Gelen mesajları okuduktan sonra kendi kendine bir şeyler mırıldanıp elleriyle başını ovuşturdu. Ne yapacağını düşünüyor olmalıydı. Lakin bu kısa sürdü. Koltuktan ayaklanıp çalışma masasına ilerledi. Dağılmış masadaki eşyaları karıştırırken aradığı araba anahtarını bulmuştu.

"Seni evine bırakayım."

Sanki mesajlarını hiç okumamış gibi bilmezliğe yatıp "Sen ne yapacaksın?" diye sordum. Bakışları beni bulurken "Gitmem gereken bir yer var," dedi. O kadının yanına gidecekti. Bunu anlamıştım. Ama ben buna izin verecek değildim.

Umursamaz davranmaya çalışıp yere bıraktığım okul çantamı elime aldım ve hâlâ daha oturmaya devam ettiğim koltuktan ayaklandım. Nick bir şey söylemeden odanın kapısına doğru ilerlerken ben de peşinden onu takip ettim.

Odadan çıktığımızda bizi boş bir koridor karşılamıştı. Saat geç olduğu için bütün çalışanlar çoktan evlerine dağılmış olmalıydı. Şirkette bizden başka kalan sadece her katta dolanan güvenlik görevlileri vardı. Onlar da gece vardiyasındaydılar büyük ihtimalle.

Nick hâlihazırda bu katta bulunan asansörlere ilerlerken ben de onu takip ettim. Kısa sürede asansörde yerimizi alıp zemin kata inmiştik bile. Ardından da şirketten ayrılıp otoparka geldik.

Nick arabasının kilidini açıp sürücü koltuğunda yerini alırken ben de yan koltuğa yerleştim. Araba otoparktan ayrılırken içimden onu eve gitmekten nasıl vazgeçireceğime dair düşüncelere dalmıştım. Görünüşe bakılırsa da yol boyunca bunu planlamakla uğraşacaktım.

Aklımdan bir sürü saçma salak bahane geçerken hangisini öne çıkaracağımda karar kılmaya çalışıyordum. Sonuçta geçerli bir bahane sunmalıydım ki onu benimle yukarıya çıkmaya ikna etmeliydim. Yoksa kolundan tutup sürükleye sürükleye evime götürecek değildim yani.

Aslında bunu da yapabilirdim ama her neyse.

Yaklaşık bir yarım saatin ardından araba sitenin girişinde durduğunda derin bir nefes aldım. Role girmeye çalışıyordum. O yüzden masum kız ayaklarına yatmam gerekiyordu.

"Şey, yukarı çıkmak ister misin? Dün bir korku filmi izlemiştim ve gece evde yalnız başıma kalmaktan korkuyorum."

Bana anlamsız bir şekilde bakarken kafamı sağa yatırıp "Lütfen?" diye mırıldandım. Buna dayanamayacağını biliyordum. Çünkü bu şekilde tatlı olduğumu düşünüyordum.

Ona üstü kapalı bir şekilde seçim sunuyordum. Ya beni evime bırakıp o kadının yanına gidecek, sonuçlarına katlanacaktı. Ya da benimle yukarıya gelecek ve o kadının onu beklediği gerçeğini görmezden gelecekti. O yüzden kimi seçeceğine karar vermesi gerekiyordu.

Bakışları önce dışarıya çevrildi. Sonra tekrardan bana döndüğünde hâlâ daha neyi düşündüğüne anlam veremiyordum. Benden önemliydi sanki o kadın!

Arabanın kendi tarafında bulunan kapısını açıp dışarıya çıktığında derin bir rahatlamayla nefesimi verdim. Beni seçmişti. O kadını umursamamış, basit bir bahaneden ötürü bile benim yanımda kalmayı kabul etmişti...

Daha fazla onu bekletmeden kapıyı açıp arabadan çıktım. Nick arabasının anahtarını otoparka götürmesi için sitenin girişindeki güvenliğe bırakırken ben önden ilerleyip çantamdan anahtarı çıkarmıştım.

Evin alt kapısını açtıktan sonra Nick'in ardımdan geldiğini bildiğim için onu kontrol etme gereği duymadan asansörlerin olduğu yere ilerledim. O da kısa sürede gelmişti yanıma.

Sessiz bir bekleyişin ardından asansör evimin olduğu katta durdu. Evin kapısını açacağım için önden ilerleyip hemen ilerideki dairemin bulunduğu yere adımladım. Evin giriş kapısını açıp geri çekildim ve önden içeriye onun girmesini bekledim. Ardından da ben girdim içeriye.

Eve girer girmez kapıyı ardımdan kilitleyip Nick'e döndüm. Bana kapıyı neden kilitlediğimi sorgularcasına bir bakış attığında onu görmezden geldim. Elimdeki sırt çantamı yere bırakırken az önce arabada ona masum bakışlar atan tavrımdan eser kalmamıştı.

Üzerimdeki montun fermuarını açıp askılığa bıraktım ve yönümü ona doğru çevirdim. O ise çoktan salonun ortasında dikilmeye başlamıştı. Bakışlarımı üzerinden çekmeden onun bulunduğu yere adımladım. O da neyi amaçladığımı öğrenmek istermiş gibi beni inceliyordu.

"Ne yapmaya çalışıyorsun, Nina?"

Yüzüme yapmacık bir gülümseme yerleştirdim. Birkaç adımda aramızdaki mesafeyi tamamen kapattım ve tam dibinde durup gözlerimi mavilikleriyle birleştirmek amacıyla kafamı yukarıya kaldırdım.

Nick öylece bana bakarken boşluğunu fırsat bilip onu ellerimle göğsünden ittim. Bedeni yavaşça hemen arkasındaki sehpaya düşerken ellerimi omuzlarına koydum ve ona üstten bakmaya başladım.

Onu buraya tabii ki de birlikte güzel (!) vakit geçirmek için çağırmamıştım. Her ne kadar şu an bana beklentiyle baksa da onu öpecek değildim. En azından şimdilik. Sadece iki gündür beni kıskançlıktan çıldırtmasının sebebini öğrenmek istiyordum.

"Söyle bakalım aptal, o kadın kim ve senin onunla ne gibi bir ilişkin var?!"

deniz kızı ile sarhoşlar masalıWhere stories live. Discover now