22

264 28 31
                                    

Gürkan neden olduğunu anlamadığım bir şekilde bizdeydi. O bir ayda Anılla çok yakın olmuşlardı sanırım.

Salonda koltukta oturuyordu. Ya da onun gibi bir şey yapıyordu. Sırtı oturduğumuz yere yaslı iken bacakları da koltuğun sırtımızı yasladığımız yerindeydi. Kafasını aşağı sarkıtmış televizyona tersten bakıyordu.

Onu daha fazla düşünmeyip Vefa aşkıma döndüm. Canım bir tanem, kim bilir nasıldı?

"Şeyda, çok durgunsun bugün?"

İçimden Vefa planları yapıyorum. Bir şekilde yakınlaşmam lazım. Canım vefa.

"Sana öyle gelmiş"

"Hiç de bile" dedi kafasını kaldırıp bana bakmaya çalışarak. O pozisyonda biraz zor canım ya...

"İyiyim Gürkan"

"Gürkoşa ne oldu?" Dedi insan gibi oturmaya karar verip.

O koltukta düzelmeye çalışırken bende sonunda ağzımdaki baklayı çıkardım.

"Vefayı düşünüyorum"

Hiçbir şey demedi. Bir süre durakladı.
"Yüzümde bir şey mi var? Niye öyle bakıyorsun?"

"Dalmışım. Söylemesene neyini seviyorsun onun?"

Hızlıca ayaklarını altına alıp tamamen bana döndü.
"Tip olarak mı yoksa karakteristik özelliklerinden mi bahsediyorsun?"

"Karakterini çözecek kadar tanıyor musun onu?"

"Hayır. İlk başta etkilendim ondan. Beni kendine çekiyor, nasıl ve neden bilmiyorum. Buna sevmek denir mi onu da bilmiyorum. Ama etkileniyorum. Fazlasıyla hemde"

"Sevmiyorsun yani?"

"Bilmiyorum dedim ya. Neden soruyorsun?" dedim kaşlarımı çatarak.

"Hiç, merak"

Üsteleyecekken odaya Anıl girdi. "Pes atalım hadi" diyerek aramıza oturdu.

Konu kapanmıştı ve bir daha da açılmadı.

Bu bölüm de geçiş bölümü ila temel bölümü arası bir şey.

Asıl konu birkaç bölüm sonra başlıyor.
Birkaç bölüm? Kaç bölüm hatırlamıyorum çok da olabilir.

Piyanist' | Yarı TextingWhere stories live. Discover now