"Bana düzgünce söyler misiniz? Hiçbir şey anlamıyorum!"

"Lanet olsun, Nina! Sana zarar vermekle tehdit eden o adam Nick'in şirketini batırmakla uğraşıyor, anlasana işte. Nick sana bir şey yapmasından korkup ihaleden çekilmeye karar vermiş ve şimdi de şirket büyük bir masrafa girecek."

"Nerede şu an? Söyledi mi?"

"Evindeymiş."

"Beni biriniz oraya götürsün. Hemen!"

Evinin ziline art arda basarken kapıda sabırsız bir şekilde dikilmeye başlamıştım. Kapı bir süre açılmadı. Bakışlarım bahçenin dışında beni buraya bırakan Kol'a döndü. Hani evdeydi dercesine ona bir bakış gönderirken kapı sonunda açılmıştı. Kol da bunu fırsat bilip arabasını çalıştırmış ve ayrılmıştı buradan.

Bakışlarım Nick'in üzerinde gezindiğinde sıkıntılı bir nefes aldım. Birkaç gün önceki hâlinden eser kalmamıştı. Gözleri iyice kızarmış, göz altları uykusuzluktan olsa gerek şişti. Dağınık saçlarının bir kısmı alnına düşmüştü. Bakışları o kadar boştu ki bende ağlama isteği uyandırıyordu.

Bir anda parmaklarımın üzerinde yükselerek kollarımı boynuna doladım. Ona sımsıkı sarılırken o da sanki bunu bekliyormuş gibi anında bana karşılık vermiş, kollarını sıkıca belime dolayıp kafasını boynuma gömmüştü.

Beni içeriye doğru çektiğinde kapıyı ayağımla arkamdan kapattım. İkimiz de geri çekilmeden bir süre öylece kaldık. En sonunda parmaklarımın üzerinde duramayacak hâle gelene kadar kollarımı çözmeyi bir saniye bile düşünmemiştim. Fakat ayaklarım acımaya başlamıştı.

Geri çekilmek için bir harekette bulunduğumda Nick birden kalçalarımdan tutup beni kucağına aldı. Adımlarını salona doğru yöneltip tek kişilik koltuklarda yerini alırken ben de iyice sokulmuştum ona. Başımı omzuna yaslayıp kollarımı beline doladım.

Hiçbir şey söylemeden uzun bir süre o şekilde kaldık. Şu an ona ne söylersem söyleyeyim etki etmeyeceğini bildiğim için boşuna kendimi yormakla uğraşmamıştım. Ama bir yandan da kendimi suçlu hissetmeden edemiyordum.

Benimle birlikte olmak yerine işlerini tercih edecek kadar şirketini önemseyen birisiydi ve şimdi hayat resmen onunla dalga geçercesine ikimiz arasında seçim yapmasını istiyordu ondan. Nick ise bunu kabullenmiş gibiydi.

Büzüldüğüm kollarının arasından doğrulup ona yönelttim bakışlarımı. Kafasını geriye atmış, gözleri kapalı yatıyordu. Belimde duran elleri sanki bulunduğum yeri terketmemem için beni daha da kendisine çektiğinde uyumadığını böylelikle anlamış olmuştum.

"Bu ihale ne zaman?"

Yatış şeklini bozmadan "Sana bunu Bash mi söyledi?" diye sordu. Yeterince belliydi zaten, o yüzden üstelemedim. "Konumuz bu mu gerçekten? Söylesene işte."

"2 hafta sonra."

"O zamana kadar ne yapacağına karar vermek için daha çok vaktin var. Ne diye vazgeçiyorsun hemen?"

Derin bir nefes alıp kafasını yasladığı koltuktan kaldırdı ve "Sen bunları düşünme, küçük hanım," dedi. Elimde değildi ki. Onu ilgilendiren en ufak bir şeye bile burnumu sokmadan yapamıyordum.

"Bana ne, o ihaleye katılacaksın ve kazanacaksın. Hem belki seni korkutmak adına yapılan boş bir tehditti. Bunu bilemeyiz ki."

"Hayatını riske atmamı isteme benden! Bunun şakası olmaz, Nina. Belki hiç beklemediğin bir anda bindiğin taksiye çarpıp kaza süsü verirler. Belki de gece vakti evine girip seni darp ederler. O kadar safsın ki paranın insanların gözünü nasıl boyayabileceğini tahmin dahi edemiyorsun."

Omzumu silktim. Bunu daha sonra da düşünebilir, ona göre önlemlerimizi alabilirdik. Önemli olan şu andı. Onun moralini biraz olsun yerine getirmem gerekiyordu. Şu an asla bir şeylerden memnun olmayan huysuz dedeler gibiydi.

"Film izleyelim mi?"

Benden böyle bir çıkışı beklemiyor olacak ki "Şimdi mi?" diye sordu şaşkınca. Başımla onayladım onu. Yüzünde hafif bir gülümseme oluşurken "Animasyon izleyeceğiz, değil mi?" diye sordu tekrardan.

"Tam da öyle. İnanılmaz Aile'ye ne dersin?"

"Hayır deme şansım yok gibi gözüküyor."

Oturduğum kucağından ayaklanıp mutfağa doğru ilerlerken "Televizyonu hazırla. Yanında yiyecek bir şeyler bulacağım," dedim. Yüzümdeki gülümsemeye engel olamamıştım.

Başkalarına karşı oldukça sert ve despot görünen adam iki dakikada pamuk şeker olmuştu resmen. En önemlisi de bunun sadece bana özel olmasıydı.

Gerçekten de bazen beklenmeyecek şekilde iyi anlaşabiliyorduk. Yine o anlardan birindeydik sanırım. Hayatımızda kötüye giden birtakım olaylar yaşanmış olmasına rağmen mutlu olabilmenin bir yolunu buluyorduk. Ve bu his paha biçilemezdi...

deniz kızı ile sarhoşlar masalıWhere stories live. Discover now