VİCDAN

60 22 33
                                    

1250 Batı Roma

Medusa bitkindi. Ruh yorulur muydu? Olmayan bir kalp acır mıydı? Ya hiçlik yok olabilir miydi? Peki bir hayaletken ölebilir miydi? Ölüler intihar edebilir miydi? Medusa bir hiçken bile yorgundu. Bilinmezliğin ötesinde kaybolmuşken ne yapacağını şaşırmıştı.

Şimdiye kadar gördüğü bütün döngüleri düşünmeye başladı Medusa. İkinci halkadan tut on üçüncü halkaya değin bütün yansımaları aynı kaderi paylaşmıştı.

Perseus'un ihaneti, Poseidon'un sapıklığı, Afrodit'in kıskançlığı...
Her seferinde her şey aynı şekilde işliyordu. Her yansıma döngüyü kırmayı denemiş fakat hiçbiri başarılı olamamıştı. Bir yerlerde bir yanlışlık vardı ve Medusa bunu fark edemiyordu. Sinirlendi. Neden bu kadar aptal ve saftı.

Silik ruhunun bir yerlerinde halen var olan kalbi sızladı. On dördüncü halka olan Laila'yı anımsadı. İhanet ve sapıklık tekrar yaşanmış olsa da Afrodit'in kötü emellerine kurban gitmemişti. Laila çok cesurdu. İntihar ederek sevgilisi Daniel'ı katil olmaktan kurtarmıştı. Perseus bu kadar aptal olmasaydı. Bu olaylar tarihin her sayfasında tekrar ve tekrar nüksetmeyecekti.

Perseus, Medusa'yı öldürmüştü. Buna rağmen Medusa'nın ona olan aşkı asla son bulmamıştı. Ve kendini affettirmesi adına her yansımasının hayatına Perseus'un yansımasını da sokmaya çalışmıştı. Son halka da bunu yapmayacaktı. Çünkü Perseus onu kurtarmayı asla başaramayacaktı.

Medusa döngüyü çatlatan kızın mezar anıtına doğru yavaş yavaş ilerliyordu. Halkayı çatlatmak döngü de bir açıklık meydana gelmesine neden olacaktı. Neler olabilirdi açıkçası Medusa'nın bu konuda hiçbir fikri yoktu. Böyle bir durumla ilk defa karşılaşıyordu. Düşünceleriyle dolu kafasını kaldırdı Medusa. Mezarın başında oturan adamı tanıması zor olmamıştı.

Daniel mezar taşına takılan tacı ellerine aldı. Benliğine yenik düştüğü her saniyeden nefret ediyordu. Eline cebine koyarak Laila'ya aldığı yüzüğü eline aldı. Uzun uzun yüzüğe baktı. Nasıl da heyecanlıydı ama o hata yapmıştı.

Meyhanedeki kadın, yanağına öpücük kondurarak şimdi defolabilirsin demişti. Kadına anlam veremeyen Daniel:

"Anlayamadım."

"Seni oyalamama artık gerek kalmadı Perseus."

"Perseus!!"

"Salak kocam yine aynı hatayı tekrarlamıştır bile. Sıra benim gazabım da..."

"Açık açık anlatsanaaa!!"

"Laila'yı harap olmuş bir halde bulacaksın. Çünkü dilencinin teki ona zorla sahip oldu. Sen benim tenimde oyalanırken başkası senin dokunamadığına dokundu"

Daniel başından vurulmuşa dönmüştü anlayamıyordu ve anlam veremiyordu.

"Ne diyorsun sen?"

"Laila artık kirli bir bez parçası. Ve ben onu yok edeceğim sıra bende.."

Afallayan Daniel hemen toparlandı, meyhaneden fırlayarak dışarı çıktı. Dere kenarına doğru koşmaya başladı. İçinden dualar ediyordu. Laila'ya bir şey olursa yaşayamazdı.

Dere kenarına geldiğinde Laila'yı orada bulamadı. Her yeri didik didik aradı fakat sevgilisine dair bir iz dahi bulamadı.

Geçen defa Laila ile oturdukları ağacın dibine kadar geldi. Kendi ahmaklığından Laila'nın başına bir şey gelirse hayatı boyunca kendini affrtmezdi. Aklına kötü düşünceler doldukça kendini kaybediyordu.

Ağacın gövdesine yumruklarını indirdi. O kadar sert vuruyordu ki bütün korkuları bu şekilde yok olacakmış gibi hissediyordu. Kanayan yerler sızlıyordu fakat kendine olan öfkesini asla dindiremiyordu. Garipten sesler duymaya başlayınca duraksadı.

MEDUSA "Son Halka"जहाँ कहानियाँ रहती हैं। अभी खोजें