39

222 28 29
                                    

Bunu yazarken bu kadar uzun süreceğini düşünmemiştim ama aklımdakilere bakılırsa baya uzun sürecekmiş gibi.

Sonunda yeni bölüm atabildim!

Binadan içeri girdik. Kapıya yakın bir yerde duruyorduk. Anıl böyle istemişti.

Neymiş efendim bizi görsünmüş. Yüzsüzlük yaptığımın farkındaydım, istemiyordu işte beni.

Kapıdan giren kişi dikkatimi çekti. Bu oydu. Etrafta göz gezdirirken benimle buluştu gözleri, sonra da hafifçe kaşları çatıldı. Yanıma doğru geliyordu.

Hayır, büyük ihtimalle yanımdan geçip gidecekti.

"Şeyda? Hasta mısın?"

YA SEN ÇİFT KARAKTERLİ MİSİN? İSTEMİYORDUN BENİ NİYE İLGİLENİYORSUN ŞU AN!?

"Değilim" dedim kısa ve net bir şekilde.

Vefa önce göz ucuyla Anıla baktı sonra da konuşmaya devam etti. "Kötü görünüyorsun"

Senin yüzünden aptal.
"Seni ne ilgilendirir?"

"Senin için endişelendim. Ne oldu? Bir sorun mu var?"

Gözlerimi ona diktim sinirle. "Var tabi! Var! Beni istemiyordun hani? Niye ilgileniyorsun şu an? Senin yüzünden üzgünüm oldu mu? Rahatsız etmişim beyefendiyi"
Sinirlerime hakim olamamıştım.

Kaşları çatıldı. "Benim yüzümden mi bu haldesin?"

Bu hal dediğin ne Allah aşkına? Alt tarafı göz altlarım hafif morardı uykusuzluktan ve ağlamaktan akan burnumu sile sile yara olmuştu. Bence gayet insansıydım.

"Evet tabi, çelişkilisin! Numaranı vermeyi reddediyorsun ama beni bir eve getiriyorsun! O evi karıştırdım tamam hatalıyım ama senin hakkında bir bilgi edinmek istedim tamam mı? Bulamadım zaten. Yaptığım tek şey vitrinin alt çekmecelerine bakmaktı. Madem kırmızı çizgindi orası neden getirdin beni? Neden soktun beni oraya? Rahatsız ettiğimi söylüyorsun ama aynı zamanda beni merak ettiğini de söylüyorsun. Söyle hangisine inanayım?"

Bakışlarını yere indirdi. Sonra Anıla döndü. "Rica etsem.."

Anıl anlayıp başını salladı ve uzaklaştı bizden. Ama gözleri hâlâ üstümüzdeydi. En ufak bir sorunda müdahale etmek için hazır duruyordu.

"Seni o eve soktum çünkü benim sahne dışında bir şeyler çalabildiğim tek yer orası. Orası annemin evi tamam mı? Karıştırmanı istemedim çünkü annemin hatırlarına ben bakamazken bir başkasının bakması ağrıma gitti. Rahatsız ettiğini söylüyorum ama bunu hep söylüyordum. Kırdıysam gerçekten özür dilerim"

"Neden başka bir yerde çalamıyorsun?"
Onca sorunun içinden bunu seçmiştim. Ama bana anlatmazdı belki de. Güvenmiyordu bana.

"Bana müziği sevdiren annemdi. Başka bir yerde çalmayı denedim, çok denedim hemde, ama olmadı. Orada çalmaya devam edersem sanki annem hâlâ yanımda olurmuş gibi hissederim sandım."

"Özür dilerim, annen için.."
Öldüğünü anlamıştım. Daha fazla sorgulamadım çünkü bu onu üzüyordu. Bariz bir şekilde.

"Rahatsız etmiyorsun beni. Sadece eğer aksini söylersem gidermişsin gibime geliyor. İlk zamanlar böyle düşünmüyordum ama sonradan sen peşimi bırakmayınca sanki hâlâ... hâlâ beni seven birileri varmış gibi hissettim."

Elimi omzuna koydum. Sarılırım da, o ister bilemedim.
"Seni sevenler varlar. Ben olmasam bile varlar"

Başını iki yana salladı. "Bir insan kendini sevmiyorsa, başka birinin onu sevmesi çok zordur"

Konuşmama fırsat vermedi. Yanımdan hızla çekip gitti.

Ve o an aklıma bir şey dank etti, notalara yansıttığı keder kendi ruhundan mı yansıyordu?

sevdiğim karakterlerin yas tutmasına bayılıylrum..

Piyanist' | Yarı TextingWhere stories live. Discover now