Yıkım

3.3K 185 19
                                    

BORA SAYGIN

Sabah defne ile ne kadar güzel bir başlangıç yapmıştık oysa birde şimdi ki duruma bak . Doğuya çok sinirlenmiştim ne gerek vardı geçmişi hatırlatmaya? zaten hiçbirimiz kendimizi tam olarak affetmemiştik nasıl affedebilirdik ki zaten ?

Defne tüm olan bitene rağmen bize karşı o kadar güzel bir tavır sergilemişti ki adeta defnenin güzel kalbinin altında eziliyorduk. "Doğu ne bok yemeye hatırlatıyorsun lan geçmişi? Sen böyle yaptıkça nasıl toparlayacak bu kız ? " doğu öfke ile yemek masasından kalktı ve karşıma dikildi .

"dayanamıyorum abi ben bu kızın kalbinin altında eziliyorum resmen. Siz ne çabuk unuttunuz ona yaptıklarımızı aklım almıyor" ne diyordu bu ? "ne unutması lan unuttuk mu sanıyorsun? sence her şey düzeldi mi ? hepimiz eziliyoruz defnenin kalbinin altında ama geçmişi ona hatırlatmak en çok onu yaralıyor "

Doğunun gözleri dolmaya başlamıştı. Ciddi anlamda çok yıpranış gözüküyordu " abi ben her gece kabuslarımda defneyi görüyorum ona yaptıklarımızı... gidiyor abi... gelmiyor ..." doğu bunları söylerken yere çökmüş hıçkırarak ağlıyordu .

nasıl abiyim ben kardeşimin birini kendi ellerim ile bitirdim diğer kardeşim kim bilir kaç aydır psikolojik anlamda bitik durumda ama farkında bile değilim. Ben de doğunun yanına çöküp sıkıca sarıldım kardeşime " yine gidecek abi " hayır buna izin vermem veremem gidemez .

"abim aslanım sakinleş gitmeyecek bir yere defne bırakmaz bizi böyle " doğuda sıkıca sarılmıştı. İlk defa bu denli bitik görüyordum onu . yaklaşık 1 saat orada öylece oturduk . Kalkmamıza sebep olan şey ise benim telefonumun ardı ardına defalarca çalmasıydı . Arayana baktığımda doruk olduğunu gördüm bir şirket meselesi yüzünden 3 günlüğüne ülke dışına çıkmak zorunda kalmıştı.

"efendim doruk " derin derin nefes alış veriş sesleri geliyordu telaşlı gibiydi " abi defne okuldan aradılar defne yokmuş okulda " ne ne diyordu bu çocuk böyle " ne saçmalıyorsun doruk sabah okula gitmek için çıktı evden" seslerimizi duyan doğu bir gariplik olduğunu anlamıştı.

" defne gitmiş demi biliyordum işte gideceğini demiştim sana " doğu hızla evden çıktığında her ne kadar peşine de gitmek istesem önceliğim defneydi " tamam doruk sen kapat ben okul idaresini arayıp korumalara söyleyeceğim " doruk cevap vermeden telefonu kapatınca.

Hızlıca evden çıktım. Bahçeye geldiğimde ilk işim defneyi okula bırakan korumanın yanına gitmek oldu "defne okulda değilmiş sen defneyi okula bırakmadın mı ?" koruma tedirgin şekilde yüzüme bakıp " hayır efendim ben okula bıraktım hatta okulun içine girene kadar da bekledim " lan neredeydi o zaman bu kız " garip bir durum var mıydı peki dikkatini çeken bir şey falan ?" koruma biraz düşünüp " aslında efendim yol boyunca ağladı eve geri gelmeyi de teklif etmiştim ama kabul etmedi okula gitmek istediğini söyledi ben de daha fazla ısrar etmedim" kafa sallayıp arabama doğru ilerledim

sabah olanlar defneyi çok üzmüştü keşke öylece gitmesine izin vermeseydim aptal kafam . Öfkeyle elimi direksiyona geçirdim. Kim bilir doğu nereye gitmişti . Aklıma dedem gelince telefonumu cebimden çıkardım belki yine dedeme gitmiştir defne.

dedem 3. çalışta açmıştı telefonu " oooo aslanım sen beni arar mıydın ya ?" off acaba direkt sorsa mıydım yoksa ağzını mı arasaydım " ya dedem kusura bakma işler falan yoğun oluyorum biraz yoksa ararım biliyorsun " dedem hafif gülüp " e napıyorsunuz defne kızım neler yapıyor okulu nasıl gidiyor ? " dedemin de haberi yoktu işte kafayı yemek üzereydim resmen çaresizce kalmıştım.

"iyi dedem defne benim şimdi kapatmam lazım ben daha sonra ararım " telefonu kapatıp sertçe yan koltuğa fırlattım neredesin kızım nerede ?



DEFNE SAYGIN

Çınarla okuldan çıktıktan sonra bir pastaneye gitmeye karar verdik. Aslında ben karar verdim çünkü canım pasta istemişti. " çınar acaba okula gitmediğime dair abimlere bilgi gider mi ? " çınar düşünüyormuş gibi tavır sergileyip "yok kızım ya gitmez ilk devamsızlık sonuçta hem lise artık bura ilkokul değil ya "

çınarın dedikleri beni bir nebze de olsa rahatlatmıştı. Bunun verdiği rahatlık ile çınarın koluna girip pastaneye girdik. Hesabı ben ödemek istiyordum ama çınar buna izin vermezdi o yüzden çok pahalı bir sipariş olsun istemiyordum. "Çınar şey ben pastanın hepsini bitiremem eğer sen de istersen ortaya bir tane alsak beraber yesek ? " çınar beni süzüp doğrulumu tartıyordu.

en sonunda "iyi seç seç pastayı "garson yanımıza geldiğinde heyecan ile "buldum buldum çilekli pasta " çınar bu halime gülüp " abi bize bir çilekli pasta bir portakal suyu birde çay " garson kafası ile bizi onaylayıp gitmişti .

siparişlerimiz geldiğinde çınarla sohbet ede ede yemiştik. Aklıma gelen şey ile durgunlaşmıştım. Çınar bir gariplik olduğunu anlamış olacak ki anlatmam için gözümün içine bakıyordu. " Çınar annemin mezarı oraya gidelim mi ben gitmedim de hiç ? " çınar hafif bir şaşkınlık ile gidelim dedi hesabı ödeyip dışarı çıktığımızda buraya pek uzak olmayan bir taksi durağına ilerledik.

taksiye bindiğimizde mezarlığın adını söyledim . Kafamı cama yaslayıp yolu izlemeye başladım. Garip şekilde durgunlaşmıştım. taksi durduğunda çınarın parayı uzatmasına izin vermeden ben ödemeyi yaptım " buraya benim için geldik kötü kötü bakma " çınar bir şey demeyip ilerlemeye başladı.

Annemin mezarının başına geldiğimde gördüğüm kişi ile ufak bir şok yaşadım çünkü perişan haldeydi. içime oturan ufak bir sızı ile mezarın başına doğru ilerlemeye başladım.



"""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""""

YORUM VE VOTE YAPMAYI UNUTMAYIN

SİZLERİ SEVİYORUM

ACIYA DOKUNMAK Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin