Gülerek ceketimi çıkartıp portmantonun önünde duran Feda'nın kafasına fırlattım. "As şunu, yorgun ve dayak yemiş bir haldeyim."

"Kimden dayak yedin lan? Gerizekalı mısın oğlum, elin armut mu topluyor senin?" Salona giderken babam söylenmeden de edemiyordu. Yorgunlukla kendimi koltuğa bıraktım.

"Ne oluyor ayol?" Annem de salona dalıp yüzümü gördü. "Bu ne lan?"

"Oturun, anlatacağım." Diye mırıldandım. Cefa hariç herkes evdeydi. Allah bilir Balın'ın yanındaydı kesin. Şerefsiz.

"Ne oldu oğlum?" Dedi babam, yüzümü inceliyordu. Yanıma sessiz sessiz oturan Asel'e gülümsedikten sonra anneme baktım.

"Sen hani Asel'e şey diyorsun ya..."

  Annem hemen atladı. "Bir tanecik gelinim," deyip öpücük attı.

"İşte tam da o sebepten dayak yemiş bulundum." Diyerek güldüm.

"Erdinç Abi mi?" Feda kahkahasını salarken iç geçirip başımı salladım. Annem buna sinirlenip Erdinç Abi'yi arayacaktı ama onu zor durduruk. Babam alttan alttan sırıtıp benimle dalga geçiyordu. Feda direkt ima yapmadan dalga geçiyordu puşt. En sonunda annem sakinleşince yine her zamanki gibi gözüme et yapıştırdı ve Asel'e milyonlarca kez sarıldı.

O gün uzun zaman sonra huzurla uykuya daldım. Sevdiğim kızın elini tutabildiğim içindi bu. Çok sürünmüştük, çok acı çekmiştik. Asel için çok ağlamıştım, Allah yukarıda. Belki de bu yüzdendir ki beni kendine bağlamıştı. Onun elini tutmak benim için bir lütuf olduğu için çok kıymetliydi belki de. Her ne olursa olsun, minnettardım. Ölmeden önce ona gönül rahatlığıyla sarılabildiğim için minnettardım.

☁️☁️☁️

Sefoşum benim😭😭

Bölüm hiç ama hiç içime sinmedi, ama tekrar yazmak için zaman olmadığından atmak zorunda kaldım. Sefa'yı yazarken aşırı zorlanıyorum, neden böyle bilmiyorum ahzhxhdjfhx

Herkes yeni kitap dedi, onu da çok düşündüm ama yeni kitap yazarsak Asel'le ayırmak zorunda kalacaktık. Kıyamadım birazcık :(

Nasılsınız bakim?

Ben Serdar Ortaç dinleyen Sefoş'tan hallice... BU ARA DELİRMİŞ GİBİ O ADAMI DİNLİYORUM BİRİ BENİ KURTARSIN🤧

(200k olmuşuz bu arada😭😭❤)

instagram: yaremwattpad
kişiselim: yagmurrayranci

Neyse ben kaçayım. Seviyorum sizi çok, hadi eyw💔

Continue Reading

You'll Also Like

184K 8.2K 33
Aile kurgusu ama erkek versiyonu. Ailem mi? bu saatten sonra bir aileye ihtiyacım yok. "Mezarına çiçek ekmek istediğim birileri var." Başlangıç tarih...
496K 26.4K 37
Eski sevgilisine içinde kalanları sövmek için yazan Yaren numarayı yanlış yazıp dünyanın en önemli iş insanlarından birine denk gelirse ne olur... Si...
150K 728 9
(+18 cinsellik içerir rahatsız olacaklar ve yaşı tutmayanlar okumasın sonra linç yemiyelim )
398K 17.4K 43
"Aa! Bir yıldız kaydı!" dedi Hatice gök yüzüne bakarken. Ömer Ali yavaşça başını güzel kıza çevirdi. Onun güzel yüzüne bakarken genç kız bunun farkı...