KP/16

995 56 45
                                    

Bölüm ithafı; LaurenDraco

Bölüm Şarkısı; Panic! At The Disco- Lying Is The Most Fun...

Derin'in ağzından -Eylül'ün ve Batı'nın evde olduğu zaman-

"Sonunda üstünü değiştirdin! Ne uzun sürüyormuş!" Eylül'e tip tip baktım.

"Evet, neden buradasınız?" dedim ellerimi belime koyarak.

"Şaka mı yapıyorsun? Seni merak ettik kızım ortalıklarda yoktun!" Gözlerimi devirdim.

"Peki o zaman sorumu değiştirerek tekrarlıyorum.." Batı'ya döndüm. "Neden buradasın?"

Gözlerini devirdi. "Aynı sebepten dolayı." Histerik bir kahkaha attım.

"Yaa, öyle mi? Ben de başka bir neden sanmıştım, özür dilerim!" Gülünce yakınlaştım ve burada olan Eylül'ü umursamazca bir hareket yaparak dudaklarına baktım.

"Bak Batı.." dedim göğsüne elimi koyarak. "..burada ben yoksam, dediklerinin hiç bir anlamı kalmaz."

Derin-öf adım- bir nefes aldı ve gözlerime baktı. "Derin, şu anda ne yapsam bilemiyorum ama galiba seni öpeceğim."

Dudağıma yaklaşırken geri çekildim. "Üzgünüm Batı, karşılıksız, iki kişi de sevmiyorken.. bunu yapamam."

Batı burukça baktı. İçim acıyordu ama beni sevmiyorken hiç bir şey yapamazdım.

"O zaman platonik yaparsın, çünkü ben seni seviyorum."

Anka'nın ağzından -günümüz-

Sakince telefonu kapattım ve evden çıktım. Mete aramıştı ve yarın akşama işimiz olduğunu söylemişti.

Anlamıyorum ben hiç bir şey yapmıyorum ama beni çağırıyor, deli mi bu çocuk.

"Anka! Hey! " Alp bana doğru yaklaşırken yine sakin kalmaya özen göstererek "Ne?" dedim.

Alp Eylül'ü incitmişti ama mecburen iş için onunla konuşuyordum.

"Görmeyeli boy atmışsın, kız ne oldu böyle sana?" Gözlerimi devirdim.

"Daha iki gün önce kafede oturuyoduk Alp. Salak mısın?" Bir de soruyordum değil mi. Katıksız salaktı.

"Her neyse, naber?" Sinirle "Ne diyeceksen de ve git şurdan!" dedim. Güldü.

"Sarp'ın selamı var nasıl diye soruyo."dedi ve kaçtı.

"P*İÇ! -KÜFÜRLER KÜFÜRLER- SENİ Bİ ELİME GEÇİREYİM ÖLDÜRECEĞİM ALP!"

"BENDE SENİ SEVİYORUM ANKA!!!"

Güldüm ve gözlerimi devirdim-ikisini aynı anda nasıl yapabiliyordum? İwüqla- Alp, cidden mal bir çocuktu.

Telefonumun titremesiyle durdum. Brendon?

"Alo?"

"Anka? Lan ben seni mi aramışım?! " Onun göremeyeceğini bilsem de sırıttım.

"Imm, hayır. Ben Anka'nın dedesi, siz kimsiniz?" Güldü.

" Yanlış oldu kusura bakma, hadi görüşürüz. " Odun?

"Görüşürüz babacık."

" Görüşürüz ufaklık. "

Telefonu kapattım ve yürümeye devam ettim. En sevdiğim kafenin ordan geçerken kafenin sahibinin oğlu Soner'e gülümsedim. O da güldü ve el salladı.

Kayıp Prens / DÜZENLENİYORHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin