-1-ŞEHİT-

5.3K 458 956
                                    

             SELAMÜN ALEYKÜM 🌿
   UZUN ZAMANDIR AKLIMDA OLAN        BİR KURGUYDU.UMARIM     BEĞENİRSİNİZ?.✨

Askerdi onlar, herkes gibi. Türk doğan herkes asker değil miydi zaten. Onlar bu lafı fiile döken yegâne insanlardan ,yegâne kadınlardan birisiydi sadece.

Susmak nasıl bir cezadır. Sen konuştukça rahatlarsın sanırsın ama aslında farkında olmadan derdine dert eklersin. O anki amacın içinin rahatlaması iken sonradan ağzından çıkacak sözlerin başına bela olabileceği gelmez aklına.

Olmaması gereken bir söz vermek, saçma sapan bir iddiaya girmek gibidir. Ve ben bunu fark ettiğimde çok geç kalmıştım. Hırs genellikle kötü kabul edilen bir duygudur halk arasında. Benim ise dönüm noktam olmuştu.

Benim bu dağ başında ne işim vardı normalde. Arkadaşlarımda Miami de güneşlenmek varken Paris'in altını üstüne getirmek dururken bir kayayı kendime siper almış kimsenin bilmediği adım atmak istemeyeceği bir dağda ne işim vardı.

Telsizden gelen askerlerin sesi ile karışan silah sesleri... Kulağımda ki bluetooth kulaklığa doğru bir kere daha bağırdım. Sıkışmıştık bir kayanın arkasında ,siviller ile ve mermim bitmek üzereydi. Destek ekip gelene kadar ölmez isek iyidir.

"-TC köpeği bak son uyarımdır ha bu, ya gel teslim ol yada geberip gidesin sende diğerleri gibi." Diye bağıran şerefsizin sesini kesmek şarttı ama nerde bu şerefsiz piç. Göt korkusuna ancak bir kayanın arkasından saklandığı yerden sesi çıkıyordu. Kendini göstermek yürek isterdi ama onlarda yürek var mıydı işte tartışılır.

Gördüğümü indirmeye çalışsam da sayıca fazlalardı. Bit gibi ürüyorlardı ibneler. Bir anda omzuna saplanan kurşunla geriye doğru sendeledim. Bir bu eksikti zaten. Göz ucuyla az ileride yerde hareketsiz yatan arkadaşlarıma baktığımda ölmemeleri için Allah'a yalvarıyordum.

- "Nerde kaldı lan bu destek ekip. "Diye kükremem ile arkamdaki siviller birkaç adım daha geriye gitti.

Askerlerim ölmek üzereydi, sivillere ne yapacakları meçhul iken ellerine düşmem büyük bir sorundu. Son kurşunu sıkmamla tüfeğimi yere atıp belimde ki beylik tabancamı elime aldım.

-"SIKIN DİŞİNİZİ ASLANLARIM" diye bağırırken gördüğüm şerefsizleri bir bir yere sermeye devam ediyordum. Dilimde duam ,gönlümde iman aşkım, boynumda künyem. Bir yandan sivilleri kontrol ediyor bir yandan askerlerimle irtibatımı kesmemeye çalışıyordum.

Lan daha biri yeni baba olmuştu. Birinin ise günler kalmıştı yavrusunu kucağına almasına.
"Allah'ım onları evladına bağışla"diye mırıldandım.

Üstümüzden geçen F-16 ile nasıl mutlu olduğumu anlatamam. Şerefsiz sürüsünü delik deşik etmiş geldiği gibi gitmişti kurban olduklarım. Dikkatli bir şekilde yerlerimizde çıkarken etrafın güvenliğini sağlayıp yaralı askerlerimin başına geçtim. Birisinin durumu çok ağırdı . Son anlarını yaşıyordu . Evladını göremeden vatanı uğruna gidiyordu. Daha kaç can gidecekti böyle.  Daha kaç evlat babasız kalacaktı, kaç ana evlat acısıyla yanacaktı, kaç kadın yastığa başını tek koyacaktı hayat arkadaşını toprağa verecekti.

-"Fatih yapma oğlum ,dayan koçum bak az dayan. " Askerliğin en kötüsü buydu işte... Kollarında şehit olan saatler önce gülüp şakalaştığın, sabahları muhabbet ettiğin, omuz omuza verdiğin canını emanet ettiğin kişilerin kollarında can vermesiydi.

-" Komutanım ailem size e...ema...emanet.Yavruma sizin adınız ve...ver...verilsin komutanım."

Kesik kesik konuşması ,ağzından gelen kan. Allah'ım alma onu diye yüreğimden ediyordum duamı. Yavrusunu görmeliydi. O yavrucak babasız büyümemeli canı yandığında gözleri babasını aramamalıydı. Baba sevgisiyle büyümeliydi ki herkese tereddüt etmeden yaklaşabilsin. Kendisini eksik hissetmesin.

PAYİDAR ERVAHWhere stories live. Discover now