9. Bölüm

899 123 105
                                    

Yüce Tanrım.

Beni öpüyordu...

Aralanan dudaklarımdan içeri dilini itti. Benimkini hafifçe okşarken çevremizde ki gözleri, bulunduğum ortamı ve geri kalan her şeyi unutup sadece anın büyüsüne kapıldım ve ona karşılık verdim.

Elini yavaşça sırtımdan yukarı enseme çıkardı. Tenime dokunduğu heryerin alev aldığını hissediyordum.

Sanki kalbim ve ruhum dudaklarından içeri akıyordu. Heyecandan nefes almayı unuttum ya da dudakları nefesimi kesmişti ayırt etme yetimi kaybetmiş gibiydim.

Ciğerlerimizde nesef kalmayana kadar öpüştük ve sonunda ayrılmak zorunda kalıp soluk soluğa içimize hava doldurmaya çalıştık. İnip kalkan göğüslerimiz birbirine çarpıyordu.

Yeni yeni kendime gelmeye başladığımda yüzümü yukarı kaldırıp kızaran dudaklarına baktım. Az önce yaşananların hayal ürünüm olmadığını haykırıyordu adeta. Bakışlarımı biraz daha yukarı çıkarıp kararmış gözlerine baktım bu sefer. Bir taraftan eli hâlâ belimi sımsıkı tutuyordu.

Nefes al Shoyo.

"Gösteriniz bitti mi?" Aniden asıl gerçekliğe dönüp aynı anda Oikawa'ya baktık. Sonunda yüzünden o aşağılayıcı bakışları silebilmiştik ama bu sefer iğrenti yerini almıştı.

"Aldın mı cevabını?"Tobio'nun sesi artık daha sakindi şaşırtıcı derecede.

Oikawa yüzünü buruşturup kafa sallarken, yeniden ellerimiz buluştu ve çıkışa doğru beni yanında sürüklemeye başladı. Oyun daha bitmedi mi?

Kapıdan çıkarken son kez arkama dönüp gözlerimle Kenma'yı aradım. O da beni izliyordu. Yüzünde ki ifadeye baktım ve derin bir iç çektim, asıl olay eve gidince başlayacaktı.

Kapıdan çıkmamıza rağmen hâlâ elimi tutuyordu ve arabasına binene kadar da bırakmamıştı. Kalbime ve kızaran yanaklarıma söz geçiremiyordum ama yine de aracı çalıştırırken ona döndüm ve bir açıklama beklemeye başladım.

Dönüp ne var der gibi baktı. "Beni neden öptün?"doğrudan konuya girdim.

"Sen neden karşılık verdin?"tekrar önüne dönüp arabayı sürmeye başladı.

"İlk ben sormuştum."utancım umrumda değildi onu rahat bırakmayacaktım cevabımı alana kadar.

"Bir cevap bulamadım ben de göstermeyi seçtim."sıradan bir şeymiş gibi söyledi.

"Yani beni kullandın."kaçlarımı sorarcasına kaldırdım.

"İstediğin yere çekebilirsin."dikiz aynasını kontrol edip anayola çıkınca gaza bastı.

Sinirlendiğimi hissediyordum. Ben oyuncak mıydım da beni eski sevgilisine kıskançlık aracı olarak kullanıyordu?

Bu kez sesimi yükselttim. "Kageyama Tobio beni aptal mı sandın? Sana yardım ettim çünkü aynı kişi tarafından aşağılandım ama bunun bir karşılığı olmayacağını mı düşünüyordum gerçekten?"Aslında sadece anın büyüsüne kapılmıştım ama onun bilmesine gerek yoktu.

Bana kısa bir süreliğine dönüp tekrar yola odaklandı. "Ne istiyorsun?"

"Neden hâlâ yanındayım, sorumu cevaplayarak başlayabilirsin?"

"Yanlız çıksaydım yaptığımızın bir anlamı kalmazdı o yüzden senide yanımda getirdim." Sesi neden hastalıklı derecede sakindi. Dakikalar önce sinirden kuduran bu adam değil miydi?

"Eşyanmışım gibi konuşma."sinirle saçımı karıştırıp kendimi koltuğa bıraktım.

"Kemerini tak."

"Ne?"

"İlk seferde anlama kıtlığı mı çekiyorsun? Kemerini tak diyorum."gözlerimi devirip emniyet kemerini taktım.

"Şimdi nereye gidiyoruz?"Yola dönüp sakinleşmeye çalıştım.

"Ben evime gidiyorum."

Yeniden hızla ona döndüm. "Ruh hastası mısın yoksa dalga mı geçiyorsun benimle?"Cevap vermedi.

Kenma'yı aramak için elimi cebime attım ama telefonum yerine koca bir boşlukla karşılaşınca gözlerimi irileştirdim. Doğru ya hiçbir şeyimi almadan çıkmıştım. Kahretsin şimdi ona muhtaç mı kaldım, cidden sırası mıydı?

Kendimi olabildiğince sakin kalmaya zorlayıp sordum. "Telefonundan arkadaşımı arayabilir miyim?"

Bana bakıp ukalaca sırıttı ardından çıkarıp verdi. Yüzüne fırlatmamak için elime koluma sahip çıkıp ezbere bildiğim numarayı çevirdim.

Bir iki çalıştan sonra açtı. "Alo?"

"Kenma benim, Shoyo. Eşyalarımı partide unutmuşum."Tobio'ya yan yan baktım.

"Aldım hepsini, şimdi Kuroo'ya geçiyoruz. Sizden sonra herkes dağıldı. Oikawa'nın sevgilisi onu orda bırakıp gitti. Halini görmen lazımdı Shoyo?" kahkhaları kulaklarımı kanattığı için bir süre uzaklaştırıp yeniden yaklaştırdım.

"Nasıl yani, eve gitmiyor musun?"

"Çok özür dilerim durumunu biliyorum ama Kuroo'nun ailesi bir günlüğne apar topar gelmişler beni de görmek istediler. Direndim ama sonunda gitmek zorunda kaldım. Özür dilerim Shoyo."sesinden gerçekten çaresiz olduğu anlaşılıyordu. Ona kızmak yerine bir gece sokakta kalmaya yeğelerdim.

"Tamam sorun değil kapatıyorum şimdi. Bol şans."Aramayı sonlandırıp telefonu sahibine uzattım.

Kısa bir sessizlik oluştu ortamda. Yapacak bir şey yoktu, bir gün kapıda kalmak benim için hiçbir şeydi. Ailem tarafından terk edildiğimde Kenma'ya açıklayana kadar bir hafta sokakta yaşamıştım ben.

"Ben de kalabilirsin."

"Efendim?"böyle bir teklif beklemediğim için istemsizce aşırı tepki vermiştim ama onun aptal mısın bakışlarını görünce hemen "Anladım anladım."diye toparladım.

"Sorun değil zaten bir günlü-"

"Tamam ben de kalıyorsun."cevabımı umursamadan sözümü kesti. Böylece araba sohbetimizde burda noklatandı.

<3<3<3<3<3

Dedim neden sabahı bekleyim hemen atayım

nü model [kagehina]Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora