SERDAR
Tam kapıdan çıkacaktık ki Celil önümüzü kesti. Ne oldu acaba onu normalde pek böyle davranmazdı. İndim araçtan benimle birlikte Şahin ve Doktor da indi.
“Celil ne bu hal gelicem demiyceksin herhalde.”dedim. Belli olmaz Kordon bu sonuçta.
“Hayır, komutanım ve sizde gitmeyeceksiniz çün…”
“Astsubayım bu ne demek şimdi.”lafını kestim sanırım.”devam et Celil.”dedim yaptığımı telafi etmeye çalışarak.
“Komutanım bu hainler bizi verdikleri adrese çekecek, sonra da karargâha saldıracakmış.” dedi nefes nefese kalmıştı.
“Peki, bunu sen nerden öğrendin Celil?”dedim. Bir rahat duramıyorsun ki astsubayım kardeşim ne çeviriyorsun Allah bilir.
“Komutanım bunun bir önemi yok sadece bir arkadaş.”
“Peki, bu arkadaşa ne kadar güveniyorsun Celil?”
“Hiç!”dedi. Kordon mu bu ne diyor?
“Kordon dostum iyi misin sen?”diye lafa karıştı Doktor ama haklıydı bu sefer.
“Doktor kes zevzekliği!”diye karşı çıktı.
“Komutanım bence de neden güvenmediğiniz birini dinleyelim ya o yalan söylüyorsa?”diye katıldı Şahin. Celil sakince bana döndü kafam karmakarışık olmuştu.
“Komutanım biliyorum saçma ama kendini ispatlamak isteyen cesur birisi bunu bana söyleyen. Evet, tanımıyorum ama yalan konuşacağını tahmin etmiyorum.”diye ekledi Celil.
“Kordon dostum sen tanımadığın birine güveniyorsun ve iç sesini dinliyorsun öyle mi?”dedi Doktor.
“Komutanım Doktor a katılıyorum.”dedi Şahin.
“Yürü be yağız oğlan!”diye ekledi doktor.
“Komutanım oraya da gidelim isterseniz ama burada da kalmalı bazıları bence sonuçta siz de haklı olabilirsiniz ama ben yalan söylediğini düşünmüyorum.”dedi Celil. Ne yapmalıyım? Celil haklı olabilir mi? Bu hain her şeyi yapabilirdi. Evet, Celil e güvenmeliydim.
“Tamam, Celil burada kalacağız bakalım arkadaşın doğru mu söyledi? Ama yine de arabalar karargâhtan çıksın ki şüphe çekmeyelim.”dedim. Evet, doğru olan kardeşim kadar sevdiğim bu deli astsubaya Kordon Celil e güvenmekti.
“Haklısınız komutanım şu an bizi takip ediyor olabilirler.”dedi Celil. Evet olabilirlerdi. Evet, anlamında kafamı salladım. Ve askerlerime dönerek.
“sen, sen, sen ve sen bu adrese gidiyorsunuz çatışma çıkmayacak anlaşıldı mı? Bizi her durumdan haberdar edeceksiniz.”dedim.
“Emredersiniz komutanım!”diye bağırdılar inşallah sağa salim döneceksiniz. Ya da Celil in Kordon damarını tutturacaksınız.
Hareketlilik yoktu neredeyse yarım saat oldu. Ya yanlışsa diye düşünmeye başladım.
“Kordon gelip giden yok.”dedim. Kordon saatine baktı ve bana döndü.
“komutanım bizimkiler şu an verdiğiz adrese ulaşmış olmalılar gerçekten uzaklaştıklarında saldıracaklardır biraz daha bekleyelim.”dedi. Yanılmaktan korkuyordu sanırım. Biraz daha beklemeliydik çünkü haklıydı. Bir hareketlilik mi var?
“Bir hareketlilik var sanırım.”dedim emin değildim.
“Bakayım komutanım.”dedi Celil ve dürbünle baktıktan sonra bize döndü. Doktor’a, Şahin’e ve bana.
“Doğru söylemiş komutanım buradalar başlarında da Botan şerefsizi var.”
“Haklısın Celil gördüm. Peki ya arkadaşına bir şey olursa onu nasıl tanıyacağız”
“Evet, komutanım onu vurabiliriz.”diye hak verdi Şahin.
“bilmiyorum, zaten pek önemli de değil sanırım.”dedi Celil hepimiz şaşırmıştık. Bu ne demekti şimdi?
“Celil ne demek bu sonuçta güvenmesen de verdiği bilgi doğru çıktı dimi?”dedim şaşırmıştım. Beklemiyordum böyle bir cevap.
“komutan doğru söylüyor.”diye destek verdi Şahin ile Doktor.
“Affedersiniz ben o anlamda demedim. Bizim onu bulmamız çok zor o anladığım kadarıyla inatçı biri, komutanım şunu demek istiyorum o canından vazgeçmemişse biz ona bir şey yapamayız zaten. Bu onun elinde bu konuda bir şey söylemedi ama isterse bunu bildirir bundan emin olabilirsiniz.”dedi. Doğrudur zaten aramızda onu en iyi tanıyan Celil’di.
“Tamam, ama biz yinede dikkatli olalım.”dedim. Ve bir kuşun atıldı.
ALLAH AŞKINA OKUYAN VAR MI? CEVAP GELİRSE ATARIM YOKSA KALIR...
