Eleysa☁️ (Tamamlandı)

Por bendenizyagmur

1.1M 78.9K 63.7K

O, kendi halinde yaşardı. Okuldan eve, evden antrenmanlarına giderdi. Gündüzleri normal biriydi. Sıradandı. O... Mais

Bölüm 1 ☁️ "Eleysa'nım."
Bölüm 2 ☁️ Uyursam Geçer Mi?
Bölüm 3 ☁️ Esmerim
Bölüm 4 ☁️ Unutturamam, Vazgeçirebilirim
Bölüm 5 ☁️ İki Gözümün Çiçe
Bölüm 6 ☁️ Yaman Bir Beyefendi
Bölüm 7 ☁️ Beni Unutma.
Bölüm 8 ☁️ Haave You Met Me?
Bölüm 9 ☁️ Oturur İçerim Tek Başıma.
Bölüm 10 ☁️ Ben De Yoluma Giderim
Bölüm 11 ☁️ Nefes Almak Gibi Bir Şey
Bölüm 12 ☁️ Aşk Nefrete Ne Yakınsın
Bölüm 13 ☁️ Aşka Yürek Gerek
Bölüm 14 ☁️ Racona Ters
Bölüm 15 ☁️ Aylar Olmuş
KARAKTERLER SORULARINIZI CEVAPLADI
Bölüm 16 ☁️ Gülümse
Bölüm 17 ☁️ Sevgili En İyi Dostum
Bölüm 18 ☁️ Ya İstanbul Hatırlamazsa?
Bölüm 19 ☁️ Flört?
Bölüm 20 ☁️ İyi Ki Varsın
Bölüm 21 ☁️ Beni İyi Etmeye Çalışan Biri Var
Bölüm 22 ☁️ Bal Kitap
Bölüm 23 ☁️ Sarışınlığımı Kıskandın!
Bölüm 24 ☁️ Her Yolum, Her Fikrim Sen
Bölüm 25 ☁️ Son Umut.
Bölüm 26 ☁️ Doğru Kişi?
Bölüm 27 ☁️ Niye Herkes Bu Kadar Ciddi?
Bölüm 28 ☁️ Esmer Bomba
Bölüm 29 ☁️ Eskiden Seven Kız
Bölüm 30 ☁️ Jr. Berkan
Instagram ☁️ Yalakalık Desen Var
Bölüm 31 ☁️ Nazar Duası
Bölüm 32 ☁️ Hiç.
Bölüm 33 ☁️ İkilem
Bölüm 34 ☁️ Çıkalım Bu Şehirden
Bölüm 35 ☁️ Acıdan Geçmeyen Şarkılar Biraz Eksiktir
Bölüm 36 ☁️ Ted Mosby Yıkıklığı
Bölüm 37 ☁️ Çaresiz.
Bölüm 38 ☁️ Kusura Bakma
Bölüm 39 ☁️ Veda
Bölüm 40 ☁️ Gözlük
Bölüm 41 ☁️ Kapanan Son Yara
Bölüm 42 ☁️ Ölmeye Yüz Tutmuş Bir Ruh
Bölüm 44 ☁️ "Benim Eleysa'm..."
Bölüm 45 ☁️ Onu Çok Kırmışlar
Bölüm 46 ☁️ Yıldızlar
Bölüm 47 ☁️ Zehirli Bir Bal
Bölüm 48 ☁️ Eleysa'nın Anlamı...
Bölüm 49 ☁️ "Ben Eleysa."
Bölüm 50 ☁️ Elbet Bir Gün Buluşacağız
Bölüm 51 ☁️ Sana Ben Gerek
Bölüm 52 ☁️ Bir Sigara Dumanı
Bölüm 53 ☁️ Kızıl Bebişimin Minnoş Psikolojisi
Bölüm 54 ☁️ Ben Adam Olmam
Bölüm 55 ☁️ "Haberi Olmazdı,"
Bölüm 56 ☁️ Sana Angara'yı Yakarım
Bölüm 57 ☁️ "Televizyon Sesi Gelmiyor."
Bölüm 58 ☁️ Enkaz
Bölüm 59 ☁️ Seni Dert Etmeler
Bölüm 60 ☁️ Çıkışa Gel Adamsan
Bölüm 61 ☁️ Savaş Sözü
Bölüm 62 ☁️ İncinmesin Kanatların
Bölüm 63 ☁️ Baba Mı?
Bölüm 64 ☁️ Suç Ortağım
Bölüm 65 ☁️ İsmi Lazım Değil
Bölüm 66 ☁️ "Onun Her Şeyi Benim."
Bölüm 67 ☁️ Çukur
Bölüm 68 ☁️ "Baba"
Bölüm 69 ☁️ Gang Of Berkan Brides
Instagram/Texting Özel Bölüm☁️
Bölüm 70 ☁️ Eskisi Gibi
Bölüm 71 ☁️ Ağır Bulut
Final☁️
okumadan geçmeyinV3
YENİ HİKAYE-duyurumsu bişiler
Özel Bölüm 1 ☁️ Çay Harareti Alır
Özel Bölüm 2 ☁️ Bilir O Beni (1MİLYON OLMUSUZ?)

Bölüm 43 ☁️ "Ben Bunu Haketmedim."

15.9K 1K 1.4K
Por bendenizyagmur

Sabah üstümde ağır bir yükle açmıştım gözlerimi. Zar zor başımı kaldırıp üzerimde olan şeye baktım.

Özgür'ün bacağı. Harika.

Gözlerimi devirip bacağını ittirdim. "Düzgün yatmayı bir öğrenemedin, her yerim uyuşmuş hayvan herif."

Özgür uyanmış, mal mal yüzüme bakıyordu. "Sabah sabah ne carlıyorsun yine lan? Güzellik uykumu bölme benim." ve kıçını dönüp uyumaya devam etti.

Bu haline istemsizce güldüm ve duvardaki saate baktım. Saat sabah 7'ye geliyordu. Yarım saat içinde dükkanı açmam lazımdı. Bu yüzden kalktım, uyuklayan kedimin mama kabını doldurdum ve dün gece Özgür'den arakladığım uzun kollu tişörtü değiştirme gereği duymadan dükkan tarafına geçtim.

Rafları kontrol ettikten sonra hızlıca yerleri sildim ve kasayı açtım. Ardından kapıya ilerledim. Kilidi açıp kapıyı sonuna kadar dayadım. Bugün güzel bir gündü. Öğleye kadar dersim de yoktu, kahvemi içip keyfime bakacaktım. Etrafta gelen giden kimse yoktu, bu yüzden bende elime bezi aldım ve artık kirden içerinin görünmediği camları silmeye giriştim. Arkadan da fon müziği açmıştım kendime, Yaşlı Amca'dan. Enerjim yerindeydi bugün.

Camdaki siyah lekeyi çıkarmak için tüm gücümle silerken bir yandan da şarkıyı mırıldanıyordum;

"Gamzesiz gülümsüyor, ki bence çok güzel... Yıllara bedel." 

Leke çıkınca o camı bırakıp yan cama atladım.

Camların bir kısmı bittiğinde, kapıdan bir tıkırtı geldi.

Çağıl, kapının önünde durmuş öylece bana bakıyordu.

İyi ki güzel bir gün demiştim,illa içine sıçılmak zorunda mıydı Allah'ım?

Oflayarak bezi bırakıp sandalyeden indim ve Çağıl'ın yanına adımladım.

"Hayırdır, rüyanda beni mi gördün sabah sabah?" Alaylı cümleme karşılık gözlerini devirdi.

"Yok, Cefa'yı bekliyordum da bir uğrayayım dedim." Kibirli bir gülümseme attığında, sakinleşmek adına birkaç derin nefes alıp verdim.

Sakin ol, sadece seni kışkırtmaya çalışıyor. Zaafını kullanmasına izin verme. En azından... Bundan sonra.

"Selam söyle." Samimiyetten uzak bir gülümseme gönderip tekrar işimin başına dönecekken, sesiyle duraksadım. "Eleysa'nın sen olduğunu biliyorum."

Ona doğru dönüp alkışladım. "Aferin sana, akıllı kız."

"Tatava yapmayı kes." Daha az önce sildiğim yerlere kirli ayakkabısıyla bilerek basa basa yanıma geldi. Sinirle gözlerimi kıstım.

"Cefa bana ikram ettiğinde annenin özel tarifi çayının tadını alır almaz anlamıştım, senin bir haltlar karıştırdığını."

Birkaç adım daha atıp dibime girdi. Omuzlarımı düşürmeden, özgüvenle ona baktım. Yaptığım yanlış değildi.

"Eee?"

"Ne kadar çabalarsan çabala Balın, artık Eleysa'nın sen olup olmaması bir anlam ifade etmiyor. Cefa beni sen sanıyor. Senin gösteremediğin yüreği ben gösterdiğim için, yine senden bir adım öndeyim. Korkak olduğun sürece bu hayatta kaybetmeye devam edeceksin. Duydun mu beni?"

Kaybettiklerim onu tatmin etmemiş miydi hala?

"Defol git, Çağıl. Bana bulaşma,benden uzak dur. İntikamını aldın işte. Bana inat olsun diye değil, Cefa'yı gerçekten kalbinle sev ve onu kırma. Onun mutlu olmaya ihtiyacı var. Eğer sende bulacaksa, bunu sakın engelleme." Derin bir nefes alıp verdim. "Tekrar söylüyorum, benden uzak dur."

"Tabii ki, sevgili kuzenim. Cefa benimle çok mutlu olacak. Bende onunla çok mutlu olacağım. Benden çaldığın ailemin acısını onunla dindiririm belki, ha?" Bana alaycı gülüşler atsa da, canının çok yandığını biliyordum.

Ama bu kez... Onun acısı için üzülemedim.

"Aileni ben almadım senden. En azından annen var. Annen senin yanında. Bununla mutlu olamaz mısın? Kes artık beni suçlamayı! Benim annem bile yok lan!" Artık sinirlerime hakim olamayıp bağırdığımda, Çağıl kuvvetli bir kahkaha attı.

Damarıma nasıl basacağını o kadar iyi biliyordu ki...

"Resmen Kaybedenler Kulübü gibisin kuzen, kaybettikçe kaybediyorsun. Günün birinde elinde hiçbir şey kalmayacak. Ne o çok sevdiğin aşkın, ne de değer verdiğin diğer şeyler. Yapayalnız kalacaksın yine. Tıpkı benim gibi. Bunun olması için elimden geleni yapacağım."

Artık sesi kulaklarımı tırmalamaya başladığında, gözlerime dolan yaşları umursamadan onu kolundan tuttuğum gibi çekiştire çekiştire dışarıya çıkardım. Çığlık atmayı ihmal etmiyordu tabii. Ama umrumda değildi, kuzenim bile olsa ben artık onu istemiyordum. İçimde olan hala eskisi gibi olacağımız düşüncelerini öldürdüm ve onu iterek kapıdan çıkardım.

"Ne yaptığını sanıyorsun be sen!?" Çağıl cırlarken, yanaklarımı ıslatan gözyaşlarımı sildim ve işaret parmağımı ona doğru uzatarak konuşmaya başladım.

"Bu dükkanın kapısından bir daha adımını atmayacaksın. Hayatımdan siktir olup gideceksin, duydun mu beni!? Bıktım lan artık sizden. Babanın ölmesi benim suçum değil! Hiçbir şey benim suçum değil! Yeter artık!" Bağırarak tekrar onu iteceğim sırada araya giren kişiye toslamamla geri adım atmak zorunda kalmıştım. Sinirle aramıza giren kişiye baktım. Cefa şok içinde bize bakıyordu.

Şimdi gelmek zorunda mıydın be esmerim?

"Balın... Balın sakin ol. Ne yapıyorsun?"

Bir adım daha geri çekilip elimle yüzümü kuruladım ve Cefa gelince kediye dönen, masummuş ayağına yatan kuzenime nefretle bir bakış attım.

"Kız arkadaşına mukayyet ol, bir daha dükkanıma girip rahatsızlık çıkarmasın."

Anlık sinirle dudaklarımdan dökülen cümle canımı o kadar yakmıştı ki... Kız arkadaşı... Ben sandığı, kız arkadaşı.

Cefa'nın gözlerine tekrar baktım. Beni duysun istedim. Aradığın kız benim, demek istedim. Eleysa'n burda Cefa, deplasmanlarda arama beni. Ama biliyordum ki, Çağıl beni istemeden de olsa Cefa'nın gözünden düşürmüştü çünkü Eleysa sandığı kıza kötü davrandığımı görmüştü. Evren yine benim yanımda değildi anlayacağınız.

"Bal-" Cefa tam konuşacağı sırada koluma sarılan elle arkama baktım. Özgür benden başka herkese takındığı o buz gibi bakışlarını Cefa'ya dikmişti.

Cefa ona sorgular bakışlar atıp tekrar bana baktı.

"Balın, iyi misin?"

"İyiyim, sen?"

Cefa gülmekle gülmemek arasında kaldıktan sonra ciddi ifadesini takınmak için boğazını temizledi ve bana doğru eğildi.

"Konuşmaya ihtiyacın var sanırım. Benimle-"

"Gerek yok, ben buradayım." Özgür ters ters konuştuğunda onu dirseğimle dürttüm. Bana bakma gereği duymadan Çağıl'a baktı Özgür.

"İstediğini aldın, kızın hayatını daha fazla mahvetme. Defol git hayatımızdan."

Özgür'ün sert sözlerinin ardından Çağıl'ın gözlerindeki perde kalkmıştı sanki. Kırgın bakıyordu artık ona. Ama bu birkaç saniye sürmüştü.

"Gerçekten çok kötüsünüz. Cefa, gidebilir miyiz artık?" Masum masum konuştukça saçını başını yolasım geliyordu.

Cidden Cefa, bu kadar kör olmak zorunda mısın?

Cefa, Özgür'ün üzerinde olan ters bakışlarını Çağıl'a yöneltti.

Bir de onların flörtöz cümlelerini dinleyip sinirlerimi iyice bozamazdım. Onları dinlemeden içeri girdim o yüzden. Ardımdan Özgür de girmişti. Sinirle kapıyı kapatırken Cefa ile göz göze geldik.

Atabileceğim en kırgın bakışımı attım ona. Çünkü kırgındım. Bana gelmeyişine, elimi tutup 'Tracy'm sensin' dedikten sonra başka birine gidişine, Çağıl'a bana güldüğü gibi gülüşüne... Oysa ki söz vermiştim o başka bir kadına giderse bile mutlu olacağım diye. O başka kadın bu hayatta en çok canımı yakan kişi olmasaydı, yine kabullenirdim belki. Başkasına gülmesini kabullenirdim çünkü artık gülmeyi hatırlamış olurdu.Ama güldüğü kişi bunu haketmiyordu. Evrenin en güzel gülüşlü adamı, onu hak etmeyen birine bahşediliyordu.

Özgür sessizce yüzüme bakarken, gözyaşlarımı daha fazla tutmadım ve ağlayarak sarıldım kardeşime.

"Ben bunu haketmedim," diyebildim hıçkırıklarımın arasında.

Özgür yavaşça saçlarımı okşayarak "Haketmedin," dedi ılımlı bir sesle. "Ama göreceksin. Cefa gerçeği görecek."

Cefa gerçeği görecek mi bilmiyordum ama... Ben bir daha bu kalbi nasıl toparlayacaktım?

Cefa'dan:

"Olay neydi?" Dedim karşımda kahvaltısını yapan Çağıl'a. Ofladı ve yüzüme bıkkın bir bakış attı.

"Sabah sabah yeterince sinirlerim bozuldu zaten Cefa, bu konuyu konuşmasak olmaz mı?" Dedi şirinlik yapmaya çalışarak.

Başımı iki yana sallayıp elimdeki çatalı masaya bıraktım. Canım hiçbir şey yemek istemiyordu, iştahım kaçmıştı.

"Bilmek istiyorum, Balın'ı ilk kez o kadar... Delirmiş gördüm. Ne söyledin ona?"

"Ne söyleyeceğim ben ona ya? Kitapçısına girdim, ailesel birkaç şey konuştuk. Tam çıkacakken seninle buluşacağımı söyledim delirdi birden. Yaka paça attı beni dükkandan." Omuz silkip ağzına peynir attı. "Sanırım senden hoşlanıyor. İşin garip tarafı,Özgür'le birlikte aynı yerde yatıp kalkmasına ve o kadar yakın olmasına rağmen senden de ilgi beklemesi."

"Saçmalama, benden hoşlandığı falan yok." Kaşlarım çatıldı. "Bu Özgür ne ayak?"

Çağıl bana düşünceli bir bakış attı. "Neden soruyorsun?"

"Bana tip tip baktı sinir oldum herife. Kim bu çocuk? Sevgilisi mi?"

Ne demek birlikte yatıp kalkıyorlardı ya? Kesin Çağıl abartıyordu, Balın ondan sadece arkadaşı olarak bahsetmişti. En yakın arkadaşım, demişti hatta. Kitapçıyı birlikte işletiyorlardı. Ters bir durum olduğuna inanmasam da bugün Balın'a her yaklaşmaya çalıştığımda ters ters konuşması canımı sıkmıştı.

"Arkadaşım diyor ama çok yakınlar, senelerdir. Kitapçıda birlikte kalıyorlar bazen, dün gece de birlikte kalmışlar sanırım. Balın'ın üzerindeki tişörtü Özgür'ün üzerinde gördüğüme eminim."

Şaşkınlıkla Balın'ın üzerindekini anımsamaya çalıştım. Ona bol gelen siyah uzun kollu bir tişört vardı üzerinde. Saçları da hafif dağılmış, yaptığı topuzdan fırlamışlardı.

Derin bir nefes alıp verdim.

Balın'ın bir sevgilisi olma ihtimali bir anlık canımı sıksa da, karşımda Eleysa'm oturuyordu sonuçta. Başkası beni ilgilendirmemeliydi.

"Neyse ne, kapat konuyu."

Çağıl keyifle sırıttı. "Açmak isteyen sendin."

"Şimdi de kapatalım diyorum." Ona bakıp gülümseye çalıştım. "İlk defa seninle gizli saklı bir şey olmadan karşı karşıya geliyoruz. İlk kez gözlerine bakarken beni seven kız olduğunu biliyorum. Bir şüphem olmadan bakıyorum."

Yani... En azından mantığımın bir şüphesi olmasa da kalbim biraz şüpheliydi hala.

"Haklısın. Beni bulduğun için mutluyum. Seninle olmak... Benim için bir hayaldi ve imkansız gibi bir şeydi. Sanki tüm yaşama amacım bu gibiydi."

"Benimle olmak mı?"

Utanarak başını aşağı yukarı salladığında Eleysa'nın o cümleleri belirdi zihnimde.

Yanında elini tutan kız ben olmasam da olur, senin mutlu olduğunu göreyim yeter.

Şu şüphelerimi bir kenara bırakmalıydım. Herkes sevdiğinin elini tutmak isterdi. Eleysa Çağıl'dı işte, kabullenmek zorundaydım artık.

Çağıl ile baya muhabbet ettik, bir daha Eleysa mevzusunu açmadık. Birbirimizi tanımaya yönelikti bu muhabbet genelde. Kahvaltımız bittikten sonra onu okula bıraktım. Ben Sefa'nın yanına gidecektim video için, o yüzden ekmiştim dersleri. Canıma minnetti gerçi.

Tam ara yola sapacakken, gördüğüm kızıl saçlarla arabayı sağa çektim hemen. Balın, aşırı mutsuz bir şekilde okula gidiyordu. Okuldakilere normal gelen o buz gibi yüz ifadesini takınmıştı ama ben onun gülüşünü görmüştüm işte, mutsuz olduğunu beş metre öteden anlardım artık.

"Balın!" Sesimi duyunca aniden durdu kaldırımın ortasında. Kitaplarını sıkı sıkı tutan parmaklarının bembeyaz olduğunu gördüm.

Koşa koşa gidip önünde durdum. "Balın," dedim yine. Bana boş bir bakış attı. "Efendim?"

"Konuşmak ister misin?"

"Ne konuşacağız,Cefa? Sabah gerçek yüzümü gördüğünü falan mı anlatacaksın bana? Kız arkadaşını yaka paça kapının önüne atan biriyle artık arkadaş olmak istemediğini mi söyleyeceksin?"

"Oha. Saçmalama kızım, manyak mıyım ben? Aranızda olan şey beni ilgilendirmez. Ben sadece seni rahatlatmak istiyorum, içini dökmek isteyebilirsin. Sen beni çok dinledin, şimdi sıra bende."

Boş boş bakan gözlerine bir ışıltı gelirken, hafifçe kısarak bana baktı. "Ne yani? Bana kızgın değil misin?"

"Tabii ki hayır. Sana neden kızgın olayım? Senin gibi sessiz sakin birini o hale getiren kişinin de vardır elbet bir hatası."

Tüm samimiyetimle söylemiştim bunu. Balın'ı az çok tanımıştım ve kolay kolay o kadar sinirlenmeyeceğini biliyordum. Çağıl'ın da tamamen masum olmadığının farkındaydım.

Balın'ın gözlerinin dolduğunu gördüm ve burnunu çektikten sonra bir anda kollarını belime sardı.

Şaşkınlıktan kaskatı kesilmiştim. Bunu hiç beklemiyordum.

"Teşekkür ederim," deyip hıçkırdığında istemsizce kollarım ona dolanmıştı. Bir elimle içten içe çok dokunmak istediğim saçlarını okşadım, bir kolum da omzuna sarılmıştu.

"Neden teşekkür ediyorsun?"

"Beni yargılamadın, diğer herkes gibi. Beni anlıyorsun biliyorum. Bunun için teşekkürler."

Burnuma dolan dalin kokusuyla bütün düşüncelerim dağılmıştı. Bu annemin kokusuydu ama onun dışında bana hissettirdiği şeyler vardı. Zihnim bir anıyı hatırlamak için zorlanıyordu ama hatırlayamıyordum. Bu kokunun bana anımsattığı bir şey daha vardı.

Balın yavaşça ayrılıp ceketinin koluyla yüzünü sildi. "Kusura bakma, sinirlerim bozuk biraz bugün."

"Bu kafayla derslere nasıl gireceksin? Bir de Çağıl'la aynı ortamda..."

Balın omuz silkti. "Görmezden geleceğim. Her zamanki gibi."

"Benimle gelmek ister misin? Dersleri ekiyordum." Deyip sırıttığımda o da gülümsedi nihayet. "Nereye gidiyorsun?"

"Çekime gidiyorum, Sefa'yla video çekmemiz gerek. Geçen gün yine magazin manşetlerini süsleyince menajerim artık konuşmam gerektiğini söyledi." Balın anlayışla başını salladı.

"Eğer istersen gelirim tabii, zaten derslere hiç giresim yoktu."

Birlikte arabama ilerledik. Çalışır durumda bıraktığım için sıcaktı içi.

"Dışarısı buz gibi,gerçekten. Bir de ben evden çıkarken ceket almayı unutmuşum gerizekalı gibi. Özgür söverek yolun yarısına kadar koştu garibim."

O çocuğun adının geçmesiyle içten içe gözlerimi devirmek istedim ama yapmadım. Onun hakkında bir soru da sormadım. Balın'la kırk yılın başında böyle konuşma fırsatı yakalamışken oturup da şerefsizin birinden bahsetmeyecektim.

"Olayı... Bir de sen anlatmak ister misin?" Dedim çekinerek. Tersleme ihtimali çok yüksekti.

"Anlatacak bir şey yok ki, her zamanki tartışmalarımız işte."

"Her zamanki değildi Balın, bu kez sen farklıydın. Çok sinirliydin, damarına basmış demek ki. Ne dedi sana?"

Balın birkaç saniye sessiz kaldığında ona kısa bir bakış attım. Gözleri dolu dolu beni izliyordu. Tekrar yola bakıp gülümsedim. "Niye öyle bakıyorsun?"

"Hiç," diye mırıldandı. "Sabah camları silerken dükkana geldi, biraz konuştuk. Çok kötü bir şey de söylemedi aslında, sanırım sinirli anıma denk geldi bilmiyorum. Biraz kötü başladı benim için gün, ona patlamış oldum."

"Neden kötü başladı?"

"Bilmem, içimde bir huzursuzlukla uyandım. Sanırım sıkıntım Cora. Son zamanlarda çok sık su içmeye başladı, tüylerinin dökülmesi de arttı. Çok korkuyorum."

Cora'nın hasta olduğu düşüncesini hemen aklımdan yok ettim. Ben bile korkmuşsam, Balın ne haldeydi siz düşünün.

"İstersen video bittikten sonra veterinere götürelim onu?"

"Akşam kitapçıya gitmem gerek, Özgür'ün işi varmış."

Başımı salladım sadece. Ne Özgür'müş arkadaş!

Bu sırada stüdyoya gelmiştik. Arabayı park ettikten sonra indik ve stüdyoya girdik.

İçeride Sefa ve Asel vardı. Asel hararetle bir şeyler anlatıyor, Sefa da elini çenesine yaslamış onu dinliyordu.

Bu haline sessizce gülüp Balın'a baktım. O da gülümsüyordu.

"İşte sonra da sevgili olmuşlar, kızın babasına rağmen. Helal olsun yani, her şeye rağmen birbirlerinin ellerini tutmuşlar." Diyerek bitirdi Asel. Sefa'nın hemen yüzü düşmüştü.

"Alltan alttan laf sokmasan ölürsün yani," homurdanarak Asel'e laf attığında bu işin kavgaya dönüşeceğini farkedip olaya el attım.

"Biz geldik."

Ceketimi çıkarırken ikisinin de gözü bize dönmüştü.

"Oo kızıl afetim de gelmiş. Hoşgeldin kız, bu ne güzellik?" Sefa gülerek Balın'a sarılırken bana kaş göz işaretiyle şiş gözlerinin hesabını soruyordu.

Sonra anlatacağım dedim dudaklarımı oynatarak ve gidip koltuğa oturdum.

"Nasılsın Asel Reis?" Dedim sırıtarak. Asel omuz silkti. "Seni gördüm iyi oldum he, valla bir şeyler olmuş sana renk gelmiş sanki yüzüne."

"Şunun yüzüne renk gelse ne olur lan? Kapkara zaten. Bir de bana bakın. Hem sarışınım hem bembeyazım." Sırıtarak Asel'e sırnaştı. "Değil mi bebiş? Hem sen de sarı seviyorsun, hiç hoşlanmazsın esmer ve Bmw'ci olan orospu çocuklarından."

Bu dediğine gülmeyen tek kişi Balın'dı, o da olayı bilmiyordu.

Asel gülerek gözlerini devirdi. "Boş yapma da videoya geçin artık, saat geç oluyor." Dedi.

Hepimiz orda ne için bulunduğumuzu anlayarak ayaklandık ve Youtube videolarının çekildiği odaya gittik. Videoların arka planı için baya uğraşmıştı Sefa. Duvara komple graffiti çizdirmişti, onu da sarı ledlerle süslemişti. Güzel duruyordu.

"Soruları göstersene, mal mal bir şeyler de yazmışsındır sen şimdi kesin." Dediğimde gözlerini devirdi.

"Hayır, gösteremem. O zaman ne anlamı kalır lan? Geç şu sandalyeye otur. İstemediğin yerleri keseriz zaten."

Başımı sallayıp sandalyeye oturdum. Sefa'nın kameramanı da geldiğinde hazırdık.

"Elim yüzüm düzgün mü lan? Keş gibi çıkmayayım." Telefonun ekranından saçlarımı düzeltip Balın'a baktım. "Iyi mi?"

Gülümseyip başıyla onayladı.

"Hazırım."

"Paşama bak, hazırım diyor bir de. Çoktan başladık biz kayda."

Sefa'ya gözlerimle küfrederken o kameraya bakıp girişini yaptı.

"Bomba gibi bir videoyla geldim bugün size. Yanımda Berkan ailesinin gözde çocuğu, babasının biriciği, annesinin tosunu, genç kızların sevgilisi Cefa Berkan var."

Kimseden çıt çıkmayınca Sefa kamera arkasında bizi izleyen Asel ve Balın'a baktı.

"Kızlar, insan bir ıslık falan çalar. Ne bileyim bir alkışlayın, 'ooo' yapın. Boşuna mı aldık sizi oraya?"

Kızlar kahkaha atarak alkışlamaya başladılar, hatta Asel ıslık çaldı.

Tam gülerken Balın'la göz göze gelmiştik. Duraksayıp ellerini indirdiğinde ona göz kırpıp Sefa'ya baktım.

"Hadi," dedim.

Elindeki kağıda göz gezdirip piç gülümsemesini yaptı.

"Bugün Cefa Berkan'ın ağzına sıçıyoruz arkadaşlar. Hadi videoya geçelim. Çok sabırsızlandım, bu serinin en güzel videosu olabilir."

"Kardeşim çok da şey yapma, karizmamız bozulmasın."

"Benim yanımdayken karizman kaldığını mu sanıyorsun?"

Arkadakiler gülerken bende güldüm.

"İlk soruyla başlayalım."

"Gönder gelsin."

"Zahmet edip kardeşinin videolarını izlemediğin için formatı anlatıyorum sana." Kameraya baktı. "Gelmeden önce ne yapacağız diye bile sormadı arkadaşlar," dedi.

Kızlar yine güldüler. "Lan ne boş yaptın, meşgul adamım ben hadi artık." Dedim dalga geçerek.

"Sus lan, video benim kanal benim. İstediğim kadar boş yaparım." Ona ters ters baktığımda sırıttı. "Sana sorular soracağım, tamamen dürüst olmak zorundasın. Eğer yalan söylediğini hissedersem babamı arayıp eve kız attığını söylerim."

"Lan! Bu format böyle mi normalde? Milletin babasını arayıp eve kız attığını mı söylüyorsunuz?" Şok içinde kameramana baktığımda güldüğünü gördüm.

"Nasıl götün tutuştu ama... Hayır, bu sana özel bebeğim. Hadi videoya geçelim."

Artık sorulara geçmesi için beklentiyle ona baktım.

"İlk sorumuz Yağmur'dan gelmiş: İnsan mı yedin şerefsiz bu ne yakışıklılık? "(yazardan: Kendimi tutamadım özür dilerim sdjkfhskdghsdgh)

İstemsizce utanırken gülmüştüm de. Tamam,takipçi kitlemin çoğundan böyle mesajlar alıyordum ama yüzüme söylenince utanıyordum.

Sefa ve kızlar güldüler yine. "Kolay başlayalım dedik."

"Bayağı kolay oldu kardeşim, sağol." Homurdandığımda diğer soruya geçti.

"Bu soru da Gülin'den: Hayatımda olmasaydı da olurdu dediği bir insan var mı? Bu arada sizi çok seviyorum, demiş. Teşekkürler Gülin, bizde seni çok seviyoruz." Dedi samimiyetle Sefa. Kitlesini o kadar çok seviyordu ki,sürekli onlarla içli dışlıydı.

Bir süre soruyu düşündüm. Ciddi ciddi hayatımdaki insanları sorguladım.

"Sanırım yok. Hayatıma kolay insan alan biri değilim, eğer almışsam da güzel bir sebebi vardır illa ki. Eğer bana iyi gelmiyorsa da çıkartırım, hayatımda kalamaz."

"Güzel cevaptı. Diğer soru Selin'den: Bir dizi karakteri olsa hangisini seçerdi?"

"Düşünmeme bile gerek yok, Ted Mosby. Bu yıkıklığımın başka açıklaması olamaz."

"Ted'in yıkık olduğunu mu düşünüyorsun? Doğru kişiyi arıyorum ayağına New York'taki kadınların yarısıyla yatan bir alfa." Sefa ciddi ciddi bunu söylediğinde kahkaha attım.

"En azından, amacı bu değildi diyelim." Tırsarak kameraya baktım. "Lan yine linç yiyeceğim senin yüzünden, başka taraflara çekmesene laflarımı gerizekalı."

Sefa bir süre böyle kolay sorular sorduktan sonra, gördüğü soruyla sırıttı. "İşte sonunda Cefa Berkan'ın ağzına sıçacağımız bir soru. Hazır mısın esmer şekerim?"

Gülerek başımı salladım.

"Soru Sevim'den: Bu zamana kadar kaç tane sevgilisi oldu ve şu anda sevgilisi var mı?"

Al işte...

"Ulan Sefa, bu videonun bitişinin de olduğunu sakın unutma." Yerimde dikleşip kameraya bakacağım sırada Balın'la göz göze geldik. Dikkatle beni izliyordu.

"İşin doğrusu, bu zamana kadar sevgilim olmadı. O işleri pek becerebilen bir tip değilim sanırım. Hem de..."

Açıklama vaktiydi.

"Hiçbir kıza o gözle bakamadım çünkü-"

"Çünkü gaysin!"

Odanın kapısından paldır küldür girerek lafa atlayan Meray'la herkes kahkaha atmıştı. Arkasından da Feda girmişti.

"Ruh hastası bu kız," Feda söylenerek sevgilisinin elini tuttu ve kızların yanına oturdular. "Devam edin siz,ben tutuyorum onu." Kolunu omzuna atıp kızın kafasını göğsüne gömdü. Meray nefes almak için çırpınırken ben Sefa'ya döndüm.

"Hayır,gay değilim. Sevgilim olmadı çünkü başka birini sevdim platonik olarak. Benim için zorlu bir süreçti ama vazgeçtim, iyileştim."

"Sevgilin var mı şu an?"

"Bilmiyorum," derken aklımda Eleysa vardı.

"Bu cevapla birlikte, Cefa'nın gerçekten manitacılıktan anlamadığını anlamış olduk. Diğer soruya geçelim," dedi gülerek Sefa.

Omuz silkip güldüm bende. Çağıl'la ne olduğumuzu daha ben bilmiyordum ki millete anlatayım.

"İnstagram gönderilerinin altına neden hep efkarlı sözler yazıyor?"

"Sevdiğim şarkı sözlerini ya da karşıma çıkan güzel sözleri yazıyorum. Efkarlı şeyleri seviyorsam demek ki..." omuz silktiğimde Sefa gülerek diğer soruya geçti. Bu soru, bu videoyu çekme amacımızdı zaten.

"Magazinde çıkanlarla ilgili ne düşünüyor? Gerçekten alkol sorunu mu var? Takımdan atıldı yazan magazin sayfaları var, bir açıklama yapabilir mi?" Sefa bana baktı. Aklımdan binlerce soru geçti o an.

Bunları cevaplamalı mıydım? Cevaplarsam yine de linç yer miydim? Aileme zarar vermiş olur muydum? İnsanlar hakkımda ne düşünürlerdi?

Sıkıntıyla kameranın arkasında oturanlara baktım. Balın'la göz göze geldik yine. Bana güzel bir gülümseme gönderdi ve yapabilirsin der gibi gözlerini kapatıp açtı. Bu bana güç verirken, bende hafifçe gülümsedim ve hafifçe boğazımı temizleyip Sefa'ya baktım.

"Magazin sayfalarını ve Twitter yorumlarını okumayı bırakalı uzun zaman oldu aslında. Özellikle birkaç tık fazla alabilmek için insanların hayatlarına birkaç darbe atmaktan çekinmiyorlar. Tamam,bu onların işi ve benim bu konu hakkında bir şeyler söylemek haddim olmayabilir. Ama onların yazdığı tek bir kelime bile insanları kışkırtmaya yetiyor, bizi dinlemeden anlamaya çalışmadan acımasızca eleştiriyorlar. Hatta çoğu zaman hakarete gidiyor bu. En azından düzgün haber yapabilirler." Sefa bana destek verircesine başını salladı. Ben konuşmaya devam ettim.

"Evet,yaptıkları haberlerin tamamı yalan yanlış değil. Bir süredir alkol problemim vardı ve çok zor bir dönemden geçiyordum. Bu da az önce söylediğim mevzudan dolayıydı. Aşk acısı çekiyordum ve bu beni çok zorladı. İçtim, ağladım, acı çektim... ve benim sarhoş fotoğraflarım aylarca magazin sayfalarını süsledi. Herkes ünü kaldıramadığımı, annemin ve babamın beni iyi yetiştiremediğini,Beşiktaş'ı haketmediğimi, hatta ve hatta yaşamayı haketmediğimi söyleyen insanlar oldu. O kadar acımın yanında bir de bunları aşmaya çalıştım. Beni gerçekten seven kitle aylarca bu gibi kötü insanlarla uğraştılar, onlara minnettarım gerçekten. Yaptığım şeylerle gurur duymuyorum, ama hepsinin arkasındayım. Her insan gibi acı çektim, hepimizin bir acıyı atlatma yöntemi vardır. Benimki buydu, ama kabullenemediler. Son zamanlarda toparlandım artık, her şeyi bir kenara bıraktım. Futboluma odaklandım ve takımda yükselebilmek için elimden geleni yapıyorum. Lütfen bu konu kapansın,ailemi daha fazla üzmek istemiyorum."

İçimdeki her şeyi döktükten sonra derin bir nefes verip arkama yaslandım. "Oh be, rahatladım."

Bu konu hakkında daha fazla konuşmadık. Vedalaşıp videoyu bitirdik ve Sefa ofise gönderdi montaj için. Kesilmesi gereken yerleri de kararlaştırdıktan sonra işimiz bitmişti.

Kendimi gerçekten rahatlamış hissediyordum. Herkes her şeyi biliyordu artık ve ben artık güçlüydüm, kendimle gurur duyuyordum. Bunun da altından kalkabilmiştim, başarmıştım. Her şey geride kalmıştı artık. Ben iyiydim. Ailem iyiydi. Eleysa da iyiydi. Yani, umarım...

☁️☁️☁️

Upuzuuun bir bölümle geldim size, sevdiniz mi?

Cefa'nın her şeye rağmen Balın'ı suçlu görmemesi 😭😭😭

Siz sövüyorsunuz ama Cefa gerçekten çok başka bir karakter bence djkgvhdsgh Neden bilmiyorum ama çok tuhaf hissediyorum Cefa'yı yazarken. Balın da öyle. O kadar ince düşünceli biri ki... Aşığım ikisine de kdfghdkghfd

 Sanırım ben yazdığı her karaktere aşık olan şizofrenin tekiyim...

Peki ya Balın'ın ağlayarak Özgür'e sarılması ve "Ben bunu haketmedim," demesi😭

Bu bölüme ciddili kalbimi bıraktım.

Bu arada mizah etiketindeki ilk sıralara bir bakın derim sdgıjhsdghsdjkh Hikaye tanıtımına peçetelerinizi hazırlayıp girin yazmama rağmen etiketlere mizah eklemem dslkjfsdlhkfsalfjsd

100k'mız da kutlu olsun. Diğer hikayelerimizde olduğu gibi Eleysa için de bir 100k özel bölümü ister misiniz? Ne okumak istersiniz? Buraya bırakılan yorumları özellikle takip edeceğim. Öptm.

Bazen mesajlarınıza yetişemediğimi de bilin lütfen, genelde profilimdeki akış kısmını takip edebiliyorum mesajları göremesem de. Bende orda aktifim, tskip ederseniz ya da arada bir göz atarsanız güzel olur aşkımlar.

Seviyom sizi çok çok, hadi eeyw💔

Continuar a ler

Também vai Gostar

103K 3.7K 20
Adam senelerdir yalnız ve sessiz. Sakin bir sahil ve henüz kıyılarına yaklaşan olmamış. Kadın ise senelerdir dışlanmış ve korkmuş. Kırık bir cam gibi...
104K 5.9K 18
Ailesinden ayrı büyüyen Günce, o gün hırsızlık yapmak için abisini seçtiğini nerden bilebilirdi? ••• 6 Ağustos 2001. Bahçeden gelen kuş cıvıltılarıy...
50.4K 4K 13
Kadın nüfusunun azaldığı bu çağda, çok erkek çocuğu olanlar narin görünen oğullarını Kucak Oğlanı olarak satmak zorunda kalıyordu... Melih ise bu ola...
139K 616 9
(+18 cinsellik içerir rahatsız olacaklar ve yaşı tutmayanlar okumasın sonra linç yemiyelim )