Duru: Babam da eve uğramamaya başladı
Duru: Babaannemin yanında kalıyor genelde
Ulaş: Annen biraz sert bir dil kullansa da haklı olduğu noktalar var
Ulaş: Babaannen bir şey demiyor mu bu konu hakkında?
Ulaş: Sonuçta onun da torunu
Ulaş: Sadece sen ve annenin ablanın başında durması yeterli gelmez, babasına da ihtiyacı var bu kızın
Duru: Babaannem annemin tarafında olmaz hiç
Duru: Zaten en başında evlenmelerini istememişti
Duru: Bu yüzden annemin arkasında duracağını sanmıyorum
Duru: Durmamış olacak ki babam eve uğramayıp annesine gidiyor
Ulaş: Tüm yükü annenle sen omuzladınız yani
Duru: Yük olarak bakmıyorum ben
Duru: Onca yaptığımdan sonra çıtımı çıkarmaya hakkım yok
Duru: Ablamın hayatı benim yüzümden mahvoldu
Duru: Şimdi izninle, ablamı dışarıya çıkaracağım
Ulaş: Pekala, size iyi eğlenceler
Duru: Sana da
Duru: Görüşürüz
Ulaş: Görüşürüz
***
Duru
"Hava çok güzel, dışarıya çıkalım mı? Ne dersin?"
Başımı sağa doğru eğip ablama baktığımda her zamanki gibi bana bakmamış, hiçbir şey söylememişti. Gülümsemeye devam ettim.
"Hadi hadi, sen de istiyorsun." Anneme ablamla dışarıya çıkacağımı söylediğim için üstü giyinikti, benimki sadece şebelikti işte. Belki bir umut, ufacık da olsa gülümser diye uğraşıyordum. Aslında boşuna çabalıyordum ama ondan ümidimi kesemezdim. Ablamı hayata küstüren bendim, hatamın yüklediği sorumluluğun farkındaydım. Onu hayata döndüren de ben olmalıydım.
Ablam tepkisiz kalmaya devam ettiğinde tekerlekli sandalyesini kapının önüne kadar getirdim. Dışarısı için ayrı, ev için ayrı tekerlekli sandalyesi vardı. Dışarısı için olanı çok sık kullanmıyorduk. Nedenini bilmiyordum. Neden hiçbirimiz ablamı dışarıya çıkarmamıştık? Hastane kontrollerinin dışında hep evde duruyordu.
Ablamı koltuk altlarından tutup kaldırdım ve dışarısı için kullandığımız tekerlekli sandalyesine bindirdim. Evin kapısını açıp ablamın montunu giydirdiğimde bacaklarını örtmek için bir battaniye bulmuştum. Montumu giyip beremi kafama geçirdim ve evden dışarıya çıktık.
Asansörle zemin kata indiğimizde apartmanın dışına çıkmıştık. Neyse ki apartmanımızda merdivenlerin yanında engelli rampası vardı. Engelli bireyler de bu toplumun bir parçası olmasına rağmen her binada onlar için rampa bulunmuyordu. Bazen de görme engelli bireylerin sarı şeritli yoluna arabalar utanmazca park ediyordu. Bunlara daha önce de dikkat eder ve sinir olurdum ancak ailemden biri yürüme yetisini kaybettiğinde gözüme batmaya başlamıştı.
Kimi zaman gittiğimiz yerden içeriye girmek bizim için bir işkenceye dönüşüyordu. O tekerlekli sandalyeyle merdivenleri çıkarmak tek kişinin yapabileceği bir iş değildi. En azından ben yapamıyordum, ablamı düşürürüm korkusuyla denemiyordum da. Sadece bir rampa... Bunu yapmak ne kadar zor olabilirdi? Ne zaman yürüme, görme, duyma veya konuşma yetisini kaybetmiş insanlara engel olmaktan vazgeçecektik?
![](https://img.wattpad.com/cover/188884499-288-k438343.jpg)
VOCÊ ESTÁ LENDO
YAN KARAKTER | Texting
ContoUlaş: Hani sen bana ilk mesajında demiştin ya Ulaş: Dizi, film ve kitaplarda herkesin sevdiği yan karakterler gibisin diye Ulaş: O zamanlar bu benim için bir iltifattı Ulaş: Ama şimdi değil Ulaş: Kendime neyi yediremediğimi sormuştun Ulaş: İşte bunu...
Yan Karakter -22-
Começar do início