[tamamlandı]
"Ne yapmamı istiyorsun Domenic, sana abi dememi falan mı? Cidden bunu mu istiyorsun benden?!"
"Evet... Doğru olan bu."
"Senin düşüncen bu!"
Sinirle ellerimi saçlarımın arasında gezdirip arkamı döndüm. Kollarımı mutfak tezgahına yaslayıp...
Önce Claire onlara gösterdiğim fotoğraflara baktı. Ardından sırasıyla Jenna ile Hannah da kararsız kaldığım fotoğrafları detaylıca incelemeye başladı.
"Orda kolun çok havada çıkmış. Şu daha iyi."
"Bence de."
Nick ile ikimizin olduğu, karar kıldığımız fotoğrafı çok beklemeden instagramda paylaştığımda art arda gelen bildirimlerde oyalanmaya başladım. Ciddi anlamda ilk defa onunla bir fotoğrafı paylaşmıştım.
Bunun en önemli sebebi aramızda kesin bir şey olmadan fotoğraf paylaşıp birkaç hafta sonra silmek istememiş olmamdı. Bu çevremdeki kıskanç insanları sevindirirdi çünkü. Şu anın tam doğru zaman olduğunu düşünüyordum.
"Ee, başka ne yaptınız? Anlatsana kızım."
Jenna'nın sorduğu soruyla telefonumun ekranını kapatıp bacağımın üzerine bıraktım. Bana beklentiyle bakarlarken "Nick oraya en başında işleriyle ilgilenmek için gitmişti, çok da bir şey beklemeyin. Sadece dönmeden önceki gün etraftaki yakın yerleri gezebildik. Bu yüzden size anlatabileceğim daha fazla bir şey yok kızlar," diye cevap verdim.
Onların asıl merak ettiği şeyi tahmin edebiliyordum. Nick ile aramızda bir şeyler geçip geçmediğini öğrenmeye çalışıyorlardı. Lakin Nick orada kaldığımız süre boyunca sabah uyanır uyanmaz iş toplantılarına gidip akşam geç saatlerde otele döndüğü için sadece akşamları birbirimizi görebilmiştik. O sürede de yorgun olduğundan dolayı uyuyordu zaten.
"Yakışıklı çocuklar var mıydı?"
"Kız nerden bilsin Jenna? Sevgilisi varken başka erkekleri mi kesecekti?"
"Haklısın."
Onların aralarında atışmalarına gözlerimi devirmekle karşılık verdim. Telefonumu tekrardan elime aldığımda onca bildirimin arasından asıl dikkatimi çeken şeyi okudum. Nick'in bir fotoğrafta benden bahsettiği yazıyordu. Hızla bildirime tıklarken "O da fotoğrafımızı paylaşmış," dedim yanımda oturan Claire'i dürtüp.
Kızlar fotoğrafa bakmak için kendi telefonlarını çıkardığında ben çoktan girmiştim bile. Fotoğrafı görür görmez yüzümde geniş bir gülümseme oluştu. Lakin açıklamaya yazdığı şeyi fark ettiğimde elimle alnıma vurma isteğime son anda engel olmuştum.
Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
Fotoğrafın altına 'Little but lucky boss' yazıp güya günler önce Noah ile yaşadıkları olaya gönderme yapmıştı. Oysa bu basit ve gereksiz olayı çoktan unuttuğunu düşünüyordum.
"Şanslı patron ne ya? İnsan 'seni seviyorum' falan yazar."
Hannah'ın konuşmasıyla bakışlarım onu buldu. Boş boş onun yüzüne baktığımı fark ettiğinde ise "Yoksa sana daha önce hiç o iki kelimeyi söylemedi mi?" diye devam etti konuşmasına. Kafamı olumsuzca sallayıp bakışlarımı telefonuma çevirdim. Ben daha önce hiç bunu düşünmemiştim.
