Dert kutusunun hikayesinide anlatayım size, ortaokuldayken 29 Ekim için ront gösterilerinin hazırlıkları başlamıştı tabiki ailem katılmama izin vermediler, zaten onlara söylemeden de izin vermeyeceklerini biliyordum, ağlayarak eve doğru yürümeye başladım, mahallenin girişinde bazen arkadaşlarla kendimize macera yaratmak için gezindiğimiz eski bir ev vardı bir gün orada gezinirken minimal bir kutu buldum üzeri siyah kadife ile kaplı ve kapağında ince bir metal bulunuyordu, belkide eskiden bu evde yaşayan genç bir hanımefendinin takı kutusuydu ya da herhangi bişi için kullanılan bir obje, çok hoşuma gitmişti ama alıp yanımda eve götüremezdim, o yüzden onu yerinde sahiplenmeye karar verdim, arkadaşlarımda o kutuyu sevdiğimi bilirlerdi o yüzden evi gezerken o kutu bana özelmiş gibi yaklaşmazlar evin diğer kısımlarında gizem ararlardı, bende kutuyla baş başa kaldığımda kapağını açar hayallerimi anlatır sonrada beni dinlediğinden emin olarak tekrar kapatırdım, yine eski eve uğradım ama bu defa arkadaşlarım ağladığım için benimle dalga geçmesinler diye son dersi kırarak erken çıktım okuldan, içimdeki öfkeyi üzüntüyü açtım kutuya anlattım ve kapağını kapattım. O gün bugündür o kutuya hayallerimden çok dertlerimi sığdırmaya çalışıyorum.
YOU ARE READING
Kaktüsü Öpmek
RomanceSadece bir dakikalığına tüm karmaşa tüm kalabalık sonlanmıştı, bu anlamsız sessizlikten fırsat bulan özü konuştu : Bir kaktüsü öptüğünde dudağından bal damlamasını bekleme..
