2.Bölüm

29K 859 272
                                    

Demiralp bir geceyi daha devirmişti düşünceleriyle. 'istiyorum' demişti lakin enine boyuna düşünmüştü. İnşirah daha 18 yaşındaydı. Bedeni gibi kalbi de küçücüktü. 'Olsun' diye geçirdi içinden. ' Ben büyütürüm onu' dedi. Ona karşı hissettiklerini anlamlandıramıyordu. Aşk değildi, hoşlantı değil, sevda değil.    

Çok başka birşeydi...

Sıkıntılı bir nefes verip odasına girdi. O sırada çaprazında bulunan kapı açılmış, İnşirah dışarı çıkmıştı. Demiralp kaşlarını çatıp izlemeye devam etti. Sabahın bu saatinde neden kalkardı ki? Acaba sevdiğiyle buluşmaya mı gidecekti? Demiralp hareketlenip takip etmeye başladı. Genç kız Demiralp'in düşündüğünün aksine terasa çıkmıştı.  

İnşirah her sabah yaptığı gibi terasa çıkıp gün doğumunu izlemişti. İzlendiğinin farkında bile değildi. Ellerini iki yana açıp esnedi. Üzerini ne olur ne olmaz diye değiştirirdi. Gömleğinin üstüne geçirdiği hırkasına biraz daha sarıldı. En sevdiği şeylerden biri de gün doğumunu izlemekti. Misafirleri olduğu için fazla durmadan arkasını döndü. Demiralp ile burun buruna gelmeyi beklemiyordu. Korkuyla sıçrarken geriye doğru sendeledi. Demiralp kollarından tutmuştu. Öne savrulan saçlarından gelen kokuyla gözlerini kapattı. Sarhoş olmuş gibiydi. Silkinip karşısında, kollarında olan kıza baktı. Şaşkınlıkla kendisine bakıyordu. 

"Dikkat et, düşüyordun." dedi buz gibi sesiyle. 

"B-ben gideyim." 

İnşirah kendini kurtarıp koşar adımlarla odasına indi. Kapıyı kapatıp arkasına yaslandı. Elini yüreğinin üstüne koydu. Kalbi dışarı fırlamak ister gibi çarpıyordu. Korkmuştu. Onu her gördüğünde kalbi böyle çarpıyordu. Kendini ailesine ihanet ediyormuş gibi hissediyordu. Yapmamalıydı. Bu yanlıştı. Kendine gelince üstüne başına çeki düzen verdi. Saçlarını balık sırtı ördü. Hazır olunca odasından çıkıp mutfağa indi. Nisa ve Ayşe teyze kahvaltı hazırlıklarına başlamıştı. 

"Günaydın."

Ayşe teyze gülümseyip başını salladı. Nisa da samimi bir şekilde karşılık verince İnşirah da kolları sıvadı. Sofra bezini alıp bir kat üste bulunan yemek odasına girdi. Sofra bezini masaya serip yeniden mutfağa indi. Bu seferde kahvaltılıklarla yukarı çıktı.  Onları da masaya yerleştirdi. O sırada Özlem yengesi de kalkmış, mutfağa iniyordu.

"Günaydın yengem."

Özlem başını kaldırıp İnşirah'a baktı. Gülümseyip yanına gelmesini bekledi. Yanına ulaşınca merdivenleri inmeye başladılar. 

"Günaydın kuzucuk. "

Kalan işleri de halledip ev ahalisinin kalkmasını beklediler. Mutfağa ilk inen Gül hanım olmuştu. Yaşının verdiği yavaşlıkla merdivenleri anca inebilmişti. 

"Günaydın."

İçeridekiler başını kapıya çevirip baktılar. İnşirah gelenin Gül hanım olduğunu görünce yerinden kalkıp oturması için Gül hanıma çevirdi. Gül hanım gülümseyip oturdu. İçinden kahkaha atıyordu. Allah'a hep ' torunuma, ailemize yakışır bir gelinimiz olsun' diye dua ederdi. Sonunda istekleri gerçek olacaktı. 

İnşirah ekmek almaya gideceğini belirtip mutfaktan çıktı. Yukarıya, Baran abisinin odasına çıktı. Genelde bir yere gideceğini ona belirtirdi. Kapıyı çalıp kafasını uzattığında abisinin uyanmış  olduğunu gördü. 

"Günaydın abim."

"Günaydın kardeşim."

İnşirah odaya girip abisine yaklaştı. Yanağına bir öpücük kondurdu.

KÖRDÜĞÜM Where stories live. Discover now