-5. Bölüm-

4.8K 366 319
                                    

Telefon görüşmesi olayından 1 hafta geçmişti. O günden sonra Kacchan bana biraz... Tuhaf bakıyordu tam anlamadım. Bazen bakıp kendi kendine sırıtıyor. Bazen yanımda "aah profilimi değiştireyim" falan diyor. Tam anlamadım.. Mühim birşey değildir sanırım.
Sırama oturup arkamda duran Todoroki-kun'a döndüm:

"günaydın Todoroki-kun"

"Günaydın Midoriya. Nasılsın?"

"iyiyim teşekkür ederim~ ya sen?"

"bende iyiyim... Hey.. O dallama seni rahatsız etmiyor değil mi?"

"ne? Oh hayır artık iyi anlaşıyoruz.."

"öyle mi? Bu iyi.." arkasına yaslanıp konuşmaya devam ederken Kacchan'ın yanıma oturmasıyla ona baktık. Bana bakıp sırıttı:

"naber bornoz çocuk?" yanaklarım alev almaya başlarken omzuna vurdum:

"k.. Kacchan!"

"hahaha ne vaar?"

"kapat konuyu artık 1 hafta oldu!" Todoroki-kun anlamayarak bize bakarken Kacchan ona döndü:

"bu çocuk seni ortada hiçbir şey yokken ararsa sakın açma"

"ıhm... Tamam..?" Todoroki-kun kafası karışmış bir şekilde cevap verdikten sonra sırasına bakmaya başladı. Ben hala Kacchan'a vurmaya devam ediyordum. Hissetmese de...
Oda bana karşılık verip omzuma gücünü ayarlayamadan vurunca acayip bir ağrı kolumu sardı:

" ah!! " istemeden çıkardığım sesle Todoroki-kun ve Kacchan bana baktı. Kacchan gülerek:

"buda senin yaptıklarının toplamı!" dedikten sonra gözlerime baktı. Canımın yandığını fark etmesini istiyordum ama mal gibi gülüyor!!! Todoroki-kun tam kalkacağı sırada Kacchan telaşla kolumu tuttu:

"iyi misin Deku?! Ben.. Özür dilerim o kadar sert vurmak istemedim" ben şaşkınca ona bakarken Todoroki-kun da yavaşça yerine oturdu:

"a.. B.. Biraz acıttın ama.."

"gerçekten özür dilerim Deku"

"y.. Yo.. Sorun değil Kacchan.. Gerçekten.." ben onu dedikten sonra yavaşça kolumu bıraktı ve vurduğu için pişman olmuş gibi önüne döndü. Bende ne oluyo amk tavırlarıyla önüme dönüp olayı çakmaya çalıştım.

***

O günü bitirip Kacchan'la eve dönerken aklımda hala sabah ki olay vardı. Ben düşüncelere dalmışken Kacchan'ın beni dikizlediğini fark etmemiştim. Bende ona bakınca dudaklarıma baktı. Sonra gözlerime baktı ve konuşmak için kuruyan dudaklarını yaladı:

"bugün beraber takılalım. Evde canım çok sıkılıyor" ben onun o kırmızı gözlerinde kaybolmuşken aynı şeyi bana soru olarak yöneltti:

"bugün beraber takılabilir miyiz?" hafif kafamı silkeledim ve güldüm:

"haha olur. Neden olmasın"

"güzel. O halde marketten birşeyler alalım" evime gelmeden yakındaki markete uğrayıp birkaç şey aldıktan sonra evime geldik. Çantaları kenara koydum ve aldıklarımızı masaya dizdim:

"şimdi yeriz değil mi?" Kacchan'a döndüğümde kravatını gevşetiyordu:

"hm hm" onu biraz süzüp önüme döndüm. Walla adamda iyi mal var.. Lan.. Ne diyom ne alaka şimdi..
Kendi kendime boğuşurken Kacchan yere oturdu. Bana da karşısına oturmam için işaret yaptı. Bende oturdum. Muhabbet edecek bir konu bulamadığım için bende akademiden falan konuşmaya başladım. Oda bana ayak uydurup konuşmaya başladı.

***

Saat gece 1'i bulurken biz neredeyse sızmıştık. Yani,benim kafam pek yerinde değildi. Ara sıra etraf bulanıklaşıyordu. Kacchan'da herşeye gülüyor yada sinirleniyordu. Onun bu hali komikti. Ben gülmeye başladığımda bana da sinirlendi:

"sen neye gülüyorsun?! Hıı?!"

"haha özür dilerim Kacchan. Komik geldin de" ben hala gülmeye devam ederken üstüme doğru gelmeye başladı. Bende yavaş yavaş gülmeyi keserek,o yaklaştıkça arkama doğru yaslanmaya başladım. En son yere birkaç santim kala beni ittirip yere düşürdü ve gözlerime bakmaya başladı.. Gözleri... Farklı bakıyordu.. Tam anlayamıyordum çünkü bulanıktı.. Ama Kacchan gibi değildi.. Yavaş yavaş suratıma yaklaşırken üstünden daha az önce içtiğimiz biranın kokusu gelmeye başladı. Dudağıma kondurduğu öpücükle biraz irkilerek gözlerine tekrar baktım. Oda, tam tanımlayamadığım bir sesle adımı söyledi:

"İzuku..."

EVET! ya ben umarım yansıtmak, anlatmak istediğimi anlatabiliyorumdur. Zaten anlaşılmasa yazılırdı. Beğenen herkese teşekkür ederim. Keyifli okumalar~

My Smallness Love ~BakuDeku~Where stories live. Discover now