mö ーhyunin

By exozsehun

576K 65.5K 92.4K

jeongin, sınıfın inek öğrencisi hyunjin'i bir gece kulübünün partisinde görür More

bir
iki
üç
dört
beş
altı
yedi
sekiz
on
on bir
on iki
on üç
on dört
on beş
on altı
on yedi
on sekiz
on dokuz
yirmi
yirmi bir
yirmi iki
yirmi üç
yirmi dört
yirmi beş
yirmi altı
yirmi yedi
yirmi sekiz
yirmi dokuz
otuz
otuz bir
otuz iki
otuz üç
otuz dört
otuz beş
otuz altı
otuz (yarragi) yedi(k)
otuz sekiz
otuz dokuz
kırk 🐮 : mö
kırk bir
kırk iki
kırk üç
kırk dört 🐄
kırk beş ᶠⁱⁿᵃˡ

dokuz

13.1K 1.6K 2.4K
By exozsehun

9

Hyunjin'in gay olduğunu öğrendikten sonra Jeongin çocuğu görünce eskisinden daha çok paniklemeye başlamıştı. Aralarında garip bir çekim olduğunun farkındaydı. Sürekli bir takım olaylar yaşanıyordu ve bunların sonucunda Jeongin onu daha çok düşünmeye başlıyordu. Bugün yaşanan şeyler de bu konuda Jeongin'e hiç yardımcı olmamıştı.

Beden eğitimi dersinde herkes yan yana dizilmiş hocayı dinlerken adam ilkyardım anlatacağını söylemiş ve öğrencilerin çember oluşturmasını istemişti.

"İki gönüllü istiyorum, yakın arkadaşınızla gelebilirsiniz. Temas gerektiren birkaç şey olacak, rahatsız olmazsınız."

Hocanın temas gerektiren birkaç şey'den kastını millet az çok anlamış ve sessizce yerinde durmaya devam etmişti. Ayrıca kimse otuz kişinin ortasında gülünç bir duruma düşmek istemiyordu. "Arkadaşlar bunu eğlence için yapmıyoruz, hayat kurtaran şeyler bunlar."

"Hocam Jeongin ve Hyunjin gönüllüymüş."

Yeonjun'un konuşmasıyla sağında ve solunda olan iki çocuklardan mö olan şaşkınca, diğeri ise noluyoruz amına koyayım edasında ona bakarken Yeonjun onlara göz kırpıp bir bok başarmış gibi gülümsemeye başlamıştı. İyilik yaptığını falan sanıyordu sanırım ama bu Jeongin için işkenceydi: Hormonlarına karşı savaş vermek.

"Süper gelin bakalım, performans notunuzu yüksek gireceğim."

"HOCAAAM BEN DE GÖNÜLLÜYÜM."

"BEN DE HOCAM."

"Geçti o iş hadi beyler."

Jisung ve Changbin "Tüh be," diyerek iç çektikten sonra çemberin ortasına doğru yürümek zorunda kalan iki çocuğu izlemeye başlamıştı. "Bu ikisi ne alaka," demişti sınıftan biri. "Yan yana olduklarını bile görmedim."

"Bilmem belki yakınlardır ya da sadece gönüllü olmuşlardır."

Beomgyu, Jeongin'le göz göze geldiğinde dudaklarını gülmemek için birbirine bastırmıştı. Jeongin'e göz kırpıp salak salak hareketler yapıyordu. Jeongin ise o an biz burda kürtaj yapıyoruz diye bağırmak istemişti.

"İlkyardım yaparken unutmamanız gereken şeylerden ilki sizin yetkili kişi olmamanız yani hastaya ilaç, yemek, içecek gibi şeyler kesinlikle verilmemelidir. Güvenliği sağlandıktan sonra hemen ambulans aranmalıdır ve bunları yaparken kesinlikle sakin olmalısınız. Kazazedeyi de paniğe sokmamanız lazım."

Beden öğretmenleri bunları anlattıktan sonra ilkyardımın önemi ile ilgili birkaç video izletmişti. Bu video herkesin olayı biraz daha ciddiye almasını sağlamıştı. Pür dikkat hocayı dinliyor ve ayakta dikilen iki çocuğu izliyorlardı.

"Gel Hyunjin," dedi hoca. Hyunjin giderken öğretmenleri konuşmaya devam etmişti. "Şoka girmiş biri ile karşılaşırsanız ne yapmanız gerektiğini göstereceğim," deyip Hyunjin'i oturtmuş ve ayaklarının altına yüksek bir şey koymuştu. Sırayla bir Hyunjin'de bir Jeongin'de gösterirken işi ikisine bırakıp ayağa kalkmıştı.

"Şimdi Jeongin kazazede olsun, Hyunjin de oradan geçen biri. Hyunjin, Jeongin'i gördüğünde ne yapmalı? Önce onun bilincini açık tutmalı ama bunu yaparken kaza ile ilgili travma yaratacak sorulardan çok 'Nerede oturuyorsun, hangi tarihteyiz,' gibi sorular sormalı."

Öğrenciler kafa sallayarak dinlerken hoca bir sonraki hareket için Jeongin'in uzanmasını istemişti. Çocuk yerdeki minderin üzerine yatarken Hyunjin de yanına oturmuş hocadan talimat bekliyordu.

"Kazayı gördünüz, kazazedeyi buldunuz baktı nefes almıyor. Yapmanız gereken şey nedir?"

"Suni solunum hocam."

"Ben bir kere boğulmuştum, cankurtaran suni teneffüsle hayatımı kurtarmıştı."

Kızın birinin verdiği bilgiden sonra hoca 'duydunuz mu' bakışı atıp kafa sallayarak Hyunjin ve Jeongin üzerinden anlatmaya devam etmişti.

"Kızlar cankurtaran bir yakışıklıydı görmeniz lazım."

🤭

"Öncelikle Hyunjin," dedi hoca. "Yapman gereken ilk şey çenesini olabildiğince yukarı kaldırarak solunum yolunu açman."

Hocanın anlattıklarının üzerine Hyunjin kafa sallarak yavaşça elini Jeongin'in çenesine koymuş ve geri itmişti. Jeongin de kafasını oynatarak ona yardımcı olmuştu. "Daha sonra burnunu tıkayıp kişinin ağzına tüm gücünle üflemelisin."

"Üfleyeyim mi hocam?"

"Hayır şimdi gerek yok."

Herkes Hyunjin'e gülerken Jeongin yutkunmuştu. Jisung ve Beomgyu ise yerde kurban gibi yatan Jeongin'e bakıp gülüyor ve "Hocam bir üflesin de görelim," diyordu.

"Sizin amacınız farklı."

"Hocam valla tıp için."

"HYUNJIN KARDEŞİM ÜFLE SEN!" Jisung bağırdıktan sonra diğerleri de ona katılıp "Üfle," diye tezahürat yapmaya başlamışlardı. Hyunjin ise hocaya bakıyordu. Jeongin'i düşünen yok tabii.

"HYUNJIN ÖYLE BİR ÜFLE Kİ İSRAFİL KISKANSIN! BEN SUR'A BÖYLE ÜFLEYEMEM DEYİP ÇATLASIN! HADİ HYUNJIN'İM!"

"Jisung ne diyorsun amk?" Changbin çocuğa dirsek atıp susturduğunda yerde uzanan Jeongin doğrulmuş ve ayağa kalkmıştı. "Hocam sıradakine geçelim, bunları dinlersek çok işimiz var."

"Tamam o zaman şimdi daha sık karşılaşabileceğiniz bir şey göstereceğim, yani arkadaşlarınız gösterecek."

Jeongin üzerini düzeltirken hoca yanlarına gelip Jeongin'i öne Hyunjin'i arkasına geçirmişti. "Yemek yerken boğulma tehlikesi geçiren biriyle karşılaştınız diyelim. Baktınız nefes almakta zorlanıyor, dudakları morarmaya başlamış... Hemen arkasına geçip elinizi yumruk yaparak şuraya koyup kişiyi beş kez hafifçe yukarı kaldırırmış gibi sıkmalısınız. Sen şimdi göster Hyunjin. Dikkatli bakın."

Hyunjin çekingen bir şekilde ellerini Jeongin'in beline dolayıp hocanın gösterdiği yere koyduğunda Hoca kafa sallayıp "Aynen burası," demişti. Jeongin ise ona yapışık olan çocuk yüzünden derin bir nefes almıştı. Hyunjin bunu fark ettiğinde onun rahatsız olduğunu düşünüp kollarını gevşetmiş, Jeongin bunu fark etmiş ve öylece dikilmeye devam etmişti. Bunun üzerine Hyunjin sanki keyfimden yapıyorum, diye söylenmişti içinden.

"Bakın bunlar hayat kurtaran şeyler, ne yapacağım ben bunları demeyin yani."

"Demiyoruz hocam, dinliyoruz."

"Aferin. Bugünlük bu kadar. Toplar orada alın oynayın, serbestsiniz."

Millet dağılırken Hyunjin ellerini yavaşça Jeongin'in belinden çekmişti. Jeongin anında hızla uzaklaşırken arkadaşları da arkasından bakakalmıştı. Beomgyu seslendiğinde bile durmamıştı Jeongin.

Hyunjin, Jeongin gözden kaybolduktan sonra yavaşça önüne dönüp onu bekleyen arkadaşlarının yanına yürümeye başladı. Minho, kolunu çocuğun omzuna koyup "Neydi o," derken Hyunjin omuz silkmişti. "Anlamadım ben de."

"Tuvaleti gelmiştir belki."

"Rahatsız olmuş gibi duruyordu."

"Yok ya, neden rahatsız olsun? Tuvalete gitmiştir bence de."

Hyunjin kafasını sallarken Yeji ve Lia onlar gibi yere yatmış ve "Üfleyeyim mi hocam," dedikten sonra gülmeye başlamıştı. Hyunjin yüzünü buruşturup "Haha," derken hepsi ona gülmeye devam etmişti.

Benim zavallı Jeongin'im ise soyunma odasında ecel terleri döküyordu. Hyunjin'in çenesinde duran eli, santimler uzağında duran dudaklarını düşünüyordu. Hyunjin'i öpmenin nasıl hissettireceğini aşırı merak etmişti.🤭




karsim oyle bir ufle ki israfil istifa etsin 

Continue Reading

You'll Also Like

1.1K 133 11
bilinmeyen numara : neden onunla birliktesin?
226K 25.8K 35
ömrü kısa renkli kelebekler gibi, ateşe uçarız belki. | şizoid kişilik bozukluğu, psikolojik
68.8K 10.8K 30
felix ve minho, gerçek hayattaki etkileşimlerinden haberdar olmayan oyun arkadaşlarıdır
156K 15.3K 37
Jeongin ve homofobik sandığı oda arkadaşı Hyunjin 〃 texting + düz yazı #1 hyunjeong #1 hyunjin #1 fanfic #1 jilix #1 minchan