Yan Karakter -22-

Começar do início
                                    

Duru: Babam da eve uğramamaya başladı

Duru: Babaannemin yanında kalıyor genelde

Ulaş: Annen biraz sert bir dil kullansa da haklı olduğu noktalar var

Ulaş: Babaannen bir şey demiyor mu bu konu hakkında?

Ulaş: Sonuçta onun da torunu

Ulaş: Sadece sen ve annenin ablanın başında durması yeterli gelmez, babasına da ihtiyacı var bu kızın

Duru: Babaannem annemin tarafında olmaz hiç

Duru: Zaten en başında evlenmelerini istememişti

Duru: Bu yüzden annemin arkasında duracağını sanmıyorum

Duru: Durmamış olacak ki babam eve uğramayıp annesine gidiyor

Ulaş: Tüm yükü annenle sen omuzladınız yani

Duru: Yük olarak bakmıyorum ben

Duru: Onca yaptığımdan sonra çıtımı çıkarmaya hakkım yok

Duru: Ablamın hayatı benim yüzümden mahvoldu

Duru: Şimdi izninle, ablamı dışarıya çıkaracağım

Ulaş: Pekala, size iyi eğlenceler

Duru: Sana da

Duru: Görüşürüz

Ulaş: Görüşürüz

***

Duru

"Hava çok güzel, dışarıya çıkalım mı? Ne dersin?"

Başımı sağa doğru eğip ablama baktığımda her zamanki gibi bana bakmamış, hiçbir şey söylememişti. Gülümsemeye devam ettim.

"Hadi hadi, sen de istiyorsun." Anneme ablamla dışarıya çıkacağımı söylediğim için üstü giyinikti, benimki sadece şebelikti işte. Belki bir umut, ufacık da olsa gülümser diye uğraşıyordum. Aslında boşuna çabalıyordum ama ondan ümidimi kesemezdim. Ablamı hayata küstüren bendim, hatamın yüklediği sorumluluğun farkındaydım. Onu hayata döndüren de ben olmalıydım.

Ablam tepkisiz kalmaya devam ettiğinde tekerlekli sandalyesini kapının önüne kadar getirdim. Dışarısı için ayrı, ev için ayrı tekerlekli sandalyesi vardı. Dışarısı için olanı çok sık kullanmıyorduk. Nedenini bilmiyordum. Neden hiçbirimiz ablamı dışarıya çıkarmamıştık? Hastane kontrollerinin dışında hep evde duruyordu.

Ablamı koltuk altlarından tutup kaldırdım ve dışarısı için kullandığımız tekerlekli sandalyesine bindirdim. Evin kapısını açıp ablamın montunu giydirdiğimde bacaklarını örtmek için bir battaniye bulmuştum. Montumu giyip beremi kafama geçirdim ve evden dışarıya çıktık.

Asansörle zemin kata indiğimizde apartmanın dışına çıkmıştık. Neyse ki apartmanımızda merdivenlerin yanında engelli rampası vardı. Engelli bireyler de bu toplumun bir parçası olmasına rağmen her binada onlar için rampa bulunmuyordu. Bazen de görme engelli bireylerin sarı şeritli yoluna arabalar utanmazca park ediyordu. Bunlara daha önce de dikkat eder ve sinir olurdum ancak ailemden biri yürüme yetisini kaybettiğinde gözüme batmaya başlamıştı.

Kimi zaman gittiğimiz yerden içeriye girmek bizim için bir işkenceye dönüşüyordu. O tekerlekli sandalyeyle merdivenleri çıkarmak tek kişinin yapabileceği bir iş değildi. En azından ben yapamıyordum, ablamı düşürürüm korkusuyla denemiyordum da. Sadece bir rampa... Bunu yapmak ne kadar zor olabilirdi? Ne zaman yürüme, görme, duyma veya konuşma yetisini kaybetmiş insanlara engel olmaktan vazgeçecektik?

YAN KARAKTER | TextingOnde histórias criam vida. Descubra agora