Bölüm 37 ☁️ Çaresiz.

En başından başla
                                    

 "Ne yapıyorsun, kanka? Sesin bok gibi geliyor." dedi Meray.

"Sahilde oturuyorum öyle. Canım çok sıkkın."

 "Neden?"

 "Sefa... Yine geldi. Bu kez saklanma gereği duymadan çat diye park etmiş arabasını çıkış kapısının önüne. Onu görür görmez bir sinir çıktı tepeme. Sürekli dibimde olacak kadar cesur ama elimi tutamayacak kadar cesaretsiz olmasını kaldıramıyorum. Abimle konuştuğunda her şey güzel olacak, ama korkuyor. Bu kadar korkulacak ne var Meray? Kafayı yiyeceğim ya!" Kız haklıydı.

 "Yuh! Sen onu görünce ne yaptın peki?" Meray olayı bilmiyormuş gibi bir tepki verdi ve Asel ofladı.

"Oraya hiç girme... Salak gibi Berker'in yanına gidip bir yerlere gitmeyi teklif ettim. Sırf kıskansın da kudursun diye. Belki biraz kudurursa gidip abime dökülür dedim. Sefa ufacık sinirlense bile gözü hiçbir şeyi görmez, biliyorsun..." Sırıtarak Sefa'ya baktığımda onun da hafifçe gülümsediğini görmüştüm.

 "Kızım ne yaptın sen ya? Başına bela edeceksin yine."

 "Bir alt sokakta hemen indim zaten, gitmedim bir yere."

 "İyi yapmışsın. Ee, Sefa ne tepki verdi buna?"

"Bilmiyorum. Abim hala aramadığına göre umursamamış demek ki... Belki de benden vazgeçmiştir."

"Ay saçmalama Asel! Senin kafan iyice gitmiş. Çık kafeye gel çabuk, takılırız."

"Tamam." ve vedalaşıp kapattılar. Daha doğrusu Asel çıktı, Meray kapatmadı telefonu. Hızla sessizden çıkardım. Sefa dalgın dalgın telefona bakıyordu.

"İyi misin, Sefa?"

"İyi değilim, malım."

 Meray kıkırdadı ve konuştu. "Akşama siz de gelin. Herkesi çağırıyorum, Feda'ya büyük bir sürprizim var. Hem de şey... Berk bizimle vakit geçirmek istemiş de... Cefa sen istersen-"

"Geleceğim."

  "Tamam," diye mırıldandı ve vedalaşıp kapattık. Yaren geleli 5 gün olmuştu ve o sabahki asansör karşılaşması sonrası bir daha karşılaşmamıştık. Daha doğrusu, birbirimizden kaçıyorduk. Asansör aşağı katta durduysa merdivenlerden iniyordum mesela, annemler onlara hoşgeldin yemeğine gitmişlerdi ama ben gitmemiştim mesela, karşılaşmamak için Feda'dan dera programımı almıştı mesela...

  Bu son yaptığı beni çileden çıkarmıştı, gerçekten. Beni düşündüğü için yapıyordu ama yine de canımı sıkmıştı. Daha fazla kaçasım yoktu, madem buzları eritmiştik o zaman benle aynı masada oturması sorun olmamalıydı.

  Geçen birkaç günde genelde Çağıl'la takılmıştık. Bir şekilde denk geliyorduk işte. Sare ve Atalay'ın yakın arkadaşı olmasıyla da alakalıydı tabii.

  Balın ise sürekli kitapçısındaydı. Bir türlü göremiyordum. Derslerde görüyordum sadece, onda da yanımda Çağıl olduğu için gelmiyordu uzaktan selamlaşıyorduk.

  Sefa toparlandıktan sonra stüdyodan çıkıp kafeye gittik. Hava kararmış, saat akşam 8 olmuştu. Feda ve Meray sahneye çıkmak üzerelerdi yani.

  Sahnenin çaprazındaki uzun masayı bize rezerve etmişlerdi. Çoğu kişi de ordaydı zaten. Sare, Atalay, Atlas, Sarp, hatta Çağıl ve Asel bile. Hafifçe gülümseyip yanında bana ayırdığı sandalyeye oturdum.

  Gülümseyerek yaklaşıp yanağını yanağıma değdirdi. "Hoşgeldin," diye fısıldadı. İçim bir tuhaf olurken gülümsemekle yetindim.

  "Hoşgeldiniz." herkesle merhabalaşınca göz ucuyla Asel ve Sefa'ya baktım. İkisinin gerginliği ortamı da germişti.

Eleysa☁️ (Tamamlandı)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin