-2-UZAKLAŞTIRMA-

3K 410 565
                                    

Medya : ÇİLER DENİZ POYRAZ:)

"YÜZBAŞI ÇİLER DENİZ POYRAZ, ÇAĞLA GÜNGÖR, OĞUZ KAPAN, BİNBAŞI BARBAROS SELİM CAN, MELİH HEMEN ODAMA..."
/*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/*/

Bir saate yakındır burnundan soluyan komutanımıza bakıyorduk. Kimse ağzını açacak kadar aklını kaçırmamıştı henüz, hepimiz vatan delisi bireyler olsakda.

Koltuğuna oturup gözlerini birkaç saniyeliğine kapattı. Sonra sıkıntılı bir nefesi burnundan verirken sertçe yutkunup gözlerini tavana dikti. Çatık kaşlarıyla tavana bakmaya devam ederken daha ne kadar böyle bekleyeceğimizi merak etmeye başlamıştım.

-"komutanım." Diye mırıldandı Melih yarbay. Adam resmen mırıldandı lan.

-"Bir sorun mu var"diye devam etti az öncekine göre daha tok bir sesle.

"-Maalesef öyle arkadaşlar. Görev ne kadar gizli tutulsa da içimizde hala kim olduğunu tespit edemediğimiz köstebekler üst makamlar dahil olmak üzere haber uçurdukları şerefsizlere bilgi sızdırmış durumda. " Derin bir nefes aldı . Konuşmanın sona yaklaştığı ve bu sonun bizim hoşumuza gitmeyeceği çok belliydi.

-" Görevde bulunan askerler olmak üzere süresiz uzaklaştırma aldınız ne yazık ki."

-Şaka"diye tısladım.Şaka olmalıydı çünkü. Biz onlar için önemli insanları kurtarmak için kendimizi tehlikeye atmış iken, ve bu görev gizli tutulup ölsek şehit olarak anılmayacağımızı bile bile gönderilmiştik biz bu göreve. Ayrıca TSK 'ya büyük zararlar veren beş büyük kampı ortadan kaldırmıştık. Sonuç ise hüsrandı.

Gözlerime çatık kaşlarıyla bakan komutanıma hitaben konuşsam da isyanımın kime olduğunu odada ki herkes gayet farkındaydı.

-" Komutanım ölsek şehit olarak bile anılmayacağımız bir göreve gönderildik biz. Yine olsa elbette yine gözümüz kapalı kabul ederiz ama bu nasıl saçmalık. Bu görev zaten üst makamlar tarafından verilmedi mi? Bu nasıl bir saçma-."

-"Çiler sakin ol kızım , bende durumun farkındayım ve en kısa sürede çözüleceğinden emin olabilirsiniz. Hepiniz en kısa zamanda tekrar üniformalarınıza ve görev yerlerinize geri döneceksiniz ama şuan elimden bişey gelmiyor. "

Siktir ama. Ölmeyi göze aldığım üniformamı benden almak istiyorlar.Kocaman bir siktir ya.

Tuğgeneral kendisini bile inandırmaya birkaç cümle daha kurduktan sonra odadan ayrılmıştık. Şimdi ben askerlerime bunu nasıl açıklayacaktım. Allah'ım sen yardım et.

Kapıya çıktığımızda üstlerini değiştirmiş adamlara ne diyecektik. İki günde fazlasıyla yorulmuş yinede harika bir iş çıkarmışlardı.

Melih yarbay bir adım öne çıkınca hazır olsa bekleyen adamlar daha da büyük gözüktü gözüme. Bu kadar uzun muydu bunlar be?

"-Toplandı odasında bizi bekleyin beyler ." diyip önden ilerlemeye başladı. Birşey anlamayarak birbirlerine bakan adamlara çaresizce baktım. Çaresiz olduğum anlardan bir daha.

Üstümüzü değiştirmek için bize söylenilen odalara ilerlerken yanımda birşeyler söyleyen Çağla ' ya bakmıyordum bile. Bu kadının hala yanımda ne işi vardı yahu, bir salmadı gitti.

Koridoru dönmemle bana gülen gözlerle yaklaşan can dostumu, dert ortağımı Bahar' ımı görmem bir oldu. Bu kızın burada ne işi vardı.
Hızla birbirimizin kolları arasına girerken ne bize bakan askerler umrumdaydı nede yanımda konuşan yüzbaşı Çağla..

Uzun sarılmamız bittikten sonra ayak üstü sözleşmiş ,birbirimize numaralarımızı vermiş ve farklı yönlere ayrılmıştık. Kamuflajımı çıkartıp bir kot ve v yaka bir badi giyip deri ceketimi elime aldıktan sonra toplantı odasının yolunu tuttum. Belimde hâlâ silahım duruyordu. Onu emanet edeceğimi düşünmek onların hatası olurdu zaten.

PAYİDAR ERVAHWhere stories live. Discover now