-22-

3.7K 315 63
                                    

Yayınevinde çalışmaya başladığımdan beri yaklaşık 30 kitabın çevirisini yapmıştım

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Yayınevinde çalışmaya başladığımdan beri yaklaşık 30 kitabın çevirisini yapmıştım. Şimdiye kadar çevirdiğim tüm kitaplarda zorlandığım noktalar olmuştu ancak bu defa çeviri yaparken ilk defa bu kadar zorlandığımı düşünüyordum.

Geçen gün sevgili patronum Halit Bey'in gönderdiği dosyayı hatırlıyor musunuz? İşte tam da o dosyanın üzerinde çalışıyordum. O dosyanın gecenin bir vakti mailime ulaşmasından bir zorluk çıkacağını anlamalıydım. Yazmaya yeni başlamış birisi olduğunu net bir şekilde söyleyebilirdim. Yaşadığı zaman kaymalarına laf edemiyordum çünkü o an aklındakini unutmadan yazmak istediği için gelecek zamanla çekimlerken hata yapmış olabilirdi. Ancak bu kadar sık bir şekilde gerçeklemesine cidden anlam veremiyordum.

Ben sinirle oflarken kapımın zili çaldı. Herhangi bir sıkıntı daha yaşanmaması için çevirdiğim yere kadar belgeyi kaydettim. Kapıdaki kişiyi daha fazla bekletmemek için hızlıca kapıyı açtığımda şok olmuştum.

Gözaltındaki morluk, dudağının ve kaşının yanından akıp yanağında kuruyarak kalmış kanlı görüntüsüyle Kıvancı görmeyi hiç düşünmemiştim.

''Hiih!'' içime çektiğim nefesimle birlikte onu incelerken Kıvancın yüz ifadesini ise tam okuyamıyordum.

''Ne oldu sana? '' Elimle içeri geçmesi için işaret ederken tek hamlede ayakkabılarını çıkarıp içeri geçmişti.

Kıvanç hemen mutfağa girip kendine bir bardak su koydu. Bardağı dudaklarına götürürken ise acı çektiği çattığı kaşlarından anlaşılıyordu. Yavaş yudumlayarak içtiği suyu bitince bardağı lavabonun üzerine bıraktı. Sandalyeye yerleşirken ben de yaralarına pansuman yapmak için banyodaki ilk yardım kutusunu almaya gittim. Döndüğümde ise Kıvancı eliyle gözünün etrafına dokunurken buldum.

''Anlatmayacak mısın?'' Elimdeki kutuyu açarken içindeki malzemeleri özenle masaya dizdim. Gazlı beze döktüğüm batikonun kapağını kapattıktan sonra özenle ve yavaş bir biçimde kaşını temizlemeye başladım. Gazlı bezin kaşına değmesiyle irkilse de konuşmaya başlaması da bu an da olmuştu.

''Acile bir hasta geldi. Hemen peşinden de yakını. Halil ve Burak hastaya bakarken ben hasta yakınını müdahale alanından çıkarmak için yeltendim. Hasta yakını da bu yaptığıma karşılık yüzüme kendinden hatıralar bıraktı.''

Beynimde dolanan, uzun yıllardır hatırlamadığım ama varlıklarını hisseden küfürler ağzımdan çıkmak için çabalıyorlardı. Kıvanç duydu mu bilmiyordum ancak mırıldanma eşliğinde ağzımdan çıkmalarına izin verdim. Yarasından akmış kanla enfekte olan kanlı bezi bir poşete attım. Yeni aldığım gazlı beze batikon döküp bu sefer dudağının etrafındaki yaraya odaklandım. Hızlıca o yarayı da temizledikten sonra gazlı bezleri attığım poşeti sıkıca kapatıp bir poşete daha koyduktan sonra çöp kutusuna attım. Buzluktan çıkardığım buz küplerini de bir poşete koyup Kıvancın gözünün altına tuttum. Kıvanç elini uzatarak elimdeki buz küpüyle dolu poşeti kendisi devraldı.

Aşkın LisanıWhere stories live. Discover now