KP/3

4K 177 10
                                    

Olay akışı değiştirilmeden -bazı yerlerde ufak tefek değişikliklerle- düzenlenmeye başlanmıştır.

.

---.3.Bölüm.---

Sırada oturmuş boş gözlerle etrafa bakarken Beren yanımda telefonuna giriyor, Eylül ise ders çalışıyordu. Doğru ya, kimya sınavı vardı. Beren'e dönüp söylediğimde bana sırıttı. Ben de sırıtarak arkama döndüm ve Eylül'e baktım.

"Şey, Eylül.."

"Kesin bir şey isteyeceksin. Ne istiyorsun söyle hemen ders çalışıyorum." Hemen anlamıştı tabi. Pislik.

"Şey sınav olucak ya bize bi güzellik yapsan diyorum."

Eylül tek kaşını kaldırdığında şirince sırıttım. Beren de kahkaha attı ve "Bize kopya verebilir misin kelebeğim?" dedi. Kahkaha atıp Eylül'e baktım.

"Sadece iki soru veririm." Ben de tek kaşımı kaldırmaya çalıştım ama olmamıştı tabii. Kaşlarım kalkarken ofladı.

"Hiç vazgeçmeyeceksiniz değil mi? Peki 5 soru." Yanına gidip onu öptüm. Eliyle beni itmeye çalışsa da gülerek sarıldım. Kaşlarını çattı.

"Yılışma ya, hem her şey karşılıklı. Bunu borç sayıcaksınız."

"Tamam canım kankam sen yeter ki kopya ver." dedi Beren gülerek. Hoca içeri girince sıradan kalktım ve Cem'in yanına geçtim. Bakışları beni bulunca sırıttım.

"Bu sınavda sıçmayız inşallah." Dediğine kahkaha atmak istiyordum. Eylül varken mi? Şaka yapıyor olmalısın.

"Seni bilmem ama benim sıçmayacağım kesin."

..

Sınavı zor zahmet bitirince ayağa kalkıp hocaya kağıdımı uzattım. Yerime geri otururken Beren'in sırıtışına gülmemeye çalışıyordum.

Cem ben oturduktan sonra bana bakınca hocaya dönüp elimle Cem'i gösterdim. Hoca umursamazca bana baktı ve ben de ona sırıttım. Cem kağıdı verip bana döndüğünde 'Ne var?' anlamında kafasını salladı.

"Hocaya seni gösterdim kopya çekiyor diye ama takmadı. Hadi yine iyisin." Cem ilk önce şaşkınca bakıp sonra gözlerini kıstı. Bana cimcik attığında kafasına vurdum ve gülmeye başladım. O sırada zil çalınca ayağa kalktım.

"Nereye şşşt. Seninle daha işim bitmedi." Kahkaha atarak ona karşılık verdim ve sınıftan çıktım. Tuvaletin önüne kadar gelmiştim ki bir kol bileğimi tuttu.

"Napıyorsun be?! Hayvan herif!" Evet, iltifatım (!) doğru yere gitmişti. Öküz Batı karşımdaydı.

"Kızım sen akıllanmicak mısın?"

"Batı sanane ya sanane?!" dedim bağırarak. Gözlerini kırpıştırdı ve sakince bana baktı.

"Bak ben böyle bir insan değilimdir. Seni uyarıyorum. O çocuk sana zarar verebilir."

"Sanane bana zarar vermesinden? Uğraşma benle artık Batı, sıkılıyorum." Başını peki anlamında sallayıp gitti. Bu kadar kolay mıydı yani? Önceden yapsaydın be abicim, uğraştırıyorsun bizi.

..

"Deriiiiin Derin! Yaktım seni Derin nerelerdesin sen Derin!" Eylül'ün cırtlak sesiyle kulağımı ovuşturdum. Neden bağırıyordu şimdi Allah bilir.

"Ne oluyo Eylül ne bağırıyorsun?" Gözlerinden alevler fışkırıyordu resmen. E ne olmuş bu kıza yahu.

"Yaktın beni Derin, kül ettin beni!"

"Kızım daha demin yakılan bendim ne oluyo ya?" Sakinleşmeye çalışarak etrafa baktı. Birkaç dakikanın sonunda bana dönünce elimi 'dinliyorum hadi' şeklinde salladım.

"Hoca kopya çektiğimizi anlamış. Üçümüze de sıfırı basmış Derin." dedi ağlamaklı ağlamaklı.

"Bana neden bağırıyordun sadece peki? Beren de vardı." Gözlerini devirdi. "Beren'in saçını kestim ama sana karşı yemeyince bağırayım dedim."

Sırıttım. "Tabi yemez kızım." Gözlerini tekrar devirince güldüm. O da güldü ve sarıldı. Sarılmamız bitince aklına bi şey gelmiş gibi tekrar yüzü düştü.

"Ne bok yiyeceğiz peki biz?"

"Neli istersiniz efendim? Kahve aromalı, şeftalili gibi seçeneklerimiz var." dedim gülerek. O da kahkaha attı. O sırada Kerem geldi ve Eylül'ü kolundan tuttu.

"İzin verirseniz Derin Hanım, Eylül'ü ödünç almam gerek."

"Tabii Kerem Bey, alın götürün." Eylül ona bırakmasını söylerken kahkaha atıp önüme döndüm. Bugün çok gülmüştüm, inşallah sonunda ağlamazdım.

Eylül

Kerem beni bodrum kata sürüklerken kolumu çekip ona bağırdım. "Söyle söyleyeceğini hadi!"

Bana bakıp yutkundu. Gözleri gözlerimde gezinirken endişeli tavrı kendini ele veriyordu. Kesin bir şey olmuştu, benim tanıdığım Kerem böyle durumlarda kendini yiyip bitirirdi.

"Söyler misin Kerem, ne oldu?" dedim kısık sesle. Derin bir iç çekti.

"İhsan amca geri dönmüş Eylül."

-----

Bölüm sonuuu.

Multi Eylül'dü bu arada. Her neyse, iyi günler canlarım.

Kayıp Prens / DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin